biraz komplo teorisi gibi olacak ama bunların çoğu gerçekten yapılıyor yada günümüz teknolojisi ile yapılabilir şeyler. buraya uzun uzun yazmayayım dedim ama yine uzun oldu.
facebook, instagram, youtube, twitter vs. sosyal medya şirketlerinin olayı senin verini başka şirketlere satmaları. "veriler" diyince kafanızda gönderdiğiniz fotoğrafları açıp birileri bakıyor, mesajları okuyorlar falan diye düşünmeyin. zaten öyle olsa çok büyük problem değil kim ne yapsın senin ne konuştuğunu. istedikleri senin hangi durumlarda, nasıl davranacağını önceden kestirebilmek. senin davranışın diyince aklına cem yılmazın espirisi gelmesin, senin, benim, onun verileri sayesinde, hiç verisi olmayan birinin bile nasıl davranacağını kestirebilmek, toplulukların nasıl davranacağını kestirmek.
insanların şu an tepki vermesinin bir sebebi siz piyasaya çıkarken sözleşmenizde bu verileri işbirliği yaptığınız üçüncü parti şirketlerle paylaşabiliriz diye birşey yoktu. bizde uygulamanızı kullandık. şimdi sözleşmeyi değiştirip bizim hem eski hem yeni verilerimizi işleme ve paylaşma hakkı istiyorsunuz hem de kullanıcılarınıza herhangi bir tercih hakkı sunmadan, bunu zorluyorsunuz. bunu kabul etmek mümkün değil. eğer kabul etmezseniz önceki haliyle uygulamayı kullanmaya devam edeceksiniz ama yeni özelliklerden faydalanamayacaksınız gibi bir tercih hakkı sunulsa yada şu kadar para öderseniz verilerinizi kullanmayacağız dense bu bir nebze kabul edilebilir olurdu. zuckerberg whatsapp'ı satın alırken whatsapp ile facebook'un verileri paylaşmayacağını halka açık bir şekilde taahhüt etmişti. sonradan 2016 yılında kişisel veriler ile ilgili sıkıntılı politikalar izlediği için whatsapp yöneticileri şirketten istifa etmişti.
tepkinin bir başka sebebi, whatsapp bir sosyal medya değil, mesajlaşma ve iletişim aracı. bu uygulamayı kullanarak elde edeceği bilgileri kullanması etik olarak doğru değil. whatsapp'ı kullanan kitle ile facebook kullanan kitle ve kitlenin uygulamayı kullanma amacı birbirinden çok farklı. sosyal medya kullanmayan insanlarda artık zuckerbergin oltasına takılacak. whatsapp, facebook yada instagram uygulamasının benim telefonumda yada telefonumdaki diğer uygulamalarda ne yaptığım ile ilgili ne işi olabilir. bu verileri toplaması doğru değil.
peki senin verilerini nasıl kullanıyor. bu teknoloji şirketleri.
senin adın, adresin, telefonun, hangi email adreslerini kullandığın, hangi cihazlara sahip olduğun, hangi ip adreslerinden internete girdiğin, hangi kişiler ile kontakt kurduğun gibi direk seni tanımlayan yüzlerce bilgi ile bir gölge profil oluşturuluyor. bu profili sen göremiyorsun tabi.
daha sonra internet ile ilgili yaptığın her işlem bu profile ilmek ilmek işleniyor. hangi saatte kalkıyor, hangi saatte yatıyor, bilgisayarından, telefonundan, televizyonundan hangi sitelere giriyorsun, hangi kanalları, programları izliyor, hangi fotoğrafları beğeniyorsun, hangi videoları izliyorsun, ne tür online alışveriş yapıyorsun, nereye gidiyor, ne yiyor, ne içiyorsun, ne giyiyorsun, hangi kelimeleri kullanıyorsun, hangi olaylara nasıl tepki veriyorsun vs. vs. böyle yüzlerce binlerce alanda sizin internette bıraktığınız izleri topluyorlar. sadece bunlar değil, bankalardan, oyun şirketlerinden, teknoloji firmalarından vb. bir sürü şirketten verileri satın alıyor ve bu bilgileri sizin bilgileriniz ile eşleştirip profilinize işliyorlar.
sonra bu bilgiler ile ister size masum ihtiyacınız olan ürünlerin reklamlarını gösterirler. ister bir partiye oy vermeni sağlarlar, ister size darbe yaptırırlar, ister aşı karşıtı yaparlar, ister evinize hapsederler, ister iki ülkeyi birbiri ile savaştırırlar. aklınıza gelebilecek yada gelemeyecek her türlü şey yapılabilir. bunu zuckerberg yapmaz diyebilirsin, zuckerberg senin profilini gider x şirketine, y devletine, z istihbaratına satar. onlar yapar.
önümüzdeki yüzyılın en büyük problemlerinden biridir bu konu, teknoloji şirketleri çoğu devletten daha güçlü konuma geldi çoktan. artık istediğimizi yaparız kafasına giriyorlar.