Zaman o kadar çabuk geçiyor ki forumda kaçıncı yılım olduğunu takip edememeye başladım. Normalde teori gibi işlerden aşırı keyif alırım ama bugüne kadar hiçbir şey karalamadığımı fark ettim forumda. Anca böyle bölüm yorumlarında falan. Geçenlerde Reenkarnasyon ile ilgili bir teori atmıştım ortaya ve zaman ilerledikçe konunun o noktalara doğru gittiğini de fark etmiş bulundum. İzninizle forumdaki ilk teorimi yazıyorum. Yabancı sitelerde gördüyseniz teori benzerlik gösterebilir zira birçok kişiyi düşüncelere iten bir fikir aslında.
______________________________
Öncelikle en basit açıklamasıyla Reenkarnasyon, öldükten sonra ruhun başka bir bedende yeniden fizikselleşmesidir. Reenkarnasyonu birçoğumuzun bildiği, bazılarımızın da çok yakından hakim olduğu Naruto'da derin derin işlendiğine şahit olmuştuk bildiğiniz üzere. Oradaki reenkarnasyon neydi? Yüzyıllar önce yaşamış olan Ashura ve Indra sürekli yeni bedenlerle Dünya'ya gelip birbirileri ile mücadele ederlerdi. Yin-Yang üzerine kurulmuş bir reenkarnasyon temasıydı. Bazı fanları tatmin etti bazılarını etmedi orası ayrı fakat bu temanın işlendiği ortadaki tek tartışılmaz gerçek.
One Piece evreninin de reenkarnasyona bağlanacağını düşünüyorum özellikle 1023. bölüm itibari ile kuşkularım daha da alevlendi. Kısaca hatırlayalım o sayfayı:
Bu sayfada Ryuuma olarak bildiğimiz efsane Kılıç Tanrısı ve torunu Ushimaru ile Zoro arasındaki benzerlikler dile getiriliyor. Normalde 2 karakterin birbirine benzemesi kafalarda soru işareti yaratmaz fakat burada benzerliğin de ötesinde bir "kader"den bahsediliyor. Şayet One Piece'in 968. bölümünden önce böyle bir sayfa çizilmiş olsaydı Zoro'nun kolaylıkla Ryuuma'nın soyundan geldiğini iddia edip konuyu geçiştirebilirdik. Fakat 968. bölümde kurulan cümleye özellikle dikkat etmemiz gerekiyor.
Wano'nun sınırlarının "Joy Boy yeniden ortaya çıkana kadar" açık tutulması gerektiğinden bahsediliyor. Joy Boy kimdir? Yeniden ortaya çıkması ne anlama geliyor? Soruları kafaları o bölümden beri bulandıran düşüncelerdir şüphesiz. Ben ise durumu tamamen reenkarnasyona bağlıyorum. Mangaka'nın ise sık sık reenkarnasyon göndermeleri yaptığını düşünüyorum. En bilinen örneğiyle "Miras kalan irade". Miras kalan irade veya iradenin miras alınması cümlelerindeki iradenin "ruh"u temsil ettiğini düşünüyorum. İradenin herhangi bir somut hali yoktur. İrade tamamen soyut bir kavramdır. Göremezsiniz, duyamazsınız, dokunamazsınız ama hissedebilirsiniz. Fakat aynı zamanda One Piece evreninde iradenizin gücünü karşı tarafa "hissettirebilirsiniz". Bunu haki yöntemiyle yaparsınız ve iradeniz ne kadar kuvvetliyse hakinizin sınırları da o kadar genişleyecektir. Özellikle Kralın hakisine sahip olan karakterlerin ne kadar takıntılı manyaklar olduğunu biliyoruz. Tüm zihinlerini bir hedefe kilitleyip hayatlarını ona adayabilirler.
Fakat genelde bu tip eserlerde reenkarnasyon teması işleniyorsa ortada bir kader durumunun söz konusu olması gerekir. Örneğin Luffy' Raftel'e ulaşmadan Wano sınırlarının açılacak olması, Zoro'nun Shisui'yi tamamen kendi iradesi dışında döndürüp dolaştırıp Wano'ya getirmiş olması, Sanji'nin geçmişinde adeta bir köle hayatı yaşamış olması, karşısında kim olursa olsun aç karnını doyurup yüzünü güldürmesi, Germa'nın Kuzey Mavi'de herkes tarafından bilinen çizgi romanındaki "Stealth Black" adlı karakterinin "Denizin Savaşçısı" lakabına sahip olması tıpkı Who's Who'nun bahsettiği efsane "savaşçı" Nika gibi.
Bu detaylardan yola çıkarak öncelikle Luffy'nin, beklenen Joy Boy olduğunu düşünüyorum. Çünkü ana karakter, Raftel'e ulaşmak istiyor, gerçek tarihi öğrenecek ve muhtemelen Dünya Hükumetine savaş açacak olmasından dolayı hikayenin en kilit karakteri özelliğini taşıyor doğal olarak. Joy Boy geçmişinde kendi soyuna yapılanların intikamını Dünya Hükumeti dedikleri organizasyondan alıp Dünya'yı kurtarmak için Luffy'nin bedeninde yeniden doğdu.
Zoro'nun gerek Shisui'yi dolaylı yoldan Wano'ya ulaştırması, gerek Ryuuma ile olan benzerliği, ikisinin de tek gözlü olması ve Zoro'nunkılıç kullanımının Ushimaru ile benzerlikler taşıması. Sonuç olarak Ushimaru ile bugüne kadar hiç karşılaşmamış olan Zoro'nun bu kadar benzeyebileceği şekilde kılıç tekniklerini geliştirmesini bekleyemeyiz diye düşünüyorum.
Burada en kilit nokta Sanji. İlerleyen bölümlerde Sanji içinde Nika göndermeleri yapılacağına inanıyorum zira Joy Boy ve Ryuuma'dan sonra karşımıza çıkan 3. antik karakter. Luffy ve Joy Boy ilişkisi Zoro ve Ryuuma ilişkisinin ardından bu teoriden yola çıkarak Nika ve Sanji bağlantısı kurulmasını şiddetle bekliyorum. Nika'nın Güneş Tanrısı lakabına sahip olması ve Sanji'nin ateş temalı bir güce sahip olması, Stealth Black'in aslında Denizin Savaşçısı Sora olarak tanınması, Sanji'nin geçmişinde kölevari bir hayat geçirmesi, karnı aç olan insanların karnını doyurup yüzlerini güldürmesi gibi özellikler Nika'ya selam çakıyor adeta.
Şimdilik karşımıza 3 tane antik karakter çıktığı için Luffy, Zoro ve Sanji reenkarnelerini işledim. Fakat ilerleyen zamanlarda tayfanın geri kalanının da antik karakterlere bağlanacağına inanıyorum.
Bir diğer fikrim ise Joy Boy, Ryuuma, Nika ayrıca diğer bilinmeyen kişilerin arkadaş grubu olduğunu ve dağılırken her birinin gerçekleştirmek üzere bir sonraki reenkarneleri için irade yarattığına inanıyorum.
Ryuuma diğerlerine nazaran daha hırslı ve agresif yapılı bir karakter olduğu için arzusu: Yenilmez bir kılıç ustası olup Joy Boy'u sonuna kadar korumak.
Nika ise tüm ırkların, tüm cinsel tercihe sahip kişilerin, tüm farklı fikirde olanların bir arada huzurla yaşayabildiği kimsenin kimseye üstün olmadığı tek bir Dünya yaratacak. Öyle ki, farklı sularda yaşayan balıklar bile aynı denizde toplanacak.
Joy Boy ise tüm bu insanlara önderlik ederek komutan olarak son savaşın fitilini alevleyecek.
______________________________
Öncelikle en basit açıklamasıyla Reenkarnasyon, öldükten sonra ruhun başka bir bedende yeniden fizikselleşmesidir. Reenkarnasyonu birçoğumuzun bildiği, bazılarımızın da çok yakından hakim olduğu Naruto'da derin derin işlendiğine şahit olmuştuk bildiğiniz üzere. Oradaki reenkarnasyon neydi? Yüzyıllar önce yaşamış olan Ashura ve Indra sürekli yeni bedenlerle Dünya'ya gelip birbirileri ile mücadele ederlerdi. Yin-Yang üzerine kurulmuş bir reenkarnasyon temasıydı. Bazı fanları tatmin etti bazılarını etmedi orası ayrı fakat bu temanın işlendiği ortadaki tek tartışılmaz gerçek.
One Piece evreninin de reenkarnasyona bağlanacağını düşünüyorum özellikle 1023. bölüm itibari ile kuşkularım daha da alevlendi. Kısaca hatırlayalım o sayfayı:
Bu sayfada Ryuuma olarak bildiğimiz efsane Kılıç Tanrısı ve torunu Ushimaru ile Zoro arasındaki benzerlikler dile getiriliyor. Normalde 2 karakterin birbirine benzemesi kafalarda soru işareti yaratmaz fakat burada benzerliğin de ötesinde bir "kader"den bahsediliyor. Şayet One Piece'in 968. bölümünden önce böyle bir sayfa çizilmiş olsaydı Zoro'nun kolaylıkla Ryuuma'nın soyundan geldiğini iddia edip konuyu geçiştirebilirdik. Fakat 968. bölümde kurulan cümleye özellikle dikkat etmemiz gerekiyor.
Wano'nun sınırlarının "Joy Boy yeniden ortaya çıkana kadar" açık tutulması gerektiğinden bahsediliyor. Joy Boy kimdir? Yeniden ortaya çıkması ne anlama geliyor? Soruları kafaları o bölümden beri bulandıran düşüncelerdir şüphesiz. Ben ise durumu tamamen reenkarnasyona bağlıyorum. Mangaka'nın ise sık sık reenkarnasyon göndermeleri yaptığını düşünüyorum. En bilinen örneğiyle "Miras kalan irade". Miras kalan irade veya iradenin miras alınması cümlelerindeki iradenin "ruh"u temsil ettiğini düşünüyorum. İradenin herhangi bir somut hali yoktur. İrade tamamen soyut bir kavramdır. Göremezsiniz, duyamazsınız, dokunamazsınız ama hissedebilirsiniz. Fakat aynı zamanda One Piece evreninde iradenizin gücünü karşı tarafa "hissettirebilirsiniz". Bunu haki yöntemiyle yaparsınız ve iradeniz ne kadar kuvvetliyse hakinizin sınırları da o kadar genişleyecektir. Özellikle Kralın hakisine sahip olan karakterlerin ne kadar takıntılı manyaklar olduğunu biliyoruz. Tüm zihinlerini bir hedefe kilitleyip hayatlarını ona adayabilirler.
Fakat genelde bu tip eserlerde reenkarnasyon teması işleniyorsa ortada bir kader durumunun söz konusu olması gerekir. Örneğin Luffy' Raftel'e ulaşmadan Wano sınırlarının açılacak olması, Zoro'nun Shisui'yi tamamen kendi iradesi dışında döndürüp dolaştırıp Wano'ya getirmiş olması, Sanji'nin geçmişinde adeta bir köle hayatı yaşamış olması, karşısında kim olursa olsun aç karnını doyurup yüzünü güldürmesi, Germa'nın Kuzey Mavi'de herkes tarafından bilinen çizgi romanındaki "Stealth Black" adlı karakterinin "Denizin Savaşçısı" lakabına sahip olması tıpkı Who's Who'nun bahsettiği efsane "savaşçı" Nika gibi.
Bu detaylardan yola çıkarak öncelikle Luffy'nin, beklenen Joy Boy olduğunu düşünüyorum. Çünkü ana karakter, Raftel'e ulaşmak istiyor, gerçek tarihi öğrenecek ve muhtemelen Dünya Hükumetine savaş açacak olmasından dolayı hikayenin en kilit karakteri özelliğini taşıyor doğal olarak. Joy Boy geçmişinde kendi soyuna yapılanların intikamını Dünya Hükumeti dedikleri organizasyondan alıp Dünya'yı kurtarmak için Luffy'nin bedeninde yeniden doğdu.
Zoro'nun gerek Shisui'yi dolaylı yoldan Wano'ya ulaştırması, gerek Ryuuma ile olan benzerliği, ikisinin de tek gözlü olması ve Zoro'nunkılıç kullanımının Ushimaru ile benzerlikler taşıması. Sonuç olarak Ushimaru ile bugüne kadar hiç karşılaşmamış olan Zoro'nun bu kadar benzeyebileceği şekilde kılıç tekniklerini geliştirmesini bekleyemeyiz diye düşünüyorum.
Burada en kilit nokta Sanji. İlerleyen bölümlerde Sanji içinde Nika göndermeleri yapılacağına inanıyorum zira Joy Boy ve Ryuuma'dan sonra karşımıza çıkan 3. antik karakter. Luffy ve Joy Boy ilişkisi Zoro ve Ryuuma ilişkisinin ardından bu teoriden yola çıkarak Nika ve Sanji bağlantısı kurulmasını şiddetle bekliyorum. Nika'nın Güneş Tanrısı lakabına sahip olması ve Sanji'nin ateş temalı bir güce sahip olması, Stealth Black'in aslında Denizin Savaşçısı Sora olarak tanınması, Sanji'nin geçmişinde kölevari bir hayat geçirmesi, karnı aç olan insanların karnını doyurup yüzlerini güldürmesi gibi özellikler Nika'ya selam çakıyor adeta.
Şimdilik karşımıza 3 tane antik karakter çıktığı için Luffy, Zoro ve Sanji reenkarnelerini işledim. Fakat ilerleyen zamanlarda tayfanın geri kalanının da antik karakterlere bağlanacağına inanıyorum.
Bir diğer fikrim ise Joy Boy, Ryuuma, Nika ayrıca diğer bilinmeyen kişilerin arkadaş grubu olduğunu ve dağılırken her birinin gerçekleştirmek üzere bir sonraki reenkarneleri için irade yarattığına inanıyorum.
Ryuuma diğerlerine nazaran daha hırslı ve agresif yapılı bir karakter olduğu için arzusu: Yenilmez bir kılıç ustası olup Joy Boy'u sonuna kadar korumak.
Nika ise tüm ırkların, tüm cinsel tercihe sahip kişilerin, tüm farklı fikirde olanların bir arada huzurla yaşayabildiği kimsenin kimseye üstün olmadığı tek bir Dünya yaratacak. Öyle ki, farklı sularda yaşayan balıklar bile aynı denizde toplanacak.
Joy Boy ise tüm bu insanlara önderlik ederek komutan olarak son savaşın fitilini alevleyecek.
. Tabii nasıl işlendiğine de bağlı.
