Ne alaka? :sBirleşmiş Milletler Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Uluslararası İktisadi, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin (İkiz Yasaların) ortak birinci maddesinin birinci fıkrasına göre; “Bütün halklar kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir."
Öyle bi senaryo yok yani
Türkiye, Kıbrıs'ı İlhak Etseydi?
- Konbuyu başlatan Mithyxila
- Başlangıç tarihi
Türkiye Kıbrıs'ı ilhak edecek güce sahip bir ülkeydi ama o ne yazık ki o ara 60 Darbesi ile uğraşıyorduk.Ülke kendi dertleriyle ilgileniyordu.Hadi darbe olmadı varsayalım.Menderes muhtemelen buna cesaret edebilirdi.Askeri açıdan iyi de sayılırdık.Yunanlarla tek başımıza mücadele edebilirdik.Batı devletleri işin içine çokta girmezdi diye düşünüyorum çünkü ortada hala devasa bir Sovyet tehditi var.
Ayrıca Türkiye'ye direk düşmansı şekilde davranmak da akıllıca sayılmazdı.Ne de olsa Türkiye,Amerika'nın Küba'sı idi.Yani Küba'daki nükleer silahlar nasıl ABD için tehdit olduysa,Türkiye'ye konuşlanan nükleer silahlar da bir o kadar Sovyetlere tehditti.Zaten 74 Ambargosu sonrasında Ecevit tüm ABD üslerininin faaliyetine kısa süreli son vermişti.Lakin bu 1975 yılında,soğuk savaş ilişkileri biraz daha rahatlayınca olmuştu.1960 yılı ise bambaşka bir cehennem.
İlişkilerin rahatlaması için Kennedy gerekenleri yapmıştı.Bizim ilhakımızdan max 1 yıl sonra Kennedy gelecekti.O akıllı bir adamdı ve Türkiye'yi kaybetmek istemezdi ama Rum nüfusu da hafife alınmayacak kadar çoktu.Muhtemelen Britanya-Amerika Türkiye ile müzakare ile anlaşmaya çalışırdı.
Yani ne diyeceğimi bilemedim.Tam bir sonuç bulamıyorum ama muhtemelen yine Carpe Diem bugünki gibi.Türkiye asla Kıbrıs'ı tek başına sahiplenemezdi o Rum nüfusuyla
Ayrıca Türkiye'ye direk düşmansı şekilde davranmak da akıllıca sayılmazdı.Ne de olsa Türkiye,Amerika'nın Küba'sı idi.Yani Küba'daki nükleer silahlar nasıl ABD için tehdit olduysa,Türkiye'ye konuşlanan nükleer silahlar da bir o kadar Sovyetlere tehditti.Zaten 74 Ambargosu sonrasında Ecevit tüm ABD üslerininin faaliyetine kısa süreli son vermişti.Lakin bu 1975 yılında,soğuk savaş ilişkileri biraz daha rahatlayınca olmuştu.1960 yılı ise bambaşka bir cehennem.
İlişkilerin rahatlaması için Kennedy gerekenleri yapmıştı.Bizim ilhakımızdan max 1 yıl sonra Kennedy gelecekti.O akıllı bir adamdı ve Türkiye'yi kaybetmek istemezdi ama Rum nüfusu da hafife alınmayacak kadar çoktu.Muhtemelen Britanya-Amerika Türkiye ile müzakare ile anlaşmaya çalışırdı.
Yani ne diyeceğimi bilemedim.Tam bir sonuç bulamıyorum ama muhtemelen yine Carpe Diem bugünki gibi.Türkiye asla Kıbrıs'ı tek başına sahiplenemezdi o Rum nüfusuyla
Menderes'in dış politikası ABD eksenine oturmuştu. ABD'nin çıkarları=Türkiye'nin çıkarları diye bakıyordu büyük oranda. Böyle bir harekatı yapmasını beklemek abesle iştigal kalır.
Johnson Mektubu'nu okumanı tavsiye ederim bu konuda da.
Son düzenleme:
döte bak resmen tehdit etmiş Türkiye'yi.Şu an ABD ile yaşadığımız olayın ucu bu kadar eskiye kadar dayanıyormuş buzdağının görünen kısmında.ABD ile asla mutlaf müttefik olamayacak olmamızın nedeni...
Yedirirler miydi lan o zaman bize Kıbrıs'ı ?
Daha kötü sonuçları olmazdı kesinlikle.Kıbrisın kuzeyi bu durumda olacağına hepsi şimdiki durumda olurdu.
Menderes son yıllarında ABD den Marshal yardımları kesilince rotayı sert şekilde SSCB döndürmüştü.
Çünkü ekonomiyi çeviremiyordu 1958'de morotoryum ilan edildi. Dış kaynak lazım ve bunu ABD'den bulamayınca SSCB'ye yönelmesi normal ve sert bir dönüş de diyemeyiz buna. Buradaki durum kelimenin tam anlamıyla çaresizlik zira 3-4 sene önce Suriye'de BAAS iktidara geçtiğinde - ki BAAS Sovyet yanlısıdır- sınıra asker yığmaktan -bu hareket ile bloklar arası savaş tehlikesi bile doğuyor- 4 sene sonra buraya dönmesi çaresizliğin boyutunu da gösteriyor. Bu dönüş dış politikada ABD ile yaşanan gerilimden çok içerde ekonomiyi batırıp, denize düşen yılana sarılır misali SSCB'nin kapısını çalma şeklinde.
Ekonomi hiç iyi olmadıki. 2. Dünya savaşını bitmesi + ABD yardımlarıyla birlikte geçici bir bolluk dönemi oluştu. Tabi ABD sonsuza kadar para vericek hali yoktu. Para gelmeyince (defalarca istenmesi rağmen) ibre SSCB döndü, fakat ülke içi (bolluk döneminde sayesinde sakin kalan) iyice karışmaya başlamıştı. Tabi kısa zaman sonra darbe patlak verdi. Yoksa son zamanlarda gayri resmi çok ciddi görüşmelere başlandığı biliyor. ABD'nin durumu ögrenmemesi için olabildiğince sessiz yapmaya çalışıyordular.
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
