1032: Oden'in Sevgili Kılıcı
Kapakta Yamato, iki kara kedi ile birlikte tepenin üstünde yaşayan yaşlı bir kadına bir şeyler teslim etmekteymiş. Bu, logosunda sarı bir ovalin içinde iki kara kedi bulunan Yamato Transport adlı Japon kargo şirketine bir göndermeymiş.
Sayı, Anka formundaki Marco ve omuzlarından tutarak taşıdığı İzo arasında geçen bir konuşma ile başlıyormuş. Izo, gizemli bir yokai'ın ortaya çıkışını duyunca huzursuz hissetmiş ve Marco'dan onu taşıyıp yokaiyi bulmasını istemiş. İkili konuşurken Big Mom'ın dövüşmekte olduğu alanın üzerinden geçmişler.
Kaido'nun adamları sarayı terk etmeye çalışıyorlarmış fakat samuraylar Canlı Kat'ın çıkışlarını kapatmışlar. Bölgeye top atar getirildiğini görüyormuşuz.
Sarayın ikinci alt katındaki bodrum kısmına geçiyoruz. Apoo hala Yamato'yu, Drake de hala Apoo'yu kovalamaya devam ediyormuş. Fuuga Yamato'ya yakın bir şekilde koşarken oldukça arkadaşça bir tavır takınmaktaymış. (görünüşe göre Yamato'yu oldukça seviyormuş) Fuuga centaur (insan başlı at) gibi görünmekteymiş.
Yamato: "Fuuga! Görüşmeyeli uzun zaman oldu ama şu an acelem var!"
Fuuga: "Fugaga!"
Kaido'nun adamları ateş yokaisinin bodrum katına doğru gelmekte olduğunu söylemiş. Bu sırada Brook ve Robin, Yamatoların olduğu yere, tam Fuuga'nın kafasına düşmüşler. Fuuga'nın saçı düşüşlerini yumuşatmış. CP 0.'nun iki üyesi de onların ardından aşağıya zıplamış. Brook ve Robin hemen dövüşe hazırlanmış.
Tam o sırada ateş yokaisi Cp 0. ajanlarının arkasında belirmiş ve alevler içinde kalmışlar. Alevler Yamato ve bizimkilerin olduğu bölgeye ulaşmış. Yamato alevlerin daha da aşağı katlara doğru ilerlediğini görünce:
"Bu iyi değil! Eğer böyle gitmeye devam ederse, tüm ada havadayken patlayacak! Fuuga, yardımına ihtiyacım var!!" demiş.
Fuuga: "Fuuuuuga!!!"
Brook ve Robin, Fuuga'nın kafasından zemine atlamışlar. CP 0 ajanları gelmeden alanı terk etmeye hazırlanıyorlarmış. CP 0. ajanları alevlerden çıktıklarında (ikisinin de hiçbir şeyi yokmuş) tuhaf bir ses duymuşlar. Karşılarında Apoo, Den Den Mushi ile resimlerini çekmekteymiş!
Apoo: "Apapapa!" Kutsal Ejderlerin köpekleri Kaido'nun şatosunda! Çok özel bir haber! Bunu Morgan'a satacağım. Hükümet aracısı Doflamingo'yu kaybedince, nihayet..."
CP.0 lideri: "Fazla konuşuyorsun."
CP.0 lideri Apoo'ya şigan yapmış. Apoo ağzından kanlar saçarak yere yığılmış. O sırada Drake oraya varmış.
Drake: "Apoo?!"
CP.0 lideri: "X-Drake, gerçek kimliğini bilmediğimizi mi sandın babayiğit?"
Drake: "O zaman bana bahanelerinizi anlatmayı denemeye ne dersiniz?"
CP.0 lideri: "Problemler, ortadan kaldırılmalıdır!"
Apoo:“DON ♫”"
Tam CP.0 lideri Drake'e şigan yapmadan önce, Apoo patlayıcı saldırısını CP.0 liderinin suratında patlatmış.
Apoo: "Hah... hah... Bu acıttı. Lanet olası hükümet suikastçıları!!!"
Drake: "Demek hayattasın."
Apoo: "Hasarı azaltmak için silahlanma hakisi kullandım. Eğer istedikleri dövüşmekse, onlara bunu vereceğim!!"
Drake: "Bunu başlatan sendin!"
Drake ve Apoo tartışırken, CP 0 lideri ayağa kalkmış. Dinozor formuna geçen Drake ve Apoo aynı anda CP 0 ajanlarına saldırmış.
Onigashima'nın dışına geçiyoruz. Zoro ve King dövüşe devam etmekteymiş. King havadayken Pteranodon formuna geçiş yapmış. King kafasınun tepesindeki çıkıntıyı tutup geriye doğru çekmeye başlamış. Gagası birden yüzünün içine doğru kaçmış. Zoro olanları dikkatle izlemekteymiş.
Zoro: "Hah... hah... Bu orasını çekince aktifleşen bir tür mekanizma mı?"
King, gagasının tamamı yüzünün içine girince tuttuğu yeri bırakmış ve kafasıyla Tempura Udon adında menzilli bir saldırı yapmış.
King'in kafası, sapan atışı yaparmışçasına Zoro'ya doğru uçmuş. Saldırı Luffy'nin Gomu Gomu no Kane saldırısını andırsa bile anlaması biraz güçmüş. Zoro saldırısan son anda kaçabilmiş ve saldırı lazer ışını gibi bir şey olduğu için savunma yapmanın imkansız olduğunu söylemiş.
King: " Antik zamanlarda pteranodonlar, avlarını böyle avlardı!"
Zoro King'e 360 Pound saldırısını yapmış ama King saldırıdan kolayca kaçmış ve Zoro'ya menzilli saldırılarını yollamaya devam etmiş. Zoro saldırılardan kaçarken, dövüşe bu şekilde devam edemeyeceğini çünkü enerjisinin King'den önce tükeneceğini düşünmüş. Zoro King'e bir soru sormuş:
Zoro: "Arkanda yanan o ateş de bir pteranodon'un özel yeteneklerinden mi?"
King: "Hayır, o farklı."
Zoro: "Demek farklı!! Aşağıya in ve konuş benimle! "Santouryuu”
“Kokujou Oo Tatsu Maki!”
King kanatlarını kullanarak bu saldırıdan da kendini korumuş.
Zoro: "Bu dinozor ve ejderhaların ünlü sertliği (savunması) mı?
King: "Bu doğru, ama ben bundan da daha fazlasıyım!! Ben diğerlerinden biraz daha fazla özelim!!
King insan formuna dönmüş ve Zoro ile yüzyüze dövüşmeye başlamış.
King: "Hadi şimdi kılıçlarla oynayalım. Kılıçları severim!!"
Zoro kendini savunmaktayken, bir yandan da durum hakkında düşünmekteymiş.
Zoro: (Ona birkaç kere vurdum ama ondan kan falan akmadı..!! Arkasındaki kanatları da orada süs olsun diye durmuyor gibi... Ama onları uçmak için kullanıp kullanmadığına emin değilim. Arkasında yanan o ateşin yeteneği ile ilgili olduğunu sanmıştım, ama daha farklı bir durum söz konusu gibi... O bir balıkadam mı? Yoksa bir devin kanını mı taşıyor? Yoksa bilinmeyen bir ırktan mı? Bu elemanın sırrını çözmediğim sürece onu yenemeyecekmişim gibi hissediyorum.)
Zoro tüm bunları düşünürken, King ona sağlam bir darbe vurmuş. Zoro saldırıyı bloklamış ama yine de saldırının etkisiyle birkaç kayanın içinden geçmiş ve yorgunlukla yere yığılmış. Aniden Zoro bir şey duymuş.
Zoro: " Bu ses de ne? Shamisen mi? Olamaz..."
Bir anda Enma kontroldan çıkmış ve Zoro'nun ilk kez onu kullandığı günkü gibi kolundan haki çekmeye başlamış.
Zoro: "Voaaaah... Enma yavaş!!"
Şimdi sahnemiz Onigaşima'daki hazine odasında. Fukurokuju'yu beklemekte olan Oroçi de sesi duymuş.
Oroçi: "Shamisen sesi mi? Bu çok aptalca, kim savaş alanının ortasında shamisen çalar? Ses yan odadan mı geliyor?"
Oroçi yavaşça sesin gelmekte olduğu odanın kapısını açmış.
Oroçi: " Öldüm de öbür tarafa mı gittim!? Yoksa rüya mı görüyorum?"
Komurasaki: "..."
Oroçi: "Seni rüyalarımda görmediğim bir gün bile olmadı...! Ne yaparsam yapayım seni unutamıyorum!!"
Komurasaki: "Ben de öyle. Her zaman yanında olacağım."
Oroçi: "Eğer bu bir rüyaysa, beni asla uyandırmayın!"
Bölümün sonu.