Katılıyorum. Bence tek sıkıntı yorumumda belirttiğim güç dengesi konusunun bozması. Bunun dışında serinin daha ciddileşmesini beklerken bu olmadı.
Sizce One Piece Bozdu mu?
- Konbuyu başlatan Gutts
- Başlangıç tarihi
Katılıyorum. Bence tek sıkıntı yorumumda belirttiğim güç dengesi konusunun bozması. Bunun dışında serinin daha ciddileşmesini beklerken bu olmadı.
+1 Enies Loby zamanlarını güncel okusak bu kadar beğenilmeyeceğine eminin sebebi de bölümleri en ince ayrıntısına kadar incelenmesi. Ben mesela Merry olayına bir çok kişi ağlasa, duygulansa da benim One Piecede atlaya atlaya geçtiğim tek kısım. Enies Lobyde merrynin bunları aldığı bölüm mesela baya söverdim ben.
Yaklaşık 12 yıldır güncelden takip ediyorum. Tüm Kek Adası'nda düğün baskının ardından arc bitene kadar çok ciddi tempo sorununa girdiğini hissetmiştim. Daha önce de yavaş ilerlemekle eleştirilse de Big Mom'ın tayfayı kovaladığı o uzun sayılar kadar sorunlu bir kısım olmamıştı bence daha önce. Özellikle Luffy, Katakuri'yle dövüşmeye başladıktan sonra tayfanın diğer üyelerinin elinde bir karşılaşma veya çok ciddi misyonları olmayınca o dövüş sonlanana kadar anlatım çok sündü.
Wano'da ise Oden'in işlendiği flashback sayıları Oden, macerasını bitip Wano'ya dönene kadar harika olsa da o noktadan sonra çok ciddi saçmalıklar ve serinin yapısına derinden zarar verecek konseptler görmeye başladık. Hem Oden'in Kaido'nun karşısına çıkmadan önce geçirdiği beş yıl herhangi bir şekilde ikna edici işlenemedi, hem de Beyazsakal Korsanları'na katılmış olmasından ötürü Ace'in de geri dönme sözü verdiği Wano için Newgate'in yaklaşımı büyük bir karakter suikastı oldu. Oden seriye bazı hikaye noktalarını hızlandırmak için sokulmuş bir karakterdi ama final için beklentilerimize yönelik hasar bıraktı.
En can sıkıcı problem ise o sayılardan beri çokça dillendirilmeye başlayan kehanet ve beraberinde getirdiği kadercilik teması. Roger ve Oden gibi büyük hayallere sahip adamların bile bu kaderciliğe boyun eğdiklerini gördük. Karakterlerin hayallerini merkeze alan ve bunlar üzerinden beylik sözler sarf ettiren bir seriye yakışmadı bu. Daha öncesinde böyle değildi. D.'nin kurulu nizam için önemli bir tehdit olduğunu biliyorduk ama bu tehdidin gerçekleşmesi bize belirli bir zaman çizelgesinin takibi olarak yansıtılmamıştı. Daha ziyade tanrıların düşmanı doğal bir fenomen gibi hissettiriyordu. Tercihim Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.
Özellikle son bahsettiğim serinin bundan sonraki sürecinde göz ardı edemeyeceğimiz önemli bir hikaye tercihi ve bununla ilgili kesinlikle problemim var.
Wano'da ise Oden'in işlendiği flashback sayıları Oden, macerasını bitip Wano'ya dönene kadar harika olsa da o noktadan sonra çok ciddi saçmalıklar ve serinin yapısına derinden zarar verecek konseptler görmeye başladık. Hem Oden'in Kaido'nun karşısına çıkmadan önce geçirdiği beş yıl herhangi bir şekilde ikna edici işlenemedi, hem de Beyazsakal Korsanları'na katılmış olmasından ötürü Ace'in de geri dönme sözü verdiği Wano için Newgate'in yaklaşımı büyük bir karakter suikastı oldu. Oden seriye bazı hikaye noktalarını hızlandırmak için sokulmuş bir karakterdi ama final için beklentilerimize yönelik hasar bıraktı.
En can sıkıcı problem ise o sayılardan beri çokça dillendirilmeye başlayan kehanet ve beraberinde getirdiği kadercilik teması. Roger ve Oden gibi büyük hayallere sahip adamların bile bu kaderciliğe boyun eğdiklerini gördük. Karakterlerin hayallerini merkeze alan ve bunlar üzerinden beylik sözler sarf ettiren bir seriye yakışmadı bu. Daha öncesinde böyle değildi. D.'nin kurulu nizam için önemli bir tehdit olduğunu biliyorduk ama bu tehdidin gerçekleşmesi bize belirli bir zaman çizelgesinin takibi olarak yansıtılmamıştı. Daha ziyade tanrıların düşmanı doğal bir fenomen gibi hissettiriyordu. Tercihim Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.
Özellikle son bahsettiğim serinin bundan sonraki sürecinde göz ardı edemeyeceğimiz önemli bir hikaye tercihi ve bununla ilgili kesinlikle problemim var.
OP'un durumu...
1)Birbirinin tekrarı olan Arclar
Her arcta klasik olarak kurtarılması gereken prenses/prens ve zulmedilen bir halk.Dövüşler öncesinde luffy'nin saçma sapan durumlara girmesi ve dövüşler devam ederken herkesi etkileyen bir süre kısıtlaması olması.
2)Oda'nın dövüş çizmeyi sevmemesi
Ne zaman izleyiciyi meraklandıracak bir dövüş gerçekleşse Oda sadece bilgiyle geçiştiriyor.Akainu vs Aokiji,Marcolar vs BB tayfası,Tanrı Vadisi olayı.Diğer karakterleri geçtim artık bizim tayfada bile 300-400 sayıdır doğru düzgün dövüşe girmemiş kişiler var.
3)Seriye sonradan karakter ekleme
1000 sayı boyunca tek bir kere ismi geçmemiş,ima edilmemiş karakterlerin sonradan seriye dahil olması.Gorosei'yi Dünya Hükümeti'nin zirvesi zannederken Im-sama'nın çıkması.Weevil'in Beyazsakal'ın oğluyum diye ortalarda gezmesi.Xebec'in korsan tayfası ve dağılışları.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Her arcta klasik olarak kurtarılması gereken prenses/prens ve zulmedilen bir halk.Dövüşler öncesinde luffy'nin saçma sapan durumlara girmesi ve dövüşler devam ederken herkesi etkileyen bir süre kısıtlaması olması.
2)Oda'nın dövüş çizmeyi sevmemesi
Ne zaman izleyiciyi meraklandıracak bir dövüş gerçekleşse Oda sadece bilgiyle geçiştiriyor.Akainu vs Aokiji,Marcolar vs BB tayfası,Tanrı Vadisi olayı.Diğer karakterleri geçtim artık bizim tayfada bile 300-400 sayıdır doğru düzgün dövüşe girmemiş kişiler var.
3)Seriye sonradan karakter ekleme
1000 sayı boyunca tek bir kere ismi geçmemiş,ima edilmemiş karakterlerin sonradan seriye dahil olması.Gorosei'yi Dünya Hükümeti'nin zirvesi zannederken Im-sama'nın çıkması.Weevil'in Beyazsakal'ın oğluyum diye ortalarda gezmesi.Xebec'in korsan tayfası ve dağılışları.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Bu anlık bir bozulmaymış. Düzelir yakında. :d
Bence Enies Lobbies, One Piece'de ilk ciddi çelişkilerin ve mantık hatalarının olduğu arctı. Ondan ömceki arclarda zorlarsak bir şeyler buluruz ama genelde saçma duran şeyler bile iyi bağlanmıştı.
1. Gemi konusu. Tamam anladım o gemi senin için önemli. Canlı bir varlık haline tanık oldum diğerlerinden farklı olarak. Ama arkadaş sadece bir gemi, insan değil. Sen nasıl bunun için kaptanına aşırı ağır hakaretler eder, işi salakça tayfadan ayrılmaya getirirsin?
2. Yıkım çağrısı. Bir kere çağırdığın zaman o adayı yok etmeden durmazlar konusu. Hadi Usopp o ara delirdi dedik ama bunun mantıklı bir izahı yok. Robot musunuz abicim siz? Tamam konsept o da neden illa gördüğünüze sıkıyorsunuz ki?
3. Makarna adam. Cracker saçmalıktı ama hiçbir şey ağzına hamur alıp buruna iletip süzgeç gibi burun kıllarından geçirip makarnayla dövüşen adam kadar saçma değildi.
Ben o yüzden pek çok yerde seri aynıydı diyorum. Sadece artık bunlar geride kalmalıydı derseniz hak veririm. Ama en iyi sagaların birinde bile saçmasapan bir sürü şey var
Seri bozalı çok oldu.Zaman atlaması sonrası özgün ark yok.Hepsi zaman atlaması öncesi arkların birebir kopyası.
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
