Bölümde analiz edecek pek fazla şey bulamayacağımı bildiğim için ilk gördüğüm şeye dadanayım dedim. Japon mezarlarını görmüş olan kişiler çeşitliliğine de vakıftır diye düşünüyorum.
Örneğin Japonya'da bir gelenek varmış. Düşük yapan kadınların gönülleri olsun diye yapılan Jizo heykelleri bulunuyormuş. Bu heykeller çocuklar ve doğmamış bebeklerin koruyucusuymuş. Düşük yaptıktan sonra hayata devam etmekte zorlanan kadınlar için uydurmuşlar böyle bir şey yani. Tabii bu, illa budur demiyorum çünkü pek bir şey bilmem onların kültürlerine dair lakin ben benzettim. Değilse bile böyle bir şey olduğunu bilin kardeş... Çiçek olayı da zaten bizde de olduğu için dememe gerek yok.
Kin'emon ve O-tsuru bir tilkinin rehberliğinde bir gece vakti bir sokakta bre berber gel beraber bir berber kuralım demiş? :/ Neyse. Sağ taraflarında ise tanuki görüyoruz. Rakun yani. Şapkasıysa bizim şeye benziyor Kappa'ya. Neydi adı zıkkımın? Kawamatsu.
Etrafta da güya Fox-Fire Kin'emon'un ateşleri var. Kapaktan bu kadar.
Oda Queen'in adamlarının korkudan altına sıçmış ifadesini gösteriyor lakin bu noktada bile bir karikatüze hâl var. Hatta bir tanesinin gözleri kalp olmuş desek yeridir.
Hyou başkan Linlin başkanı tanımıyor lakin Luffy başkan o öyle herhangi bir başkan değil diyor. Diğer yandan Queen başkan hâlâ hava peşinde. Bir o yana bir bu yana savruluyor. Ama gerçek başkan uykuda. Uyan be aga be.
Anasına bak çocuğunu al.
Hengame arasında Kid ve Killer kurtuluyor. Anlıyoruz ki Kid kalıcı makyaj yapmış. Üzücü olan kısımsa Killer'ın hâlâ Fa Fa diye gülmesi.
Fa fa diye bağırır çiftliğinde Queen babanın.
Luffy muhtemelen Kid ve Killer için endişeli:
Diğer yandan 1.3 milyarlık adam 2 yiyor. BM koklamaya geçiyor. Queen küçülürken Luffy ve Hyou başkanın zamanı yaklaşıyor. Ancak gene ilginç bir şekilde kalp görüyoruz:
Bu esnada Kaido'ya haber vermek akıllarına geliyor. Ancak Udon'un ağzına sıçıldı bile. :/
Kawamatsu'nun hücresi açılmış. Hâlâ zincirli olması gerektiğini söylüyorlar lakin aynı zamanda kaçamadan öldüğü kanısındalar.
Queen küçülmüş bir şekilde yatıyor. Babanuki ve Daifugo muhabbet ediyorlar. Daifugo Babanuki'ye diyor ki vurmaya çalışsak mı? Babanuki de aklıselim adam, yapıştırıyor cevabı: "Deliye taş atma, başını yarar."
Babanuki Kaido'nun emirlerini duymak istiyor lakin Kaido'ya ulaşmak namümkün.
Raizo dışarıdaki kargaşa ve Caribou'nun bilgisinden faydalanarak sistemi çökertmiş. Her bölgede bir tane patron salyangoz(patyongoz) varmış. Salyangozun dahi Wano tipi kabuğu var ya çatılı resmen.
Hatta burnunda da yara var, eh ama Oda. Neyse sinyaller de patyongozlar arası geçiyor işte. Bunlar da Udon'un patyongozunu bulup halletmişler zira Caribou bir süredir burada olduğu için yerini biliyor ve ortalık kargaşa içinde olduğu için de kimse fark etmeler işlerini halletmişler.
Derken BM güya O! Shi! Ru! Ko! Su! Nu! Bul! Du! Mu! A! Ca! Ba! İştahla atılıyor ama nafile. Queen'in adamları da yusuf çekiyor.
Umutsuz Ev Kadını
Öhöhöhöm
Gerçi Luffy'ye biraz daha geç düşüyor ama olsun:
Bu arada Queen kardeşimizin bilinci yerinde gibi duruyor. Ya da sayıklıyordur kim bilir?
Luffy BM'nin hafızasını kaybettiğini de anlayamıyor yav. Kadın diyor ki BM kim? Luffy diyor ki hee samuray gibi giyindiğim için tanımadı beni.
Diğer yandan yusuf çeken ahali üyesi içe dönük bir sıçma eylemi gerçekleştiremeden toprağa karışıyor:
BM'nin şu an iyi hâlinde olduğunu esas niyetinden anlıyoruz. Kasabadakiler ona iyi davrandı diye O-shiruko'ları onlarla paylaşmak istemiş canım benim.
Patlamak üzere olan boyun kelepçeleri Luffy'nin kaslı kolları sayesinde darmaduman oluyor.
Hyou bir önceki sahnede demek burada öleceğim diye yusuf çekerken sırf Luffy gücü doğru düzgün kullanabilsin diye kendi hayatını riske atıyor ve BM'ye sırtını dönüp duruyor. Uygun şartlar harika ancak hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde bir araya geldi. Zaten bölümlerdir şu sahnenin yaşanmasını bekliyorduk. :/
Şu iki balonumsuyu ilginç buldum açıkçası. Sanki anlatıcı ya da iç ses konuşuyormuş gibi. Bir yandan topluluğun ya da sağduyunun sesi gibi bir yandan da anlatıcı. Neyse.
54. ciltte Oda'ya sormuşlar neden doğrus- Yok, bu değildi. Demişler neden Luffy'nin düşünme balonu yok pek diye. O da Luffy'nin aklından geçenler bu şekilde.
O düşündüğünü söyleyen biri. Ayrıca davranışların sesi kelimelerden yüksek çıkar. Montblanc Cricket durumunun üstesinden kalbinden geçenleri söyleyerek geldi, bundan sonra da Luffy düşünmeden hareket edecek.
Özetle böyle şeyler. Merak eden cilde baksın. Bu bölümü merak ediyorum açıkçası sırf şu balonlar yüzünden.
Haftaya henüz farkında olmadan kullandığı şeyi bir bölüme yaymadan kullanmayı öğrenmiş bir şekilde karşımıza çıkar umarım Luffy.
Şimdi bana dün birkaç şey söylendi. Dövüşü analiz et dediler. Peki kardeşim. Bu goygoyun nesini analiz edeyim ben? Hiçbir güç analizi yapılamaz BM>Queen'den başka.
Bilmediğimiz hiçbir şey öğrenmedik o noktada.
Zoro severlerin gözyaşlarına girmeyeyim çünkü neden girmem gerektiğini bilmiyorum.
Shiruko tarifi vereyim size en iyisi:
İlk olarak Azuki fasulyesini yıkıyorsunuz. Bunun için geniş bir kaba koyup içerisine su koymanız gerekiyor. Geceden bekletin, sabah devam. Sabah durulayın. Fasulyeyi tencereye koyun. Fasulyeleri kaplayıp biraz geçecek kadar su koyun, kaynayana kadar beklesin ocakta. Sonra alın ocaktan. Sonra makarna süzer gibi süzün. Tencereye yeni su koyun. Ardından fasulyeleri de koyun. Suyu kaynama derecesine getirin, iki su bardağı kadar su ekleyip ısısını azaltın. Düşük ateşte kaynatmaya devam edin. Fasulyeler yumuşayınca ocaktan alın tencereyi. Fasulyeler ezilecek kıvama geldiklerinde tencereyi suyla doldurun. Su yüzeyindeki köpükleri alın(gaz yapar.), beklemeye bırakın. Kepçe yardımıyla üst taraftaki suları boşaltın. Fasualyeler kalsın tencerede. Biraz su kalsın. Çünkü o suyla birlikte fasulyeleri tekrar ısıtacaksınız. Kaynatın ve ortaya köpük çıkarsa alın. Ardından 250 gram şeker ve yarım çay kaşığı tuz ekleyin. Bu arkadaşlar çözününce yemek tamam demektir. Yanında kızarmış mochi ile servis ederseniz tadından yenmez.
Ben bu komedi hâlinden pek memnun değilim açıkçası. One Piece okumak akrabalarla oturmaya benzemeye başladı şu sıra. Çok gürültülü geliyor, kuru gürültü yani. Neyse. İyi haftalar.