[Tanıtım] Dark Souls

[Zogolo]

Gizli yerler biraz hüsran ama onun dışında evet.

Ortalama ne kadar sürüyor ? Yani ilki 1'den başlayacağım

 

[amaneden]

Ortalama ne kadar sürüyor ? Yani ilki 1'den başlayacağım

Her yere burnumu soktum, bir dünya aynı yerleri dolaştım ve 35. saatin sonunda DLC dahil son boss'a geldim.

 

[Zogolo]

Her yere burnumu soktum, bir dünya aynı yerleri dolaştım ve 35. saatin sonunda DLC dahil son boss'a geldim.

Süresi de idare eder tamamdır yarın başlıyorum

 

[amaneden]

Süresi de idare eder tamamdır yarın başlıyorum

Kolay gelsin.

 

[Joey Wheeler]

Manuş Baba'yı 3. denememde geçtim, ilk iki denememde de 1 bar canı kalmıştı. Artorias'ta adamla dövüşmek yerine ilk girdiğimde öldüğüm için ruhları geri toplamaya çalışıp duruyordum, ruhu doğru düzgün bir noktada aldıktan sonra dövüşe odaklandım, ikinci defa güçlenmesini engellendikten sonra da aktı geçti. Başta diğer rakipler gibi direkt patlatmak için yapıyor sandığımdan uzak duruyordum ama bir defa güçlenme moduna geçince bozabildiğimi anlayınca o şekilde oynadım. Bunun dışında bahsettiğin NPC, Vendetta gibi duran adam herhâlde. Bir de asıl zor gelen şey Kalameet oldu ya. Kalkan kullanmak zorunda kaldım mecburen. Manuş Baba'ya da kalkan kullandım da onun haricinde kalkan kullandığımı hatırlamıyorum, birkaç şövalye dışında.

Bu arada Gwyn'e geldim ama geceye doğru öldürmeyi düşünüyorum.

Manus muydu onun adı çok pardon, abyss diye kalmış aklımda. Bu Manuş Baba'nın Dark Souls evreninin en önemli bosslarından biri olduğunu söylemiştim, kesin olmamakla birlikte bu Manuş Baba'nın ilk Dark Soul'u bulan varlık olduğu rivayet ediliyor. Yani Chosen Undead'in atası oluyor bu durumda. Gwyn ile olan sürtüşmesi de bunu üç aşağı beş yukarı kanıtlar nitelikte. Ben ana oyunda Ornstein ve Smough harici hiçbir boss karşısında zorlanmamıştım, bu ikiliye karşı zorlanmamın nedeni de hiçbir şekilde (Solaire dahil) summon sign kullanmadığım içindi. Artorias beni en az 10 kere kesmiştir, Manuş Baba ise stockholm sendromuna soktu beni, sürekli o iğrenç yolu koşup ölmekten zevk almaya başlamıştım. Sen maşallah domates doğrar gibi kesmişsin ikisini de, Gwyn'i gözün kapalı da olsa kesersin artık.

 

[Joey Wheeler]

Her yere burnumu soktum, bir dünya aynı yerleri dolaştım ve 35. saatin sonunda DLC dahil son boss'a geldim.

Benim Blighttown'dan çıkmam 50 saati geçmişti.

 

[amaneden]

Manus muydu onun adı çok pardon, abyss diye kalmış aklımda. Bu Manuş Baba'nın Dark Souls evreninin en önemli bosslarından biri olduğunu söylemiştim, kesin olmamakla birlikte bu Manuş Baba'nın ilk Dark Soul'u bulan varlık olduğu rivayet ediliyor. Yani Chosen Undead'in atası oluyor bu durumda. Gwyn ile olan sürtüşmesi de bunu üç aşağı beş yukarı kanıtlar nitelikte. Ben ana oyunda Ornstein ve Smough harici hiçbir boss karşısında zorlanmamıştım, bu ikiliye karşı zorlanmamın nedeni de hiçbir şekilde (Solaire dahil) summon sign kullanmadığım içindi. Artorias beni en az 10 kere kesmiştir, Manuş Baba ise stockholm sendromuna soktu beni, sürekli o iğrenç yolu koşup ölmekten zevk almaya başlamıştım. Sen maşallah domates doğrar gibi kesmişsin ikisini de, Gwyn'i gözün kapalı da olsa kesersin artık.

Lore'a bir türlü bakamıyorum şu oyunda ya. Hikâyeye de o kadar önem verirdim oysa var ya. Ne Elden Ring'te takip ettim ne burada. Okuyacağız artık mecbur detaylı detaylı. Bu konuyu da tekrar okurum. Gerçi nispeten anlatıyorlar yine.

Summon'lara gelecek olursam neredeyse ben de hiç kullamadım. Oyunun başında Gargoyle'a kullanmıştım. Centipede Demon'ı zaten Solaire tek başına dövdü ahaha. Başka kullandım mı hatırlayamadım ya. O an insan olarak denk geldiysem kullanıyordum anca. Oyun başında bir defa daha kullanmış olabilirim çünkü henüz idrak edememiştim ne olup bittiğini. Gwyn'e de Solaire'i çağırırım muhtemelen çünkü görev gibi bir şeyi var galiba. Artorias'ın mantığını çözünce kolaylaşıyor ama Kalameet'in mantığını çözsem de uğraşması epey zor oldu. Manuş Baba'dan hasar almamaya çalışmadım bir süre sonra bu arada. Yakalayıp yarı canımı alıyordu, pot içip dan dun ben de giriyordum. Düşe kalka dövdüm öyle. Ona da kurt çağrılıyormuş herhâlde. Sonradan öğrendim. Ben o boss'a giderken ruh gibi olan şeyleri çok beğendim bu arada. İçinden de Humanity çıkıyor... Detaylar güzel bezenmiş.

Benim Blighttown'dan çıkmam 50 saati geçmişti.

Blighttown'ın girişinde 5-6 deneme sonrasında kapatmıştım oyunu ama 3 saattir oynuyordum o sıra zaten. Sonra yeniden açınca aktım gittim. Çok daha karışık bir yer görmek istiyorsan Code Vein oyunundaki Cathedral of the Sacred blood haritasına bak bir.

Edit: Anor Londo ikilisine de çağırmıştım ya.

Edit 2: Son boss'a neden çağıramıyorum diye dolandım durdum ve meğerse Solaire delirmiş. Öldürdüm ne yazık ki. Bu dava sensiz olmazdı be reis.

 

[Void]

Edit 2: Son boss'a neden çağıramıyorum diye dolandım durdum ve meğerse Solaire delirmiş. Öldürdüm ne yazık ki. Bu dava sensiz olmazdı be reis.

Quelaag'ın bölgesinde Quelaag'ın kardeşinin covenantı var onun görevlerini yaparsan Lost Izalith'de gizli bir yer açılıyor orada maggot denilen yaratıklar var, onları kesersen içlerinden birinden Solaire'yi sonradan ele geçirecek parazit çıkıyor hatta bunu kafana takıp Catacombs'da falan kullanabiliyorsun ışık yaysın diye.

 

[amaneden]

Quelaag'ın bölgesinde Quelaag'ın kardeşinin covenantı var onun görevlerini yaparsan Lost Izalith'de gizli bir yer açılıyor orada maggot denilen yaratıklar var, onları kesersen içlerinden birinden Solaire'yi sonradan ele geçirecek parazit çıkıyor hatta bunu kafana takıp Catacombs'da falan kullanabiliyorsun ışık yaysın diye.

Ben ona verdim 30 tane ama olmadı. Olmayınca da kestim kızı. Ahahaha. İnsanlıktan anladığı yok be.

 

[Joey Wheeler]

Lore'a bir türlü bakamıyorum şu oyunda ya. Hikâyeye de o kadar önem verirdim oysa var ya. Ne Elden Ring'te takip ettim ne burada. Okuyacağız artık mecbur detaylı detaylı. Bu konuyu da tekrar okurum. Gerçi nispeten anlatıyorlar yine.

Summon'lara gelecek olursam neredeyse ben de hiç kullamadım. Oyunun başında Gargoyle'a kullanmıştım. Centipede Demon'ı zaten Solaire tek başına dövdü ahaha. Başka kullandım mı hatırlayamadım ya. O an insan olarak denk geldiysem kullanıyordum anca. Oyun başında bir defa daha kullanmış olabilirim çünkü henüz idrak edememiştim ne olup bittiğini. Gwyn'e de Solaire'i çağırırım muhtemelen çünkü görev gibi bir şeyi var galiba. Artorias'ın mantığını çözünce kolaylaşıyor ama Kalameet'in mantığını çözsem de uğraşması epey zor oldu. Manuş Baba'dan hasar almamaya çalışmadım bir süre sonra bu arada. Yakalayıp yarı canımı alıyordu, pot içip dan dun ben de giriyordum. Düşe kalka dövdüm öyle. Ona da kurt çağrılıyormuş herhâlde. Sonradan öğrendim. Ben o boss'a giderken ruh gibi olan şeyleri çok beğendim bu arada. İçinden de Humanity çıkıyor... Detaylar güzel bezenmiş.


Blighttown'ın girişinde 5-6 deneme sonrasında kapatmıştım oyunu ama 3 saattir oynuyordum o sıra zaten. Sonra yeniden açınca aktım gittim. Çok daha karışık bir yer görmek istiyorsan Code Vein oyunundaki Cathedral of the Sacred blood haritasına bak bir.

Edit: Anor Londo ikilisine de çağırmıştım ya.

Edit 2: Son boss'a neden çağıramıyorum diye dolandım durdum ve meğerse Solaire delirmiş. Öldürdüm ne yazık ki. Bu dava sensiz olmazdı be reis.

Hikaye olarak pek bir olayı yok zaten ya, ana hikayeden ziyade etrafta olan olayları kavrayabilmek muhteşem hissettiriyor. Yoksa seçilmiş kişi temalı hikayelerden herkes tiksiniyor. Mesela bir erkek cesedinde tek humanity düşüyor, ama kadınların cesedinden 2 humanity düşüyor. Oyunun bu ve benzeri hiçbir gizem için açıklaması yok, hemen hemen herşey tamamen oyuncunun hayal gücüne kalmış. Reddit vb. ortamlarda hala insanlar bıkmadan usanmadan böyle küçük detayları tartışıyor. Souls oyunlarının hikaye anlatımı bu kadar absürd ve hayal gücüne bağlı olmasa muhtemelen bu konuşmayı hiç yapmamış olacaktık mesela.