Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

En Son Hangi Kitabı Okudunuz?

  • Konbuyu başlatan Reversi
  • Başlangıç tarihi
Rithmatist'e falan girmeseydin hiç. Hem Kozmer'de geçmiyor, hem de devam kitapları ile ilgili bir sıkıntı vardı, yazar tıkandım bu seride, devamı ne zaman gelir bilemem demişti diye hatırlıyorum.
Elime geçeni okuyorum, devamı gelirse ne ala, gelmezse de okunacak tek yazar değil kendisi. Brandon biter Asimov başlar, Asimov biter Tolkien başlar, Tolkien bitene kadar Brandon 3-5 kitap daha yazar :)
 
Zaman Çarkı serisinin üçüncü kitabını da bitirdim az önce. Bir kaç kelam edeyim belki 4.ye geçmek için gaz veririm kendime.
Önce beğenmediğim yanlarından söz edeceğim.
Özellikle sonlara doğru çok sıkılıyorum kitapların. Biraz durdum düşündüm nedeni konusunda ve fark ettim ki en büyük zayıflığı kötü adamdan kaynaklanıyor. Neden bu kadar sabırsız balzamon? Az beklese de bir anda dünyanın üsütne çökse daha iyi olmaz mı? One piece'in kötüleri ile karşılaştırıyorum mesela hepsinin ortak noktalarından biri sabırlı olmaları. Bir plan için 20 yıl bekleyeni bile var. Ama burada baş kötünün ağırlığı yapmacık geliyor hep. Gerçekten tehlikeli olduğu için değilde herkes unutuyormuş ne kadar tehlikeli olduğunu gibi davranıyorlar. Bir başka yakın örnek verirsem yüzüklerin efendisinde Sauron yüzüğü alınca estirecek buraları havasını her adımda alıyorsun. Kendisiyle muhattap olmadan sadece yaptığı yüzüklerle dönüşen 9'lu yetiyor.

Bir başka sorun ana karakter Rand Al'Thor. Yahu bir karakterin dövüşleri bu kadar mı anlamsız ve sıkıcı olur. Bir kılıç dövüşüne giriyor hiçbir dayanağı olmayan bir dizi teknik duyuyoruz sadece. Ne yaptığını betimlemeden luffy'nin gomugomu no diye çığırıp durduğunu düşün. Yok kertenkele zıplaması, yok tek ayaklı leylek, yok kanadı kopmuş kelebek. Hiçbir şey ifade etmiyor bunlar benim için. Rakibinin gücü de aynı şekilde. A balıkçıl damgalı kılıç var diyorsun en iyilere verilir dendi başka sonrası yok. Bir kaç teknik ismi sayıyor sonra bir kaç yara bere tanımlıyor tanımlıyorsa. Ama eninde sonunda Rand yeniyor yani. Dünkü bebe değil mi bu çocuk. Anladık yetenekli ama özgüveninden başka önüne taş koyacak bir şey yokmuş gibi yazmış karakteri hep.

Bir de büyüsü var. Büyü mantığı zaten düz bu tercihtir bir şey diyemem. Özellikle batılı yazarlardan pek altı dolu büyü konseptleri alamadım zaten. Animelerde daha sağlam alt yapılar oluyor bunu pek beklemiyorum yani. Ama Rand bir sürü hayat yaşamış bir sürü kişiliğe sahip psikolojisi üzerindeki etkisi başta güzeldi. Sonra üçüncü kitapta birden bir tarafından ateş kılıçları çıkartmaya falan başladı. İleride tekrar değinmezse havadan power up gelmiş gibi hissedecem.

Bazı olaylar için gerçekten gerekli olacak mı ileride diye demeden duramıyorum. O kadar çok ne olduğu bilinmeyen sihirli obje var ki önünü alabileceğine dair pek umudum yok.

En sevdiğim karakter Perrin'de rüyalarını kontrol etme işine falan girmesi, ne ara? Ne oluyor yahu? Rüyasında iki kurt gördü diye nasıl rüya kontrol eder oldu?

Eragon dövüş tasvirine güzel bir örnek mesela. Gerçi onda da büyücülerin dövüşleri fazla belirsiz oluyor. Ben dövüşü kafamda canlandırırken kimin gözüyle bakıyorsak sonraki hamlesini tahmin edebilmeyi isterim. Sonra tahmin ettiğim şeyden daha iyisini yapınca şaşırırım. ama sonraki hamleleri o kadar süpriz oluyor ki dövüş bitince bir bakıyorum zaten elimde sonraki yapacağını tahmin etmem için yeterince veri yok.
Şimdide beğendiğim yanlarından.
EYan karakterlerin ağırlığını sevdim. Mesela Ian bir gecede 50 trolloc kesse tamam derim. Başka bir bilgiye ihtiyacım yok ne yaptı nasıl yaptı. Ama bu yan karakterler için karakter gelişimini çok kısmış gibi hissettiriyor ama bunun kitapları bitirmeden bir şey diyemem. Aes Sedailer başta çok odun geliyordu ama sonra biraz içlerine girince beğendim.

Egwene'nin geçmişte başına gelen olaylardan etkilenmesi çok güzel işlenmiş ve gelişimi hoşuma gitti. Ama birden sihirli objeler girince işin içine elli tane özelliği çıktı ortaya. Ya bir tane olsun yeteneği onu kullansın. Rüyacı aes sedai bilmemne bilmemne çıktı kızda. Ama her daim yaptığı alıştırmaları vurguladığı için beğendim gelişimini izlemek hoştu.
Mat en sevmediğim karakter. Yani kötü tasvir edildiğinden değil haylaz karakterleri sevmem. Ama en iyi dövüş sahneleri onda. Tabii bunda ateş yıldırım ve kılıçla yapılan dövüşlerden bıkmamında etkisi var ama Mat sopa ile etrafı dağıtırken çok iyi tasvir ediliyor. Perrin Aybara zaten favori karakterim ve özellikle kendini kaybettiği dövüşleri iyi oluyor.
Kötü karakterlerden aklımda kalan kimse olmaması yazık ama neyse iyi şeyler diyeceğim.
Farklı mekanlar Ogier tasvirleri falan güzel olmuştu. İnsanların Ogier'e olan kayıtsızlığı çoğu kez fazla geliyordu bana ama napalım.

Benim için iyi oldu kafamdakileri döktüm biraz.
 
Zaman Çarkı serisinin üçüncü kitabını da bitirdim az önce. Bir kaç kelam edeyim belki 4.ye geçmek için gaz veririm kendime.
Önce beğenmediğim yanlarından söz edeceğim.
Özellikle sonlara doğru çok sıkılıyorum kitapların. Biraz durdum düşündüm nedeni konusunda ve fark ettim ki en büyük zayıflığı kötü adamdan kaynaklanıyor. Neden bu kadar sabırsız balzamon? Az beklese de bir anda dünyanın üsütne çökse daha iyi olmaz mı? One piece'in kötüleri ile karşılaştırıyorum mesela hepsinin ortak noktalarından biri sabırlı olmaları. Bir plan için 20 yıl bekleyeni bile var. Ama burada baş kötünün ağırlığı yapmacık geliyor hep. Gerçekten tehlikeli olduğu için değilde herkes unutuyormuş ne kadar tehlikeli olduğunu gibi davranıyorlar. Bir başka yakın örnek verirsem yüzüklerin efendisinde Sauron yüzüğü alınca estirecek buraları havasını her adımda alıyorsun. Kendisiyle muhattap olmadan sadece yaptığı yüzüklerle dönüşen 9'lu yetiyor.

Bir başka sorun ana karakter Rand Al'Thor. Yahu bir karakterin dövüşleri bu kadar mı anlamsız ve sıkıcı olur. Bir kılıç dövüşüne giriyor hiçbir dayanağı olmayan bir dizi teknik duyuyoruz sadece. Ne yaptığını betimlemeden luffy'nin gomugomu no diye çığırıp durduğunu düşün. Yok kertenkele zıplaması, yok tek ayaklı leylek, yok kanadı kopmuş kelebek. Hiçbir şey ifade etmiyor bunlar benim için. Rakibinin gücü de aynı şekilde. A balıkçıl damgalı kılıç var diyorsun en iyilere verilir dendi başka sonrası yok. Bir kaç teknik ismi sayıyor sonra bir kaç yara bere tanımlıyor tanımlıyorsa. Ama eninde sonunda Rand yeniyor yani. Dünkü bebe değil mi bu çocuk. Anladık yetenekli ama özgüveninden başka önüne taş koyacak bir şey yokmuş gibi yazmış karakteri hep.

Bir de büyüsü var. Büyü mantığı zaten düz bu tercihtir bir şey diyemem. Özellikle batılı yazarlardan pek altı dolu büyü konseptleri alamadım zaten. Animelerde daha sağlam alt yapılar oluyor bunu pek beklemiyorum yani. Ama Rand bir sürü hayat yaşamış bir sürü kişiliğe sahip psikolojisi üzerindeki etkisi başta güzeldi. Sonra üçüncü kitapta birden bir tarafından ateş kılıçları çıkartmaya falan başladı. İleride tekrar değinmezse havadan power up gelmiş gibi hissedecem.

Bazı olaylar için gerçekten gerekli olacak mı ileride diye demeden duramıyorum. O kadar çok ne olduğu bilinmeyen sihirli obje var ki önünü alabileceğine dair pek umudum yok.

En sevdiğim karakter Perrin'de rüyalarını kontrol etme işine falan girmesi, ne ara? Ne oluyor yahu? Rüyasında iki kurt gördü diye nasıl rüya kontrol eder oldu?

Eragon dövüş tasvirine güzel bir örnek mesela. Gerçi onda da büyücülerin dövüşleri fazla belirsiz oluyor. Ben dövüşü kafamda canlandırırken kimin gözüyle bakıyorsak sonraki hamlesini tahmin edebilmeyi isterim. Sonra tahmin ettiğim şeyden daha iyisini yapınca şaşırırım. ama sonraki hamleleri o kadar süpriz oluyor ki dövüş bitince bir bakıyorum zaten elimde sonraki yapacağını tahmin etmem için yeterince veri yok.
Şimdide beğendiğim yanlarından.
EYan karakterlerin ağırlığını sevdim. Mesela Ian bir gecede 50 trolloc kesse tamam derim. Başka bir bilgiye ihtiyacım yok ne yaptı nasıl yaptı. Ama bu yan karakterler için karakter gelişimini çok kısmış gibi hissettiriyor ama bunun kitapları bitirmeden bir şey diyemem. Aes Sedailer başta çok odun geliyordu ama sonra biraz içlerine girince beğendim.

Egwene'nin geçmişte başına gelen olaylardan etkilenmesi çok güzel işlenmiş ve gelişimi hoşuma gitti. Ama birden sihirli objeler girince işin içine elli tane özelliği çıktı ortaya. Ya bir tane olsun yeteneği onu kullansın. Rüyacı aes sedai bilmemne bilmemne çıktı kızda. Ama her daim yaptığı alıştırmaları vurguladığı için beğendim gelişimini izlemek hoştu.
Mat en sevmediğim karakter. Yani kötü tasvir edildiğinden değil haylaz karakterleri sevmem. Ama en iyi dövüş sahneleri onda. Tabii bunda ateş yıldırım ve kılıçla yapılan dövüşlerden bıkmamında etkisi var ama Mat sopa ile etrafı dağıtırken çok iyi tasvir ediliyor. Perrin Aybara zaten favori karakterim ve özellikle kendini kaybettiği dövüşleri iyi oluyor.
Kötü karakterlerden aklımda kalan kimse olmaması yazık ama neyse iyi şeyler diyeceğim.
Farklı mekanlar Ogier tasvirleri falan güzel olmuştu. İnsanların Ogier'e olan kayıtsızlığı çoğu kez fazla geliyordu bana ama napalım.

Benim için iyi oldu kafamdakileri döktüm biraz.
Biraz spoiler içerebilir kitap hakkında
Rand'in karşılaştığı, dövüştüğü elemanlar Balzaimon'un yancıları aslında, kadim Aes Sedailerin arasından çıkan hainler ve rüyasında karşılaştığı Balzaimon da aslında gerçek balzaimon'un baş komutanı deyim sana. Balzaimon'un kendi etkisi görülmeye serinin yarısından sonra başlıyor.
Perrin daha rüya kontrol etmeyi falan öğrenmedi emin ol. Sen onu tam kontrolü ele aldığında gör. Şu da var, bazı kitaplar aynı zaman diliminde farklı karakterlerin olaylarını anlatıyor. Kitabın birinde Perrin'in adı geçmezken diğerinde de Mat'i göremiyorsun mesela...
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık