Nasıl bir eleştiri bekliyorsun bilmiyorum ama deneyelim bakalım.Genel anlamda dünyayı ve karakterlerin tavırlarındaki ciddiyeti beğendim diyebilirim.Mesela tarihteki bir olaydan bahsedilirken olayı yazıya aktaran kişinin taraflı olarak aktarmış olabileceğine dair atıf olsun, karakterlerin farkedilmemek için klişeleşmiş anlamsız hareketler(kapşon falan giymek gibi
) yerine en azından akla yatkın davranışlarda bulunmaları falan yazarken emek harcadığını hissettiriyor.İki taraf arasındaki malum diyalog birkaç pürüz haricinde ikna edici geçti benim için.Özellikle bu diyalog sahnesi başlayınca kitabın başlangıcından beri yaratılan ve biraz gereksiz uzamaya başladığını düşündüğüm gizem havası biraz hafifledi.Şimdilik gözüme takılan ve beğendiğim kısımlar bunlardı.Bu arada
"üçü de battı" dediğinin ne olduğunu ilk okuyuşta anlamamıştım.şimdi bir daha bakınca güneşten bahsediyor olabileceğini farkettim. Eğer öyle ise ve bunun o dünyaya etkilerini -hikayenin konusunun elverdiği miktarda -işlersen güzel olabilir 
Biraz da anlamadığım ve beğenmediğim kısımlara gelirsek.Başkaları ne düşünür bilmem ama önceden de belirttiğim gibi asıl olay olan karşılıklı diyalog sahnesine kadarki kısım biraz uzun geldi.Bir çok içkiden falan bahsedildi ve bazen bir şey anlatılırken karakterin geçmişinde babasıyla konuşması falan gibi detaylardan bazıları bana biraz gereksiz ve konuyu dağıtıyor gibi geldi.Ya da ne biliyim başına 1500 altın ödül falan konmuştu gibi bazı detaylar var ama mesela 1500 altının o evrende ne kadar çok veya az olduğuna dair kıyas yapabilmemiz en azından ilk etapta pek mümkün olmadığı için okuyup geçiyorsun.
Kırmızı eldivenli adam sayılardan bahsetmeye başlayınca Zai olaya önce biraz ilgisiz ve şüpheci yaklaşıp "durduk yere bu şimdi bunları niye anlatıyor" tarzı bir yaklaşımla dinleyip sonradan geçmişteki olayları ve gördüğü sayıları hatırlayıp konuya ilgisi çekilse bence aralarındaki diyaloğun bu kısmı daha doğal olurmuş.Bu hali ile biraz sayılar hakkında konuşmak için zaten bekliyormuş gibi bir izlenim veriyor.Ayrıca sayıların anlatıldığı diyalog kısmını imla kurallarıyla yazarsa ve her konuşmada boşluk koyarsan falan daha kolay anlaşılır olur.Zira konuşma çizgisi var sonra 1 anlamına gelen çizgi var falan derken bu şekilde karmaşık yazılınca anlamak zorlaşıyor. Evet bunun taslak olduğunu söylemişsin ama en azından bu kısım sadece imla kuralları ile yazılabilir en azından benden sonra okuyacaklar için kolaylık olur
Bir de bu sayı sistemi doğru anladıysam bana pek işlevsel gelmedi.Tabi sonraki bölümlerde daha detaylı bahsediliyor mu henüz bilmiyorum ama romen rakamlarındakine benzer şekilde bazı anlaması kolay yazım kurallar olsa iyi olabilir.Mesela hani orda sayının sağına yazarsan topluyorsun soluna yazarsan çıkarıyorsun gibi şeyler var ya onun gibi işte.Şimdilik mesela ben hangi sembolü hangi sembolün neresine yazarsak doğru oluyor falan gibi şeyleri anlamadım.Bir sayı sisteminin işlevsel olması için sonuçta kurallarının da basit olması gerekir diye düşünüyorum.Tabi böyle olmasının hikayenin ilerisinde açıklanacak başka nedeni falan varsa bilemem.
Başlarda kırmızı eldivenli adam içecek olarak beyaz diş isteyince garson kızın yüzünün kızarmasına anlam veremedim.Sonuçta adam kendisi diyordu yüzü fena dağılmış halde ve banyo yapmamış
Yok eğer bu kız zaten Zai nin yetenekli elemanlarından birisi ise ve kırmızı eldivenli adamın asıl yüzünün(bölümün sonunda bilerek o şekile getirdiğini çıkardım ) ne şekilde olduğunu büyü yada farklı bir metod ile anladı ve ondan dolayı yüzü kızarmışsa küçük ama güzel bir detaymış.
Kafama takılan bir diğer şey ise Zai neden anladığım kadarıyla kral olan abisini tahttan indirmek gibi bir amacını olduğu gibi bir yabancıya anlatıyor.Sonuçta hanı başka birisi üzerineymiş gibi işletmek gibi gizli kalmak uğruna efor sarf etmişken birlikte çalışacakları garanti olmayan birisine bence fazla detaylı olayları anlattı gibime geldi.Evet Zai nin başka alternatifinin olmadığı dile getiriliyor ama sonuçta sadece laf olarak geçiyor.Hikayenin ilerleyen kısımlarında bence Zai nin içinde bulunduğu durum biraz yaşanan olaylar ve o dünyaya dair verilecek bazi arka plan bilgileri ile daha geniş bir perspektiften anlatılarak zainin gerçektende bu deli gibi görünen adama muhtaç olduğu hissettirilebilir.
Bunlar dışında en çok kafama takılan şey ise neden "kırmızı eldivenli adam"
Yani neden iki karakter tanıştıktan sonra bile ana karakter olduğunu tahmin ettiğim bu adamın ismi hikayenin bu ilk ama bence yeterince uzun kısmında neden geçmiyor merak ettim
Bunun için özel bir nedenin varsa tamam ama yoksa ilginç bir tercih olmuş
Eleştirel kısım beğeni kısmından uzun gibi gözükebilir ama bunun nedeni eleştirdiğim yerleri açıklamam yoksa başta dediğim gibi genel anlamda beğendim.
