Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Kütüphane] Kratos



"Olmak istediğimiz tanrılar olacağız, olmuş olanlar gibi değil. Olduğum kişi, senin olacağın kişi değil. Daha iyi olmalıyız."
-Kratos'tan, Atreus'a bir öğüt

Kratos (Yunanca: Κράτος), God of War serisinin ana karakteridir. Sparta'da doğan Kratos, saygıdeğer bir asker ve Spartalı bir generaldi. Zaman içinde gelişen olaylar nedeniyle Ares'in komutası altına girmiş, kazara da olsa karısını ve kızını öldürmüş ve "Sparta'nın Hayaleti" lakabını almıştır. Bu olaydan sonra Savaş Tanrısı'na hizmet etmeyi bırakmış ve sonrasında onu öldürmüştür. Bu olaydan sonra Savaş Tanrısı olmuştur. Ancak yine huzura erememiş ve kendisine ihanet eden babasını, diğer Olimposlu tanrıları ve ona ihanet eden Titanlar'ı yok etmiştir.

Kin beslediği herkesten intikamını alan Kratos tüm bu olaylardan sonra Yunanistan'ı terk etmiş ve Eski Norveç'teki Midgard'a gitmiştir. Burada Faye adında başka bir kadınla evlenmiş ve Atreus adında bir oğlu olmuştur.

Hayatının İlk Zamanları

Bir Yunan şehir devleti olan Sparta'da doğan Kratos, Zeus'un ve ölümlü bir kadın olan Callisto'nun oğludur, ancak hayatının çoğunda babasının kim olduğundan habersiz kalacaktır. Zeus'a başka bir piç çocuğu olduğu için öfkelenen Hera, doğduğu gün Kratos'un idamını emreder, ancak Zeus çocuğa acır ve onu Sparta'da Callisto tarafından büyütülmesi için sağ bırakır.

Tüm Spartalı gençler gibi, Kratos da Spartalı yetkililer tarafından gözlemlenir ve savaş için eğitilir. Savaşmaya uygun olanlar kalıp Spartalı savaşçılar olarak eğitim almaya devam ederken, savaşmaya uygun olmayanlar kendi başlarının çaresine bakmaları için dağlara (muhtemelen Taygetos Dağı) gönderilir. Daha küçük yaşta alıngan ve saldırgan olan Kratos, büyüdüklerinde Sparta ordusuna katılmayı hayal ettiği küçük kardeşi Deimos ile birlikte eğitim alır. Bu sıralarda Zeus, ölümünün "işaretli bir savaşçı" olan oğullarının birinin elinden olacağına dair kehanetler duymaya başlar. Çok geç olmadan baba öldürme döngüsüne son vermek isteyen Zeus, Ares ve Athena'yı bir gün ona karşı ayaklanacak olan çocuğu avlamaları ve yok etmeleri için gönderir. Ares, Deimos'un garip doğum lekelerini fark ederek, bir centaur ordusuyla Sparta'yı istila etmeye ve onu Ölüm Tanrısı Thanatos'a götürmeye karar verir. Kratos kardeşini kurtarmaya çalışır, ama Ares onu bir odun yığınına fırlatır ve onun sağ gözünün üzerinde kalıcı bir yara izi bırakır.

Ares, Kratos'un yüzünü yaralıyor.
Bir ölümlünün kendisine baş kaldırmasından dolayı hakarete uğradığını hisseden Ares, genç Spartalıyı öldürmeye hazırlanır, Athena buna izin vermez. Tanrıça, Ares'e aradıklarını bulduklarını hatırlatır ve alevler içinde kaybolmadan önce Kratos'tan özür diler. Kardeşinin kaybı Kratos'ta silinmez bir iz bırakır ve bir daha asla pes etmeyeceğine yemin etmesine neden olur. Sonrasında kardeşinin hatırasını yaşatmak için kendisine onun doğum lekesine benzeyen bir dövme yaptırır. Kratos daha sonra kardeşini ondan alanların Ares ve Athena olduğunu unutacak ve Ares'in ölümüne kadar da bunu fark etmeyecekti.

Kratos büyüdükçe, Sparta ordusunun saygın bir askeri olur. Nihayetinde Lysandra isimli bir kadın ile evlenir ve Calliope isimli bir kızı olur.

Ambrosia Arayışı ve Sparta Ordusunun Saflarında Yükseliş

Calliope doğduktan kısa bir süre sonra vebaya yakalanır ve bu durum Spartalı yetkililerin onu zayıf görmesine neden olur. Sparta yasaları onun bir uçurumdan atılmasını ve ölüme terk edilmesini gerektiriyordu. Kızını kurtarmaya kararlı olan Kratos, Ambrosia'nın olağanüstü iyileştirme yetenekleri olduğunu duyunca onu bulmak için bir yolculuğa çıkar, ancak Kratos'tan Ambrosia'yı aramaya çıktığından habersiz olan Ares, Tanrılar arasındaki bir bahiste nihai hedefin Ambrosia'yı ele geçirmek olduğu bir bahiste şampiyonu olarak Kratos'u seçmiştir. Yunanistan'ın her yerine bahsi kazananın heykelleri dikilecektir. Kaptan Nikos da dahil olmak üzere bir tabur Spartalı asker Kratos'a görevinde eşlik eder. Yolda kendisine Apollon'un Alevlerini veren bir şifacıyla karşılaşır.

Kratos yolculuğuna devam ederken Poseidon'un şampiyonu Herodius ile karşılaşır. Yanındaki Spartalılar onun ordusunu alt eder ve gemilerini ele geçirir, Kratos da Herodius'u öldürür. Bahse mal olduğu için Kratos'a öfkelenen Poseidon, onu öldürmesi için denizi kullanır, ancak başarısız olur. Yola devam eden Kratos, bu sefer de Artemis'in şampiyonu Pothia ile karşılaşır ve onu da öldürür, yine aynı şekilde Kratos'un yanındaki Spartalı askerler Pothia'nın ordusunu yok eder. Artemis bu olay üzerine herhangi misilleme yapmaz. Kratos'un, şampiyonu Barbar Kral Alrik'i yeneceğinden korkan Hades, gökyüzüne bir ateş seli gönderir. Kratos'u öldürmede başarısız olsa da, Kaptan Nikos da dahil olmak üzere Kratos'un birçok adamını öldürmeyi başarır. Nihayet Ambrosia'yı bulan Kratos, orada Helios'un şampiyonu Cereyon ile karşılaşır ve onu da öldürür.

Alrik ve Barbar ordusu, Alrik'in Babası çok hasta olduğundan iksire ihtiyaç duyduğu için Ambrosia'yı elde edebilmek adına Spartalılarla savaşır. İki lider arasındaki zorlu bir savaştan sonra Kratos, Ambrosia'yı kendi adamlarını kaybetmek pahasına da olsa ele geçirir ve Alrik'e sürekli işkence yapması için bir roc ordusu toplar. Daha sonra Sparta'ya döner ve Calliope'yi iyileştirir. Bu olayda yaptıkları nedeniyle Sparta Kralı tarafından kendisine 'Kaptan' rütbesi verilir.

Kratos kaptan olduktan sonra, en karanlık zamanlarda bile umutlu olan Atreus adında genç bir askere komuta eder. Atreus, savaşta hayatını ortaya koyma günü geldiğinde, bunu tereddüt etmeden yapar ve Kratos'un saygısını kazanarak birçok kişiyi kurtarır. Kratos, Atreus'u askerlerinin kalkanı üzerinde eve taşıtır ve onu kendi elleriyle gömer. Sonrasında onu Sparta geleneğinin tam onurunu taşıyan ve savaşta bile yüzünde bir gülümseme olan tek Spartalı ilan eder.

Hayalet'in Doğuşu

Zamanla Sparta ordusunun generallerinden biri olan Kratos, girdiği savaşları acımasız, ama etkili taktiklerle kazanır. Ancak, gururu ve güce olan açlığı her zaferde daha da artar. Lysandra'nın ricalarına rağmen kanlı fetihlerine "Sparta'nın görkemi dünya çapında tanınana kadar" devam edeceğine yemin eder ve ailesiyle ancak Sparta'ya dönebildiği zaman vakit geçirebilecek duruma gelir.

Kratos ve ordusu, Kratos'un eski düşmanı Alrik tarafından yönetilen Doğu'dan gelen acımasız Barbar kabileleriyle yeniden karşılaştıklarında nihayet kendilerine denk bir ordu bulmuş olur. Spartalılar çok güçlü olsalar da, sayıca az oldukları için kendilerini çabucak savaşın kaybeden tarafında bulur. Kratos, Ambrosia'yı aldığı için istemeden de olsa babasının ölümüne neden olduğu ve bu yüzden kendisinden intikam almak isteyen Barbar Kral Alrik'in insafına kalır. Kratos kurtuluşunun olmadığını anlayınca çaresizlik içinde Savaş Tanrısı Ares'e seslenir ve zafer kazandığı takdirde ona bağlılık yemini edeceğini söyler. Ares bu teklifi kabul eder. Alrik dahil olmak üzere tüm Barbarları öldürür ve Kratos'a köleliğinin bir işareti olması için Kaos Bıçakları'nı verir.

Kratos bir süre Ares'e sadakatle hizmet eder; köyleri yağmalar, masumları katleder ve onun adına kaos yayar. Kratos, Savaş Tanrısı'nın etkisi altında, son derece acımasız birine dönüşür ve bir zamanlar sahip olduğu insanlığını tamamen kaybeder. Bir gün, Athena'nın takipçilerinin yaşadığı bir köye yapılan bir baskın sırasında, Ares gizlice Lysandra ve Calliope'yi yakındaki bir tapınağa taşır. Köy kahininin uyarılarını görmezden gelen Kratos, tapınağa girer ve öfkeden kör olmuş bir şekilde karısı ve çocuğu (o sırada onların Sparta'da olduğunu düşünüyordu) dahil olmak üzere tapınaktaki herkesi öldürür. Ares bunu Kratos'un ölümlüler dünyası ile kalan bağlarını koparmak ve onu mükemmel bir savaşçı haline getirmek için yapmıştır. Yaptıklarından dolayı dehşete ve kedere kapılan Kratos, ailesinin cesetlerini yanan tapınakta bırakır ve nihayet Savaş Tanrısı'na olan bağlılığından vazgeçer. Köyün kahini, Kratos'u lanetler ve onu ölen ailesinin küllerini sonsuza kadar derisinde taşımaya mahkum eder.

O günden itibaren Kratos, Sparta'nın Hayaleti olarak tanınır. Teni şimdi onun her yerini kaplayan ailesinin küllerinden dolayı ay kadar solgundur. Hayaletimsi beyaz teniyle görenlerin kaçtığı biri haline gelir. Geçmişte yaptıkları iyi bilindiğinden, zorda kalan insanlar ondan yardım almak yerine ölmeyi tercih eder. Kratos herkes tarafından yürüyen zulüm ve bencillik olarak görülür. Bu konudaki kötü şöhreti Yunanistan dışına bile taşar. İskandinav tanrılarının kralı olan Odin'in danışmanı olarak hizmet eden ve sonrasında Kratos'un müttefiki olacak olan Mimir bile ona Sparta'nın Hayaleti olarak seslenir.

Kurtuluş ve İntikam

Ares, Kratos yeminini bozduğu için Furyler'e onu avlamalarını ve onu bir kez daha kendisine hizmet etmeye zorlamalarını emreder. Bu arada Kratos, kendisini Sparta'daki evinin bir yanılsaması içinde hapsolduğu terk edilmiş Kirra köyünde bulur. Kan yemini yüzünden karısını ve kızını öldürdüğü anılarını hatırlamaz. Furyler'in yemin bekçisi Orkos, Kratos'un önünde belirir ve onu, Lysandra'nın kolyesini ve yüzüğünü kullanarak illüzyonun ötesini görmesi için cesaretlendirir. Kratos ona güvenmese de, Orkos'un Delphi'deki Kahin Aletheia'yı bulma talimatını takip eder. Aletheia, Pollux ve Castor tarafından ele geçirilmiştir, ancak Kratos ikisini de öldürür ve Uroborus'un Tılsımı'nı alır. Kratos ölmekte olan kahinle konuşarak Ares'in gerçek planının kendisini Zeus'u devirebilecek bir savaşçıya dönüştürmek ve böylece Olimpos'un kralı olmak olduğunu öğrenir. Kratos daha sonra Kirra'ya geri döner ve bir kez daha Orkos ile karşılaşır. Yemin bekçisi kendisinin üç Fury'den biri olan Alecto ve Savaş Tanrısı Ares'in oğlu olduğunu açıklar.

Orkos, Ares'in niyetini Kratos'a açıklar. Zeus, tanrıların birbirleriyle savaşmasını yasakladığı için, Ares, Zeus'u yok edebilecek bir savaşçı yetiştirmeye çalışmaktadır. Savaşçısı Zeus'u devirdiğinde, Ares de Olimpos'un başına geçecektir. Orkos'un dövüş becerileri olmadığı için hayal kırıklığına uğrayan Ares, onu evlatlıktan reddeder. Orkos da bunun üzerine annesi Alecto'yu memnun etmek için Furyler'in yemin bekçisi olur. Ares, Kratos'ta Zeus'u devirmek için ihtiyaç duyduğu savaşçıyı gördüğü için o gün Barbarlar karşısında ona yardım etmiştir. Ailesinin öldürülmesi, Kratos'u Ares'in iradesine bağlayacak üç "testten" biriydi. Bu üç test; düşmanlarını katletmesi, masumları katletmesi ve kişinin kendi ailesini katletmesiydi. Orkos, yemin bekçisi olarak annesinin teklifini yerine getirmiş ve Ares, Kratos'u ailesini öldürmesi için kandırana kadar onu sorgulamamıştır. Bu bilgiyi elde eden Kratos, Delos'a giden bir gemiye biner.

Kratos, üç Fury tarafından saldırıya uğradığı dev, harap bir Apollo heykelini geçer. Takip eden dövüşlerde Kratos, Megaera'nın kolunu kesmeyi başarır, ancak Alecto gücünü onu yakalamak için kullanır. Fakat Orkos ortaya çıkar ve Kratos'u serbest bırakır, ona başka bir yere kadar eşlik eder, Alecto ise onun asla başarılı olamayacağına dair yemin eder. Tehlikeli bir yolculuktan sonra Kratos, heykeli tamamen onarmak ve Gerçeğin Gözleri'ni, Fener'den almak için Uroborus Tılsımı'nı kullanır. Ancak Arşimet'in Denemeleri'ni tamamladıktan sonra, Furyler tarafından pusuya düşürülür. Hem Gözler'i, hem de Uroborus'un Tılsımı'nı onlara kaptırır.

Furyler iki hafta boyunca Lanetliler Hapishanesi'nde Kratos'a işkence eder. Spartalı sonunda kendini kurtarmayı başarır ve hapishanede Megaera'yı takip eder. Megaera ve Tisiphone, bir genelev yanılsaması ile Kratos'u yanlış yönlendirmeye çalışır. Kratos içerideki bir kadınla yatmaya giderken onun parmağında bir yüzük olduğunu görür ve bunun bir oyun olduğunu anlar. Megaera, böceklerini Aegaeon'un ellerine ve ağzına salarak onu bir böcek-titan melezine dönüştürür. Kratos, Megaera ve Hecatonchires'i öldürerek Uroboros Tılsımı'nı geri alır. Ancak Tisiphone yeni bir hamle yapar ve Kratos'un Sparta Kralı tarafından onurlandırıldığı bir yanılsama yaratır. Kratos bu sefer aynı tuzağa düşmez ve hapishaneye doğru ilerlerken, Furyler tarafından hapsedilen ilk ölümlü olan Hecatonchires Katibi'ni bulur. Katip, Furylerin en başta verdikleri cezalarda adil olduklarını ve Ares'in etkisi altında acımasız hale geldiklerini açıklar.

Alecto'nun odasına giren Kratos, Yemin Taşı'nı Tisiphone'nin evcil kuşu Daimon'dan alır. Odaya girdikten sonra, Furyler başka bir illüzyon yaratır ve bu sefer Kratos'a Sparta'daki evinin yanılsamasını gösterir. Kratos karısını ve kızını tekrar gördüğü için bu tuzağa düşecekmiş gibi olur. Lysandra ile birlikte uyumak üzereyken, onun parmağındaki yüzüğü fark ederek onun Alecto olduğunu anlar. Alecto, Kratos'a eğer Ares'e tekrar katılırsa sonsuza kadar bu yanılsama içinde yaşayabileceğine dair söz verir. Ancak Kratos, Alecto'nun kalçasında asılı duran Gerçeğin Gözleri'ni fark eder ve yalanı yaşamaktansa gerçeklerle acı çekmeyi tercih edeceğini söyler. Öfkelenen Alecto, illüzyona son verir ve Ares'e hizmet etmezse onu idam edeceğini söyleyerek tehdit eder. Kratos, çamur tuzağından kurtulur ve Gerçeğin Gözleri'ni, Alecto'ya fark ettirmeden ondan almayı başarır. Kratos yoluna devam ederken Tisiphone, Alecto'ya katılır. İkisi birlikte Alecto'nun korkunç bir deniz canavarına dönüştüğü devasa bir girdap illüzyonu yaratır.

Kratos, Gerçeğin Gözleri'ni kullanarak, Furyler'in illüzyonlarını yok eder ve Alecto'yu insan formuna geri dönmeye zorla. Fury Kraliçesi, Kratos ile uğraşırken, Tisiphone bir kez daha Daimon'u gönderir, ancak Kratos kuşu yok etmek için Gerçeğin Gözleri'ni kullanır, sonra da Tisiphone'a dalar. Tisiphone dövüş esnasında Sparta Kralı ve Kratos'un kendisine dönüşerek onu şaşırtmaya çalışır. Ancak bunlar fayda etmez, Kratos nihayet Tisiphone'u yakalar ve ellerini boğazına dolayıp onu boğmaya başlar. Tisiphone can havliyle Lysandra'ya dönüşür ve bir anlığına da olsa Kratos'un tereddüt etmesine neden olur. Tisiphone daha sonra da Köy Kahini'ne dönüşür ve Kratos'a ailesinin onları öldürdüğü gece tesadüfen orada olmadıklarını söyler. Kratos bu söyleneni umursamaz ve Tisiphone'un boynunu kırarak onu öldürür. Tisiphone'un da ölmesiyle Furyler'den geriye sadece Alecto kalır. Kratos kılıçlarını çeker, Fury Kraliçe'si soğuk bir tavırla ona, kılıcını onun göğsüne saplamadan önce gerçeğin ona acı vereceğini söyler. Alecto son nefesinde, ölümünün hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini iddia eder.

Kratos, üç Fury'yi öldürdükten sonra Sparta'daki evine döner. Orkos onu zaferinden dolayı tebrik eder. Aynı zamanda, yeni yemin bekçisi olduğunu ve Kratos'un Ares ile olan bağını muhafaza ettiğini de açıklar. Kratos'a kendisine onurlu bir ölüm vermesi için yalvarır. Çünkü onun ölümü ikisini de Kratos'un hizmet etmeyi reddettiği tanrı Ares'ten kurtaracak ve daha fazla masumun kanının dökülmesini engelleyecektir. Kratos başta bunu kabul etmese de, Orkos ısrar etmeye devam ederek Kratos'u bunu yapmaya mecbur bırakır. Kratos, Orkos'u öldürerek daha önce Ares ile olan bağıyla maskelenen birçok kabustan ilkini yaşar: yeminini bozmak için ödemesi gereken bedel budur. Ayrıca Olimpos'a sürekli hizmet ederek kurtulabileceğini de anlar. Sonrasında içinde Orkos'un cesedi bulunan evini yakar ve Sparta'dan ayrılır.

Tanrılara Hizmet


"Tüm yapmamı istediğiniz bu mu? Başka bir şey yok mu!?"
-Kratos tanrıların hizmetinde


Kratos sonraki on yıl boyunca Olimpos Tanrıları'nın kendisine verdiği her görevi sadakatle yerine getirir. Hizmetinin beşinci yılında, istilacı Pers ordusuna ve onların yanlarında getirdiği büyük canavar Basilisk'e karşı mücadelelerinde Attika ordusuna yardım eder. Uzun bir savaştan sonra, tanrılara onların kendisinden daha fazlasını yapmasını isteyip istemediklerini sormadan önce hem Pers Kralı'nı hem de Basilisk'i öldürür. Tam o anda, Güneş'in gökten düştüğüne, ortadan kaybolduğuna ve dünyanın karanlıkta kaldığına şahit olur.

Bu işin arkasında bir komplo olduğunu sezen Kratos, ufuktaki son ışık kalıntılarını takip eder ve en sonunda Marathon şehrindeki Helios Tapınağı'na ulaşır. Kratos, konuyla ilgili Athena'ya danışır. Güneş Tanrısı Helios'un bilinmeyen bir güç tarafından kaçırıldığını fark eder. Helios'un yokluğunda Düş Tanrısı Morpheus diğer Olimposluları derin bir uykuya sokmuştur. Kratos, Olimpos Tanrıları aciz kaldığı için, Morpheus Yunanistan'ı Kara Sis ile kaplayarak ele geçirmeden önce Helios'u bulup kurtarmakla görevlendirilir. Morpheus'un köleleriyle savaşan Kratos, Güneş Tanrısı'nın tapınağına girer ve meydana gelen olayları öğrendikten sonra, Helios'un kız kardeşi Eos tarafından, kardeşinin Ateş Atları'nı uyandırması ve Helios'un bulunduğu yere götürmesi için görevlendirilir.

Kratos, Helios'un Ateş Atları'nı uyandırır ve Yeraltı Dünyası'na gider. Oraya ulaştığında uzaktan Helios'un parıldayan ışığının, Dünya Sütunu'nun hemen önünde parladığını görür. Hades'in topraklarında mücadele etmeye başlar. Yolculuğu esnasında güçlü bir eşya olan Zeus'un Eldiveni'ni ele geçirir, Tartarus'a girer ve ölülerin kayıkçısı Charon'u öldürür. Daha sonra Titan Atlas'ın bir şekilde Tartarus'tan kaçtığını ve Helios'u ele geçirdiğini öğrenir.

Kratos yolculuğu boyunca kızı Calliope'nin ve bir zamanlar ona verdiği flütle çaldığı şarkının illüzyonları tarafından rahatsız edilir. Dünya Sütunu'na ve onun yakınlarındaki Persephone Tapınağı'na ulaştığında, sadece kızıyla tekrar bir araya gelmeyi düşünmeye başlamış ve görevini unutmuştur. Bir müddet sonra Hades tarafından kaçırılan ve onunla evlenmeye zorlanan Yeraltı Kraliçesi Persephone ile karşılaşır. Persephone eğer tüm güçlerini Terkedilmiş Ağaç'a bırakırsa Kratos'un kızıyla tekrar birlikte olabileceğini söyler. Kızını tekrar görmek için çaresizce yanıp tutuşan Kratos, kendisine söyleneni yapar, böylece Sparta'nın Hayaleti olduğundan beri ilk kez mutlu görüldüğü Elysium tarlalarına girer.

Bir süre sonra Persephone, Kratos'un önünde belirir. Ona Atlas'ı serbest bıraktığını ve ondan Helios'u yakalamasını istediğini söyler. Persephone, Atlas'ın yardımıyla Dünya Sütunu'nu yok etmek için bir plan tasarlamıştır, bu sayede Olimpos Tanrıları'nı ve tüm insanlığı öldürebilecektir. Kratos'u kızıyla kısa bir süre birlikte olabileceğini, ancak planının tamamlanmasından sonra kızını yeniden kaybedeceğini söyleyerek onunla alay eder. Kratos da bunun üzerine Elysium'un masum ruhlarını öldürerek güçlerini geri kazanır ve yeniden Sparta'nın Hayaleti olur. Persephone'nin peşine düşerken bir daha asla kızıyla birlikte olma şansının olmayacağını anlar. Kızının onun arkasından ağladığını duyduğunda ise, Olimpos Tanrıları'na olan nefreti derinleşir.

Öfkeli Kratos, Persephone'yi öldürmeyi ve Atlas'ı yeniden Dünya Sütunu'nun yukarısındaki yere zincirlemeyi başarır ve böylece görevini tamamlar. Atlas, Yeraltı Dünyası'ndan ayrılmadan önce Kratos'a tanrıların sözlerini tutacağına gerçekten inanıp inanmadığını sorar. Kratos da Elysium'a geri dönemeyeceği için şimdilik umut edebileceği tek şeyin bu olduğunu söyler. Ateş Atları'nı kullanarak Yeraltı Dünyası'ndan kaçar, ancak görevinde çok yorulmuştur ve yoldayken Savaş Arabası'ndan aşağı düşer. Athena ve Helios onu kurtarır, güçlerini ve teçhizatını elinden alarak Ege Denizi'ne bakan kayalıklarda baygın şekilde bırakır.

Son Görev

"Ares, o gece yaptığının bedelini ödeyeceksin!"
-Kratos'un intikam yemini

dfsdfdsf
Kratos, Olimpos Tanrıları'na olan hizmetinin onuncu yılında, Hydra'yı öldürmek ve Ege Denizi'ne barış getirmekle görevlendirilir. Görevi esnasında Poseidon ona Hydra'ya karşı kullanması için yıldırım gücü bahşeder. Uzun ve şiddetli bir savaştan sonra Hidra'nın ön kafasını geminin direğine saplayarak onu öldürür. Sonrasında Hydra'nın ağzından içeri girer ve geminin kaptanından kaptan köşkünün anahtarını alır. Açıklaması olmayan nedenlerden dolayı kaptanın hayatını kurtarmaz, bunun yerine onu aşağı atar. Kratos o gece zaferini şarap ve kadınlarla kutlar, ancak geçmişte yaptıklarından dolayı da acı çekmeye devam eder. Perişan halde, Athena'nın heykellerinden birine yaklaşır ve ona geçmişinden ne zaman kurtulacağını sorar. Athena da Kratos'a son görevinin Pandora'nın Kutusu'nu bulmak ve içindeki gücü kullanarak Ares'i yok etmek olduğunu söyler. Sonunda Ares'ten intikam alma fırsatına kavuşan Kratos, Athena'ya bu görevi tamamladıktan sonra tanrıların onun kabusların son verip veremeyeceğini sorar. Athena bu soruya net bir cevap vermez, sadece geçmiş günahlarının bağışlanacağına dair kasıtlı olarak belirsiz bir söz verir. Yine de Kratos bu cevabı 'evet' olarak yorumlar ve Atina'ya doğru yola çıkar.

Atina rıhtımına varan Kratos, kuşatma altındaki şehrin içinden geçerek Ares'im kölesini öldürür. Yakındaki bir tapınakta Afrodit ile karşılaşan Kratos, onun emriyle Gorgonlar'ın kraliçesi olan meşhur Medusa'nın başını keser. Yanına aldığı bu baş ile düşmanlarını taşa dönüştürme gücü kazanır. Daha sonra Zeus'tan yıldırım fırlatma gücü alır. Yıldırım gücü sayesinde geçmesi gereken bir köprüyü indirmeyi reddeden korkmuş bir Atinalı muhafızı vurur. Şehre doğru ilerlerken, daha onunla konuşma fırsatı bulamadan önce bir çift Harpi tarafından kaçırılan Atinalı Kahin ile karşılaşır. Kahin'i kurtarmak için onun peşinden koşarken, Kahin'in tapınağının dışında mezar kazan biriyle (daha sonra bu kişinin Zeus olduğu ortaya çıkacaktır) konuşur. Kratos ona kazdığı mezarın kime ait olduğunu sorar, mezarcı ise bu mezarın onun mezarı olduğunu söyler. Kratos aldığı bu cevap karşısında telaşa kapılır, ancak mezarcı ona "her şey zamanı geldiğinde ortaya çıkacak ve her şeyin sonu gelmiş gibi göründüğünde, yardım etmek için orada olacağım" diyerek güvence verir.

Tapınağa doğru ilerleyen Kratos, Kahin'i yakındaki bir uçurumdan sarkmış halde bulur ve onu kurtarır. Kahin, Kratos'un nasıl bir adam olduğunu bildiğinden onun iyilik olsun diye kendisini kurtarmadığının farkındadır. Bu yüzden onun anılarına bakar. Kratos'un geçmişte yaptıklarını görünce dehşete düşer ve Athena'nın neden onun gibi birine böyle bir görev verdiğini sorar. Kratos öfkeyle Kahin'i boğazından yakalar ve onu bir kenara fırlatarak ondan kafasının içinden uzak durmasını söyler.

Kahin, Kratos'a Pandora'nın Kutusu'nu Kayıp Ruhlar Çölü'nde avare bir şekilde dolaşan Titan Cronos'un sırtında taşıdığı Pandora'nın Tapınağı'nda bulabileceğini söyler. Hemen ardından da Pandora'nın Tapınağı'na giden kimsenin geri dönemediği konusunda onu uyarır, ancak Kratos bunu umursamaz. Çölün girişinde Kratos'un önünde bir Athena heykeli belirir ve ona sirenlerin şarkısını takip etmesini ve daha fazla ilerlemeden önce üç sireni de yok etmesi gerektiğini söyler. Üç sireni öldüren Kratos, Titan Borusu'nu bulur ve onu Cronos'u çağırmak için kullanır. Kratos, Cronos'un üstüne tırmanmaya başlar ve üç gün sonra Pandora'nın Tapınağı'na ulaşır. Tapınağın girişinin hemen dışında, bir kapı bekçisinin (sonradan bu bekçinin Pandora'nın Tapınağı'na girmeye çalışan ilk ölümlülerin ölümsüz ruhu olduğu ortaya çıkacaktır) bir ceset yığınını yaktığını görür. Bekçinin başarısızlığının cezası olarak, tanrılar onu sonsuza kadar girişi gözetlemeye ve Pandora'nın Tapınağı'na girmeye çalışacak kadar aptal olan ruhların cesetlerini yakmaya mahkum etmiştir. Bekçi, Kratos'un da diğerleri gibi başarısız olacağına inanarak, ona kapıyı açar ve iyi şanslar diler. Kratos tapınakta ilerlerken, ona Artemis'in Kılıcını Artemis ve Hades'in Ruhları'nı veren Hades ile karşılaşır. Yol boyunca, sayısız canavarı (buna dev zırhlı bir minator da dahildir) yener, imkansız tuzaklardan kurtulur ve Pandora'nın Kutusu'na ulaşmadan önce oradaki kafeslerden birinde duran Atinalı bir askeri feda eder ve böylece Pandora'nın Kutusu'nu ele geçiren ilk insan olur. Ancak Kratos'un başarısı Ares'in dikkatinden kaçmaz, Ares durumu anlar anlamaz Pandora'nın Tapınağı'na doğru büyük bir kırık sütun fırlatır ve fırlattığı bu sütun Kratos'u delip geçer. Harpiler Pandora'nın Kutusu'nu toplayıp Ares'e geri götürür, Kratos ise ölür ve Yeraltı Dünyası'na düşer. Kratos, Styx Nehri'ne doğru düşerken Hydra'nın ağzında ölüme terk ettiği kaptanın bacaklarından tutar ve onu güvenli bir yere tırmanmak için kullandıktan sonra yine aşağı atar.

Kratos, Yeraltı Dünyası'nda ilerleyerek en üst noktaya ulaşır ve burada Kahin'in tapınağının önünde karşılaştığı mezarcının açtığı mezar sayesinde Hades'in pençelerine düşmekten kurtulur. Mezarcı, Kratos'a Athena'nın onu izleyen tek tanrı olmadığını ve günahları affedilmeden önce tamamlaması gereken son bir görevi olduğunu söyler. Kratos harap hale Atina şehrinde yoluna devam eder, Ares'ten Pandora'nın Kutusu'nu geri alır ve onu, Ares'le eşit şartlarda savaşmak için muazzam bir şekilde büyümek ve önemli miktarda güç kazanmak için kullanır. Sonuca ulaşmayacak bir kavgadan sonra Ares, Kratos'u, kendisinin şeytani enkarnasyonlarının ailesinin hayaletlerini öldürmeye çalıştığı hayali bir boşluğa hapseder. Kratos onlarla başarılı bir şekilde savaşır, ancak Ares zamanında ona verdiği Kaos Bıçakları'nı zorla ondan geri alır ve aynı bıçaklarla Kratos'un ailesini öldürüp bunu ona izletir. Kratos bu son darbeden sonra perişan ve savunmasız hale gelir. Ares tam onu öldürecekken, yakınlarındaki Tanrıların Kılıcı'nı fark eder ve kılıcı Ares'i öldürmek için kullanır.

Kratos'un geçmişi affedilmiş olsa da, Tanrılar onu kabuslarından kurtarmaz. Son umudunu da kaybeden Kratos, bir uçurumdan atlayarak intihar eder. Ancak Athena'nın onun için farklı bir planı vardır; bu yüzden onu kurtarır ve ona Olimpos'taki Savaş Tanrısı'nın artık boş olan tahtını teklif eder. Kratos kendisine yapılan bu teklifi kabul eder, düşmüş tanrının tahtına oturur ve yeni Savaş Tanrısı olur.

Savaş Tanrısı

"Lordum, Kratos! Başka bir şehir daha düşmeye hazır! Yakında herkes Sparta'nın görkemine şahit olacak!"
-Son Spartalı

Kratos, Ares'in Müritleri'nin Ares'i diriltmek için Ambrosia'yı kullanmayı planladığını öğrenince ağacı yok etmek için Tartarus'a gider. Yolculuğu boyunca daha önce Ambrosia'yı elde etmek için yaptığı yolculukta yaşadıklarını hatırlar. Tartarus'tan geçen Kratos, dev bir örümcek canavarla karşılaşır ve onu yener. Kratos bıçaklarını canavardan çıkarırken Athena kendini gösterir ve onu daha önce geçtiği bu yoldaki yeni tehlikeler konusunda uyarır. Kratos ise hiçbir şeyin onu durduramayacağından emin olarak Athena'nın uyarılarına omuz silker.

Kratos yoluna devam ederken Athena bir kez daha onun karşısına çıkar ve ona artık korkması gerektiği şeylerin ölüler olduğunu söyler, ancak Kratos yine onun uyarılarını görmezden gelir. Ambrosia arayışında kendisine eşlik eden Spartalı askerlerin cesetlerini bulur. Askerler birer birer dirilmeye ve Kratos'a saldırmaya başlar. Askerler, onları terk ettiği için misilleme olarak Kratos'u öldürmeye çalışır. Daha sonra Kratos'un üzerinde bulunduğu adanın, Helios'un Şampiyonu ile yaptığı savaşta yüz kolu yandıktan sonra Kratos'tan intikam almak isteyen Gyges adında canavar bir canavar olduğu ortaya çıkar. Gyges, Kratos'a saldırır, ancak Kratos Gyges'i Apollon'un Alevleri ile yakar. Sonra da Hayat Ağacı'nı ve tüm Ambrosia'yı yok eder. Ares'in Müritleri'nin tanrılarını diriltmek için sahip oldukları son umudu yok ettiği için kendisinin peşine düşeceklerini bilerek adayı terk eder.

Bir süre sonra Kratos, annesinin Atlantis'teki Poseidon Tapınağı'nda tutulduğunu gösteren bir hayal görür ve hemen yola çıkar. Athena, Poseidon'un şehrine Kratos'u yapmak istediği şeyden caydırmaya çalışır, ancak başarılı olamaz. Kratos'un gemisi Scylla tarafından saldırıya uğrar. Kratos canavarı kovalarken, bu sefer de erkek kardeşi Deimos ile çocukken yaşadığı bir anıyı görür. Şehre ulaştıktan sonra tapınağa girer ve Kratos'a gerçekten kendisi olduğuna dair güvence veren uzun süredir ölü olduğunu sandığı annesi Callisto ile karşılaşır ve şok olur. Annesi ona babasının onu buraya getirdiğini ve Deimos'un hala hayatta olduğunu söyler. Hem şok olan, hem de öfkelenen Kratos, annesine babasının kim olduğunu ve ona neden yalan söylediğini sorar. Callisto ona babasının kim olduğunu söyleyemeden önce, korkunç bir canavara dönüşür ve Kratos'la savaşmaya başlar. Callisto ölürken Kratos'a onu serbest bıraktığı için teşekkür eder ve ondan Deimos'u bulmasını ister.

Tanrılar yüzünden ailesinin bir ferdini daha kaybettiği için öfkelenen Kratos, kardeşini kurtarmak için hemen yola çıkar. Athena ona geri dönmesini emretse de, bu emri görmezden gelir. Kratos yolculuğu esnasında bir yanardağın içinde hapsedilmiş Titan Thera ile karşılaşır. Thera ona, onu serbest bırakmazsa yanardağdan ayrılamayacağını söyler. Kratos, Athena'nın Bıçaklarını Thera'nın göğsüne saplar. Thera'nın Felaketi'ni alır ve yanardağdan ayrılır. Kratos'un yaptığı bu hareket sayesinde Thera serbest kalır ve Atlantis yok olur.

Kratos yanardağdan ayrıldıktan sonra yola çıktığından beridir onu amansızca takip eden Scylla'yı kazığa geçirir ve nihayet canavarı yener. Eve dönerken Thanatos'un kızı Erinys tarafından saldırıya uğrar. Erinys'i yenen Kratos, kardeşini kurtarmanın anahtarını bulacağı Ares Tapınağı'na (burası daha sonra Kratos Tapınağı'na dönüştürülecektir) girmeden önce Pire Aslanı'nı ve bir Muhalif'i öldürerek Sparta'ya döner. Kratos, Sparta'dan sonra batan Atlantis şehrine geri döner, ancak Poseidon şehrini yok ettiği için ona çok kızgındır. Bu yüzden Kratos'u yok etmek için denizde muazzam bir girdap yaratır. Kratos, Poseidon'un saldırısından kurtulur ve onun kırık heykellerinden biri aracılığıyla telepatik olarak onunla temasa geçer. Poseison ona Atlantis'e yaptıklarının bedelini ödeyeceğine dair söz verir. Bir süre sonra Athena yanlışlıkla Kratos'a, Deimos'u o gün ondan alınırken Ares'in yanında olduğunu ve bunu Olimpos'u olası bir tehlikeden korumak için yaptığını söyler. Bu itiraf Kratos'un tanrılara olan nefretini daha da derinleştirir. Yoluna devam eden Kratos, Ölüm Alanı'na ve sonunda kardeşi Deimos'un tutulduğu Thanatos Tapınağı'na girer. Kratos, Deimos'u serbest bırakır, ancak Deimos, Kratos'u çok ihtiyaç duyduğunda ona yardım etmediği için suçlar ve ona saldırır. Savaşa yakından tanık olan Thanatos araya girerek Deimos'u kapar. Deimos ile yaptığı kavgadan dolayı zar zor ayakta durabilen Kratos, Thanatos'u İntihar Kayalıkları'na kadar takip eder ve Deimos'u kurtarır.

Aralarındaki anlaşmazlığı bir şekilde çözen Spartalı Kardeşler silahlarını eline alır ve Thanatos'a karşı güçlerini birleştirir. Ölüm Tanrısı, kahinin "işaretli bir savaşçının" Olimpos'u yok etmeye yazgılı olduğu kehanetini hatırlatarak kardeşlerle alay eder. Zeus, Ares ve Athena'nın o gün yanlış "işaretli savaşçıyı" seçtiğini söyler. Thanatos'a göre götürülmesi gereken Deimos değil, Kratos'tur. Daha sonra bunun artık önemli olmadığını ve Kratos'un yaptığı hiçbir şeyin kendi seçimi olmadığını belirtir. Kratos, hiç kimsenin, hatta tanrıların bile onun kaderine karar veremeyeceğini haykırır. Thanatos ise buna güler ve en başından beridir tüm bunların tanrıların verdiği kararlar neticesinde olduğunu söyler. Ayrıca her şeyi Kaderin Kız Kardeşleri'nin yaptığını ve Kratos'un bu oyunda bir piyondan başka bir şey olmadığını ekler. Şiddetli savaş sırasında Thanatos, Deimos'u öldürür, ancak bu durum Kratos'u iyice öfkelendirir ve Thanatos'u öldürmesi ile sonuçlanır. Kratos savaştan sonra kardeşinin cansız bedenini mezarına götürür.

Kratos, Deimos'u zamanında kendisini Yeraltı Dünyası'ndan kurtarmış olan esrarengiz mezarcı tarafından kazılmış bir mezara koyduktan sonra, kardeşinin artık özgür olduğunu söyler. Bir kez daha umutsuzluktan kendini öldürmeye çalışır, ancak sonrasında sakinleşir ve kendisine ne olacağını sorar. O sırada yakında bulunan mezarcı, ortadan kaybolmadan önce onun "Dünyaların Yok Edicisi ve Ölüm" olacağını söyler. Athena daha sonra Kratos'a onu affetmesi için yalvarır ve onu gerçek bir tanrı gibi güçlendirmeyi teklif eder, ancak Kratos tanrılara yaptıklarının bedelini ödeteceğine dair kendisine bir söz vermiştir ve bu yüzden Athena'nın yalvarışlarına aldırmaz.

Kratos zamanla kendini diğer Tanrılardan soyutlamaya başlar ve zamanının çoğunu Sparta'ya Yunanistan'ı fethinde yardım ederek geçirir. Ordusuyla neresi olduğu bilinmeyen bir şehri kuşattığı sırada Hera'nın evcil hayvanı Argos'un saldırısına uğrar. Canavarla savaşıp onu yenen Kratos, canavarı öldüremeden önce araya kim olduğu bilinmeyen bir Suikastçı girer ve onun yerine canavarı öldürür. Görünüşe göre Suikastçı, Kratos'un Olimpos'taki itibarını yok etmeye çalışmaktadır. Kratos, Suikastçi'yi takip eder, ancak ilerlemesi Hades'in köleleri tarafından durdurulur. Kratos bu yüzden kovaladığı Suikastçı'nın kılık değiştirmiş Hades olduğunu düşünür, zira Hades karısı Persephone'u öldürdüğü için Kratos'a kızgındır. Kratos arayışına devam eder, ancak bu sefer de tanrıların elçisi Ceryx tarafından durdurulur ve bu sayede Suikastçi kaçmayı başarır. Ceryx, Zeus'tan aldığı emri Kratos'a iletir. Emir, Kratos'un Suikastçi'yi kovalamayı bırakmasıdır. Bu istek için geçerli bir sebep gösteremeyen Ceryx'in tek yaptığı Kratos'u sinirlendirmek olur. Kratos, Ceryx'i anında öldürür ve Zeus'un bu harekete karşı sessiz kalmayacağını düşünür.

Kratos, Spartalı askerlerini Rodos'u fethetmek için göndermesi bardağı taşıran son damla olur. Diğer tanrılar Kratos'un yıkıcı davranışlarından bıkmıştır, bu yüzden Athena durması için ona yalvarır. Kratos ise her zamanki gibi, onun uyarısını görmezden gelir. Tahtından kalkıp dünyaya atlar ve ordusuna şehri ele geçirmesinde yardımcı olur. Kısa bir süre sonra bir kartal ortaya çıkar ve Kratos'un muazzam büyüklüğünü ve tanrısal güçlerinin önemli bir bölümünü ondan alır, böylece Kratos normal bir insan boyutlarına iner. Yine de sahip olduğu tanrısal güçlerin bir kısmı elinde kalır ve bu sayede Rodos'un savaşçılarını kolayca yener. Kartal, Kratos'tan aldığı tanrısal güçleri o sırada yapımı devam eden Rodos Heykeli'ne aşılar ve heykeli canlandırır.

Kratos, Rodos Heykeli ile uzun ve zorlu bir mücadeleye girişir. Bu esnada Zeus, zamanında Titan Savaşı'nı sona erdirmek için kullandığı Olimpos'un Kılıcı'nı yardım olarak gönderir. Kratos, tanrısal güçlerinin geri kalanını ve ölümsüzlüğünü kılıca aktarır ve Heykel'i yener. Zaferini gökyüzüne haykırırken, yıkılmakta olan heykelin eli üzerine düşer ve onu ezer. Bu sırada Olimpos'un Kılıcı elinden uçar. Ağır yaralanan ve tüm güçlerini kaybeden Kratos, hayatta kalmak için tek umudunun Kılıç olduğunu fark eder. Topallayarak kılıca doğru giderken, güçlerini ondan alan kartal yeniden ortaya çıkar ve kartalın aslında Zeus olduğunu ortaya çıkar (Kratos en başta kartalı Athena'nın gönderdiğini düşünmüştür). Zeus, Kratos'a onun da Ares ile aynı kaderi yaşamasını istemediğini söyler. Sonrasında ondan kendisine teslim olmasını ve sonsuza dek ona hizmet etmesini ister. Ancak Kratos bu isteği reddeder. Bunun üzerine Zeus ona saldırır ve Olimpos'un Kılıcı'nı Kratos'un karnına saplar. Sonra da Olimpos'un Kılıcı'nın gücünü kullanarak o anda Rodos Savaşı'nı sürdüren tüm askerleri öldürür, ölen askerlerin çoğu da Sparta ordusuna mensuptur. Kratos, son nefesinde Zeus'un ihanetinin bedelini ödeyeceğine dair yemin eder ve ölür.

Değişen Kader

"Asla kendi kaderini kontrol edemeyeceksin, Kratos"
-Clotho

Kratos öldükten sonra, Yeraltı Dünyası'nın kolları tarafından cehenneme çekilir. Tüm hayatı boyunca onu izleyen Titan Gaia; onu kurtarır, yarasını mühürler ve onun bir kez daha ölümden kaçmasına yardım eder. Yine cehenneme gitmekten kurtulan Kratos, dışarı çıktıktan sonra Rodos'ta hayatta kalmış son askerine Sparta'ya dönmesi ve savaşa hazırlanması talimatını verir.

Gaia, intikamını almak için hazır olan Kratos'a hediye olarak Pegasus'u gönderir. Pegasus'a binen Kratos, Olimpos'a gitmeye niyetlenir, ancak artık bir tanrı olmadığından Olimpos'a giremeyeceğini öğrenir. Olimpos'un kapısı Kratos'a kapalı olduğundan Gaia ona Kaderin Kız Kardeşleri'ni bulması gerektiğini söyler. Kratos, Gaia'dan Kız Kardeşler'in zamanda geriye gitme gücüne sahip olduğunu, bu güç sayesinde Olimpos'un Kılıcı'nı ele geçirebileceğini ve kılıcı kullanarak Zeus'tan intikamını alabileceğini öğrenir. Kratos ilk olarak Typhon'un inine gider ve burada Prometheus ile tanışır. Prometheus ona kendisini Olimpos'un Ateşleri'nde çektiği eziyetten kurtarması için yalvarır. Kratos da bunun üzerine Typhon'un Felaketi'ni Typhon'dan çalar ve bu yayı Prometheus'un son zincirini kırmak için kullanır. Zincirlerinden kurtulan Prometheus ateşlerin içine düşerek diri diri yanar ve nihayet özgür kalır. Kratos, Prometheus'un külleri sayesinde titanların gücünü kazanır.

Pegasus ile yoluna devam eden Kratos, Yaratılış Adası'na giderken bir griffon sürüsünün saldırısına uğrar. Kratos, griffon sürüsüne liderlik eden ölümsüz askeri yendikten sonra Pegasus'un üzerinden adaya bir ölümcül bir atlayış yapar. Yoluna devam ederken Gaia'nın neden kendisine yardım ettiğini sorgulamaya başlar. Gaia daha sonra ona Titanomachy'nin hikayesini ve Olimposluların onlara ihanet edip Titanları nasıl devirdiğini anlatır. Anlatılanlardan dolayı tatmin olan Kratos yoluna devam eder ve kısa süre sonra Zamanın Atları'nı koruyan Theseus ile karşılaşır. Theseus, Kratos'u karşışında görünce güler ve onun Zeus'u yok etme isteği ile dalga geçer, sonra da onu Yunanistan'daki en büyük savaşçının kim olduğunu belirlemek için dövüşe davet eder. Kratos, Theseus'un karnına kendi mızrağını saplar, sonra da onun kafasını tapınağın kapısına sıkıştırıp kapıyı defalarca kez kafasına vurarak ezer. Theseus yenildikten sonra onun anahtarını kullanarak atların kontrolünü ele geçirir, Kaderin Kız Kardeşleri'nin tapınağını ana karaya bağlar.

Kratos yoluna devam ederken yolu Unutulmuşlar Bataklığı'na düşer ve burada eski düşmanı Barbar Kral Alrik ile karşılaşır. Alrik, Hades'in azabından kurtulduktan sonra kaderini değiştirmek ve Kratos'tan intikam almak için Yaratılış Adası'na gelmiştir. Kratos ve Alrik pek muhabbet etmeden birbirine dalar. Alrik dövüş esnasında güçlü çekiciyle ölülerin ruhlarını (bu ruhlar arasında Kratos'un iki kere öldürdüğü kaptan da vardır) çağırır. Çekiç vasıtasıyla bu dünyaya gelen ruhlar bu ruhların bir kısmı Kratos tarafından yok edilir (Kratos burada kaptanı üçüncü kez öldürür), diğer kısmı da boyutunu arttırmak isteyen Alrik tarafından emilir. Kratos en sonunda Alrik'i normal boyutlarına dönmeye zorlar, çekicini elinden alır ve bu çekiçle onun kafasını ezer.

Kratos, Euryale'nin Tapınağı'na girerken, yaralı bir askerden düşman saldırılarını savuşturabilen ve hatta geri yansıtabilen Altın Post'u alır. Bu yeni eşyasını kullanarak yakınlardaki bir kerberosu yener ve sonrasında Euryale ile karşılaşır. Kız kardeşi Medusa'nın başını kestiği için Kratos'a öfkeli olan Euryale, büyük bir öfkeyle ona saldırır, ancak onun da sonu kız kardeşi gibi olur. Euryale'nin de başını kesen, Kratos bu baş sayesinde düşmanlarını taşa çevirme gücü kazanır. Kısa süre sonra, kendisinden Gaia'ya güvenmemesini ve intikam arayışını durdurmasını isteyen başka bir Athena heykeline rastlar. Kratos her zamanki gibi Athena'nın uyarılarını görmezden gelir ve yoluna devam eder.

Kratos bir müddet sonra, sevgili Andromeda'sını Hades'ten kurtarma arayışında olan üvey kardeşi Perseus ile karşılaşır. Perseus, Kaderin Kız Kardeşleri'ne değerini kanıtlamak ve bu sayede Andromeda'yı kurtarması için ona yardım edeceklerini umarak Kratos'a meydan okur. Kız Kardeşler kendisine yardım etmese dahi, güçlü Kratos'u deviren kişi olmanın ihtişamını yaşamak ister. Ancak Perseus, ucundan kıyısından Kratos'un dengi değildir. Kratos, efsanevi Yunan kahramanının tüm ekipmanını parçalar ve onu devasa bir kancaya geçirerek öldürür. Dövüşten sonra sonra Perseus'un kalkanını alır ve onu Atropos Avlusu'na girmek için kullanır. Nihayet Büyük Uçurum'a ulaştığında karşısına aklını kaybetmiş olan yaşlı Icarus çıkar.

Icarus diğerlerinin aksine konuşarak Kratos'u durdurmaya çalışır. "TESTİM!!!" diyerek uçurumu aşması gereken kişinin kendisi olduğunu söyler. Sinirlenen Kratos onu kenara itmeye çalışır, ancak Icarus inadından vazgeçmez. Kratos'un yoluna çıkmaya ve arayışının faydasız olduğunu söylemeye devam eder. Kratos'a "BU BENİM TESTİM" der, uçurumdan yalnızca kendisinin uçabileceğini ve Kaderin Kız Kardeşleri ile görüşebileceğini söyler. Öfke limiti sonuna dayanan Kratos, Icarus'u boğazından tutar ve "Kaderin Kız Kardeşlerine ulaşacağım ve bunun için yaparken de senin kanatlarını kullanacağım" der. Icarus ani bir hareketle Kratos'un üzerine atlar ve ikisinin birlikte Yeraltı Dünyası'na düşmesine neden olur. İkili aşağı düşerken kavga etmeye devam eder, ancak Kratos, Icarus'un kanatlarını koparır ve böylece Icarus Yeraltı Dünyası'na düşürerek sonuyla tanışır. Kratos ise kanatları kullanarak güvenli bir şekilde Atlas'ın üzerine iner.

Gaia, Kratos'a yüzeye geri dönmesi gerektiğini söyleyerek onu, Atlas'ın vücudu üzerinde ilerlemeye ve onun zincirlerinin bir kısmını yok etmeye teşvik eder. Kratos zincirlerin bir kısmını yok edince, Atlas'ın yükü az da olsa hafifler, ancak Kratos'un varlığı dikkatini çeker. Tüm yaptıklarından sonra tekrardan onun karşısına çıkacak cesareti gösterdiği için Kratos'a sinirler. Kratos'u parmaklarının arasına alıp ezmeye çalışır, fakat onun artık Zeus'un düşmanı olduğunu öğrenince Kratos'u öldürmekten vazgeçer ve Zeus'un ölümü ile kaderinin de değişeceğine dair umutlanır. Atlas, Kratos'a Büyük Savaş'ı ve Zeus'un bu savaşı Olimpos'un Kılıcını yaratarak nasıl sona erdirdiğini anlatır. Sonra da ona gücünün bir kısmını verir ve onu Kader Sarayı'na olan yolculuğuna devam etmesi için geri yüzeye çıkarır.

Kader Sarayı'na ulaşan Kratos burada iki alimi rehin alır ve onları kendisinin okuyamadığı bir büyüyü okumaya zorlar, sonra ikisini de kurban eder. Yoluna devam ederken Rodos'ta sağ kalmış olan son Spartalı asker ile karşılaşır, ancak ikilinin karşılaşmaları karanlık bir odada olduğundan ikisi de kiminle karşı karşıya olduklarının farkında olmadan, Kız Kardeşler'e ulaşma niyetiyle dövüşmeye başlar.

Kratos bıçaklarını rakibine sapladığında vitray pencereden gelen ışıkla öldürdüğü kişinin Son Spartalı olduğunu görür. Spartalı savaşçı, Zeus'un Sparta'yı yok ettiğini söyler ve ölür. Aldığı bu haber Kratos'un öfkeden kudurmasına yol açar. Kratos'un gözü öfkesinden dolayı o kadar döner ki, Kraken tarafından saldırıya uğradığını fark etmez ve onu boğarken karşı koymaz. Bu esnada karısının bir illüzyonunu görür. Bu, aslında Gaia'dır ve kılık değiştirerek Kratos'un karşısına çıkmıştır. Gaia, Kratos'u yola devam etmesi için teşvik eder ve eğer ölürse Hades'in ona sonsuza kadar işkence edeceğini söyler. Sonra da Kratos'u Titanların Öfkesi ile onu güçlendirir. Kratos yaşama isteğini geri kazanır, Kraken ile savaşır ve onu öldürür. Daha sonra Anka'ya binerek Kız Kardeşler'in ana karargahına doğru yola çıkar.

Karargaha ulaşan Kratos, Kız Kardeşler'in taht odasına girer ve burada Kaderin Kız Kardeşleri'nden biri olan Lahkesis ile karşılaşır. Lahkesis ona herkesin kaderini belirlediğini ve kendisinin bu kadar uzağa gelmesine neden izin verdiğini açıklar. Zeus'u öldürmenin Kratos'un kaderinde yazmadığını belirtir. Fakat Kratos artık pazarlık yapma niyetinde değildir, ona artık onun kaderi üzerinde hiçbir kontrollerinin olmadığını ve geçmesine izin vermezse onu öldüreceğini söyler. Lahkesis bunu duyunca sinirlenir ve öfkeyle Kratos'a saldırır. Kratos neredeyse anında üstünlüğü ele geçirir ve Lakhesis'e ağır bir yara vererek onu daha da öfkelendirir. Dövüşü kazanamayacağını anlayan Lahkesis, Kratos'u Ares'le olan savaşına geri götürmesi ve Kratos'a dövüşü kazandıran Tanrıların Kılıcı'nı yok etmesi için kız kardeşi Atropos'u çağırır. Atropos, Kratos ve Ares'in dövüşüne müdahale edecek, Ares'in kazanmasını sağlayacak ve bu sayede Kratos'un benliği tarihten tamamen silinecektir. Fakat Kratos, Atropos'a da boyun eğdirir ve tekrardan kendi zamanına döner. Lakhesis hayal kırıklığına uğrar ve tekrardan Kratos'a saldırır, ancak şimdi yanında Atropos da vardır. Kratos, uzun ve zorlu bir savaşın ardından, Kız Kardeşler'i zaman aynalarına hapseder, sonra da o aynaları kırarak Kız Kardeşleri tamamen tarihten siler. Yoluna devam Kratos kaderi daha fazla manipüle etmemesi konusunda ona yalvaran son Kız Kardeş olan Clotho'nun yanına gider. Clotho'nun tüm alt vücut kısımlarını yere sabitler, en üst platforma çıkar ve onu da öldürür. Sonra Dokuma Odası'nda kendi yaşam ipliğinin kontrolünü ele geçirir ve zamanda geriye, Zeus'un ona ihanet ettiği ana gider.

Kratos hiç vakit kaybetmeden Zeus'a saldırır ve onunla boğuşmaya başlar. Kratos'un aniden ortaya çıkmasıyla şoke olan Zeus, Kaderin Kızkardeşleri'nin ona yardım ettiğini düşünür. Sonra da Kratos'u hafife aldığını, ancak bunu bir daha yapmayacağını söyler. İkili, Zeus'un kısa süre sonra tam tanrı formunda yeniden ortaya çıktığı Kurban Zirvesi'ne inmeden önce gökyüzünde şiddetli bir savaşa tutuşarak birbirlerine saldırır. Zeus, Kratos'a yıldırımlar fırlatırken kendisine yardım etmesi için bir siren ordusu çağırır, Kratos ise gelen sirenleri Zeus'u felç etmek için kullanır ve Olimpos'un Kılıcı'nı Zeus'un eline saplar. Öfkelenen Zeus, normal insan boyutuna geri döner ve doğrudan Kratos'a saldırır. Biraz uğraştıktan sonra sonunda Kılıç'ı Kratos'tan almayı başarır, ancak Kratos bir müddet sonra Kılıç'ı tekrar ondan alır. Kılıç bir süre boyunca ikili arasına gidip gelir. Kratos, Zeus'a bir sütunla vurarak onu iyice sinirlendirir. Yeterince öfkelenen Zeus tekrardan dev formuna girer ve Kratos'un üzerine büyük bir yıldırım fırtınası gönderir. Bu saldırı sonrasında Kratos yenildiğini kabul eder, Olimpos'un Kılıcı'nı yere bırakır ve Zeus'tan onu çektiği bu eziyetten kurtarmasını ister, Zeus da "Canını alacağım, ancak eziyetin daha yeni başlıyor, oğlum" diyerek Kratos'u öldürmek için hamle yapar.

Ancak tüm bu teslim olma gösterisi Kratos'un oyunundan başka bir şey değildir. Darbeyi savuşturan Kratos, Zeus'un kafasını defalarca kez oradaki bir kayaya vurur ve Athena'nın Bıçakları'nı ellerine saplayarak onu kayaya sabitler. Olimpos'un Kılıcını geri alan Kratos, onu Rodos'ta kendisini öldürdüğü gibi öldürmek için Zeus'un karnına saplar. Tam o anda Athena ortaya çıkar, Kratos'a saldırır ve durması için ona yalvarır. Zeus da bu açıklıktan yararlanır ve kaçmaya çalışır, fakat bu Kratos'un onun gitmesine izin vermek gibi bir niyeti yoktur. Bu yüzden Zeus'u öldürmek için Olimpos'un Kılıcı'nı ona doğru sallar, ancak son anda Athena kılıcın önüne atlar ve darbeyi alır. Kratos, Athena'ya neden kendini feda ettiğini sorar, Athena da bunu Olimpos'u kurtarmak için yaptığını söyler. Ayrıca Kratos'a Zeus'un aslında onun gerçek babası olduğunu ve eylemlerinin korkudan kaynaklandığını açıklar. Zeus'un amacı, Olimpos'a nihai yıkımı getirecek olan "İşaretli Savaşçı" Kratos'u öldürerek baba öldürme döngüsünü kırmaktır.

Athena, Kratos'a intikam arayışından vazgeçmesi için yalvarır. Tüm Olimpos'un kendisine karşı birleşeceği ve Zeus'u öldürmeyi başarırsa dünyanın yok olacağı konusunda onu uyarır. Bu noktada, Kratos'un akıl sağlığı ve başkalarına karşı olan azıcık şefkati tamamen tükenir ve yoluna çıkan herkesle birlikte tüm tanrıları yok edeceğine dair yemin eder. Zamanda daha da geriye Titanomachy'nin olduğu zamana giderek titanları günümüze getirir ve onları tanrılarla son bir kez yüzleşmek için Olimpos Dağı'na götürür. Aynı esnada kötü bir şekilde zayıflamış Zeus, tanrıları bir toplantıya çağırır (toplantıda yalnızca Poseidon, Hades, Hermes ve Helios vardır), onlardan farklılıklarını bir kenara bırakmalarını ve ortak düşmanları Kratos'a karşı birleşmelerini ister. Birkaç dakika sonra Olimpos Dağı sarsılmaya başlar. Dağdan aşağı bakan tanrılar, titanların dağa tırmandığını görünce dehşete kapılır. Gaia'nın sırtında olan Kratos var gücüyle haykırarak Olimposluların saltanatının sona erdiğini ilan eder.

İkinci Büyük Savaş

Zeus! Oğlun geri döndü, Olimpos'a yıkımı getirdim!!!
-Kratos

Zeus, yarı tanrı oğlu Herkül dahil olmak üzere birlikte hemen Olimposlu tanrılara Kratos'a ve Titan müttefiklerine saldırmalarını emreder, ancak kendisi, Kratos'la yaptığı sondövüşten dolayı halen yaralı olduğu için savaşa katılmaz. Poseidon, Olimpos'tan bir füze gibi inerek Epimetheus'un göğsüne ölümcül bir darbe indirir ve titanı öldürür. Hades da pençeleriyle birkaç titanı başarılı bir şekilde aşağı düşürür, daha savaşın başında Olimposlular üstünlüğü ele geçirir. Birkaç dakika sonra, Poseidon kendi görüntüsünde devasa bir sulu yapı içinde yeniden ortaya çıkar ve savaşta ona yardım etmesi için birkaç Hipokampi yaratır. Çok sayıda titanı yok eden ve büyük bir tehdit olan Poseidon, şimdi de Gaia'nın peşine düşmüştür. Kratos, kendini ve Gaia'yı korumak için Poseidon ile sonuçsuz bir savaşa girer. Nihayetinde Gaia'yı, Hippocampi'den kurtarır ve Gaia'nın Poseidon'u dağa çarpmasını sağlar. Poseidon dağa sabitlenince Kratos hemen ona saldırmaya başlar. Kratos, Poseidon'u bıçaklarıyla döverken, Poseidon da üç başlı mızrağı ile kendini savunmaya çalışır. Sonunda Kratos, Poseidon'un göğsündeki devasa kaya oluşumunu paramparça eder ve zayıf noktasını ortaya çıkarır.

Poseidon daha fazla Hippocampi ile saldırarak Gaia'nın elinden kurtulur. Ancak Kratos, Poseidon'un Gaia üzerindeki kontrolünü hızlı bir şekilde kırar ve Gaia'nın Poseidon'unsulu yapısını yakındaki bir uçurumun üzerine devirecek kadar yıkıcı bir yumruk atmasını sağlar. Kratos, sulu yapısı parçalanıp denize dökülen ve artık korunmasız durumda olan Poseidon'u yakalar ve onu kayalara doğru fırlatır. Poseidon, Kratos'a kaç tanrı düşerse düşsün, her zaman ona karşı duracak bir başkasının olacağını söyler. Bu sözlerden hiç etkilenmeyen Kratos, yoluna çıkan her tanrının aynı kaderi paylaşacağını söyler. Poseidon, Kratos'un ne kadar çılgın ve intikamcı hale geldiğini fark eder ve Olimpos'un ölümünün dünyasının sonu anlamına geleceğini belirterek ondan bu intikam arayışından vazgeçmesini ister. Kratos yine etkilenmez ve soğuk bir şekilde "Öyleyse KENDİ ölümün için hazırlan, Poseidon" cevabını verir. Sonra da Poseidon'u boynundan yakalayıp feci şekilde döver, kafasını kayalara vurur ve onu büyük bir kayaya fırlatır. Başına gelecekleri anlayıp korkan Poseidon çaresiz bir şekilde sürünerek uzaklaşmaya ve denize geri kaçmaya çalışır, ancak Kratos kolayca onu yakalar, gözlerini oyar ve boynunu kırarak cesedini dağdan aşağı atar. Poseidon'un ölümüyle birlikte denizler tüm Yunanistan'ı yutar, Olimpos ve diğer dağlık bölgelerde bulunan yerleşimler dışında neredeyse tüm Yunanlıları boğarak öldürür.

Kratos tekrardan Gaia'nın eline tırmanır ve ikili Zeus'un, Kratos'un gelişini öfkeyle beklediği Zeus'un köşküne doğru ilerler. Gaia eliyle Zeus'un köşkünün etrafını sarar ve onu köşke hapseder. Kratos, Zeus ile alay eder ve Athena'nın ölümüyle artık onu koruyacak kimsenin kalmadığını söyler. Buna karşılık Zeus, Kratos'a Athena'nın onun kör öfkesi yüzünden öldüğünü söyler ve ona intikam arayışının tatmin olması için ne kadar ileri gitmeye istekli olduğunu sorar. Kratos da ne Kaderin Kız Kardeşleri'nin, ne de Hades'in kapılarının onu durduramaması ile övünür ve Zeus'un bir sonraki gün doğumunu göremeyeceğini iddia eder. Kratos ve Gaia saldırmaya hazırlanırken, Zeus da onların aşağıdaki Styx Nehri'ne düşmelerini umarak hem Kratos'u hem de Gaia'yı dağdan düşürmek için büyük bir yıldırım saldırısı yapar. Ortaya çıkan patlama Gaia'nın kolunun bir kısmını koparır ve tutuşunu kaybetmesine neden olur. Kratos, da kontrolünü kaybederek düşmeye başlar ve Gaia'dan kendisine yardım etmesini ister, ancak Gaia bunu yaptığı takdirde ikisinin de aşağı düşeceğini söyleyerek bunu yapmak istemez. Kratos ona onu neden ölümden kurtardığını söyler ve Gaia ise titanlar sonunda Zeus'a ulaştığı için, onun artık ihtiyaç duymadıkları bir piyondan başka bir şey olmadığını söyler.

Yine ihanete uğrayan Kratos, dağdan aşağı düşer ve bir kez daha Yeraltı Dünyası'nda mahsur kalır. Styx Nehri'nden ve mağaralarından yalpalayarak geçerken iyice bir düşünür. Sonra da Hades'ten kaçmaya ve Zeus'u kesin olarak yok etmeye karar verir. Styx Nehri'nin ölü ruhlar neredeyse onun tüm gücünü tüketir ve bıçaklarını mahveder. Bir şekilde nehirden çıkmayı başaran Kratos, artık daha üstün bir varlık olduğunu iddia eden ve Kratos'a Zeus'tan intikamını alması için yardım edeceğini söyleyen Athena'nın hayaletiyle karşılaşır. Bu sözlerden şüphelenen Kratos, Zeus'u korumaya çalışırken ölen Athena'nın neden bu kadar ani bir fikir değişikliği yaptığını bilmek ister. Athena da daha önce görmediği gerçekleri nasıl gördüğünü anlatır ve Kratos'un güvenini yeniden kazanmak için Kratos'un mahvolmuş bıçaklarını Yeraltı Dünyası'ndan ve onu bekleyen düşmanlardan kurtulmasına yardımcı olacak Sürgün Bıçakları'na dönüştürür. Sonra Zeus'u yok etmek için önce onun gücünün kaynağı olan Olimpos'un Alevini bulup söndürmes gerektiğini söyler.

Kratos, Yeraltı Dünyası'da ilerlemeye başlar ve yolda kayıp ruhlarla tanışır. Peirthous diri diri yakarak Apollo'nun yayını ondan çalar. Sonra da Kratos'un ölmek için henüz hazır olmadığına karar veren ve onu ilerlemesi teşvik eden Yargıçlar ile karşılaşır. Kratos yol boyunca kendisine seslenen bir kız sesi duyar ve buna anlam veremez. Başlangıçta bu sesi kızı Calliope'nin sesiyle karıştırır, ancak kısa süre sonra sesin Pandora isimli bir kızdan geldiğini anlar ve ondan uzaklaşmaya çalışır. Fakat daha uzaklaşamadan, Pandora onun hakkındaki her şeyi bildiğini iddia eder. Pandora ona Olimpos'taki herkesin ondan korktuğunu söyler, Kratos ise "Bunun için haklı sebepleri var" diye cevap verir. Pandora ona daha fazlasını anlatmaya çalışır, ama konuşması Kratos'la alay eden Hades'in sesiyle bölünür. Kratos, Hades'ten ortaya çıkmasını istese de; Hades, Kratos'un çok sabırsız olduğunu ve çok yakında oynamak için zamanlarının olacağını söyler. Kratos Yeraltı Dünyası'nın derinliklerine inerken, Olimpos'un Zanaatkarı ve aynı zamanda Volkan ve Ateş Tanrısı olan Hephaestus ile karşılaşır. Hephaestus, Kratos'un yüzünden kızı Pandora kaybolduğu için Yeraltı Dünyası'na sürgün edilmiştir ve bu yüzden Kratos'a kızgındır. Buna rağmez Kratos'a saldırmaz, hatta ona Olimpos, evlatlık kızı Pandora ve Zeus'un sırları hakkında yararlı bilgiler verir.

Hades'in krallığına doğru ilerleyen Kratos, zaman zaman geçmişindeki çeşitli insanlardan gelen gizemli notlar bulur. Sonunda Hades'in Sarayı'nı bulur. ve Hades ile bizzat karşılaşacağı karanlık odaya giden bir yol açmak için, Persephone'un bedeninin içine konulduğu tabutu kullanarak Hades Sarayı'na girer. Hades hiç vakit kaybetmeden neden Kratos'u sevmediğini anlatmaya başlar. Kratos'u kıymet verdiği Athena, Poseidon ve özellikle sevgili kraliçesi Persephone'un ölümünden sorumlu tutmaktadır. Kendisine yaşattığı tüm acılar için ona acı çektireceğini söyler. Aniden karanlıktan çıkan Hades, Kratos'un ruhunu vücudundan söküp emmeye çalışsa da, başarısız olur. Oda aydınlandıktan sonra Kratos hemen Hades'e saldırır, onları geri alıp kendini iyileştirmeden önce acımasızca onun vücudundan et parçaları koparmaya başlar. Kratos, dövüş devam ederken Hades'in miğferini çıkarmak için bıçaklarını Hades'in boynuna saplar, ancak bu hareketi Hades'i daha da öfkelendirmekten başka bir işe yaramaz. Hades, Kratos'u Styx Nehri'ne atmayı umarak yerde büyük bir yarık oluşturur. Ancak Kratos, Hades'in pençesini bıçaklarından biriyle durdurur ve ikili arasında bir çekişme başlar. Bıçaklarından biri boşta olan Kratos, Hades'in saldırılarını savuşturur ve boştaki bıçağı ile ona zarar vermeye devam eder. Nihayet Hades'in pençelerini onun boynuna bir ilmik gibi dolayarak kafasını tavana vurmaya başlar. Hades'in miğferi yerinden çıkana kadar vurmaya devam eder ve en sonunda pençelerini ondan almayı başarır. Bu sırada Hades de Styx Nehri'ne düşer.

Nehre düşmüş olsa da Hades'in işi henüz bitmemiştir. Hades düştüğü yerden çıkar, büyüklüğünü büyük ölçüde artırır ve düşmanını kesin olarak yok etmek için bir kez daha ona saldırır. Hades'in pençelerini ona karşı kullanan Kratos, Hades'i daha da zayıflatır ve pençeleri Hades'in artık açıkta olan, hasar görmüş kafatasına bağlar. Sonra da ruhunu çekerek Hades'i öldürür. Hades'in ölümü, Yeraltı Dünyası'ndaki tüm ruhların etrafa dağılmasına ve Hades'in karnında Kratos'un bölgeden kaçmak için kullanacağı dev bir delik açmasına neden olur. Hades'in ruhuna sahip olan Kratos, Styx Nehri'nde zarar görmeden yüzebilme ve dilediği zaman Hyperion Kapısı'nı kullanma yeteneği kazanır.

Kratos bir kez daha Hephaestus'un inine girer. Hephaestus, Kratos'a Hades'in gerçekten ölüp ölmediğini sorar ve Kratos buna olumlu yanıt verir. Hephaestus, Hades'in acı çekmeyi hak ettiğini, ancak ölümünün imkansız olduğunu düşündüğünü söyleyerek güler. Sonra da Kratos'a daha çok bilgi verir. Gerekli bilgileri edinen Kratos, Hephaestus'a veda eder ve Yeraltı Dünyası'ndan kaçmak için bir Hyperion Kapısı kullanır.

Kratos, Olipos Dağı'na geri dönüp Olimpiya şehrinin eteklerinde ilerlerken, uçan arabası ile oralarda dolaşan Helios, Kratos'a ateş topları fırlatır ve onu kendisini kovalaması için kışkırtır. Kratos takibe başladıktan kısa süre sonra güçlükle dağa tutunmuş olan Gaia ile karşılaşır. Gaia, Kratos'un hala hayatta olmasına çok şaşırır ve ondan kendisine yardım etmesini ister. Fakat Kratos, Gaia'nın kendisine söylediği son sözleri unutmamıştır. Bu yüzden ona yardım etmek yerine, onun kolunu koparır. Gaia da bunun üzerine umutsuzca Kratos'a kendisinin onun için bir anlamı olup olmadığını sorar. Kratos acımasız tarafını göstererek, aslında Gaia'nın onun piyonu olduğunu, Zeus'a karşı yapılan savaşın titanların değil, kendi kişisel intikam savaşı olduğunu söyler. Sonra da Olimpos'un Kılıcını kullanarak Gaia'nın elinin kökünü yok eder ve Gaia çığlıklar atarak uçurumdan aşağı düşer. Yoluna devam eden Kratos, Helios'u Titan Perses savaşırken görür. Yakınlarda bulunan bir mancınığı kullanarak Helios'u havada vurur ve Perses'in eline geçmesine neden olur. Perses, Helios'u eliyle ezer ve şehrin karşı tarafına fırlatır. Artık Kratos'un tek yapması gereken Helios'u düştüğü yerde bulmak ve öldürmektir.

Kratos ufak bir aramanın ardından Helios'u bulur, Helios ağır yaralı haldedir ve bu yüzden kendisini koruması için kalkan taşıyan bir birliği yardıma çağırır. Kalkanlı birlikleri aşamayan Kratos, yakınındaki bir kiklopun kontrol ederek kalkanlı birliği ortadan kaldır. Savunmasız kalan Helios, canını bağışlaması karşılığında ne isterse yapacağını söyleyerek Kratos'u kandırmaya çalışır. Kratos bu tekliften şüphe duysa da, önce biraz düşünür. Sonra da Helios'a, Olimpos'un Alevini nerede bulabileceğini sorar. Helios soruya doğrudan bir cevap vermez, bunun yerine o anda savunmasız durumda olan Kratos'u bir güneş ışığı huzmesiyle kör etmeye çalışır. Bu ani saldırı Kratos'u bir anlığına sersemletse de, Kratos güneş ışığını Helios'a geri yansıtır ve onu yakalayarak kafasını yere vurmaya başlar. Dayak yiyen Helios'un dili çözülür ve Kratos'a Olimpos'un Alevi'nin gücünü almak için Alev'in içine adım atması gerektiğini söyler. Ancak Kratos bunun bir yalan olduğunu hemen anlar, çünkü Hephaestus ona Alev'in hem ölümlüler hem de Tanrılar için ölümcül olduğunu söylemiştir. Helios bu konuda yalan söyleyenin Hephaestus olduğuna dair Kratos'u ikna etmeye çalışır ve onun Olimpos'un lütfunu kaybetmiş bir ucube olarak nitelendirir, ancak Kratos da Hephaestus'a inanma sebebinin bu olduğunu söyler. Seçenekleri tükenen Helios kaderine boyun eğer ve Kratos'a ölümünün onun Zeus'a ulaşmasına yardımcı olmayacağını iddia eder.

Kratos ani bir hareketle Helios'u kafasından yakalar ve çıplak elleriyle onun kafasını koparır. Helios'un ölümüyle güneş, kara bulutlar ve yağmur fırtınaları tarafından kalıcı olarak örtülür. Helios ölse de, kafası hala yoğun güneş ışığı yayabiliyordu. Bu yüzden Kratos, Helios'un kafasını Olimpos Dağı'nın karanlık mağaralarında yolunu aydınlatmak için bir fener olarak kullanır. Kratos yoluna devam ederken Perses ona saldırır (muhtemelen Gaia'nın intikamını almak için bunu yapmıştır), Kratos'u onu öldürmek zorunda kalır.

Kratos, Labirent'e ulaştığında Hermes ile karşılaşır. Hermes, Kratos ile hem geçmişteki başarısızlıkları, hem de Zeus'a karşı olan kan davasının aptalca olduğunu söyleyerek alay eder. Kratos en başta Hermes'i görmezden gelir ve onun "Zeus'un kıçında uçan bir sinek"ten başka bir şey olmadığını söyler, fakat Hermes rahat durmaz veonu kışkırtmaya devam eder. Kratos görmezden gelmeye devam ederken Hermes onu kovalamamasının tek nedeninin onu asla yakalayamayacağını bildiği için olduğunu söyleyince, Kratos sinirlenir ve harekete geçer. Hermes hızla Kratos'tan uzaklaşır Denge Zinciri'nin üzerinde yukarı doğru koşmaya başlar. Kratos da acele etmeden yavaş yavaş Denge Zinciri'ne tırmanır. Zincirin tepesine ulaştığında kendini ortasında Pandora'nın Kutusu'nun olduğu bir odada bulur. Kutuyu yeniden görmenin şaşkınlığını yaşarken Athena ortaya çıkar ve ona kutuda Zeus'u yenmek için ihtiyaç duyacağı atıl, kullanılmayan bir güç olduğunu, ancak kutu Olimpos'un Alevi tarafından çevrelendiği için bu güce ulaşmasının imkansız olduğunu söyler. Sonra da Alev'i söndürmek için kutuya ismini veren olan Pandora'ya ihtiyacı olduğunu belirtir.

Athena olay yerinden ayrılır ayrılmaz Hermes yeniden ortaya çıkar ve Kratos'u onu kovalaması için kışkırttmaya devam eder. Kovalamaca boyunca, Hermes çocukça alaylarına devam eder. Kratos'u yavaş olduğu için küçümser ve onun bir aptal olduğunu söyler. Kovalamaca sürerken Hermes, Kratos'un ulaşamayacağı dev bir heykelin kafasına giden bir zincirin üstünden koşar ve heykelin kafasına yatar. Kratos'un burada kendine ulaşamayacağından emin olduğu için onu hafife almaya devam eder. Kratos ise heykeli yok etmek ve Hermes'in yanına gitmek için için yakındaki bir mancınığı kullanır. Heykelden düşen Hermes ciddi şekilde yaralanır.

Yıkılan heykelden zarar görmeden kurtulan Kratos yerdeki kan izlerini fark eder ve bu izleri takip ederek büyük ölçüde savunmasız kalmış olan Hermes'e ulaşır. Hermes şu durumda bile Kratos'un onursuz olduğunu söyleyerek ona hakaret eder ve yaptığı korkunç şeyleri onun yüzüne vurur. Kratos bunun üzerine Hermes'i yakalar ve bacaklarından birini keser. Hermes çaresiz bir şekilde yerde sürünerek Kratos'tan uzaklaşmaya çalışır, Kratos da Hermes'in diğer bacağını da kesmek için yavaş yavaş ona yaklaşır. İki bacağını kaybeden Hermes oracıkta ölür ve onun ölümüyle tüm ülkeye insan, hayvan ve bitki yaşamını etkileyen ölümcül bir veba yayılır. Kratos, Hermes'in çizmelerini aldı, onları geniş uçurumları geçmek ve Olimpos'un salonlarına doğru ilerlemek için kullanmaya başlar.

Sonunda boş bir foruma gelen Kratos burada fena halde sarhoş olmuş Hera ile karşılaşır. Hera lafı çok uzatmadan Herkül'ü alanaçağırır ve ondan Kratos'u yok etmesini ister. Herkül, Kratos'a karşı kızgındır. Ona göre Zeus her zaman Kratos'u kayırmış ve kendisi hep ikinci planda kalmıştır. Yaptığı 12 göreve atıfta bulunarak Kratos'u öldürmenin 13. ve son görevi olacağını, bunun ardından Savaş Tanrısı tahtına oturacağını söyler. Kratos ilginç bir şekilde Herkül ile dövüşmek istemez ve Olimpos saltanatının bugün sona ereceğini, Savaş Tanrısı olmasının bir anlamı olmadığını belirtir. Herkül ise Kratos'un sözlerine kulak asmaz ve ölümsüz lejyonlarına onu öldürmelerini emreder. Herkül, Kratos onun ölümsüz lejyonlarını kolayca alt edince, Nemea Aslanı'nı öldürdükten sonra elde ettiği Cestus'u kuşanarak savaşa dahil olur. Bu esnada da Kratos'a temiz bir vuruş yapabilmek için lejyonlarına onu sabit tutmalarını emreder. Uzun ve acımasız bir dövüşten sonra Kratos, Herkül'ü yakalar ve onu forum duvarlarını kaplayan sivri duvarlara vurur ve zırhını parçalar. Kratos'un bu hareketi Herkül'ü iyice sinirlendirir ve bir deprem yumruğu vurarak tüm lejyonunu öldürmesini sağlar. Dövüş devam ederken, Herkül giderek sabırsızlanır ve Cestus'u birbirine vurarak Kratos'u geçici olarak sersemletir. Herkül yakaladığı bu fırsatı Kratos'u öldürmek için değil de, Hera'ya yaklaşmakta olan zaferi hakkında övünmek için kullanınca, Kratos'un ona arkadan saldırması ve Cestus'u ondan alması için için Kratos'a fırsat verir. Artık silahsız olan Herkül, çıplak elleri ve efsanevi gücünü kullanarak Kratos'u alt etmeye çalışır, forum duvarının bazı kısımlarını Kratos'a fırlatır ve sonunda Kratos'u aşağı düşürme umuduyla forum zeminini kaldırır. Kratos, Cestus'u kullanarak platforma geri tırmanır ve kaldırdığı zemini Herkül'ün üzerine devirerek onu hareketsiz bırakır. Sonra da Cestus ile Herkül'ün yüzüne vurmaya başlar. O kadar çok vurur ki, Herkül'ün suratı içine göçer, ikilinin altlarındaki zemin parçalanır ve ikili forumun altındaki kanalizasyona düşer.

Kanalizasyon'dan çıkan Kratos'un yolu Afrodit'in odasına düşer. Afrodit, Kratos'un Olimpos ile olan savaşını umursamıyor gibi görünmektedir ve ilginç bir şekilde Kratos'tan onunla seks yapmasını ister. Kratos başlangıçta biraz tereddüt etse de, yakınlardaki Hyperion Kapısı'nı kullanabilmek için Afrodit ile yatar ve sonrasında kapıyı kullanarak Hephaestus'u ziyaret eder. Kratos, Pandora'nın nerede olduğu konusunda Hephaestus'u sorgulamadan önce, Hephaestus ona o ve karısı Afrodit arasında bir ilişki olup olmadığını sorar, ancak Kratos soruya cevap vermez Kratos'un Pandora ile ne yapmak istediğini çok iyi bilen Hephaestus, ondan Pandora'dan uzak durmasını ister ve ona tüm hikayeyi anlatmaya başlar. Pandora'nın Labirent'te hapsedilmesinin Hephaestus'tur ve yine bu olaydaki rolü nedeniyle sürgün edilmiştir. Kratos, Hephaestus'a yanlış bir şey yapmadığını söylese de, Hephaestus zamanında Ares'in yok edilmesi için Pandora'nın Kutusu açıldığında Zeus'un Korku tarafından ele geçirildiğini ve bu yüzden Hephaestus'un ondan bir şey sakladığına inanmaya başladığını söyler. Zeus, Hephaestus kutunun anahtarı olan Pandora'yı yarattığını itiraf edene kadar ona işkence etmiştir. Hephaestus, Pandora'yı kendi kızı gibi sevdiğinden başta onu vermek istemese de, baskılara dayanamamıştır. Nihayetinde Zeus, Pandora'yı ondan almış ve Hephaestus'u sürgüne göndermiştir. Kratos hikayeyi sakince dinler ve intikamını alana kadar asla durmayacağını söyler. Pandora için endişelenen Hephaestus, Kratos'u durdurmanın tek yolunun onu bir intihar görevine göndermek olduğunu düşünür. Bu amaçla, Kratos'tan Omphalos Taşı'nı bulmasını ister. Taşı ona getirdiği takdirde onunla özel bir silah yapmayı vaat eder. Kratos bunu kabul eder, ancak bilmediği şey Omphalos Taşı'nın Cronos'un midesinde olduğudur.

Tartarus'a giren Kratos, Gaia'nın kopmuş elini avucunda tutan Cronos ile karşılaşır. Cronos, Tartarus'ta çektiği eziyet için onu suçlar, zira Zeus, Pandora'nın Kutusu tapınaktan alındığı için Cronos'u sürgüne göndermiştir. Cronos, Kratos'u parmaklarının arasına alıp ezmeye çalışır. Kratos, Helios'un kafasını kullanarak Cronos'u geçici olarak kör eder. Sonra da sessizce Cronos'un kolunda ilerlemeye başlar ve koldaki büyük bir sivilceyi yok edene kadar Cronos tarafından fark edilmez. Cronos, Kratos'u ezmek için birkaç girişimde bulunsa da, Kratos tırnaklarından birini sökerek ona büyük bir acı verir. Kratos zor durumda kalınca yine Helios'un kafasını kullanır ve Cronos'u bir kez daha kör eder. Fırsatı bulan Kratos, Cronos'un karnının üzerindeki kemere ulaşır ve Pandora'nın Tapınağı'nı Cronos'un sırtında tutan kristal çiviyi yerinden çıkarmaya çalışır. Cronos, Kratos'un ne yapmaya çalıştığını anlayınca onu yakalar ve yine ezmeye çalışır. Ancak Kratos, Olimpos'un Kılıcı'nı Cronos'un eline saplayarak kurtulur. Cronos, Kratos ile baş edemeyeceğini anlayınca onu yemeye karar verir ve ağzına atar. Cronos'un midesine giden Kratos, burada almak için geldiği Omphalos Taşı'nı bulur ve mideden kaçmak için Olimpos'un Kılıcı'nı kullanarak Cronos'un karnını yarar ve bağırsaklarını yere döker. Cronos, Kratos'a istediği şeyi aldığını söyler ve canını bağışlaması için ona yalvarır. Ancak Kratos onun yalvarışlarını duymazdan gelir ve bir kez daha Cronos'un kemerine doğru yol alır. Bu sefer çiviyi yerinden çıkarır ve Cronos'un çenesine saplar, sonra da da Olimpos'un Kılıcı'nı alnına saplayarak Cronos'u öldürür.

Cronos'un cansız bedeni Hephaestus'un ininin hemen üstüne düşer ve yeniden Hephaestus'un yanına gelen Kratos, öfkeyle onun kendisini bir intihar görevine göndermekle suçlar. Hephaestus, Omphalos Taşı'nı alır ve Nemesis Kamçısı'nı dövmeye başlar. Bu esnada Kratos'un başının çaresine bakabileceğini bildiğini iddia ederek masum olduğunu savunur. Hephaestus birden "Al sana intikam!" diye bağırarak Yüzük'ünü kullanır ve Kratos'u öldürmeye çalışır. Kratos bu girişimden kurtulur ve Hephaestus'u kendi örsüne saplayarak öldürür. Hephaestus'un son sözlerinde Kratos'a kızını bağışlaması için yalvarır. Kratos daha sonra Pandora'ya Hephaestus'un herhangi bir babanın yapması gerekeni yaptığını söyleyecektir. Ayrıca Hephaestus'un ihanetinin ardındaki çocuğunun hayatını koruma duygusunu bildiği için Hephaestus hakkında kötü düşünmemiştir.

Kratos, Olimpos Bahçeleri'nden geçmek için Nemesis Kırbaç'ı kullanır ve burada yine depresif ruh halindeki sarhoş Hera ile karşılaşır. Hera, Kratos'u dünyadaki diğer tüm yaşam biçimleriyle birlikte bahçesinin bozulmasından sorumlu tutar ve ona cılız bir tokat atar, Kratos ise Hera'yı kenara iterek yoluna devam eder. Hera, Kratos'a kıt aklı ile bahçeden çıkmanın yolunu bulamayacağını söyleyerek onunla alay eder, fakat Kratos bahçeden çıkmayı başarır. Bahçenin derinliklerinde Kratos, Hera ile bir kez daha karşılaşır. Hera dünyaya yaptıklarından dolayı ona duyduğu nefreti haykırmaya devam eder. Kratos tüm bunlara rağmen onu görmezden gelmeye çalışır. Ancak Hera son olarak Pandora'ya "küçük bir fahişe" deyince, Kratos sinirlenir ve boynunu kırarak Hera'yı öldürür. Hera'nın ölümü tüm bitkilerin kurumasına ve yeşil olan her şeyin ölmesine neden olur..

Kratos nihayet yeniden Labirent'e döner ve Labirent'in baş mimarı olan ve Labirent'in içine hapsedilmiş Daedalus ile karşılaşır. Zeus ona Labirent'i yaptıktan sonra sonra oğlu Icarus'u geri alacağına dair söz vermiştir, ancak Labirent bittikten sonra sözünü tutmak yerine, Daedalus'u Labirent'in tuzaklarından birine hapsetmiştir. Yine de Daedalus, Icarus'un hala hayatta olduğuna ve Zeus'un geleceğine inanarak kendini kandırmaya etmiştir. Kratos ona Icarus'un öldüğünü söyleyince (Icarus'un ölümünün kendi elinden olduğunu söylememiştir), Daedalus kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başlar. Sonrasında Kratos, Daedalus'un aksi yöndeki ricalarına rağmen ilerleyebilmek için bir manivelayı çeker ve zavallı mucidi öldüren bir tuzağı tetikler. Bunun ardından Pandora'yı Labirent'ten kurtarır ve yanına alır. Kratos başlangıçta Pandora'nın bir nesneden başka bir şey olmadığına inansa da, Pandora ona kızını o kadar çok hatırlatır ki, onu kendi çocuğu gibi görmeye başlar. Kratos, Pandora'yı da ele geçirdiği için geriye yapması gerek tek bir görev kalır, o da Yargıçlar'ı etkisiz hale getirmektir. Bu amaçla artık tamamen terk edilmiş durumda olanYeraltı Dünyası'na geri döner ve Yargıçlar'ı yok ederek Denge Zinciri'ni koparır. Alev odasına geri dönerken, Pandora'nın kutusuna erişilebilmek için Labirent'i kaldırdı. Tam bu noktada Kratos ilk kez tereddüt eder ve Pandora'nın hayatını feda etmesine izin vermez. Pandora ise direnir. Kratos'a bir çocuk olarak muamele görmek istemediğini ve kaderini kabullenmesi gerektiğini söyler. İkilinin konuşması Zeus'un araya girip Pandora'yı yakalaması ile bölünür.

Kratos, Zeus'tan Pandora'yı bırakmasını ister, Zeus ise Pandora'ya kafayı takmış olduğundan Kratos'un bu isteğini reddeder ve Pandora'dan bir eşyaymış gibi bahseder. Zeus, Kratos'a Pandora'yı kendi kızı gibi görmemesini öğütler. Olimpos'un ve dünyanın yok edilmesini Kratos'un kefaret ihtiyacının kanıtı olduğunu söyler ve onun yaptıklarının kendisini dehşete düşürdüğünü itiraf eder, sonra da ondan etrafına bakmasını ve neden olduğu yıkımı görmesini ister. Kratos ise sadece yok etmeye geldiği şeyi gördüğünü söyleyerek hırlar. Zeus daha sonra Kratos'a acıdığı için pişman olduğunu ifade eder. Kratos'a Pandora'ya acımanın onun yapacağı en büyük hata olacağını söylemeden önce, Kratos'un kendisinin yaptığı en büyük hata olduğunu söyler. Kratos, öfkeyle Pandora'nın konuyla hiçbir ilgisi olmadığı konusunda ısrar etse de Zeus, her şeyin onunla ilgili olduğunu belirtir. Endişesi artan Kratos, bir kez Zeus'tan Pandora'yı serbest bırakmasını ister, Zeus da bu isteğe Pandora'yı duygusuzca bir kenara atarak karşılık verir. Olimpos etraflarında parçalanmaya devam ederken baba ve oğul bir kez daha birbirine girer. Aynı esnada Pandora, Olimpos'un Alevi'ni söndürmek için ona yaklaşır, ancak Kratos bunu yapmasını engeller. Zeus, ailesini hayal kırıklığına uğrattığı gibi Pandora'yı da hayal kırıklığına uğratacağını söyleyerek Kratos'u kışkırtır. Bunun neticesinde Kratos, Pandora'yı bırakır aşırı derecede öfkeli bir şekilde Zeus'a saldırır.

Pandora'nın Olimpos'un Alevi ile buluşması devasa bir patlama yaratır. Kratos ve Zeus patlamanın etkisiyle ayrılmak zorunda kalır. Ortalık sakinleşince Kratos, artık Alev tarafından korunmayan Pandora'nın Kutusu'nu açar, ancak kutunun boş olduğunu görür. Bunun üzerine Zeus, Kratos'un bir kez daha başarısız olduğunu söyleyerek onunla alay edet ve iyileşmek için dışarı çıkar, yaşanan bu olaydan dolayı Kratos'un öfkesi daha da artar. Baba ve oğul dışarıda yine boğuşmaya başlar. Kratos'un neden olduğu yıkımı görmezden gelen Zeus, Kratos'u yendikten sonra yapacak çok işi olacağını düşünür ve "Buna bir son vermenin zamanı geldi" der. Ancak ikilinin dövüşü sonuçlanmadan, yeniden dağa çıkmayı başarmış olan Gaia ikilinin dövüştüğü platformu yerinden söker. Kratos, Gaia'nın halen hayatta olmasına şaşırır. Gaia ise tek amacının tanrılardan intikam almak iken, Kratos yüzünden bütün dünyanın yok olduğunu belirterek ona suç atar. Kratos ve Zeus'u aynı anda öldürebilmek için yerinden söktüğü platformu elleri ile ezer. Başka bir çıkış göremeyen Zeus ve Kratos, Gaia'nın göğsündeki Poseidon tarafından açılmış yaraya atlayarak Gaia'nın içine girmek zorunda kalır ve Gaia'nın kalbinin önünde dövüşmeye başlar. Nihayet Kratos, Zeus'u Gaia'nın kalbinin üzerinde sabitler ve karnına Olimpos'un Kılıcını sokarak hem Zeus'u, hem de Gaia'yı aynı anda öldürür.

Çatlamış toprağın üzerinde uyanan Kratos alandan ayrılmaya çalışır, ancak Zeus'un Kratos'a yönelik kalıcı nefreti tarafından tüketilen ve Korku tarafından güçlendirilen hala aktif ruhu Kratos'a saldırır. Zeus'un ruhu, Kratos'un iradesini ve öfkesini tüketir, onu korku ve kaybetme endişesi ile doldurarak ölümün eşiğine getirir. Kendi zihninde kapana kısılan ve anıları tarafından işkence gören Kratos, maruz kaldığı bazı işkenceleri ortadan kaldırmasına yardım eden Pandora'nın ruhundan yardım alır. Kratos, Pandora'nın yardımıyla, Kan Havuzu'na dalmadan önce ailesini ve Athena'yı öldürdüğü için en sonunda kendini affeder ve katlettiği masumların hepsi ile yüzleşir. Bu engelleri Umut'un gücüyle aşan Kratos, fiziksel dünyaya geri döner ve daha güçlü bir kararlılıkla kendini Zeus'un boğucu pençesinden kurtarmayı başarır. Sonra da öfkeyle Zeus'un ruhuna saldırır ve kendi vücuduna geri dönmeye zorlar. Bedene giren ruh, Zeus'u geçici olarak zayıf bir şekilde tekrardan diriltir.

Kratos o anda Zeus'un artık çok zayıf olduğunu ve onu öldürmek için Bıçaklar'a ihtiyacı olmadığını fark eder. Silahlarını bir kenara atar ve onu geride tutmaya çalışan Zeus'a saldırır. Ancak Kratos kolayca Zeus'un savunmasını kırar ve onu bir kayaya çarpar. Bu darbenin etkisiyleZeus'un ağzından siyah bir duman (muhtemelen Korku) çıkar. Kratos daha sonra Zeus'u yumruklayarak ölümüne döver, böylece en sonunda intikamını alır ve söz verdiği gibi Olimposluların saltanatına son vermiş olur. Zeus'un bedeni patladığında Kratos'un kollarına dolanmış olan zincirler gevşer ve dünya tam bir kaosa sürüklenir. Her şey sona erdiğinde Kratos ufka bakar ve nihayet ne yaptığını anlamaya başlar.

Kratos'u tebrik etmeye gelen Athena, ondan Pandora'nın Kutusu'ndan aldığı gücü kendisine vermesini ister ve insanlığın artık onun mesajını duymaya hazır olduğunu söyler. Kratos, dünyanın şu anda mahvolmuş durumda olduğunu ve bu nedenle vereceği mesaj ne olursa olsun, mesajın artık bir işe yaramayacağını belirtir. Athena bir kez daha Pandora'nın Kutusu'ndan aldığı gücü kendisine vermesini ister, Kratos ise kutunun boş olduğunu iddia eder. Ancak Athena, Kratos'un gözlerinde Umut'un gücünü görür ve ona Umut'u kutunun içine kendisinin koyduğunu söyler. Kratos ise Pandora'nın onun intikam ihtiyacına hizmet etmek için boş yere öldüğünü düşünür. Pandora'nın ve etrafındaki dünyanın ölümü onu kederlendirir.

Athena bu sefer Kratos'un içindeki gücün kendisine ait olduğunu söyleyerek gücü kendisine vermesini emreder. Athena'nın amacı kaos tarafından temizlenen dünyayı, umudun gücünü kullanarak kendi egemenliği altında yeniden inşa etmektir. Fakat tam o anda gerçeklerin farkına varır. Kratos, Ares'i öldürmek için kutuyu ilk açtığında, kutunun içine hapsedilmiş tüm kötülükler serbest kalmış ve serbest kalan bu kötülükler Olimpos tanrılarına bulaşmıştır. Athena ise o ana kadar tüm kötülüklerin Kratos'un içine girdiğine inanmıştır. Oysa kötülükler tanrıları ele geçirdiğinde, umudun gücü de Kratos'un içine girmiştir. Tüm yılların suçluluğunun, öfkesinin ve intikam ihtiyacının altında gömülü olan Umut, Kratos'un geçmişte yaptıkları için kendisini affetmesi ile nihayet serbest kalmış ve Kratos bu gücü kullanabilmiştir. Dünyanın yıkımından dolayı suçluluk duyan, gidecek başka bir yeri ya da uğrunda yaşayacak hiçbir şeyi kalmadığını anlayan Kratos, Olimpos'un Kılıcı'nı karnına saplayarak intihar eder. Bunun sonucunda Umut'un gücünü tüm dünyaya dağıtmış olur, ancak bu hareketi Athena'yı kızdırır. Athena ona hayal kırıklığına uğradığını söyler, Kratos da sadece küçük bir sırıtış ve belli belirsiz bir kahkahayla karşılık verir. Athena, Olimpos'un Kılıcı'nı Kratos'un karnından çıkarır ve güçlükle nefes alan Kratos'u ölüme terk ederek ortadan kaybolur. Kratos kendini yere bırakır ve hafifçe gülerek başını yere koyar. Kanından oluşan birikintinin içinde yatarken, ölümün ruhunu ele geçirmesine hazır olur.

Sürgündeki Hayalet

Bir şekilde hayatta kalan Kratos, korkunç eylemlerinin cezası olarak sonsuza dek dünya üzerinde yürümekle lanetlendiğini fark eder. Ne olduğunu anlamadan Ares ile yaptığı kavga esnasında kaybettiği Kaos Bıçakları'nı karşısında bulur, Bıçaklar'dan kurtulmak için onları denize atar. Uyumak için yakındaki bir mağaraya girer, uyandığında ise Kaos Bıçakları'nın hemen yanındaki kayaya saplanmış durduğunu görür. Yalnız kalmaya ve lanetinden kurtulmaya kararlı olan Kratos, yelken açar ve Bıçaklar'ı bir kez daha denize atar. Kıyıya vardığında günlerce uykusuz dolaşır ve en sonunda yorgunlukdan yıkılır. Uyandığında yine Kaos Bıçakları karşısındadır, yine onları bir kenara atarak onlardan kurtulmaya çalışır. Bir müddet yürüdükten sonra küçük bir köye ulaşır. Onun kim olduğunu bilen köy halkı kaçmaya başlar. Kratos kaçmayan yaşlı bir köylüyle tanışır. Köylü ona Sparta'nın Hayaleti olduğu için herkesin ondan korktuğunu ve şu anda Firavunlar Ülkesi'nde olduğunu, ancak kaderinde burada kalmak olmadığını söyler. Köyde kalmaya karar veren Kratos köylüden kendisini rahat bırakmasını ister ve onu bir kenara iter. Fakat köylü ona kaderini anlatır. Köylüyü dinleye Kratos hiç uyumadan uzun yolculuğuna devam eder, ancak yolda iki çakalın saldırısına uğrar. Çakallardan kurtulduktan sonra dinlenmek için bir vahada durur. Burada da ona kaderini anlatan bir Babun'la karşılaşır, yaşadığı bu durumdan dolayı aklını kaybetmeye başladığını düşünür. Sonrasında yoluna devam eder. Yolculuğu boyunca yemek yemeye çalışır, uyur, uyanır ve yine karşısında Kaos Bıçakları'nı görür. Kratos, Persephone'un sözlerinin onu etkilediğini ve ölümsüz olduğunu keşfeder. Uyumadan ve kendine işkence ederek yolculuğuna devam eder. Bir süre sonra ulaştığı bir nehirde İbis ile karşılaşır, İbis de Kratos'a kaderini anlatır, Kratos teslim olmaz ve İbis'e çektiği işkenceye son vermek istediğini, bu yüzden onu yalnız bırakması gerektiğini söyler. Sonra da daha fazla dayanamayıp, bayılır. İbis ona uzun yolculuğunu tamamlamak için tüm gücünü kullanacağını söyler.

Kratos bayıldıktan sonra neresi olduğunu bilmediği bir yerde olduğu bir rüya görmeye başlar. Rüyasındaki Athena heykeli ona henüz bitirmediği şeyler olduğunu, eve dönüp kaderini benimsemesi ve amacını yerine getirmesi gerektiğini söyler. Ancak Kratos, Kaos Bıçakları'nın sürekli olarak ona geri dönmesinden Athena'yı sorumlu tutar, onun isteklerini reddeder ve ondan kendisini yalnız bırakmasını ister. Kendine geldiğinde bir kez daha Bıçaklar'ın yanında olduğunu görür. Daha önce karşılaştığı köylü, Kratos'a kendi cehenneminde yaşamakla lanetlendiğini söyler ve aradığı cevapları bulup bulmadığını sorar. Köylü, Kratos'a ihtiyaç duyulacağı saatin hızla yaklaştığını ve kendisini gelecek savaşa hazırlaması gerektiğini söyler. Ancak Kratos kendisine söylenenleri dinlemez ve belki bu sefer geri gelmezler umuduyla Bıçakları göle atar. Sonunda Kratos dönüp dolaşıp aylar önce girdiği köye yeniden gelir ve aynı korku dolu ifadelerle karşılanır. Köye timsah benzeri büyük bir Kaos Canavarı saldırır, köylüler de kurtuluş için dua etmeye başlar. Ancak Kratos onu anlamsız bulur. Köylülerin boş yere dua ettiğini, tanrıların onları canavardan kurtarmayacağını, tanrıların asıl canavarlar olduğunu ve canavarların dualara cevap vermeyeceğini söyler. Köylü geri döner ve belki de köylülerin dualarının cevabının Kratos olduğunu söyler. Köylülerin ona yalvarmasından bıkan Kratos, bazılarını yumruklar ve onu rahat bırakmazlarsa onları öldürmekle tehdit eder. Köylü, Kratos'a durmasını söyler ve kayıp sevdiklerine merhamet gösterdiği gibi onlara da merhamet gösterip gösteremeyeceğini sorar, sonra da bir kez daha Kratos'a kaderinden kaçamayacağını ve geçmişin her zaman onunla olacağını söyler. Kaderi hakkında yeterince şey dinleyen Kratos, başkalarının ona ne yapması gerektiğini söylemesinden bıktığını, dünya üzerinde onu bir şeye zorlayacak hiçbir tanrı ya da insan olmadığını ve kendi kaderine yalnızca kendisinin karar verebileceğini söyleyerek cevap verir. Kaos Canavarı yaklaştıkça Köylü, Kratos'un kaçınılmaz olanı kısa bir süre daha geciktirmek için köylülerin ölmesine izin verip vermeyeceğini sorar. Kratos sadece yalnız kalmak istediğini belirtir, ancak sözlerine devam edemeden yaşlı adam başını çevirerek gözden kaybolur. Bu noktada Kratos delirip delirmediğini ve artık neyin gerçek neyin hayal olduğunu sorgulamaya başlar. Sonunda, Kaos Canavarı, Kratos'la karşı karşıya gelir. Çok yorgun olan Kratos, Canavar'dan onu sefaletinde yalnız bırakmasını talep eder. Canavar homurdanır ve böylece Kratos ve Kaos Canavarı dövüşmeye başlar.

Kratos, Kaos Canavarı ile savaşır ve bu savaş esnasında köydeki birkaç ev yok olur. Kaos Canavarı daha sonra Kratos'u ağzına alarak yutmaya çalışır, ancak Kratos, Canavar'ın üst çenesini kopararak onu öldürür ve öfkeyle bağırır. Köylüler yavaş yavaş saklandıkları yerden çıkar ve savaşın verdiği hasara bakmaya başlar. Köylüler bir kez daha dehşet içinde Kratos'tan kaçmaya başlayınca, Kratos, hayal kırıklığına uğrar ve köylülere korktukları canavarın öldüğünü söyler. Gizemli Köylü tekrardan kendini gösterir ve Kratos'a amacının henüz gerçekleşmediğini belirtir. Köylü'nün oldukça hızlı bir şekilde görünüp kaybolduğunu fark eden Kratos, onun gerçekten var olup olmadığını sorgular. Köylü ise Kratos'tan sadece kendisini dinlemesinin ve yaklaşan tehdidi görmesinin önemli olduğunu söyler. Bu esnada aniden, suaygırına benzeyen çok daha büyük bir Kaos Canavarı nehirden çıkar ve saldırmaya başlar. Köylü, Kratos'a nihayet yapması gereken şeyi yapmasının vaktinin geldiğini söyler. Savaşmaktan bıkmış olan Kratos, köylüleri veya yapması gerekenleri umursamadığını haykırır. Sonra da Canavar'ın az önce ölen türdeşinin intikamını almak için mi, yoksa sadece köylüleri yemek istediği için mi köye saldırdığını sorar. Kaos Canavarı, Kratos'a kükrer ve onunla savaşmaya hazırlanır. Çaresizce yalnız kalmak ve işkencesinin sona ermesini isteyen Kratos, geri dönüp Canavar'a saldırır. Kratos, Canavar'ın burnuna yumruk atmaya çalışır, ancak Canavar güçlü bir tekme ile onu dağa uçurur ve bu darbe ile Kratos bilincini kaybeder.

Kratos bu sefer rüyasında Athena ile birlikte Mısır'ın Bilgelik Tanrısı Thoth ile karşılaşır. İkili Kratos'a kaderini çok uzun süre boyunca görmezden geldiğini ve artık onu kucaklaması gerektiğini söyler. Kratos, Kaos Bıçakları'nı sonsuza kadar kullanmakla lanetlendiğini ve hayattaki amacının bu olduğu gerçeğini duyunca öfkelenir. Bıçaklar'ı aldıktan sonra uyanır ve Kaos Canavarı'na saldırır. Kratos, Kaos Bıçakları'nın yardımıyla Canavar'ın kalın derisini kesmeyi başarır, sonra bacağını ve en sonunda kafasını keserek Canavar'ı öldürür. Canavar'ın ölümünden sonra sürekli Kratos'un karşısına çıkan köylünün Thoth olduğu ortaya çıkar. Thoth, Katos'a amacını yerine getirdiğini söyler, Kratos da olduğu yere çöker. Sonrasında lanetinin öfke ve kanla dolu olduğuna, en karanlık duygularının kafesine nasıl hapsolduğuna ve yoluna devam ederken en kötü kabuslarını yeniden yaşayacağına üzülür.

Yeni Bir Başlangıç

Olimpos'un yıkılmasının üzerinden yüz yıldan daha fazla zaman geçmiş ve Kratos, İskandinav tanrılarının krallığı olan Kuzey Toprakları'nda yalnız bir hayat yaşamaya başlamıştır. Kratos'un neden olduğu kaosun tüm gezegeni değil, sadece Yunan Dünyası'nı yok ettiği ve farklı mitolojilerin konumlarına göre ayrıldığı (ancak her konum farklı bir kozmolojide yer alıyor) ortaya çıkmıştır. Kratos, 75 yıllık yalnızlığının ardından, bölünmüş bir diyardan gelen yetenekli bir savaşçı olan Faye ile karşılaşır ve onunla dövüşmeye başlar. İkili benzer yorgunluğunu paylaştıklarından ve kısa bir süre sonra birbirlerini tanımaya başlar ve sonunda birbirlerine aşık olurlar. On yıl sonra Vahşiorman'da bir ev inşa ederler ve Kratos geçmişini karısına anlatır. Halen kurtulamadığı Kaos Bıçakları'nı da evin zemininin altına saklar. 22 yıl sonra ikilinin bir çocukları olur. Faye, başlangıçta ona Loki adını vermek istese de çocuğun adını Atreus koyarlar. Çocuk esas olarak, diğer şeylerin yanı sıra ona nasıl avlanacağını ve İskandinav dilini nasıl okuyacağını öğreten Faye tarafından büyütülür. Faye'in isteği üzerine Kratos, çocuk sürekli hasta olduğu için Atreus'u avlanmaya hiç götürmez. Faye, Atreus'a Aesir Tanrıları'nı anlatırken, Kratos da onun hikayelerini dinler.

Kratos, kontrol pratiği yapmak için sık sık ormana giderek düşman arar ve kendini test ederdi. Faye, Kratos'un dövüşmek için bunu yaptığını istediğini düşünürken, Kratos aslında öfkesini savaşmayarak ve sadece düşmanları yorulana kadar saldırıları savunarak ve savuşturarak kontrol etmeye çalışmaktadır. Bu konuda da kurtlarla karşılaşıp onları savuşturmayı başarana kadar defalarca kez başarısız olur. Kratos, kurtlar üzerinde amacına ulaşacakken troller ortaya çıkar ve Kratos'u kontrolünü kaybedene kadar zorlarlar. Öfkesine yenik düşen Kratos trolleri kolaylıkla katleder ve bunu yaptığı için kendine kızar. Bu olaydan sonra kendini test etmeye devam eder ve bu da onun genelde evde olmamasına yol açar. Bu yüzden Atreus, Kratos'un onu veya Faye'i umursamadığına inanmaya başlar. Kratos, Atreus'un sağlık durumunu bilmediğinden ona pek yaklaşmaz ve yapılacak işler konusunda nadiren talimat verir. Genelde Faye'in, Atreus'tan istediği şeyleri nasıl yapması gerektiğini söyleyerek ona yardımcı olur.

Yolculuk

İşaretli Ağaçlar

Birkaç yıl sonra, Faye sebebi bilinmeyen bir şekilde ölür. Vasiyetinde ailesinden küllerini Dokuz Diyar'ın en yüksek zirvesine götürmesini ister. Ayrıca Kratos'un, onsuz yapabileceğine inanmasa da, oğullarını yetiştirmeye devam etmesini de ister. Kratos yola çıkmadan önce evlerinin etrafındaki Faye'in sarı el iziyle işaretlenmiş olan ve Kratos'un bilmese de, onları İskandinav tanrılarının gazabından koruyan tüm ağaçları keser. Böylece Kratos'un evi de, İskandinav tanrılarının tehlikeli topraklarına dahil olur. Kratos, oğlunun onları bekleyen uzun maceraya hazır olduğundan emin olmak ister ve onu ava çıkararak test eder. Birkaç hatası olsa da, Atreus kendini kanıtlamayı başardı, ancak ikilinin karşısına Dauði Kaupmaðr isimli bir trol çıkar. İkili ortak saldırılar ile trolü öldürür ve Atreus trolün ölü bedenine bıçağını saplamaya devam ederek ilk kez saldırgan eğilimleri olduğunu gösterir, bunun üzerine Kratos onun hazır olmadığına kanaat getirir.

İkili evlerine döndükten sonra, aniden bir yabancı kapılarını çalar ve Kratos'tan dışarı çıkmasını ister. Yabancı, Kratos'un beklemediği bir şekilde onun geçmişiyle alay eder ve ondan bazı sorulara cevap vermesini ister. İkilinin arasındaki tartışma, yabancının saldırgan tutumu nedeniyle kavgaya dönüşür. Kratos, yorucu bir dövüşün ardından yabancının boynunu kırarak galip gelir.

Dış dünyanın tehlikelerinden korunmanın kaçınılmaz olduğunu anlayan Kratos fikrini değiştirir ve Atreus ile yola çıkar.

Dağa Giden Yol
Kratos ve Atreus en yüksek dağa gitmek için yola çıktıktan kosa bir süre sonra Brok adında bir cüceyle tanışırlar. Brok, kardeşi ile birlikte Kratos'un sahip olduğu baltayı yaptığından bahseder ve baltanın bakımını yapabileceğini söyler. Baltanın yanı sıra ikilinin taşıdığı diğer silahları, zırhları ve teçhizatları da iyileştirebileceğini söyler.

Yolda devam ederlerken Atreus bir yaban domuzunun izlerini bulur ve onu avlamaya karar verir. Yaban domuzunu okla vurarak yaralar. Acıyla kaçan domuzu kovalayan Atreus, onu bulduğunda gizemli bir kadının onu iyileştirmeye çalıştığını görür. Kadın, Ormanın Cadısı olduğunu ve Hildisvíni isimli bu domuzun onun arkadaşı olduğunu söyler. Atreus'u domuzu iyileştirebilmek için bazı malzemeleri toplaması için gönderir ve Kratos'a gizlice onun bir tanrı olduğunu bildiğini söyler. Ayrıca Atreus'un babasının ve kendisinin gerçek doğasından haberinin olmadığının farkındadır. Cadı, İskandinav tanrılarının onlara karşı çok düşmanca davranacağını söyler Kratos'u dikkatli olması konusunda uyarır. Sonra da onları gidecekleri yere götürecek bir portal açar ve yolculara şans diler.

Kratos ve Atreus, portaldan geçerek Dokuzlar Gölü'ne ulaşır ve buradaki bir kayanın üzerinde rünlerle yazılmış "Silahlarınızı suyun gölün ortasına atarak feda edin ve dünyanın beşiğini yeniden uyandırın" yazısını bulurlar. Kratos, Leviathan Baltası'nı rünlerde belirtildiği şekilde göle atar. Kısa bir süre bir şey olmaz, ama nihayet göl titremeye ve dalgalanmaya başlar. Dalgaların merkezinden de Dünya Yılanı Jörmungandr çıkar. Yılan yeniden uykuya dalarken, Kratos ve Atreus yılanın uyanıp gölden çıkmasıyla gölün su seviyesinin düştüğünü ve önlerinde yeni yollar açıldığını fark ederler.

İkili, Tyr'in Tapınağı adı verilen ve ona bağlı bir köprü bulunan büyük bir mekanizma bulur ve bunu incelemeye karar verir. Aynı esnada köprünün iç kısmına dükkan açmış Brok'la yeniden karşılaşırlar.

Bölgeyi dolaşmaya devam eden ikili, Brok'un kardeşi olan Sindri ile tanışırlar. Sindri, Faye için özel olarak yaptıkları Leviathan Baltası'nın Kratos'un eline nasıl geçtiğini merak eder. Atreus da ona annesinin hayatını kaybettiğini ve neden yola çıktıklarını anlatır. Sindri de tıpkı Brok gibi onların zırh ve silahlarında iyileştirmeler yapabileceğini söyler.

İkili dağın zirvesine yaklaştıkça karşılarına Ogre gibi değişik türden düşmanlar çıkar. Kratos ve Atreus, dağın zirvesine giden yolun Kara Nefes tarafından kaplandığını görünce daha fazla ilerleyemez. Cadı beklenmedik bir şekilde tekrar karşılarına çıkar ve onlara Kara Nefes'i aşmanın tek yolunun Alfheim'ın Işığını kullanmak olduğunu söyler. Sonra onları Tyr'in Tapınağı'na geri götürür ve Kratos'tan köprü mekanizmasını tekrar işler hale getirmesini ister. Kratos kendisinden istenileni yaparken, Cadı burada diyarlar arasında seyahat etmek için kullanılabilecek dokuz diyardaki tek yer olan Diyar Seyahat Odası'nın olduğunu söyler ve onları odaya götürür. Bir Bifröst kullanarak, tapınağın köprü platformunu Alfheim kapısına taşır ve Alfheim'a giderler.

Alfheim'ın Işığı
Alfheim'a ulaştıklarında Cadı bilinmeyen nedenlerle diyara giremez ve geri Midgard'a çekilir. Çekilmeden önce de Kratos'a Işık'ı elde etmek için Bifröst'u kullanmasını söyler. Atreus, diyarın Kara Elfler ve Işık Elfleri arasında sürekli bir savaş halinde olduğunu fark eder. İkili, Alfheim'ın derinliklerine doğru yol alırken ve Kara Elfler'in lideri Svartáljǫfurr onlara saldırır. Kratos ve Atreus sayısız Kara Elfe karşı savaşmak zorunda kalır ve nihayet merkez odaya ulaşırlar. Merkez odaya vardıklarında Kratos baltayı Atreus'a verir ve Alfheim'ın Işığı'nı Bifröst'un içine almaya çalışırken Işık'ın içine çekilir. Işık'ın içindeyken Faye'in küllerinin olduğu kese uçmaya başlar, Kratos da keseyi takip eder. Takip esnasında Atreus'un sevgi dolu bir baba olmadığı için ona kızgın olduğunu öğrenir. Yola devam ederken Jötunheim'daki Faye'i görür, ancak ona ulaşamadan Atreus tarafından Işık'ın içinden çekilir. Kratos kendisini geri çektiği için öfkeyle Atreus'u azarlar, ancak düşündüğünün aksine çok uzun süredir Işık'ın içinde olduğunu öğrenince şok olur. Kratos, Atreus'un kullandığı Pençe Yayı'na Alfheim'ın Işığı'nı aşılar. Bu yeni güç sayesinde Svartáljǫfurr öldürürler. Onun ölümüyle birlikte ışık, Işık Elfleri'ne geri döner. Alfheim'da işleri biten ikili tekrardan Tyr'in Tapınağı'na döner. Atreus, Kratos'u Faye'i sevmemekle suçlar. Baba ve oğlunun arası açılır gibi olsa da, tekrardan barışırlar.

Dağın İçi
İkili Midgard'a döndükten sonra dağa yaptıkları yolculuğa devam ederler. Işık ile daha önce yollarını kapatan Kara Nefes'i dağıtırarak dağa girerler ve daha fazla yaratığı öldürürler. Bu mücadeleler baba ve oğul arasındaki bağı güçlendirir. İkili, dağın zirvesine yaklaştıkları sırada Sindri'nin dağda yaşayan bir ejderha olan Hræzlyr tarafından saldırıya uğradığını öğrenirler. Kratos, Atreus'un yardımıyla ejderhayı öldürür. Kurtarıcılarına minnettar olan Sindri, Atreus'a ökse otundan yapılmış oklar verir ve Pençe Yayı'na yıldırım oku atma özelliği ekler. Dağın zirvesine ulaşan Kratos ve Atreus, burada daha önce evlerine saldıran gizemli adamın bir tanrı olan Baldur olduğunu öğrenir. Baldur ve kim olduklarını bilmedikleri bir başka adam, bir ağaca hapsolmuş biriyle konuşmaktadır. Baldur ve yanındaki adam zirveden ayrılır. Adamlar gittikten sonra zirveye çıkan ikili ağaçtaki adamın Mimir olduğunu öğrenir. Ondan diyarlardaki en yüksek zirvenin Jötunheim'da olduğununu ve Faye'in küllerinin oradan saçılması gerektiğini keşfederler. Mimir bu yolculukta onların yanına olmak ister. Bu Kratos'a kafasını kesmesini ve sonrasında Ormanın Cadısı'na götürmesini söyler. Kafayı kesen Kratos onu Cadı'ya götürür ve kafayı canlandırmasına yardım eder. Mimir kafası canlandıktan sonra Ormanın Cadısı'nın aslında Vanir tanrılarının hükümdarı ve Odin'in eski karısı Freya olduğunu söyler. Kratos, gerçek kimliğini söylemediği için ona kızar ve oğluyla birlikte teşekkür etmeden Freya'nın evinden ayrılır.

Kratos ve Atreus, Mimir'i de yanlarına alarak tekrardan Dokuzlar Gölü'ne döner. Mimir onlardan kendisini gölün ortasınraki tapınağın üzerinde yer alan boruya götürmelerini ister. Boruya ulaştıklarında Kratos, Mimir'in kafasını boruya doğru tutar ve Mimir boruya üfleyerek Dünya Yılanı'nı yanlarına çağırır. Dünya Yılanı onların yanına gelmeden önce Muspelheim kapısının yanında duran Thor'un heykelini yok eder. Mimir yılanın onu tanıyıp tanımadığını görmek için devlerin dilinde konuşmaya başlar, yılan onu tanır. Dünya Yılanı en başta Kratos ve Atreus'u Thor'un arkadaşları sanmıştır. Mimir ona onların Thor'un arkadaşları olmadıklarına dair güvence verir. Kısa süren istişarelerden sonra yılan, onların Thamur'un keskisine ihtiyaç duyacaklarını söyler ve kafasıyla iterek köprüyü onların Thamur'un yanına gidecekleri şekilde hizalar. Üçlü, Thamur'un yanına giderken Mimir, Aesir ve Vanir tanrıları arasında barış sağlanması için Odin ve Freya'nın nasıl evlendiğine dair bir hikaye anlatır. Odin'in ilk aşkı dev Fjörgyn ve Thor'un annesi öldükten sonra, Odin'in kalbi kırılmıştır. Sonra Freya ile tanışmış ve sadece onun bereketli güzelliği nedeniyle değil, aynı zamanda onun öğrenmeye merak duyduğu Vanir büyüsündeki geniş bilgisi nedeniyle onunla evlenmek istemiştir. Freya, Odin'in Jotunheim'a olan takıntısı nedeniyle bu evliliği yaptığı için pişman olmuştur. Mimir bu küçük hikayeden sonra yeniden Thamur'un hikayesini anlatmaya başlar.

Kratos, Atreus ve Mimir, Thamur'un ölü bedenine ulaşmayı başarır. Ancak Mimir onlara Thamur'un keskisinin ucuna ulaşmaları gerektiğini söyler, ancak keskinin ucu Thor'un çekiciyle bile kıramayacağı kadar kalın bir buz tabakasının altındadır. Kratos ve Atreus, Thamur'un çekicin,n üzerine tırmanır ve çekici dik tutan zincirleri kopararak çekicin düşmesini ve aşılamaz gibi görünen buzu kırmasını sağlar. Nihayet keskinin ucuna ulaşan üçlü, Thor'un çocukları olan yarı tanrı kardeşler Modi ve Magni ile karşılaşır. Magni onlara teslim olmalarını söyler, ancak Kratos bunu reddeder. Bunun üzerine Magni silahını çeker ve kendini savaşa hazırlar. Kratos, Atreus'a bu dövüşten sağ çıkamayacağını düşündüğü için kaçmasını söyler. Ancak Atrues kaçarken Modi ortaya çıkar ve dörtlünün arasında bir mücadele başlar. Kardeşler avantaj elde edebilmek için ikiliyi kör etmeye çalışır, bu sırada Kratos neden onları avladıklarını ve Odin'in ne istediğini sorar. Magni, Odil'in neden bunu istediğini bilmediğini ve de umursamadığını söyler. Modi ise kontrolünü kaybetmesi için çoğunlukla ölen annesine laf atarak Atreus'la alay etmeye başlar. Atreus, alaylara rağmen babasının sözleriyle sakin kalmayı başarır. Magni Kratos'un dikkatini dağıtırken, Modi bu sefer oğlanla tekrar alay eder ve çocuğun kontrolünü kaybetmesine ve kendisine çılgınca saldırmasına neden olur. Kratos, Magni'nin savunmasını aşar ve baltasını suratına vurarak onu öldürür. Kardeşinin öldüğünü gören Modi ise korku dolu gözlerle oradan kaçar. Atreus, Modi'nin hakaretlere hala öfkelidir ve Modi kaçarken arkasından ok yağdırır.

Hastalık
Kratos ve Atreus, Kara Rün'ü almak için Tyr'in Tapınağı'na geri döner, ancak Modi, yıldırım saldırısı ile Kratos'u gafil avlayarak ikiliyi pusuya düşürür. Magni öldüğü için babasının çekiciyle onu döveceğini, hayatının çoğunu ağabeyinin gölgesi altında geçirdiğini söyler. Atreus ondan durmasını ister. Modi bu sefer de Faye'in arkasından ileri geri konuşmaya başlar, çocuğun ona saldırmasına neden olur. Fadece Modi, Atreus'un cılız saldırısını durdurarak onu bir kenara atar ve Kratos'a yıldırım vermeye devam eder. Atreus kenara atılmasına omuz silker ve Modi'ye onun annesi hakkında hiçbir şey bilmediğini söyler, Modi de Kratos'u öldürdükten sonra onun yeni kardeşi olacağını ve birbirlerini daha da yakından tanıyacaklarını belirtir. Atreus bunu duyunca hayatında ilk kez Spartalı Öfkesi'ni etkinleştirir, ancak anında bayılır. Oğlununun halini gören Kratos, yıldırım saldırısından kurtulabilmek için kendi Spartalı Öfkesi'ni etkinleştirir ve Modi'ye doğru yüyümeye başlar. Modi'ye ulaşınca önce onun silahlarını elinden alır, sonra da onu bir duvara çarpar. Yine dayak yiyen Modi ağlayarak olay yerinden kaçar. Mimir, Kratos'un Atreus'u yardım etmesi için Freya'ya geri götürmesini önerir. Üçlü Freya'nın evine girerken, kim olduğunu bilmedikleri bir kişi Dünya Yılanı'nı çağırmak için boruya üfler. Freya en başta Kratos'un tanrılara karşı duyduğu nefret yüzünden ona yardım etmeyi reddeder, ancak Kratos ona durumu anlattığında, Freya fikrini değiştirir ve onları evine alır. Freya, Kratos'a, oğlunun içinde yatan gerçek doğası nedeniyle bu halde olduğunu ve bunun sıradan bir hastalık olmadığını söyler. Freya, hastalığı iyileştirmek için Kratos'a Helheim'daki köprüyü koruyan trol Máttugr Helson'ın kalbine ihtiyacı olduğunu söyler. Ancak oradaki düşmanların soğuğa karşı bağışıklığı olduğundan Leviathan Baltası'nın orada işe yaramayacağını ve başka bir silah kullanması gerektiğini ekler. Ayrıca ne olursa olsun hiçbir şekilde köprünün karşısına geçmemesi, geçtiği takdirde bir daha asla geri dönemeyeceği konusunda onu uyarır. Freya, Kratos'a çocuğunun onun geçmişi ile bir ilgisinin olmadığını, onun sadece babasına ihtiyacı olan bir çocuk olduğunu söyler ve ona Helheim'a seyahat etmesini sağlayacak rünü verir. Kratos hiçbir şekilde kurtulamadığı Kaos Bıçakları'nı kullanmaya karar verir ve evine geri dönmek için tekneyle yola çıkar. Yolda Athena'nın hayaleti kendini gösterir ve Kratos'a onun sonsuza dek bir canavar olarak kalacağını söyler. Kratos bunu bildiğini, ancak artık onun canavarı olmadığını söyler. Kratos, Helheim'a gitmek için Tyr'in Tapınağı'ndaki seyahat odasını aktif hale getirir, bu esnada Mimir ona tanrıların bile Helheim'ın soğuğunda hayatta kalamayacağını söyler. İkili Helheim'a ulaştıklarında Valhalla'ya gitmeye layık olanlar yüzünden Helheim'ın aşırı derecede kalabalık olduğunu görür. Kratos nihayet herkesin hakkında kendisini uyardığı köprüye ulaşır ve köprünün başında bekleyen Máttugr Helson ile dövüşür. Dövüşün sonunda onun kalbini alır. Kratos tam olay yerinden ayrılmak üzereyken sislerin içinde Zeus'un yanılsamasını görür. Mimir, Zeus'un Kratos'un babası olmasına çok şaşırır. Kafası karışan Kratos, Mimir'e Zeus'un burada nasıl var olabildiğini sorar. Mimir ise yine asla köprünün ötesine geçmemesi gerektiğini söyler.

Kratos, Midgard'a geri dönerken Mimir, Kratos'un Athenadan bahsetmesini, sahip olduğu ateş bıçaklarını, babası Zeus'u ve kül beyazı ten rengini düşünerek parçaları tamamlar ve kafasının Sparta'nın Hayaleti'nin kalçasının üzerinde sallandığını anlar. Kratos, oldukça soğuk bir ses tonuyla Mimir'den kendisine o isimle seslenmemesini ister, Mimir de sonunda Yunan panteonundan birinin onlara geldiğini belirtir. Mimir ayrıca Kratos'a Atreus'a tanrısal mirasını anlatmasını gerektiğini söyler, ancak Kratos bunu yapmayı reddeder. Yine de Mimir, Atreus'un gerçek doğasının yakında ortaya çıkacağını ve Kratos'un gerçekleri ona söylemek zorunda kalacağını söyler.

Gerçek
Midgard'a dönen Kratos, hiç vakit kaybetmeden Freya'nın evine döner. Burada Freya'nın da bir oğlu olduğunı ve yıllar önce ortadan kaybolduğunu öğrenir. Freya ona kendi hatalarından ders almasını ve aynı acıyı kendisinin de yaşamamasını istediğini söyler. Atreus sorunsuz bir şekilde iyileşir ve ayağa kalkar. Evden ayrılmak üzerelerken Kratos, Atreus'un sessiz davrandığını fark eder ve Freya ile konuşmasına kulak misafiri olduğunu anlar. Evden çıktıktan sonra Atreus babasının onun lanetli olduğunu ve onun gibi olmadığı için zayıf olduğunu düşündüğünü bildiğini söyler. Kratos onun her şeyi bilmediğini iddia etse de, Atreus bunun farkında olduğunu, ama gerçeği de bildiğini belirtir. Sonunda Kratos en büyük sırrını açık eder. Oğluna kendisinin çok uzaklardaki başka bir diyardan gelen bir tanrı olduğunu, Norveç'e geldiğinde bir insan gibi yaşamayı tercih ettiğini ve onun da tıpkı kendisi gibi bir tanrı olarak doğduğunu söyler. Atreus, babasına bir hayvana dönüşüp dönüşemeyeceğini sorar, Kratos da onabunu yapamayacağını söyler. Atreus bir tanrı olduğu için heyecanlıdır ve babasına annesi Faye'in de bir tanrı olup olmadığını sorar. Kratos, oğluna onun ölümlü olduğunu, ancak gerçek doğasının normal insanlardan farklı olduğunu bildiğini ekler. Atreus, babasının gerçekleri ona anlatmak için neden bu kadar uzun süre beklediğini sorduğunda, Kratos, onu kurtarmayı umduğunu, tanrı olmanın bir ömür boyu acı ve sefalet getirebileceğini ve bunun da lanet olduğunu söyleyerek cevap verir. Yola devam ederlerken, Atreus hala bir hayvana dönüşüp dönüşmeyeceğinden emin değildir. Oğlu bunu tekrardan sorunca, Kratos kendisini şaşırtmakta serbest olduğunu söyler, Mimir de her tanrının benzersiz olduğunu ve Atreus'un yaşına göre çok iyi bir dil yetisine sahip olduğunu ekler.

Ekip, Tyr'in Tapınağı'na geri döner ve daha sonra Tyr'in Kasası'na inen kum havuzunu etkinleştirir. İlk tuzağı geçtikten sonra Tyr'in Yunanistan dahil birçok farklı ülkeden topladığı birçok değerli eser ve kalıntının olduğu bir odaya girer.

Kratos, Yunanistan'ın Limni adasından gelmiş Limni şarabıyla dolu bir testiyi fark ede, testinin kapağını açıp kokak ve bir anlığına da olsa eski günlerini hatırlayın dinginleşir. Fakat bu testinin hemen yanında üzerinde kendisinin elinde kanla kaplı Kaos Bıçakları'nın olduğu bir şekilde resmedilmiş toprak bir vazo görür. Kratos oğlunun bakmadığını görünce vazoyu alır ve yüzünde belirgin bir pişmanlık ve keder ifadesiyle vazoyu inceler. Aterus ona ne bulduğunu sorduğunda vazoyu kırar ve oğluna görevlerine odaklanmasını söyler. Kratos fark etmese de Atreus, yerdeki kırık vazonun bir parçasındaki babasının resmini görür.

Kara Rün'ü indirdikten sonra Kratos sadece duvardaki bulmacalar eşleştirilerek kurtunulabilen bir tuzağa yakalanır, Atreus'a talimatlar vererek bulmacayı ona çözdürür. Atreus, zinciri kırmak için annesinin kendisine verdiği bıçağı feda etmek zorunda kalır. İkili, Kara Rün'e doğru giderken Kratos, Atreus'a ikinci bir bıçak verir. Ona bıçağı kendi vatanından ve İskandinav kökenli metallerden oluşan bir karışımla yaptığını, bir savaşçının gücünün içinden geldiğini, ancak bu gücünyalnızca duygularla yumuşatıldığında etkili olduğunu ve bir tanrı olmanın daha büyük bir sorumluluğu beraberinde getirdiğini söyler. Sonra da değerli eserlerin olduğu odadan aldığı Limni şarabını oğluna içirir ve aynı esnada bu şarabın onun doğduğu yere yakın bir yerden geldiğini belirtir.

Atreus tanrı olduğunu öğrendikten sonra yavaş yavaş kibirli ve kendini beğenmiş biri olmaya başlar. Mimir, Atreus'a Jötunheim'ı görmeye hazır olup olmadığını sorar, Atreus başta heyecanlıyken artık yolculuk neredeyse bittiği için üzgün olduğunu söyler. Yola devam ederlerken, Sindri ile karşılaşırlar. Kratos, Atreus'a soğuk bir tavırla Sindri'ye arayışlarından ve onların tanrı olduklarından bahsetmemesini ister, Sindri onlara ailevi meseleler konusunda birkaç şey bildiğini söyler. Atreus, Sindri'nin sürekli Brok'tan bahsettiği ve Brok'un ondan daha iyi olduğunu bildiği için sürekli sızlandığını, artık buna bir son vermesi gerektiğini söyler. Kratos oğluna Sindri ile neden bu şekilde konuştuğunu sorar, Atreus da cüce kardeşler arasındaki olayları dinlemekten bıktığını söyler. Kratos cüce kardeşlerin bazen rahatsız edici tipler olduklarını kabul eder, ancak onları kendilerine düşman etmenin gereği olmadığını da belirtir. Sonrasında Faye'in, onunla aynı fikirde olmayacağını söyler, Atreus ise annesinin bir tanrı olmadığından onları anlamayacağını söyleyerek alay eder. Bu olaydan bir süre sonra Atreus annesinin küllerini taşımak ister, fakat Kratos'un onun hakkında kötü konuştuğu Atreus'un bu isteğini reddeder.

İkili dağa girdikten sonra, babası tarafından acımasızca dövülmüş Modi ile karşılaşı. Modi'nin dediğine göre babası, Magni'nin ölümünden onu sorumlu tutmuştur. Atreus ondan geri çekilmesini, yoksa babasının yarım bıraktığı işi kendisinin tamamlayacağını söyler. Modi saldırmaya çalışır, ancak bunu yapamayacak kadar yaralıdır. Kratos, Modi'nin hırpalanmış durumundan dolayı öldürmeye değmeyeceğini söyler. Atreus, Modi'den annesi hakkında söylediği tüm sözleri geri almasını ister. Kratos, Atreus'un Modi'yi öldürmesine izin vermez, ancak Atreus ona tanrı olduklarını ve istediklerini yapabileceklerini söyler. Modi, Faye hakkında son bir hakarette daha bulununca Atreus onu boynundan bıçaklar ve tekmeleyerek uçurumdan aşağı atar. Sonra da pervasız bir şekilde babasının ona verdiği bıçağın, annesinin verdiği bıçaktan çok daha iyi olduğunu söyler. Kratos pervasızlığının ve kibirli doğasının onu bir hedef haline getireceğini söyleyerek, kendisini savunması için ona öldürmeyi öğrettiğini ve bunu bahane olarak kullanmaması gerektiğini hatırlatır. Atreus farkın ne olduğunu sorduğunda, Kratos ona tanrıları öldürmenin sonuçları olduğunu söyler. Atreus bağırarak böyle bir şeyi nasıl bildiğini sorar, Kratos ise soğuk bir şekilde ses tonuna dikkat etmesi onu için uyarır.

Helheim'a Dönüş
Zirveye ulaştıktan sonra Kratos, Thamur'un keskisinin parçası ile ile Jötunheim'a açılan portalı etkinleştirir. Ancak tam bu esnada Baldur ikiliyi pusuya düşürür ve kolayca üstünlüğü ele geçirir. Kratos oğluna portaldan geçmesini söyler, ancak Atreus babasının emrini görmezden gelir ve Baldur onu bir bir kenara atmadan önce ona birkaç kez vurur. Kratos, Baldur'un saldırısını engellemeyi başarır ve onu portalın kapısına çarpar, ancak bu darbe portal kapısının yıkılmasına neden olur. Kratos, oğluna oradan gitmesini gitmesini söyle. Atreus, Baldur'a saldırır, ancak Kratos ona hazır olmadığını söyleyerek onu tutar, Atreus da babasını iter ve oklarından biriyle onu vurur. Tekrar Baldur'a saldırır ve onu omzundan bıçaklar, ancak yenilmez olan Baldur, saldırıdan etkilenmez ve omzuna saplanmış bıçağı çıkarıp Atreus'a bıçağı saplar. Sonra da çocuğu alarak ejderhasına biner. Kratos hiç düşünmeden dağdan aşağı atlar ve Baldur'un ejderhasının üzerine iner iner. Kısa bir sürtüşmeden sonra, Baldur Kratos'a üstün gelmeyi başarır ve ejderhanın sırtından atar. Kratos güvenli bir şekilde tapınak köprüsüne iner. Brok köprüyü kimin çalıştırdığını sorarken, Kratos tapınağa doğru koşar. Burada Baldur'u yakalar ve seyahat odasının Asgard'a kilitlendiğini görür. Baldur ona Asgard'ın tüm ağırlığının üzerine çöktüğü zaman işinin biteceğini söyler. Kratos, Baldur'u kenara iter ve sehayat odasını Asgard yerine Helheim'a ayarlar. Kratos, Atreus ve Baldur seyahat odası tarafından emilerek Lanetliler Köprüsü'nün üzerinden uçar ve Helheim'a düşer. Kratos, öfkeyle oğlunu azarlar ve onu tekrar hizaya sokar. Kratos yakınlarda bir gemi görür. Mimir geminin onları Helheim'dan kurtaramayacağını, ama en azından tapınağın yarı yoluna kadar götürebileceğini söyler. Yollarına devam ederlerken Baldur ile bir kez daha karşılaşırlar, ancak bu sefer Baldur geçmişindeki bazı anılarla boğuşmaktadır. Burada Baldur'un annesinin Freya olduğu ortaya çıkar. Freya, Baldur'u çok sevdiğinden ölmemesi için ona bir büyü yapmıştır, ancak büyü aynı zamanda Baldur'un hiçbir şey hissedememesine neden olmuştur. Baldur gözyaşları içerisinde Freya'yı öldürmediği için duyduğunu söyler. Kratos ve Atreus, kendilerini tapınak köprüsüne kadar götürecek gemiye ulaşır. Mimir, Midgard'a tek parça halinde döneceklerini söyler, ancak artık Jötunheim'a gidebilecekleri başka bir yol kalmadığını da ekler.

Köprüye yaklaştıklarında, hem baba hem de oğul, Zeus'u fark eder, daha sonra da Zeus'u öldüren genç Kratos'un illüzyonunu görürler. Sahne karşısında donakalan Kratos, hiçbir şey yapmadan illüzyonu izler. O sırada gemide yangın çıkar, Atreus teknenin yanarak çökmesini engellemek için babasını kendine getirir. Seyahat odasına geldikten sonra, Tyr'in Yunanistan dahil diğer topraklara yaptığı yolculukları anlatan panelin eksik parçasını bulurlar. Bu esnada Mimir, bir anahtar yaparak Jötunheim'a gitmenin bir yolu olduğunu hatırlar, zira Odin kayıp Jötunheim kapısını ortaya çıkarmak konusunda umudunu asla kaybetmemiştir. Midgard'a dönüş yolunda Kratos, Mimir'e Baldur'un herhangi bir zayıflığı olup olmadığını sorar. Mimir ise fiziksel ya da büyülü hiçbir şeyin Baldur'a zarar veremeyeceğini, onun tamamen ölümsüz ve yara almaz olduğunu söyler. Bu esnada Kratos ve Atreus Mimir'in büyülendiğini fark eder. Aslında Baldur'un bir zayıflığı vardır. Freya, Mimir'in kafasını yeniden canlandırırken onun Kratos ve Atreus'a, Baldur'un zayıflığını söylememesi için onu büyülemiştir. Bu yüzden Mimir, Baldur'un zayıflığını söylemek istese bile sürekli aynı şeyi tekrarlayıp durur. Kratos, Brok'a anahtarın resmini gösterip, anahtarı yapıp yapamayacağını sorar. Brok da sadece silah ve zırh yapabileceğini söyleyip, bu işten anlamadığını belirtir. O esnada Sindri ortaya çıkar ve cüce kardeşler nihayet barışır. İkisi yeteneklerini birleştirir ve birlikte onlar için bir anahtar yaparlar. Atreus onlara rünün neden farklı göründüğünü sorduğunda, Sindri rünün yeniden dövülmesi gerektiğini söyler.

Tyr'in Sırrı ve Gerçeklerin Ortaya Çıkışı
Tapınağın alt kısmına inen Kratos, seyahat odasının altındaki kapıyı çalıştırır ve burada Jötunheim'a giden seyahat taşının yerde olduğunu görür, ancak tapınağın baş aşağı olduğunu ve çevrilebileceğini fark eder. Ekip, birçok tuzaktan kaçındıktan ve düşmanlarla savaştıktan sonra, tapınağı yerinde tutan zincirleri kırarlar. Kratos tapınağı çevirir ve seyahat taşını alır. Mimir, Tyr'in seyahat rününü kendi yolunu takip etmek için kullandığını, bu sayede diyarlar arasındaki diyardan başka diyarlara seyahat edebildiğini açıklar. Ekip herhangi bir zarar görmeden boşluğa iner, Atreus burada kayıp Jötunheim kulesinin uzun süredir alemler arasındaki alemde olduğunu fark eder. Kuleye girerler ve taşı, taşın tüm enerjisini emen bir kaideye sokarlar. Sayısız düşman dalgasıyla savaştıktan sonra Kratos kapıyı açar ve tekrardan Midgard'a dönerler. Kule restore edildiğindeekip, Jötunheim'ı kilitler, ancak Mimir seyahat kristalinin eksik olduğunu fark eder. Mimir, Jötunheim'a ulaşabilmeleri için onun diğer gözüne de ihtiyaçları olduğunu açıklar.

Kratos bu kayıp göz meselesini Brok ve Sindri'ye sorar, ancak Sindri mikrop fobisi nedeniyle bunu yapamayacağını söyler. Bu yüzden Brok, Odin'in Mimir'in diğer gözünü Thor heykelindeki bir kasaya sakladığını açıklar. Bahsedilen kasa da Dünya Yılanı'nın yediği şeydir. Kratos, onu geri almanın tek yolunun yılanın içine girmek olduğunu söyler. Mimir'in yılanı bir kez daha çağırması için boruya giderler ve Mimir yılana kayıp gözünü almak için onun içine girip giremeyeceklerini sorar. Kratos ve Atreus, yılanın içine girer ve Mimir'in kayıp gözünü alırlar. Ancak daha yılanın içinden çıkamadan, dışarıdan gelen bir patlama sesi duyarlar. Yılan bilincini kaybetmiş bir şekilde düşerken, Kratos ve Atreus yılanın ağzından dışarı atılır.

Atreus yılana kimin zarar verdiğini anlamaya çalışırken, Freya ortaya çıkar ve oğlunu aradığını söyler. Kratos ve Atreus, Freya'nın aslında Baldur'un annesi olduğunu öğrendikleri için ona fazla yaklaşmazlar. Freya neden onların kendinden uzak durduğunu sorar. Aynı esnada Baldur buzlu nehirden çıkar ve Dünya Yılanı'na zarar vererek onları dışarı çıkardığını söyler. Baldur, annesini çabucak fark eder ve Freya onun hala kendisine kızgın olduğunu ve hislerinin değişmediğini anlar. Baldur ona ihtiyacı olmadığını söyleyip, saldırmaya hazırlanır, fakat Kratos, Baldur ona zarar vermeden önce, onu öldürse bile asla huzur bulamayacağını açıklar. Baldur ise Freya'yı öldürdükten sonra onunla ilgileneceğini söyler, ancak Kratos onu geri iter. Böylece ikili yeniden kavgaya tutuşur, Freya ise onları ayırmaya çalışır. Bunun için Kratos'u yerden çıkardığı bitki kökleri ile hareketsiz bırakır, Atreus babasını serbest bırakmaya çalışırken Baldur onlara saldırır. Atreus babasını korumak için onun önünde durunca Baldur çocuğu göğsüne vurur, fakat Baldur aynı zamanda Atreus'un sadağını sabit tutması için oraya iliştirilmiş olan ökse otu oku parçasına da vurmuştur. Ökse otu parçası Baldur'un elini deler ve böylece üzerindeki dokunulmazlık büyüsü bozulur. Baldur okun üzerindeki etkisi karşısında hayrete düşer ve büyü bozulduğu için heyecan duymaya başlar. Neler olduğunu anlayan Freya, olay daha fazla büyümeden Kratos ve Baldur'u durdurmak için Thamur cesedini yeniden canlandırır. Ceset onları başka bir yere taşır. Atreus ökse otu okunun büyüyü nasıl bozduğunu sorar, Kratos da Baldur'un artık öldürülebileceğini söyler.

Freya, bu konuyu kan dökmeden halledebileceğine dair söz verse de, Kratos, Baldur'un niyetinin onu öldürmek olduğunu söyler. Bunun üzerine Freya bunu umursamadığını ve onu ne pahasına olursa olsun oğlunu koruyacağını belirtir. İkinci raunt, üzerindeki büyü bozulmuş Baldur'un tekrar acı hissetmek için uğraşması ile geçer. Dövüşün ortasında Kratos, Baldur'u sersemletir, ancak Freya Thamur'un elini araya koyarak Kratos'un bitirici hamleyi yapmasını engeller. Kratos eli kolaylıkla kaldırır ve elin parmağındaki yüzüğün üzerinde yer alan kristali fark eder. Baldur tam kristalin altından geçerken oğluna kristali vurmasını söyler. Üçüncü raunt başlarken Freya, Vanir büyüsü ile yaptığı lanetli lejyonları Kratos'un üstüne salar. Kratos yine Baldur'u sersemletir ve yine tam bitirici vuruşu yapacağı sırada yine Freya araya girer ve Thamur'un keskisini ikilinin arasına sokar. Baldur, annesine onu öldüreceğini söyleyerek keskiye tırmanmaya başlar, Kratos ve Atreus da onu takip eder. Kratos ve Baldur bir süre keskinin üzerinde kavga eder. Baldur, onlara bu laneti kırdıkları için teşekkür eder. Sonrasında hep birlikte Thamur'un üzerinden düşerler ve yerde dördüncü raunt başlar. Kratos ve Atreus birlikte dövüşerek Baldur'a üstün gelir ve onu sersemletmeyi başarırlar. Kratos yine bitirici hamleyi yapacağı sırada, yine Freya araya girer ve Thamur'un dondurucu nefesini kullanarak Kratos ve Atreus'u dondurmaya çalışır. Atreus tam bu esnada herkesi şaşırtacak bir şey yapar ve Freya'nın Thamur üstündeki kontrolünü kırmak için kendine gelmiş olan Dünya Yılanı'nı yardıma çağırır. Kratos, Baldur'u öldürmeye çalışır, ancak Atreus Baldur'un artık bir tehdit olmadığını söyler. Kratos, Baldur'a bir daha onların karşısına çıkmamasını ve Freya'ya dokunmamasını söyleyerek onu serbest bırakır.,Freya korumaya ihtiyacının olmadığını ve ikisinin sorunlarını çözebileceğini söyler. Sözlerine Baldur nereye giderse gitsin ya da ne derse desin onun hayatına müdahale etmekten asla vazgeçmeyeceğini ekler. Tüm bunları dasadece onu korumak için yaptığını belirtir. Ancak Baldur, ondan çaldığı koca bir hayatının bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Freya ondan ayrı kalarak bu bedeli ödediğini ve eğer onu öldürmek kendisini iyi hissettirecekse, kendisini öldürmesine izin vereceğini söyler. Bunun üzerine Baldur, ellerini Freya'nın boynuna dolar ve onu boğmaya başlar. Fakat Kratos bu sahneye kayıtsız kalamaz ve intikam döngüsünün burada bitmesi gerektiğini söyleyerek Baldur'un boynunu kırar ve onu kesin olarak öldürür. Freya oğlunun cansız bedenini görünce harap olur ve tüm gücünü Kratos'u lanetlemek için kullanacağını söyler. Atreus onun hayatını kurtardığını söylese de, Freya bunu umursamaz ve Kratos'un zalimliğini ve öfkesini asla aşamayacak bir hayvan olduğunu haykırır. Kratos ise Freya'ya kendisini yeterince tanımadığını söyler.

Freya oğlunun da onu tanımadığını ima edince, Kratos, Atreus'tan kendisini yakından dinlemesini ister. Sonra da oğluna Sparta adı verilen bir yerde doğduğunu, ruhunu bir tanrıya sattığını, hak eden ve etmeyen bir sürü kişiyi öldürdüğünü ve babasının sonunun da kendi ellerinden geldiğini söyler. Atreus, babasının büyükbabasını öldürdüğünü öğrenince şok olur. Freya, kollarında Baldur ile sessizce olay yerinden ayrılır. Atreus, Freya'nın Aesir'den nefret etmesine rağmen babasını neden tehdit ettiğini sorar, Mimir babasının onun oğlunu öldürdüğünü ve çocuğunun ölümünün bir annenin üstesinden gelemeyeceği bir şey olduğunu belirtir. Ancak Freya'nın zamanla oğlunun ölümünü atlatacağını ve Kratos'un doğru olanı yaptığını belirtir.

Ekip, Tyr'in Tapınağı'na geri dönerken, Mimir Hrimthur hakkında bir hikaye anlatmaya başlar. Hikayeye göre; Hrimthur bir gün ölümlü kılığına girer ve Aesir'e iki yıl içinde Asgard'ın etrafına bir duvar örebileceğini söyler. Eğer söz verdiği sürede duvarı bitirebilirse Freya ile görüşmesine izin verilmesini talep eder ve eğer bitiremezse onlardan hiçbir şey talep etmeyeceğini söyler. Odin aniden ortaya çıkan yabancıdan şüphelenir, ama yine de teklifini kabul eder. Hrimthur babasının taş işçiliği bilgisini kullanarak söz verdiği sürede duvarı bitirir. Odin hayal kırıklığına uğrasa da, verdiği sözü tutar. Hrimthur, Freya ile tanışır ve onun kulağına bir şeyler fısıldar. Sonrasında Asgard'dan ayrılırken karşısında Thor'u bulur. Hrimthur aldatıldığını anlar, ama planı başarıya ulaştığı için bunu umursamaz. Mimir, Hrimthur'un Asgard'ın duvarlarına zayıf bir nokta eklemiş ve bu bilgiyi Freya'ya vermiş olabileceğini söyler.

Jötunheim'a Varış
Diyar Seyahat Odası'na geldikten sonra Kratos, sistemi Jötunheim'a kilitler. Mimir'in kafasını Atreus'a vererek ona Jötunheim'ın kilidini açtırır. Kratos ve Atreus yolculuklarını devam etmeden önce Mimir, onların yaşayacağı bu önemli anı mahveden çürüyen bir kafa olmak istemediği için onu burada bırakmaları gerektiğini söyler. Tam o anda Brok ve Sindri çıkar ve onların yolculuklarının sonunu görmeye geldiklerini söylerler. Mimir başta istemese de, sonradan kendisinin cücelere verilmesini kabul eder. Kratos kafayı Sindri'ye verir ve Mimir onlardan acele etmelerini ister. Kratos ve Atreus sonunda devin parmaklarına ulaşır. Kratos artık saklayacak bir şeyi olmadığını söyleyerek koluna sardığı bandajları çözer ve Faye'in küllerini Atreus'a verir.

Kratos ve Atreus biraz daha ilerlediklerinde devlerin heykelleriyle karşılaştıkları geniş bir odaya girerler, Atreus bunların Midgard'dan kaçan birkaç dev olduğunu düşünür. Odadan çıkarken Atreus eşikten geçmek için duvara dokunur ve birden duvarın üzerindeki katman dökülmeye başlar. Duvarda annesinin bir grup devle girdiği tartışmanın, babası ile ilk kez Dünya Yılanı ile ilk karşılaştıkları anın, dağdaki ejderhanın ve Baldur ile Thamur ile yaptıkları mücadelenin tasvirlerini görür. Atreus devlerin onların yolculuğu hakkında kehanette bulunduğunu fark eder. Kratos bunun onların değil, onun yolculuğu olduğunu söyler. Atreus'un ayrıca bir dev olduğunu ve kendisinin sır saklayan tek kişi olmadığını belirtir. Atreus annesinin tüm bunları onlara neden anlatmadığını sorduğunda ise Kratos annesinin onları buraya bu tasvirleri bulması için gönderdiğini söyler. Sonrasında Baldur'un aslında onu
bulmak için değil, Faye'i bulmak için geldiğini anlar. Atreus son tasviri görmeden önce annesinin şimdiye kadar yanılmadığını ve sona çok yaklaştıklarını söyler. Kratos ise Atreus'un kollarında bir cesetle çığlık attığı son tasviri görür. Kratos ve Atreus yerde ölü devlerin göründüğü en yüksek zirveye çıkarlar. Atreus annesinin küllerini babasına vermek ister, ancak Kratos bunu birlikte yapacaklarını söyler ve ona ilk kez "oğlum" der. Küller serpildikten sonra Atreus, duvardaki tasvirlerde devlerin ona 'Loki' dediğini söyler ve bu konudaki kafa karışıklığını dile getirir. Kratos, Faye'in doğduğunda ona Loki adını vermek istediğini ve muhtemelen halkına ondan bahsederken kullandığı adın bu olduğunu açıklar. Atreus bunun nedenini sorduğunda, Kratos bu sorunun cevabını başka bir gün öğreneceklerini söyler.

Atreus geri dönerlerken neden kendisine Atreus adını verdiklerini sorar. Kratos da Atreus'un herkesin hayatını neşe ve mutlulukla dolduran merhametli bir Spartalı askerin adı olduğunu söyler. Atreus etkilenir ve ona aslında iyi bir hikaye anlattığını ve Mimir'in bunu kaçırdığını söyler. Seyahat odasına yaklaştıklarında, Atreus eve gitmeleri gerektiğini anlar, ancak babasına etrafı biraz daha keşfetmek istediğini ve yozlaşmış Valkürler'i yenerek faydalı olduklarını kanıtlayabileceklerini söyler. Seyahat odasına girdiklerinde Mimir onları gördüğüne sevinir ve cücelere artık katlanamadığını söyler. Midgard'a geri dönerlerken Mimir onları, Ragnarok'tan önce gerçekleşecek olan ve normalde birkaç yüz yıl daha olmaması gereken büyük kış Fimbulwinter'ın başladığı ve Kratos'un olayları hızlandırmış olabileceği konusunda uyarır.

Eve vardıklarında Atreus kış boyunca uyuyacağını söyler. Kratos ise biraz dinlenmenin ona yeterli geleceğinden bahseder. Atreus rüyasında Fimbulwinter sona erdiğinde Thor'un evlerine geldiğini görür. Uyandıklarında, Atreus bunun gerçek olduğunu hisseder. Kratos en başta bundan rahatsız olmaz, ancak Atreus konuyu ona tekrar hatırlattığında, Kratos oğluna bunun için başka zaman endişeleneceklerini söyler.

Görünümü

Kratos tipik Sparta askerlerine pek benzemeyen bir adamdır. Boyu iki metreden fazladır. Oldukça kaslı bir vücudu vardır ve fiziksel yapısı en yüksek konsiyonundadır. Yüz özelliklerine ve ses tonlarına bakılacak olursa, Kratos'un yaşının ilk oyunlarda 30'lu yaşların sonunda 40'lı yaşların başında olduğu varsayılabilir.

Kratos'un sağ gözünün üzerinde Ares'ten aldığı bir yara izi vardır. Sol gözünün üzerinden de başı kolunda başlayan ve vücudunun sol tarafının bir kısmını kaplayan kırmızı renkte dairesel dövmenin ucu geçer. O zamanlar koyu renkte bir keçi sakalı ve ela renkte gözleri vardı. Kratos normalde epey esmer bir adamdı, fakat baskın yaptığı bir köyde kendi elleri ile karısını ve çocuğunu öldürünce, köyün kahini Kratos'un o gün yaptığı korkunç eylemi sonsuza dek hatırlaması için karısının ve çocuğunun küllerini onun bedenine mühürlemiştir.

Kratos, Ares'e hizmet etmeye başlamadan önce bir Sparta ordusunda generaldi. Bu dönemlerde Sparta hoplit zırhı giyerdi. Savaş Tanrısı olduktan sonra çok daha özenle dekore edilmiş bir zırh parçası giymiştir. Üçüncü oyunun bitiminde ise üzerinde sadece deri bir peştamal ve pazıbentler vardı.

İskandinav dünyasındaki Kratos'un görünümü, Yunanistan'daki halinden biraz daha farklıdır. Artık daha yaşlı görünmektedir. Yüzünde 50'li yaşların sonunda 60'lı yaşların başında gibidir. Yüzünde daha çok ve belirgin kırışıklıklar vardır. Önceden sadece çenesinde olan keçi sakalı, artık yüzünün yarısını kaplayan ve birkaç gri tüyü olan gür, dolgun bir sakala dönüşmüştür. Öldürdüğü ailesinin külleri ile kaplı olan teni halen solgundur, ancak dövmesi de önceki haline göre solgun görünmektedir. Zeus tarafından karnında açılmış yara izi halen durmaktadır, ancak üçüncü oyunun sonunda karnına kılıç sapladığı için karnındaki yara izi daha da büyümüştür. Kılıç vücudunu tamamen deldiği için, sırtında da karnındaki yara izine benzer bir yara izi vardır. Altına siyah deri pantolon ve ayakkabılar giyer, ayrıca ön kollarında Kao'uns Bıçakları'nı ilk aldığı zamandan kalma zincir izleri vardır, ancak bu izleri üzerlerine bandaj sararak kapatmayı tercih eder. Ayrıca orijinal oyunlarda giydiği deri peştemalın yıpranmış kalıntıları, giydiği siyah deri pantolonun üzerinden belli olur.

Kişiliği

Kratos serinin çoğunluğunda (özellikle Zeus'un ihanetinden sonra), inanılmaz derecede acımasız, pervasız ve yıkıcı biri olarak gösterilmiştir. Yoluna çıkan herkesi ve her şeyi yok etmiştir, hatta masum insanları bile acımadan öldürmüştür. Ayrıca yaptığı şeylerin sorumluluğunu üstlenmekten acizdir, çektikleri nedeniyle genellikle tanrıları (özellikle Zeus, Ares ve Athena) suçlamış, kendi payını ise görmezden gelmiş veya inkar etmiştir. Kratos o kadar kötü bir adamdır ki, yaptıkları nedeniyle iki defa intihar etmiştir. Aynı zamanda oldukça sabırlı ve sessizdir. Sadece gerektiğinde konuşur ve çoğunlukla sadece kesinlikle söylenmesi gereken şeyleri söyler. Yine de üçüncü ve beşinci oyunda çok daha fazla konuşmuştur. Oysa diğer tüm oyunlarda Kratos'a sadece birkaç düzine diyalog verilmiştir. Örneğin ilk oyun, Kratos'un serideki tüm oyunlar içerisinde en az konuştuğu oyundur. Tüm oyun boyunca sadece birkaç kere konuşmuştur ve bu konuşmaların çoğu Ares hakkında yaptığı yorumlardır. Pek konuşan biri olmasa da, dövüşürken sık sık bağırır ve çığlık atar.

Kratos serinin başlarında, kendisinden istendiğinde masum birini gözünü kırpmadan feda edebiliyordu, başkalarının hayatlarına hiç değer vermemiştir. Ancak zamanla bu durum değişmeye başlamıştır. Sparta'nın Hayaleti olarak tanınmasına karşı derin bir utanç ve korku duygusu sergilemiştir. Örneğin Atina'daki bir kadını ona bir anahtar vermesi için ikna etmeye çalışmış, ancak kadının tek yaptığı şey Kratos'a canavar demek ve ondan kaçmak olmuştur. Kadın, Kratos'a karşı duyduğu korku ve nefretten gözle görülür şekilde dehşete düşmüş durumdaydı. Zamanla Ares'in yardakçıları tarafından gerçekleştirilen katliamları gözlemlemesi ve onun ne yaptığını ve ne hale geldiğini sorgulamasına neden olmuştur. Kronolojik olarak serinin ilk oyunu kabul edilen God of War: Ascension'da, Orkos ve Delphi Kahini'nin ölümlerine gerçekten üzülmüş, hatta Orkos için bir cenaze töreni bile düzenlemiştir. Delphi'de, Castor muhafızlarına Kratos'u tapınaktan çıkarmalarını emrettiğinde, Kratos sağduyulu davranarak muhafızların canlarını bağışlamış ve onlara kaçmalarını söylemiştir. Delos'ta masum bir adamı iterek üzerine gelen bir mızraktan kurtararak merhamet etmiştir, oysa sonraki oyunlarda büyük olasılıkla adamın ölmesine izin verirdi. Ancak seri ilerledikçe Kratos, Olimpos tanrılarına hizmet ederken onlardan gördüğü muameleden dolayı giderek daha fazla hayal kırıklığına uğramış ve öfkeyle dolmuştur. İçi nefretle doldukça başkalarının hayatlarını daha az önemsemeye başlamıştır. Kratos'un sahip olabileceği herhangi bir mutluluğu veya olumlu duyguyu tamamen ortadan kaldıran kırılma noktası, kardeşi Deimos'un öldürüldüğü zamandır. Umursadığı son kişinin de tanrılar tarafından ondan alınması Kratos'u mutlak nefret ve delilik sarmalına gönderen olay olmuştur. Ancak hiç şüphesiz Kratos'u en derinden etkileyen olay kızını terk etmek zorunda kalmasıdır. Kratos uyuduğu zamanlarda eziyet çektiği sonsuz kabuslar görmüş, uyanık olduğunda da kendisine musallat olduğunu hissettiği duygular nedeniyle tam bir zihinsel ıstırap ve öfke durumunda kalmıştır. Kendini ve zihnini dinlendirmek için yaptığı beyhude çabalarında bile, korkunç, kanlı geçmişinin görüntüleri onu terk etmemiştir. Bu durum zamanla o kadar kötüleşmiştir ki, ilk oyunun sonunda onu korkutan kabuslardan kurtulamayacağını anlayınca kendini çok mutsuz ve üzgün hissetmiş, bu yüzden intihar etmeye kalkışmıştır. Kratos tüm oyun serisi boyunca sadece bir kez mutlu görülmüştür. Her sonsuz bir işkence içindedir ve attığu her adımda acıdan başka bir şey hissetmemiştir. Tüm olaylardan sonra aradan 200 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, geçmişinin anıları Kratos'la musallat olmaya devam etmiştir. Athena geçmişte yaptıkları nedeniyle Kratos'u aşağılamıştır. Kabuslarından kurtultuğu doğrudan belirtilmese de, Kratos'un karısını ve çocuğunu öldürdüğü zamanki anılarının halen varlığını koruduğu söylenebilir. Zira Athena ilk oyunun sonunda onu bu anılardan kurtarmayı reddetmiştir. Kratos intihara teşebbüs ettiğinde ve hatta öldüğünde bile kabusları onun peşini bırakmamıştır. Yaşadığı tüm acılarla birlikte korkunç eylemlerini ve suçlarını unutmaması için sonsuza dek lanetlenmiştir. Ne yaparsa yapsın, Kratos'u çektiği acılardan hiçbir şey kurtaramamıştır. Yaptıklarından dolayı derin bir utanç ve pişmanlıkla dolu olduğu için, tanıştığı hemen hemen herkese karşı soğuk davranmış ve geçmişini ardında bırakamamıştır. Tüm ailesini öldürdüğü için gerçekten de pişman olup olmadığı bilinmemekle birlikte, muhtemelen bu gerçeklikle yaşamak yerine daha iyi bir hayatı tercih ederdi.

Gaia'nın belirttiği gibi, asla gerçek mutluluğu veya rahatlığı bulamayacak olmasına rağmen, birçok kadınla birlikte olmuştur. Ancak Kratos'un gerçekten tek sevdiği kadın karısı Lysandra'dır.

Kratos, birinci oyunun öncesinde ve aynı oyunun içinde her ne kadar onlara güvenmese de, tanrılarla ve ilahi varlıklarla (ihanete kadar Ares ve Persephone'a da lord demiştir) saygılı bir şekilde konuşmuştur. Zaman geçtikçe tanrılar onu hayal kırıklığına uğratmış ve Kratos da bu yüzden onlara daha az saygı duymaya başlamıştır. Yıllarca Olimpos tanrılarına hizmet ettikten sonra, onların onu kabuslarından asla kurtaramayacakları anlaşılmış, bu durum Kratos'un nefretinin doruğa çıkmasına neden olmuş ve kendisi de bir tanrı yapıldıktan sonra diğer tanrılara açıkça meydan okuyarak düşman olmuştur. Tanrıların, annesinin ve erkek kardeşinin çektiği acılardaki rollerini öğrendikten sonra da onlardan intikam almaya yemin etmiştir. Gaia'nın arayışında ona yardım etmesi nedeniyle Gaia'ya karşı da saygılıydı, ancak Gaia'nın ona neden yardım ettiğine dair şüpheleri de vardı. Yine de belki de sırf bu yüzden ölmek için yalvaran titan Prometheus'u sefaletinden kurtarmış olabilir. Kratos, Atlas'ın yeni hapsedilmesine neden olmasına rağmen, onunla karşılaştığı zaman savaşmamış ve anlaşmaya çalışmıştır. Fakat Gaia'nın da kendisine ihanet etmesi üzerine, ilahi varlıklara olan tüm saygısını kaybetmiş ve acımasızca karşısına çıkan titanları da öldürmeye başlamıştır. Bununla birlikte, aşk ve seks tanrıçası olan Afrodit'in çekiciliğine ve güzelliğine dayanamamış ve Hephaestus'a hoşgörülü davranmıştır. Zira bu iki tanrı Kratos'un yaptıklarına ve Olimpos'a karşı olan savaşı ile ilgilenmiyordu. Kratos üçüncü oyunda öfkeden körleşmiş ve Zeus'u öldürmeyi takıntı haline getirmiştir. Öyle ki, Athena, Hera, Zeus ve Poseidon'un yaptığı uyarıları soğukkanlılıkla görmezden gelmiş, intikam arayışının tüm Yunanistan'ı yok ettiğini fark etmemiş veya umursamamıştır. Bununla birlikte, Zeus'u öldürdükten sonra Yunanistan'a yaptıkları için aşırı derecede suçluluk duymuş ve en sonunda yine intihara teşebbüs etmiştir. Ancak, bu son intihar girişimi muhtemelen suçluluk duygusundan değil, tıpkı ilk oyundaki gibi, kendisini rahatsız eden kabuslardan kurtulmak istediği içindir. Yine de Kratos'un bu son girişimi de bir işe yaramamış, aradan geçen yıllara rağmen kabusları onun yakasını bırakmamıştır.

Kratos, zalim davranışlarına rağmen karısını ve kızını çok sever ve onlara derinden ilgi gösterirdi. Bu yüzden onları öldürdüğü anın kabusları onu delirme noktasına getirmiştir. Kratos'un mutlu olduğu gösterilen tek an, kızı Calliope ile kısa bir süreliğine tekrar bir araya geldiği zamandır. Karısı ve kızının haricinde küçük kardeşi Deimos ve annesi Callisto'yu da severdi. Onların ölümü, Kratos'un Olimpos tanrılarına karşı duyduğu nefretin artmasına katkıda bulunmuştur. Buna ek olarak Kratos, iki oyundabirkaç kez karşılaştığı Son Spartalı da dahil olmak üzere Spartalılara saygı duyuyordu. Hatta çok saygı duyduğu bir Spartalının onurunu yaşatmak için oğluna Atreus adını vermiştir. Sparta'nın Zeus tarafından yok edildiğini öğrendiğinde, harap olmuş ve öfkeyle gökyüzüne haykırarak Zeus'tan karşısına çıkıp onunla yüzleşmesini istemiştir. İkinci oyunun sonunda Zeus ile yaptığı savaşta, Sparta'yı yok etmesine izin vermeyeceğini söylemiş, Sparta'yı ve halkını önemsediğini göstermiştir. Kratos üçüncü oyunda ona kızını hatırlattığı için Pandora'ya bağlanmış ve hatta o sadece bir "nesne" olmasına rağmen, ilk karşılaşmalarında onu Calliope ile karıştırmıştır. Hera'nın Pandora'ya hakaret etmesinden sonra öfkeyle dolmuş ve onu öldürmüştür. Kratos, her ne kadar başarılı olamasa da, Pandora'nın kendini feda etmesini engellemeye çalışmıştır.

Kratos tüm seri boyunca sadece dört kez gülümsemiştir. İlk olarak birinci oyunun tanıtım sürümünde Pandora'nın Tapınağı'nda yoluna devam edebilmek için kafesteki bir askeri feda etmesi gereken bir tuzakla karşılaştığında ürkütücü bir şekilde gülümser. Aynı oyunun normal versiyonunda ise bu asker Kratos'a kendisini bağışlaması için yalvarır, ancak Kratos bu umutsuz merhamet ricalarını görmezden gelir ve askeri feda ederken şeytani bir şekilde sırıtır. Yine aynı oyunun PAL versiyonunda, bu askerin yerine ölümsüz bir lejyon askeri konulmuştur ve Kratos bu versiyonda hiç gülümsemez. İkinci olarak kızı ile karşılaştığında ona sarılmak için diz çöker ve sonunda değer verdiği ailesinin bir üyesiyle birlikte olarak huzur bulduğunu düşünürken kısa bir bir süre gülümser. Son olarak da dördüncü oyundaki bir ara sahne sırasında Furyler, Kratos'u Sparta'daki evine geri döndüğü bir yanılsama içine sokar. Kratos kızının yatak odasına girer ve yatağının kenarına oturur. Sonrasında sıcak bir şekilde gülümser ve yanılsamanın gerçek olduğunu düşünerek kızını alnından öper.

Kratos üvey kardeşleri veya kuzenleriyle karşılaştığında, onları görmezden gelmeye çalılmış veya onlarla dövüşmek istememiştir. Zira onlara karşı özel bir nefret beslemediğini söylemiş, ancak gerekirse onlarla savaşacağını ve onları öldüreceğini belirtmiştir. Theseus, Perseus ve Hermes ile dövüşmek istememiş, fakat bu üç kişi Kratos'u ölzellikle kışkırtarak kendi sonlarını getirmiştir. Kratos sadece Herkül'ü dövüşmemek için ikna etmeye çalışmıştır, ancak çabaları fayda etmeyince onu da öldürmüştür. Apollo'nun Yayı'nı almak için Peirithous'u öldürmekte hiçbir sakınca görmemiştir. Kratos tanrılar içerisinde bir tek Athena'ya karşı bir dereceye kadar ilgi göstermiş ve onun ölümünden epey etkilenmiştir. Zeus'a karşı benzer bir nefreti ve kayıp kızları için yoğun bir acıyı paylaştığı Hephaestus'a sempati göstermiş olması muhtemeldir, ancak Hephaestus onu Pandora'dan uzak tutmaya çalışınca onu da öldürmekten çekinmemiştir. Yine de Hephaestus'un Pandora'yı koruma arzusuna saygı duymuş ve Pandora'ya babasının herhangi bir babanın yapması gerekeni yaparak, yani çocuğunun hayatını korumak için öldüğünü söylemiştir. Sonrasında Pandora'nın kendisini öldürmemesi için onu ikna etmek için uğraşmış ve hattaP andora bunu yapmak için harekete geçtiğinde onu engellemeye çalışmıştır.

Kratos tüm Olimpos'a savaş açmasına rağmen, (en azından başlangıçta) sadece Zeus'u öldürmek istemiştir. Örneğin Helios, Kratos'a hayatının karşılığında yardım etmeyi teklif ettiğinde, Kratos bunu şüpheli bulsa da, teklif ilgisini çekmiş ve altından bir numara çıkmadığı takdirde onu öldürmeyeceğini ima etmiştir. Ayrıca ilk başta Hermes'i görmezden gelmeye çalışmış, onu ciddi bir tehditten çok bir baş belası olarak görmüş, ancak onun kışkırtmaları ile iyice çileden çıkınca onu öldürmüştür. Aynı şekilde Hera'yı da görmezden gelmeye çalışmış, hatta yoluna çıkmaması için onu bir kenara fırlatmıştır. Ancak Hera, Kratos'un aradığı ve yavaştan kızı gibi görmeye başladığı Pandora'ya hakaret edince Kratos onu da öldürmüştür. Kratos üçüncü oyunda öldürdüğü tüm tanrıları ve titanları ya kendisini savunmak ya da onlar tarafından kışkırtıldığı için öldürmüştür. Eğer hiçbir tanrı ya da titan yoluna çıkmasaydı, Kratos muhtemelen Zeus'u öldürme arayışını sürdürerek onları tamamen görmezden gelirdi. Kratos'un ailesini öldürdükten sonraki hayatında öldürdüğü yaratıkların, tanrıların ve diğer insanların çoğunu kasten kavga arayışı içine girerek öldürmemiştir. Kratos çoğu zaman insanları görmezden gelmeye çalışmış ya da onun geçmesine izin vermeleri için onları uyarmıştır. Pek çok insan kibirli oldukları, onun ilerlemesine izin vermeyi reddettikleri ya da kendi istekleri ile Kratos'a saldırdıkları için Kratos tarafından öldürülmüştür. Bazıları da Kratos'un kendilerine verdiği zararın intikamını almak için ona pusu kurmuştur. Örneğin Cronos, Kratos'u öldürmeye çalışmış, Kratos ise başta bu girişime karşışık vermemiş ve Cronos ile savaşmak için herhangi bir istek göstermemiştir. İlk oyunda Kratos'un tek büyük amacı Ares'i öldürmek, ara oyunlardan birinde Deimos'u bulmak ve ikinci ve üçüncü oyunda Zeus'u öldürmektir. Eğer kibirleri ya da intikam arayışları yüzünden yoluna çıkanlar Kratos'a bulaşmamış olsaydı, birçoğu şu an yaşıyor olurdu.

Ek olarak üçüncü tamamında, sessiz alanlarda veya fon müziği yeterince sessiz olduğunda, Kratos'un nefes alıp verme sesi sürekli olarak duyulabilir. Çünkü Kratos, Zeus'a o kadar öfkeli ve saf nefretle doludur ki, fiziksel olarak sakinleşememektedir. Ara oyunların birinin ana menüsünde de benzer bir öfkeli nefes sesi çıkarır. Ayrıca neredeyse tüm oyun serisi boyunca Kratos'un yüzünde sadece öfke görülürken, ilk oyunun büyük bölümünde ifadesiz bir yüzü, dördüncü ise çoğu zaman üzgün görünen bir yüzü vardır.

God of War (2018)
Kratos; Olimpos'u yok ettikten, yeniden evlendikten, Norveç'te yeni bir hayata başladıktan ve bir çocuğa sahip olduktan sonra daha sabırlı biri haline gelmiştir, ancak halen düşmanlaştırıldığında veya tehdit edildiğinde öfkeyle patlamaktadır. Oğlunu disipline ederken bazen sinirlense de, neredeyse her zaman birine ya da bir şeye herhangi bir zarar vermeden önce kontrolünü yeniden kazanmayı başarabilir. Ayrıca artık Yunanistan'da yaptığu her şeyin sorumuluğunu üstlenmektedir. Geçmişte yaptıkları nedeniyle genellikle aşırı üzüntü ve pişmanlık sergiler ve hatta zaman zaman depresyona girer. Geçmişteki davranışlarıyla yüzleştiğinde yine Sparta'nın Hayali olarak anılmaktan korkmaktadır. Mimir kendisine öyle seslendiğinde bundan çok rahatsız olmuştur. Kratos artık başkalarının hislerine karşı daha düşünceli yaklaşır. Atreus, Sindri'yi aşağılayacak şekilde konuştuğunda oğlunu bunu bir daha yapmaması konusunda uyarmıştır. Sert olgunluğunun bir sonucu olarak Kratos, geçmişinden utanmış ve bunu oğlundan saklamayı tercih etmiştir. Ancak en sonunda Atreus'un onun yaptığı hataları bilmemesinin, günün birinde bir zamanlar onun da kendisinin yürüdüğü karanlık yoldan yürümesine neden olacağını fark etmiştir.

Kratos, Faye ile evlendikten sonra Tanrı olarak geçirdiği geçmişini özellikle Atreus'tan gizlemek için büyük bir çaba harcamıştır. Oğlunun tanrılığının bir lanet olduğuna inanan Kratos, Atreus'un normal bir hayat yaşayacağını umarak gerçeği ondan saklamıştır, ancak sakladığu bu gerçek oğlunun tekrarlayan hastalığının kaynağı haline gelmiştir.

Atreus şefkatli doğasına rağmen, ne yazık ki babasının dürtüselliğini ve öfke eğilimini miras almış gibi görünmektedir. Kratos, Atreus'un öfke patlamaları karşısında hemen harekete geçer ve oğlunun da kendisinin eskiden olduğu gibi bir canavara dönüşeceğinden korkarak onu hemen azarlar. Kratos'un Atreus'u tıpkı Calliope, Lysandra ve büyük olasılıkla Faye'i sevdiği gibi sevdiği gösterilmiştir. Oğluna yolculuğu birlikte tamamlayacaklarını söylemesi bunun bir kanıtıdır. Kratos'un Faye ile olan ilişkisinin detayları tam bilinmemekle birlikte, ikilinin çok yakın ve sevgi dolu bir ilişkileri olduğu açıktır. Çünkü Kratos açıkça Faye'in bir Tanrı'dan daha iyi olduğunu ve oğlunu onsuz büyütüp yetiştiremeyeceğini kabul eder. Ayrıca Faye'in Atreus'u ava götürmemesini istemesine saygı duymuş ve çoğu zaman tek başına ava çıkmıştır.

Kratos'un ilahi varlıklara olan güvensizliği olduğu gibi kalmıştır. Freya gibi onunla arkadaş olmaya ve ona yardım etmeye çalışsalar bile, mümkün olduğunda İskandinav tanrıları ile aynı ortamda bulunmamayı tercih eder. Ayrıca Olimpos tanrılarına karşı kızgındır. Athena'nın ruhu kendisini gösterdinde, ona kafasının içinden çıkmasını söylemiştir. Aynı şekilde, hala bir canavar olsa da artık onun canavarı olmadığı belirtmiştir. Tanrılarla olan kanlı geçmişine rağmen Kratos'un İskandinav tanrıları ile uğraşırken daha makul davrandığı görülmüştür. Zira Frey'ya güvenmediği halde sırf oğlunu kurtardığı için ona sırtını dönmemiştir. Freya'nın, Baldur'un zayıflığını öğrenmelerini engellemek için Mimir'i büyülediğini öğrendikten sonra bile Freya'ya bir şey dememiştir. Hatta onu boğarak öldürmeye çalışan Baldur'u öldürerek onun hayatını kurtarmıştır. Freya intikam yemini ettiğinde dahi muhtemelen hissettiği acıyı anladığı için ona zarar vermemiştir. Çünkü ailesini öldürdükten sonra aynı şeyi kendisi de hissetmiştir ve zamanla onun kendisini affedeceğini ummuştur. Ayrıca Mimir ile güçlü bir dostluk kurmuştur, zamanla ondan daha fazla tavsiye almış ve aldığı bu tavsiyelere uymuştur.

Kratos artık sadece kendisini savunmak için birilerini öldürür ve kendisini savunamayacak bir düşmanı öldürmeyi gerekli görmez. Ayrıca onunla dostane ilişkiler geliştirenlere kibar davranır ve dostlarını kendisine düşman etmemek için gerekli hassasiyeti gösterir. Tanrı olduğunu öğrendikten sonra sapıtan Atreus'u daha aklıselim davranması için uyarmıştır. Kratos, Brok ve Sindri'yi sinir bozucu bulsa da, onlara asla kaba ve huysuz bir şekilde davranmaz ve hatta ekipmanı üzerinde çalışmalarına izin verecek kadar onlara güvenir. Buna ek olarak, Sindri'nin sürekli kardeşi hakkında konuşmasından hoşlanmadığını kabul etse de, Atreus'un bu konuda Sindri'ye olan soğuk ve aşağılayıcı yaklaşımını yanlış bulmuş ve ondan bunu bir daha yapmamasını istemiştir. Ayrıca Atreus, Sindri'ye kendisi normalken Brok'un neden mavi renkte olduğunu sorduğunda, Kratos bu soruyu oldukça kaba bulmuştur. Kratos eski haline göre daha merhametlidir. Yediği dayaktan dolayı ayakta bile durmakta zorlanan Modi'nin canını bağışlamıştır. Ancak Atreus, Modi'nin Faye'e karşı yaptığı hakaretlerin intikamını almak için onu öldürünce büyük ölçüde şok olmuş ve öfkelenmiştir. Aynı şekilde Baldur'un yolundan çekilmesi için ona birçok kez şans vermiş ve sadece tehdit edildiğinde onunla savaşmıştır. Hatta yaptıkları son dövüşte Baldur'u yendikten sonra ona gitmesi için bir şans daha vermiştir. Hatta onunla kendi deneyimlerini paylaşarak, ona intikamın yürünecek bir yol olmadığını söyleyerek ona akıl vermeye çalışmıştır.

Kratos tüm Olimpos tanrılarını öldürüp, Yunanistan'ı yok ettiği için intikamın ne kendisine ne de başkalarına barış getirmeyeceğini anlamıştır, bu yüzden Baldur'u Freya'yı öldürmekten vazgeçirmeye çalışımıştır. Sözleri fayda etmeyince de, anne ve babasını öldüren çocukların döngüsüne bir son vermek içi Baldur'u öldürmüştür. Freya Kratos'u tehdit ettiğinde ve ona karşı intikam yemini ettiğinde, öfkeyle misilleme yapmamış ve sadece onu tanımadığını söyleyerek artık olgun ve aklıselim biri olduğunu bir kez daha göstermiştir. Atreus, Kratos'u Faye'i umursamamakla suçladığında sinirlenmiş ve ona konuşmamasını söylemiştir.

Her ne kadar Kratos ölü ruhlara yardım ederek kendini sıkıntıya sokmaktan hoşlanmıyor gibi görünse de, esas olarak artık onların başka ihtiyaçları olmadığı için gerektiğinde ruhlara yardım eder. Mimir ondan Valkürler'i kurtarması istendiğinde, Kratos şikayet etmiştir. Ancak Atreus ona Midgard'ın kaderinin bunu yapmalarına bağlı olduğunu söyleyince, gönülsüz bir şekilde de olsa bu görevi yerine getirmiştir. Muhtemelen bir zamanlar Yunanistan topraklarını yok ettiği için, İskandinav topraklarını kurtarmanın ona iç huzur sağlayacağını ve bir dünyayı yok etmek yerine onu kurtarmanın yeni bir başlangıç şansını doğuracağını düşünmektedir. Ayrıca Valkürler çok güçlü olduklarından, kendisinin ve Atreus'un yetenek gelişimi için faydalı olduklarını da söylemiştir. Jötunheim'a ulaştıklarında Mimir, bu olayın Kratos ve Atreus'un özel hayatıyla ilgili olduğunu söyleyip onu götürmemeleri gerektiğini söylemiş, ancak Kratos onu Odin'in yandaşlarından birinin bulma ihtimalini düşünerek en başta bunu kabul etmemiştir.

Kratos, Atreus ile yola çıktığı zaman, eskiden kullandığı bıçakların önkollarında oluşturduğu yara izlerini gizlemek için önkollarını bandajlarla sarıyordu. Çünkü oğlunun onun geçmişini bilmesini istemiyordu. Kratos, yolculuklarının sonunda, oğluna geçmişini anlattıktan sonra bandajları çözmüş ve ne saklayacak ne de oğlu için utanacak bir şeyi kalmadığına karar vermiştir.

Kratos nasıl olduysa aradan geçen yıllar içerisinde az da olsa bir mizah anlayışı geliştirmiştir. Tyr'in Tapınağı'nda ölümcül tuzaklarla uğraşırken Mimir'in tehlikeden korunmak için Atreus'tan onu taşımasını istemiş, Kratos da bunun üzerine Mimir'in tuzaklardan kaçmanın heyecanını kaçırmasını istemediğini söyleyerek hafifçe sırıtmıştır. Yine başka bir olayda Mimir, Atreus'tan anavatanından gelen bir bıçağı almasını istemiş, Kratos da bunun ardından "Evet, evlat... bıçağı al. Yolculuğumuz esnasında ekmeğe yağ sürmemiz gerekebilir" diyerek dalga geçmiştir. Mimir de Kratos'un alaycı mizahının daha önce rastlamadığı bir şey olduğunu söylemiştir. Kratos her zaman soğuk ve sessiz olsa da, Atreus'a iyi bir baba olmaya çalışırken gerektiğinde çok babacan ve sevecen biri olabileceğini göstermiştir. Ayrıca Lakonizm adı verilen ve eski bir Sparta sanatı olan bir düşünceyi çok az sözcük kullanarak veciz biçimde ifade etme sanatına da aşinadır. Kratos'un tüm seri genelinde neredeyse herkese verdiği yanıtlar genellikle kısa ve nettir, ayrıca (çoğu zaman) tehditkar bir tondadır. Kratos'un öfkeli veya talepkar olduğu zamanlar dışında standart bir ses tonu vardır, ancak yaşlı halinde birkaç kişi tarafından yapılan şakalara, özellikle de Atreus'un anlattığı bir şakaya, kendi kendine çok sessizce kıkırdadığı görülmüştür. Atreus, Kratos'un sessizce güldüğünü fark edince, Kratos bunu şiddetle reddetmiş ve ciddi haline dönmüştür. Kratos gerçekten de yıllar içinde yumuşamıştır ve muhtemelen bazen kendini iyi bir ruh haline sokmaya çalışmaktadır. Ayrıca stoacı ve ciddi biri olduğunun farkındadır.

Kratos olgun hali savaşmaktan kaçınan ve makul davranan biridir. Baldur kapısına dayandığında onunla dövüşmemek için onu evinden göndermeye çalışmıştır. Hatta Baldur ona yumruk attığında öfkelenmesine rağmen kavga etmek istemediğini belirten bir şekilde yine onu evinden gitmesi için uyarmıştır. Kratos'un genç hali muhtemelen Baldur'u kapısının önünde gördüğü anda öldürmeye çalışırdı, ancak yaşlı Kratos mümkün olduğunda aktif olarak savaşmaktan kaçmaktadır. Yüksek ihtimalle oğluyla basit bir hayat yaşamak ve şiddet dolu hayatını geride bırakmak istemektedir. Ancak kendisi sakinleştiğinde ve mutlu bir hayat yaşamaya çalışsa da, Baldur gibi kişiler sürekli onu taciz etmekte ve onun huzurunu bozmaktadır.

Kratos, Sigrun'u da yenerek tüm Valkürler'i serbest bırakınca, muhtemelen iyi bir şey yaptığı için iyi bir ruh haline bürünmüştür. Hatta neşeli bir şekilde (alaycı bir tonda da olsa) Valkür Kraliçesi'nin miğferini Brok ve Sindri'ye harika bir fiyata satacağını söylemiştir.

Kratos nadiren insanlara isimleri ile seslenir. Sindri ve Brok'a "cüce" veya "mavi olan", Mimir'e "kafa", Freya'ya "kadın" ve kendi oğluna da "evlat" diye seslenir. Sadece stresli olduğu veya konuştuğu kişiye sempati duyduğu zamanlarda karşısındaki kişinin ismini kullanır.

Yetenek ve Güçleri

Zeus'un yarı tanrı oğlu ve daha sonra Savaş Tanrısı olan Kratos inanılmaz derecede güçlü bir adamdır. Sahip olduğu güçle şu anda herhangi bir ölümlü, canavar ve tanrıların çoğunun ötesindedir. Çocukluğundan itibaren Sparta savaş okulları tarafından yoğun askeri eğitim almış ve daha sonra diğer tüm Yunan yarı tanrılarını ve tanrılarını aşmıştır. Gücünün kesin sınırları bilinmemektedir. Kratos zaman içinde tanrıların güçlerinin çoğunu özümseyerek gücünü önemli ölçüde arttırmıştır. Bu güçler ve yıllar boyunca edindiği savaş deneyimi sayesinde canavarları, büyülü varlıkları, titanları ve hatta Olimpos tanrılarını bile yok edebilmiştir. Yunanistan'dan ayrıldıktan sonra Olimposlu tanrılardan aldığı gücün çoğunu kaybetmesine rağmen, fiziksel yetenekleri ve dövüş becerileri, Baldur ve Magni gibi İskandinav tanrılarının fiziksel olarak en güçlülerini bile geride bırakmıştır. Sadece Spartalı Öfkesi'ni kullanarak Modi'yi kolayca korkutmayı başarmıştır. Kratos'un Ragnarok'a dahil olduğu bilgisi Odin'in kendisinden korkmasını sağlamak için yeterli olmuştur. Görünüşe göre Kratos'un güçleri, en güçlü İskandinav tanrılarından ikisi olan Thor ve Odin'den üstündür.
  • İnsanüstü Güç: Kratos içinde bulunduğu duruma ve bazen de öfkesine bağlı olarak dalgalananan muazzam ve ölçülemez bir insanüstü bir fiziksel güce sahiptir. Başlangıçta Alrik tarafından yenilmiş olsa da, daha sonra Ölümsüz Lejyonlar, enfekte insanlar, canavarlar ve büyülü varlıklar gibi birçok büyük ve güçlü canavarı ve yaratığı sadece çıplak elleriyle kolayca yenebilmiştir. Yine çıplak elleriyle Helios'un kafasını koparabilmiştir. Hydra'yı alt etmiş ve en güçlü iki Titan olan Cronos ve Atlas'ın onu parmaklarıyla ezmelerini engelleyebilmiştir. Kratos saf güç bakımından rakipsiz sayılan Herkül'e karşı verdiği savaşta ondan daha güçlü olduğunu kanıtlamıştır. Herkül'ün saldırılarını durdurabilmiş, onu geriye doğru itebilmiş ve hatta onun kucaklamalarından kurtularak onu kolayca bir kenera atabilmiştir. Herkül'ün dokunulmazlığına rağmen onu ezmiş ve öldüresiye dövmüştür. Kratos ham güçte savaştığı diğer tüm Yunan tanrılarına her zaman fiziksel olarak üstün gelebilmiştir. Kratos'un gücü yaşından etkilenmez, hatta zaman geçtikçe daha da artmış gibi görünmektedir. İskandinav diyarlarında daha yaşlı olmasına rağmen, Yunanistan'daki halinden daha güçlü olduğu görülmüştür. Çıplak elleriyle bir trolün boynunu kolayca kırabilmiş, yumruklarıyla devasa kayaları parçalayabilmiş ve Odin'in oğullarından Baldur ve Thor'un en güçlü oğlu olan Magni gibi İskandinav tanrılarının en güçlülerini alt edebilmiştir. Baldur ile yaptığı ilk dövüşte birbirlerine kenetlendikleri zaman altlarındaki zeminin yarılmasına neden olacak kadar güçlü olduğunu göstermiştir. Hiç şüphesiz en büyük güç gösterilerinden biri, Dokuzlar Gölü'nün ortasındaki devasa köprü mekanizmasını itebilmesidir. Daha sonra Tyr'in Tapınağı'nı çok az bir çabayla kaldırıp ters çevirmiştir. Eski hayatında Olimpos Dağı'nın altındaki devasa Labirent'i en dağın tepesine kadar çıkarabilmesi de benzer türden bir güç gösterisidir ve bunu sadece bir kolu çevirerek yapmıştır. Kratos'un bu yaptığı çok zor görünmese de, Labirent onu tutan devasa metal zincirler ile birlikte onlarca ton ağırlıktadır ve Kratos bu ağırlığı bir dağın zirvesine kadar çıkarabilmiştir. Fiziksel gücünün bir başka kanıtı da, Zeus'la Gaia'nın kalbinde yaptıkları dövüş esnasında, göğüs göğüse çarpışmada Zeus'un elinden Olimpos'un Kılıcı'nı alabilmesidir. Ancak belki de Kratos'un ham fiziksel gücünün iyi görüldüğü an, üstüne basmaya çalışan Rodos Heykeli'ni kolayca kaldırıp limana atmasıdır. Heykel yaklaşık 100 metre uzunluktaydı ve muhtemelen 200 tondan daha ağırdı.
  • İnsanüstü Dayanıklılık:Kratos son derece dayanıklıdır. Birçok defa büyük yüksekliklerden düşmesine rağmen zarar görmeden yere inebilmiştir. Ezilmeye, bıçaklanmaya, dövülmeye, patlatılmaya, çeşitli düşmanlar ve tuzaklar tarafından yakılmaya dayanmış ve birçok zorlu ortamdan canlı çıkabilmiştir. Kratos inanılmaz derecede soğuk olan Helheim'da rahatça hareket edebilmiş ve inanılmaz derecede sıcak olan Muspelheim'da hayatta kalabilmiştir. Mimir çok soğuk olan Helheim'da Odin'in bile uzun süre hayatta kalamayacağını iddia etmiştir. Buna ek olarak, Kratos künt travmaya karşı güçlü bir dirence sahiptir, çünkü fiziksel olarak son derece güçlü rakiplerden gelen darbeler ona karşı çok az etki etmiş veya hiç etki etmemiştir. Ölümlü bir insanı öldürecek yaraların çoğu onun için ölümcül olmasa da, vücudu fiziksel olarak yaralanır. Bununla birlikte Olimpos'un Kılıcı ve Zeus ile ilk olan ilk dövüşünde Zeus'un kendisine karşı kullandığı yıldırım fırtınası saldırısı gibi bazı tanrısal ölçekte saldırılar veya silahlar ona kolayca zarar verebilir. Kratos'un en büyük dayanıklılık gösterilerinden biri Gaia'yı öldürdükten sonra gerçekleşmiştir. Şimdiye dek yaşamış en büyük titanlardan biri olan Gaia öldüğünde, çoğunlukla kayalardan vücudu doğrudan Kratos'un üstüne çökmüştür. Kratos enkazın altından zorlukla çıksa da, hayatta kalabilmiş ve ilerlemeye devam edebilmiştir. Tanrısal güçler aldıktan sonra Kratos'u direkt dövüşte yenebilmiş tek kişi Zeus'tur. Ancak o da bunu Kratos neredeyse tüm tanrısal güçlerini kaybettikten ve Rodos Heykeli'nin elinin üstüne düşerek onu ezmesinden sonra yapabilmiştir.
    • Doğaüstü Direnç: Kratos; ilahi, mistik ve doğaüstü güçlerin temel manipülasyonları ve çeşitli varyasyonları da dahil olmak üzere birçok güçlü büyüye karşı son derece dayanıklıdır. İnsanları yaı tanrıları ve hatta tanrıları öldürme veya başka şekilde etkileme yeteneğine sahip ölümcül mistik saldırılardan bile kolayca kurtulabilir. Buna rağmen, diğer tanrıların veya diğer yüksek seviyeli varlıkların güçlerine karşı bağışık değildir. Örneğin Zeus ondan Savaş Tanrısı yeteneklerini alabilmiş, Furyler onu geçmişinde yaptıklarının içine hapsedebilmiştir.
  • İnsanüstü Hız: Gücü ve dayanıklılığı kadar önemli olmasa da, Kratos inanılmaz derecede hızlıdır. Yıldırım hızına sahip Zeus, Charon, Hermes ve kronokinezi yeteneğine sahip olan Pollux ve Castor'a ayak uydurabilmiştir. Hermes'in çizmelerini giyince hızı daha da artmıştır. Hız bazen Kratos'un dövüşlerini kazanmasında önemli bir faktör olur. Örneğin üstün hızı sayesinde Magni'yi o daha saldırısına tepki veremeden öldürebilmiştr. Fiziksel olarak Baldur'dan daha yavaş olmasına rağmen, refleksleri tepki vermel veya saldırılarını engellemek için yeterli olmuştur.
  • İnsanüstü Çeviklik: Kratos olağanüstü bir çevikliğe sahiptir. Büyük yükseklikleri ve mesafeleri kolayca atlayabilir ve sorunsuz bir şekilde yere inebilir. Atlayamayacağı kadar uzun boşlukları geçmek için ipler ya da zincirler üzerinden gidebilir.Ayrıca çok deneyimli bir dağcıdır. Dağlara ve binaları hızlı bir şekilde tırmanabilir.
  • İnsanüstü Dayanıklılık: Kratos hem soyu, hem de çocukluğundan itibaren maruz kaldığı sert Spartalı eğitimi nedeniyle ölümlü birine kıyasla neredeyse sınırsız miktarda dayanıklılığa sahiptir. Bu sayede günlerce yorulmadan veya yavaşlamadan sürekli aktif kalabilir. Bu dayanıklılığı sayesinde, Pandora'nın Kutusu'na ulaşmak için tırmanması günler süren Pandora Tapınağı'na tırmanabilmiştir. Tüm enerjisi tükense dahi, bir anlık dinlenmeyle ya da yediği bir yiyecekle hemen eski haline dönebilir. Kratos sadece Chains of Olympus oyununun sonunda yıllarca süren sürekli savaş ve zihinsel ıstıraptan yorulduğu için bayılmıştır. Bu, şimdiye kadar Kratos'un aşırı yorgunluktan bayıldığı veya uyuyakaldığı tek zamandır.
  • İnsanüstü Duyular/Öngörü: Kratos'un son derece keskin duyuları vardır ve çevresinde olan biten her şeyin farkındadır. Bu tehlikeleri algılama konusunda yeteneklir. Satirler gibi hızlıyla ünlü düşmanlarla kolayca baş edebildiğinden, savaştaki refleksleri çoğu insana göre inanılmazdır.
  • İyileşme: Kratos ölümcül olan yaralarını bile anormal bir hızda iyileştirebilir. Ancak yine de bazı yaralarının izleri vücudunda kalır. Ares'in yüzünde açtığı, Zeus'un da karnında açtığı yaranın izi kalmıştır. Kratos olgun halinde aldığı yaraları anında iyileştirebildiğini göstermiştir, ancak bunun onun için yoğun bir çaba ve konsantrasyon harcamıştır. Ayrıca Ivaldi'nin zırhının yardımıyla sürekli olarak kendini yenileyebilir ve yenilenme hızını arttırmak için tılsımlar kullanabilir.
  • Ölümsüzlük: Bir zamanlar Savaş Tanrısı olan Kratos, gücünün çoğunu kaybedene kadar ölümsüzdü. Ancak sonradan işlediği günahların bedeli olarak ölümsüzlük ile lanetlenmiştir. Olimpos'un Kılıcı ile intihar etmesinden de bu sayede kurtulmuştur. Fiziksel olarak aşırı derecede yavaş yaşlanır, yine de yaşlanarak ölmesi söz konusu değildir. Kratos bir Spartalı generaldi ve 20'li yaşlarındayken ailesini öldürdü. Olimpos tanrılarına 10 yıl hizmet ettikten sonra 30'lu yaşlarının ortasına ulaştı. Bu süre içinde Ares'i öldürdü ve kısa bir süre sonra onun yerini aldı. Yıllarca Savaş Tanrısı olduktan sonra, statüsünü kaybetti. Olimpos'a saldırdığı esnada 30'lu yaşların sonlarında ve 40'lı yaşların ortalarındaydı. Tanrısal soyu nedeniyle yavaş yaşlandığı ilk oyun serilerinde tipi neredeyse aynı görünüyordu. Yunanistan'dan ayrılıp Norveç'e gitmesi arasında ne kadar süre geçtiği bilinmemekle birlikte, son görünen hali yaklaşık 200 yaşındadır. Kratos, Zeus onun güçlerini Rodos Heykeli'ne verdiğinde güçlerinin çoğunu kaybetse de, Olimpos'un Kılıcı'nı geri aldığında güçlerinin bir kısmına da yeniden kavuşmuştur, hatta Hades'i öldürüp onun ruhunu çalarak daha da fazla güç kazanmıştır. Yunanistan'ı yok ettikten sonra Umut'un gücünü insanlara dağıtarak bu gücünden vazgeçmiştir, fiziksel olarak ilerlemiş yaşına rağmen bunu gizlemesine rağmen orijinal oyunlardaki kadar güçlüdür.
  • Şekil Değiştirme: Kratos Savaş Tanrısı olduğu dönemde kendini yaklaşık 150 metrelik bir deve dönüştürebilir ve düştüğü yerdeki herkesi harap edecek ateşli bir kuyruklu yıldız haline gelebilirdi.
  • Güç Kazanımı:Kratos hayatı boyunca tanrılardan, titanlardan ve başka çeşitli kaynaklardan sürüyle güç kazanmıştır. Sahip olduğu en büyük güç ise Umut'tu. Pandora'nın Kutusu'nu açarak Umut'un gücünü özümsemiş, bu sayede Olimpos tanrılarını ve titanları öldürebilmiştir. İntihar ederek Umut'u insanlığa dağıtmış olmasına rağmen, Umut'un bir parçası hala içinde görünmektedir. Kratos'un muazzam gücü, dayanıklılığı, büyülü ve ilahi güce karşı direnci hayatı boyunca farklı güçlere sürekli maruz kalması ve bunları özümsemesinden kaynaklanıyor olabilir. Olimpos'a saldırıdığı zaman Hades'in ruhunu emerek güç seviyesini önemli ölçüde arttırmıştır. Çünkü Hades, Olimpos'taki en güçlü üçüncü tanrıydı ve tüm Yeraltı Dünyası üzerinde mutlak bir kontrole sahiptir. Kratos ayrıca Thanatos'u öldürdüğü için bazı yönlerden Ölüm Tanrısı olmuştur, bu da onun muazzam gücüne katkıta bulunmuştur.
    • Atmokinezi: Kratos, Olimpos'un Kılıcı'nı yere vurarak büyük kasırgalar çıkarabilirdi.
    • Aerokinezi: Kratos, Typhon'un Felaketi ile rüzgar esintileri ve güdümlü rüzgar patlamaları yaratabilir. Kasırgalar ve fırtınalar oluşturabilirdi.
    • Elektrokinezi: Kratos, yaşamı boyunca çeşitli kaynaklardan elektriği manipüle etme gücünü elde etmiştir. İlk olarak, Python'un Karnı'ndan Zeus'un Yıldırımı'nı almıştır. Bunu kullanarak kılıcını yıldırımla güçlendirmiş, düşmanlarına şok vermiş, yıldırım alanları oluşturmuş ve büyük bir yıldırım enerjisi girdabı yaratmıştır. Daha sonra, hızını büyük ölçüde artırmak, darbelerini yıldırımla güçlendirmek ve ölümcül sarsıntılar yapabilmek için yıldırımı kullanmasına olanak sağlayan Zeus 'un Eldiveni'ni kullanmıştır. Daha sonra ona iki farklı yıldırım gücü daha verilmiştir. Bunlardan biri güçlü yıldırımlar üretmesini sağlayan Zeus'un Öfkesi, diğeri de kendi etrafında bir yıldırım çemberi oluşturmasına ve gökten şimşekler yağdırmasını sağlayan Poseidon'un Öfkesi'dir. Yine elde ettiği başka bir eşya olan Atlantis'in Gözü sayesinde gözden şiddetli yıldırımlar salma ve yıldırım yayları oluşturma gücü kazanmıştır. Hephaestus, Kratos'a Nemesis Kamçısı isimli bir silah yapmış, Kratos bu silah sayesinde düşmanlarına elektrik verebilmiş ve gök gürültüsü enerjisi patlamaları yaratabilmiştir.
    • Pirokinezi: Kratos, hayatı boyunca çeşitli kaynaklardan ateşi manipüle etme gücünü de elde etmiştir. İlk olarak kendisine Ares'in Ateşi verilmiştir. Bu güç sayesinde ateşli patlamalar yaratabilmiş ve efsunlu ateş saldırıları yapabilmiştir. İkinci olarak geçici şekilde Athena'nın Bıçakları'nın gücünü büyük ölçüde artırmasına ve ayrıca patlayıcı çekirdekler oluşturmasına izin veren Thera'nın Felaketi'ni elde etmiştir. Prometheus'u eziyetinden kurtardığı için Titanların Öfkesi gücünü kazanmıştır. Bu güç sayesinde kendisini ateşten kaplayabilmiş ve ateş saldırıları yapabilmiştir. Norveç'e yerleştikten sonra bir şekilde Spartalı Öfkesi gücünü elde etmiştir, bu gücü sayesinde yumruklarını ateşle güçlendirebilir ve attığı taşların bile anında patlamasını sağlayabilir. Ayrıca Kaos Bıçakları'nın ateş gücünü de kullanabilir, ancak bunun için bıçakları düşmanlarına saplaması gerekmektedir.
    • Kriyokinezi: Kratos, Poseidon'un Buzu sayesinde soğuk fırtınalar ve buz dalgaları yaratma, silahlarını buzla güçlendirme ve sivri buz parçalarını ok gibi atarak kullanabilme gücü kazanmıştı. Boreas'ın Boynuzu ile buz fırtınaları yaratabilmiştir. Norveç'e yerleştikten sonra karısının kendisine verdiği Leviathan Baltası ile buzdan enerji dalgaları yaratabilir ve düşmanlarını dondurabilir
    • Jeokinezi: Kratos, Atlas'ın Depremi sayesinde güçlü depremler yaratabilir ve büyük kayalar fırlatabilirdi. Norveç'e yerleştikten sonra Spartalı Öfkesi'nin yardımıyla yeri sallayabilir ve büyük kayaları fırlatabilir.
    • Kronokinezi: Kratos, Uroborus'un Tılsımı sayesinde; düşmanları çürütebilen patlamalar yapmak, kendini iyileştirmek, devasa kırık yapıları onarmak ve düşmanları yavaşlatmak gibi çeşitli şekillerde zamanı manipüle edebilmiştir. Zeus tarafından öldürülmeden önceki zamana geri dönmek için Dokuma Odası'nın ipliklerini kullanmıştır. Ayrıca Kader Muskası'nın yardımıyla zamanı yavaşlatabilirdi. Norveç'e yeleştikten sonra Dünyaların Tılsımı başta olmak üzere diğer birçok tılsımı kullanarak zamanı ve düşmanları yavaşlatabilir.
    • Fotokinezi: Kratos, İlkel Ateş'in gücü sayesinde ışık küreleri oluşturabilir ve bunları düşmanlarına atabilir.
    • Ruh Manipülasyonu: Kratos, Hades'in Ruhu sayesinde ruh enerjisi patlamaları yaratabilir ve Yeraltı Dünyası'ndaki ruhları düşmanların üzerine salabilirdi. Hades daha sonra Kratos'a Yeraltı Dünyası'nın ruhlarını Hades Ordusu'nun büyüsü şeklinde çağırma gücü vermiştir. Kratos, tanrılığını kaybettikten sonra Ruh Manipülasyonu gücünü kaybetse de, Athena'dan ölen Spartalı kardeşlerinin ruhlarını diriltme ve kontrol etme gücü veren Sürgün Bıçakları'nı almıştır. Kratos daha sonra Hades'in Pençeleri'ni ele geçirmiştir. Pençeler sayesinde başkalarının ruhlarını çalabilmiş, ruhları düşmanlarına saldırmaları için kullanabilmiş ve mağlup ettiği düşmanların ruhlarını çağırabilmiştir.
    • İlahi Enerji Manipülasyonu: Kratos, Olimpos'un Kılıcı sayesinde güçlü ilahi enerji patlamaları yaratabilirdi.
    • Boşluk Yaratma: Kratos, Erinys'in Belası sayesinde düşmanlarını içine çekebileceği, onların yaşam güçlerini çalabileceği ve çaldığı bu yaşam güçlerini kendine aktarabileceği karanlık boşluklar yaratabilmiştir.
    • Büyü Engelleme: Kratos, Gerçeğin Gözleri sayesinde Furyler tarafından kullanılan her türlü illüzyonu, büyü engelini ve kara büyüyü ortadan kaldırabilirdi.
    • Su Altı Solunumu: Kratos, Poseidon'un Üç Dişli Mızrağı ve Triton'un Mızrağı sayesinde su altında almaya ihtiyaç duymaz ve inanılmaz bir hızla yüzebilirdi.
    • Kopya Oluşturma: Kratos, Orkos'un Yemin Taşı sayesinde düşmanlarına karşı kendisine yardım etmeleri için kendisinin kopyalarını oluşturabilirdi.
    • Taşlaştırma: Kratos, Medusa veya Euryale'nin kafalarını kullarak düşmanlarını taşa dönüştürebilirdi.
    • Uçma Kratos, Icarus'un kanatları sayesinde tam olarak uçamasa da havada süzülebilirdi.
  • Savaş Ustalığı:Kratos, hem silahlı hem de göğüs göğüse mücadelede muazzam ustalığa sahip, son derece başarılı bir savaşçıdır. Sparta'nın en saygın generallerden biri olması, onu Sparta'dan çıkmış en iyi savaşçılardan biri yapmaktadır. Güçlerini keşfettikten ve bizzat Tanrılar tarafından eğitildikten sonra Kratos, her zamankinden çok daha heybetli hale gelmiştir. Yetenekleri sayesinde birçok rakibi kolayca katletmiş ve aynı zamanda Tanrılara karşı bile savaşabilmiştir Yaşı, becerisini hiç engellememiştir. İlerlemiş yaşında bile canavarları etkili bir şekilde avlayabilmiştir. Göğüs göğüse çarpışmada Magni, Baldur ve hatta Dokuz Valkür'ü alt ederek formundan bir şey kaybetmediğini göstermiştir.
    • Silah Ustalığı: Çocukluğundan beri Sparta'da aldığı eğitim ve sayısız savaş deneyiminden dolayı Kratos; kılıç, mızrak, gürz ve balta dahil olmak üzere savaşta kullanılan tüm silahları kullanma konusunda inanılmaz derecede yeteneklidir. Ares'in şampiyonu olduktan ve Kaos Bıçakları'nı elde ettikten sonra, dövüş yetenekleri büyük ölçüde artmıştır.
    • Zincir Manipülasyonu:Kratos, Kaos Bıçaklarını ve Athena'nın Bıçaklarını düşmanlarına herhangi bir mesafeden ve yüksek hızda yıkıcı bir şekilde saldırmak için büyük bir hassasiyet ve ustalıkla kullanabilir. Aynı şekilde bıçakları ile düşmanlarını uçurumlardan sallamak için bir araç olarak kullanabilir ve onları kısıtlayabilir. Kaos Bıçakları ile Lysandra, Calliope, Alecto ve Máttugr Helson'ı, Athena'nın Bıçakları ile Dev Arachnid, Erinys, Dissenter, Thanatos'u, Hades'in Pençeleri ile Hades'i ve Sürgün Bıçakları ile de Hermes'i öldürmüştür.
      • Kılıç Ustalığı: Kratos, Ares'in seçilmiş savaşçısı olmadan önce silah olarak genelde birçok savaşta sayısız rakibi öldürmek ustaca kullanıldığı normal bir kılıçtı. Cesaret Kılıcı ile Herodius ve Pothia'yı, Tanrıların Kılıcı ile Ares'i ve Olimpos'un Kılıcı ile Rodos Heykeli, Athena, Perses, Cronos ve Gaia'yı öldürmüştür.
      • Mızrak Ustalığı: Kratos'un Sparta generali olduğu süreçte Sparta Silahları adı verilen bir bir mızrak ve büyük yuvarlak kalkan kullanmıştır. Bu silahlarla olan tecrübesi, onları hem uzun hem de kısa menzilli olarak kullanmasına ve hem savunma hem de saldırı yapmasına yetecek kadardı. Kaderin Mızrağı ile Karanlık Süvari'yi öldürmüştür.
      • Balta Ustalığı: Kratos balta kullanmak konusunda da oldukça yeteneklidir Leviathan Baltası'nı sayısız düşmana karşı yıkıcı bir ustalıkla kullanmıştır, baltası ile sayısız canavarı katletmiş ve hatta onunla bir yarı tanrı olan Magni'yi öldürmüştür.
    • Birebir Savaş Ustalığı: Kratos gerektiinde çıplak ellerini de kullanan uzman bir dövüşçüdür. Güçlü tekmeler, yumruklar, dirsek vuruşları, diz vuruşları, ters yumruklar, kafa vuruşları ve çok daha fazlasını yapabilir. Muazzam fiziksel gücü nedeniyle oldukça zorlu bir rakiptir. Ne kadar iyi bir dövüşçü olduğu Baldur ile birçok kez yaptığı mücadelelerde açıkça görülmüştür.
  • Nişancılık: Kratos; menzilli silahlar, yaylar, mızraklar gibi fırlatılan silahlar konusunda yetenekli olduğunu sötermiştir. Mesafeden bağımsız olarak neredeyse asla hedefini kaçırmaz. Bunlara ek olarak baltasını da büyük bir ustalıkla fırlatabilir.
  • Bilgelik: Kratos sıklıkla kaba gücüyle tanımlansa da, seri boyunca karşılaştığı sorunların bazılarını bilgeliğini kullanarak çözmüştür. Arşimet, Daedalus veya Üçüncü Pathos Verdes gibi ünlü mimarlar tarafından ve hatta bazı İskandinav kökenli bulmacaları çözebilmiştir. Kratos içine girdiğin bulmacaların tüm tuzaklarından ve yaratıklarından kurtulmakla kalmamış, aynı zamanda bu zorlukların üstesinden gelebilmiş tek kişi olmuştur. Ayrıca Olimpos'un Bahçesi'ndeki bulmacayı da çözmeyi başarmıştır ki bu, Hera'nın onun asla yapamayacağını düşündüğü bir şeydi. Kratos ayrıca Kraken'i öldürmek için açılıp kapanabilen bir köprüyü veya kendini iyileştirmek için Gaia'nın kalbini kullanmak gibi çevreyi düşmanlarına karşı kullanmayı akıl edebilecek kadar zekidir. Bilgeliğini kanıtlayan en dikkate değer olay, Megaera'nın kendisine olan öfkesini kullanarak Egeli Hekantonkheires'in hapishanesinden kaçmayı başarmasıdır. Kratos bilge olduğu kadar kurnazlık da yapabilir, Zeus ile olanikinci karşılaşmaları sırasında, yenilmiş numarası yaparak ve Zeus'un yanına inmesini sağlamış ve fırsatını bulunca ona saldırarak üstünlük kazanmıştır.
  • Sarsılmaz İrade: Kratos'un zihinsel gücü, fiziksel yetenekleri gibidir. İnanılmaz bir iradesi ve kırılamayacak kararlılığı vardır. Aklına koyduğu şeyi mutlak suretle yapar, yoluna ne tür engeller çıkarsa çıksın hedefine ulaşana kadar asla durmaz. Kratos hayatı boyuncaPandora Kutusu'na ulaşmak, bir tanrıyı öldürmek, kardeşini kurtarmak için Ölüm Alanı'na girmek, Yeraltı Dünyası'ndan birkaç kez kaçmak, Zeus'u öldürmek ve Olimpos'u yok etmek gibi imkansız görünen birçok şeyi yapabilmiştir. Muazzam iradesi aynı zamanda onun yanılsamalardan kurtulmasına ve sihire karşı koyabilmesini sağlar. İradesi ilahi güçlere olan direnciyle birleştiğinde, Hades onun ruhunu bedeninden ayırmaya çalıştığında ona karşı koyabilmesini bile sağlamıştır. Kratos ayrıca büyük bir zihinsel güce sahiptir. Hiçbir zaman çıkarıcı kadınların bile cazibesine ve baştan çıkarıcılığına kapılmamış ve Afrodit'e bile direnebilmiştir. Kendisi ve oğlu devler diyarına yolculuk ederken de benzer bir kararlılık göstermiştir. İsteksiz olsa da kendisine yapılan her türlü iyiliği karşılığını vermek ister. Kratos'un iradesi Yunanistan'da olduğu dönemdeçoğunlukla intikam arzusu ve tanrılara olan nefreti tarafından körüklenmiştir. Onlardan (ama çoğunlukla Zeus'tan) o kadar nefret ediyordu ki, onları öldürme ve yaptığı her şey için Zeus'tan intikam alma arzusu (Kratos'un ailesini öldürdükten sonra Ares'i öldürme konusundaki aşırı arzusuna benzer şekilde) hiçbir şeyin onu durduramamasına neden olmuştur. İki kez öldürüldüğünde ve Olimpos Dağı'ndan Yeraltı Dünyası'na düştüğünde bile amacından vazgeçmeyi düşünmemiştir. Ancak Norveç'e yerleştikten sonra Kratos'un öfkesi yatışmıştır. Artık ünlü durdurulamaz iradesi nefret ya da öfkeyle değil, başarısızlıklarını telafi etme ve çocuğu Atreus'a iyi bir baba olma arzusuyla körüklenir. Atreus'a kendisinden daha iyi bir yolda ilerlemesini öğretmeye çalışmaktadır. Atreus'un sonunun kendisi gibi olacağı korkusu, Kratos'u yol boyunca ne kadar zor olursa olsun, oğluna bilge ve şefkatli bir baba olmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya zorlamıştır.
Silahları

Ares'e hizmet etmeden önce Kratos'un ana silahı kılıcıydı. Ares'in hizmetine girdikten sonra ana silahları, Ares'in kölesi olmasının bir işareti olarak Ares'in ona armağan Kaos Bıçakları olur. Kaos bıçakları esasen kabzalarına uzun zincirler bağlanmış olan orak biçimli iki bıçaktır. Bıçakların zincirleri Kratos'un önkollarına kalıcı olarak mühürlenir. Kratos, Ares'i öldürdükten sonra, Athena Kaos Bıçakları'nı neredeyse onlara benzeyen Athena'nın Bıçakları ile değiştirir. Daha sonra bunları da yine diğer ikisine benzeyen Sürgün Bıçakları ile değiştirir Kratos sahip olduğu tüm silahları ustalıkla kullanmıştır. Savaş becerilerinin çoğunu Ares'ten ve diğer tanrılardan öğrendiği ima edilir. Ares'in kölesi olmadan önce ve onun kölesi olduğu zamanlarda Kratos'un komutası altında devasa bir Sparta ordusu da vardı.

Kratos, Norveç'e taşındığı zaman intikam arayışı sırasında elde ettiği tüm silahları ya kaybetmiş ya da bu silahlar Zeus ile olan dövüşü esnasında yok olmuştur. Fakat Kaos Bıçakları'ndan bir türlü kurtulamamış, bu yüzden onları evinin altına saklamıştır. Muhtemelen bıçaklar ona geçmişte yaptığı şeyleri hatırlattığı içn bunu yapmıştır.

Kratos silah olarak artık çoğunlukla önceden karısı Faye'e ait olan Leviathan Baltası'nı kullanır. Balta buz büyüsü özelliklerine sahiptir. Baltanın bıçağı şarj edilebilen açık mavi enerji dalgaları oluşturabilir ve yere vurulduğunda çarpmaya yakın bir anda düşmanları dondurabilir. Kratos baltayı doğrudan rakiplerine fırlatabilir ve sınırlı bir menzil içerisinde elini kaldırarak baltayı geri kendisine çağırabilir. Helheim'daki düşmanlarla savaşmak için Kaos Bıçakları'nı tekrardan kullanmaya başlamıştır. Kaos Bıçakları'nın ağır saldırıları düşmanları yakarken, Leviathan Baltası'nın buz büyüsü onları dondurur. Brok ve Sindri her iki silaha da silahların yeteneklerini değiştiren Rünik Saldırı ismi verilen mücevher yuvaları yerleştirmiştir.

Kratos bunlardan farklı olarak hem saldırı hem de savunma için kolundaki bir eldivene bağlı altından yuvarlak bir kalkan olan Koruyucu Kalkan'ı kullanır. Kalkanın yuvası bileğinin üzerinde destek gibi durur, ancak Kratos istediği zaman kalkanı anında tam formuna geri sokabilir. Kalkan baltası ya da bıçakları ile uyumlu bir şekilde kullanabilir. Baltasının büyülü yeteneklerini ve sol Kaos Bıçağı'nın ateşini kalkanın içine aktararak daha patlayıcı ve yıkıcı kombinasyonlara oluşturabilir. Ayrıca düşmanlardan gelen her türlü saldırıyı kalkanı ile savuşturabilir.

Kratos'un bir diğer önemli eşyası da da Sparta generali olduğu zamanlardan beri yanında taşıdığı sihirli bir kesedir. Kese içerisinde çok sayıda ekipman veya silah taşıyabilir. Kratos keseye elini sokup, kesenin içinden almak istediği şeyi düşünerek alabilir. Kratos bu kese sayesinde kendisi kadar büyük şeyleri taşıyabilir.

Kratos seri boyunca Barbar Çekici, Nemean Cestus ve Artemis'in Kılıcı dahil olmak üzere birçok güçlü silah veya kalıntı kullanmıştır. Kratos'un silahlarının çoğu ya yok edilmiş, ya Kratos tarafından bir kenara atılmış ya da sahiplerine geri iade edilmiştir. Fakat hiç şüphesiz kullandığı en önemli ve en güçlü silah sadece kısa bir süre sahip olduğu Olimpos'un Kılıcı'dır. Fakat Zeus'un ölmesi ve Olimpos'un yok olmasıyla birlikte Olimpos'un Kılıcı'nın sahip olduğu tüm tanrısal güç yok olmuştur. Kratos'un büyü güçleri ve silahları oyunlara göre değişiklik göstermektedir. Örneğin ikinci oyunun sonunda sahip olduğu silahlar ve büyüler, üçüncü oyunun başındaki halinde yoktur. Örneğin ikinci oyunda elde ettiği Kaderin Mızrağı ve Atlas'ın Depremi, üçüncü oyunda hala bunlara sahip olması gerekirken yoktur. Muhtemelen Kratos'un yaklaşık 15-20 silah taşımasını ve üçüncü kullanılabilecek bir düzineden fazla farklı büyü yeteneğine sahip olmasını engellemek için geliştiriciler tarafından yapılmış bir hamledir. Zira böyle bir müdahale olmasa, Kratos neredeyse Yunan mitolojisindeki tüm silahlara, büyülü güçlere sahip olacaktı.

Ek Bilgiler

Yunan Mitolojisi
  • "Kratos" kelimesi Yunancada "Güç" veya "Kuvvet" anlamına gelir, muhtemelen bu isim Kratos'un tanrı benzeri fiziksel gücüne veya genel olarak genel gücüne atıfta bulunmak için konulmuştur.
  • Gerçek Yunan mitolojisinde Kratos isimli bir karakter olmasa da, "Cratos" isimli birisi vardır. Cratos, Pallas ve Styx'in oğludur. Gücün ve kuvvetin kişileşmesidir. Kratos ve Cratos birbirlerinden çok farklıdır. Kratos tanrılardan nefret ederken, Cratos tamamen Zeus'a sadıktır.
  • Yunan mitolojisinde Hephaestus, Cratos ve Bia'ya Prometheus'u hapsetmeleri emredilir. Kratos ise ikinci oyunda Prometheus'u serbest bırakır.
Genel
  • Kratos, God of War'dan God of War: Ascension'a kadar Terrence C. Carson tarafından seslendirilmiştir God of War: Ghost of Sparta'daki çocuk halinin seslendirmesi Antony Del Rio tarafından yapılmıştır. Son oyunda Kratos'u Christopher Judge seslendirmiştir. Oyunun birçok hayranı tarafından Carson'ın yeni çıkacak oyun olan "God of War: Ragnarok" ta rolü geri alacağı düşünülmektedir.
  • God of War III'nin özel bilgi kısmına göre Kratos'un boyu 244 santimetredir.
  • God of War'dan God of War III'ye kadar Kratos'un dövmesi giderek incelir ve tasarımı az da olsa değişir. İlk oyundaki dövmesi göğüs kafesinin yakınından sol meme ucunun ötesine kadar uzanıyordu. İkinci oyunda dövmenin genişliği meme ucuna daha yakındır. Son oyunda meme ucunu hiç kapatmaz. Ayrıca dövmesi ilk oyunda sol kolunu daha çok daire içine alıyordu, fakat sonraki oyunlarda bu tasarım değiştirilmiştir. Son oyunda sağ kolundaki dövme ucu God of War III'deki görünümünden farklı bir şekilde değiştirilmiş ve ilk oyundakine daha yakın hale getirilmiştir.
  • Kratos'un ailesi, gerçekten sevdiği tek insanlar olarak gösterilmiştir. Sadece Yeraltı Dünyası'nda Calliope'u bulduğu zaman gülümsemiştir. Kratos, onu bir kez daha terk etmek zorunda kaldığında çok üzülmüştür. Daha sonra, merhum karısının bir yanılsaması ile karşılaştığında ona kendisini affetmesi için yalvarmıştır. Annesini öldürmek zorunda kaldığında perişan olmuştur. Küçük kardeşi Deimos öldürüldüğünde de aynı şekilde harap olmuştur. İkinci çocuğu Atreus'a da çok değer verir. Onu her şekilde korur. Oğlu hastalandığı zaman deli gibi Freya'dan yardım istemiştir. Ayrıca oğlunu herhangi bir tipik babanın yapacağı gibi eğitir. İkinci merhum karısı Faye ile olan ilişkisi iyi bilinmese de, Atreus onu annesinin yasını tutmamakla suçlayınca gözle görülür bir şekilde sinirlenmiştir.
  • Kratos'un standart kıyafet görünümü oyunlar boyunca çok az değişiklik göstermiştir. God of War ve God of War: Ascension'da ellerinde eldiven yoktu ve zincirler ile kollarının derisi arasında sadece beyaz bir kumaş vardı. İlk oyunda kırmızı renkte deri bir kemer takarken, ikinci ve üçüncü oyunda altından bir kemer takmıştır. Peştemalı her oyunda aynıdır, ama durumu aynı değildir. Peştemal, God of War: Ascension yeni ve hasarsızdır. Chains of Olympus'ta ise peştemalın bazı yerlerince yırtıklar olduğu görülmüştür. İkinci oyunun başında Savaş Tanrısı olduğundan tanrı zırhı giyerken görülmüştür. Rodos Heykeli'nin eli üstüne düşüp, zırhını parçaladıktan sonra peştemal yeniden ortaya çıkmıştır. Peştemalın ikinci ve üçüncü oyundaki durumu hemen hemen aynıdır, tek fark peştemalın üçüncü oyunda ikinciye göre daha kısa olmasıdır. Ayrıca ikinci ve üçüncü oyunda kollarındaki zincirlerin altında kırmızı deri bir kolçak takmıştır. Son oyunda Kratos yakından incelenirse, eski peştemalından belinde kalanlar görülebilir. Ayrıca üçüncü oyunda Kratos Zeus'u öldürdüğünde, bileklerindeki zincirler düşer ve kırmızı eldivenlerinin üzerinde garip altın metal eldivenler ortaya çıkar ve zincirlerinin yerleştirileceği yerlerde metal oluklar olduğu görülür Görünüşe göre Kratos, Savaş Tanrısı olduğu dönemde bıçaklarını daha rahat kullanabilmek için böyle bir şey yapmıştır, çünkü bıçaklarının zincirleri aradan geçen uzun yıllardan dolayı cildini rahatsız etmiş olabilir.
  • Yıllar önce Ares'in kölesi olduğu ilk zamanlarda bıçağının zincirleri çıplak etine dağlanmış olmasına rağmen Kratos, bir üst maddede de anlatıldığı zincirlerin üzerine farklı şeyler giymiştir. Fallen God çizgi romanında, Kaos Bıçakları'nın Kratos'un onları Ares'ten almasından beridir tüm hayatı boyunca onu takip ettiği ortaya çıkmıştır. Kratos kollarına dağlanan bu zincirleri sadece bıçakları için değil, diğer başka zincirli silahlarında da kullanmıştır.
  • Geliştirici Stig Asmussen, David Jaffe'nin Kratos'un Zeus ve Yunan panteonunu yendikten sonra İskandinav ve Mısır tanrılarını yok etmesini amaçladığını açıklamıştır. Bu niyetinin gerçek olduğu son oyun ile doğrulanmıştır. Jaffe'nin God of War III için orijinal vizyonunu izleyen Bit of War adlı bir spin-off oyunu yıllar önce piyasaya sürülmüştür.
  • Kratos'un son oyundaki uzun, kaslı, gür siyah sakallı, kel kafalı, kafasında ve vücudunda dövmeler olan ve baltalı, solgun bir adam görünümü, Critical Role'deki Grog StrongJaw'a benzer. Grog, genellikle büyük balta kullanan bir barbardır ve bir barbar olarak, düşmanlarına daha fazla hasar vermek ve daha dayanıklı olmak için öfkesini kullanarak savaşır. Muhtemelen sadece bir tesadüf olsa da, birçok Critical Role ve God of War hayranı benzerliği fark etmiştir.
  • Kratos yan oyunlar hariç kalan tüm oyunlarda yanında bir şekilde kopmuş bir kafa taşır.
  • Kratos'un üçüncü oyundaki karakter modeli ile son oyundaki karakter modeli karşılaştırıldığında, son oyunda boyunun kısaltıldığı açıkça görülebilir. Orijinal seride hafiften tutarsız olsa da, Kratos kabaca 244 santimetre uzunluğundaydı. Ancak son oyunda boyu kabaca iki metre civarındadır. Geliştiriciler Kratos'a daha gerçekçi bir görünüm kazandırmak istedikleri için böyle bir değişikliğe gitmiştir. Orijinal serinin her oyununda Kratos için farklı bir karakter modeli kullandığından, kafasının büyüklüğü ve tüm vücut şekli tutarsız olmuştur. Örneğin üçüncü oyunda kafası vücuduna göre bariz şekilde küçüktü, son oyundaki hali ile karşılaştırıldığı zaman bu gerçek açıkça görülebilir. Omuzları ve kafası vücudunun geri kalanıyla orantılı olarak doğal olmayan şekilde küçük, kolları ve bacakları da gövdesine kıyasla çok uzundur. Yüz ifadesi, vücudundaki küçük ayrıntılar, kırmızı dövmesinin büyüklüğü ve hatta vücuttaki konumu sürekli değişmiştir. Aynı şekilde peştemalın uzunluğu, önkollarındaki zincirler (ve bazı oyunlarda zincirlerin altına giyilen kırmızı eldivenler) de değişmiştir Serideki karakter modeli için yapılan bu büyük değişiklikler, oyunlar üzerinde çalışılırken daha iyi donanım ve grafik geliştirmeleri yüzünden de meydana gelmiş olabilir. Kratos'un yüzü, ten rengi ve yüz ifadesi tüm oyunlardakinden daha farklıdır. Bununla birlikte üçüncü ve Ascension oyunlarındaki görünümü için kullanılan karakter modeli aynıdır. Ascension modelindeki tek büyük değişiklik dövmesinin çok derin olmasıdır (ama aynı zamanda dövmenin ilk oyundaki canlı görünümüne benzer şekilde çok daha canlı olmasıdır).
Yunanistan Dönemi
  • Kratos, her oyunda en az bir tanrı öldürmüştür (toplamda 14 tanrı).
  • Birçok karakterin Kratos'un yarı tanrı olduğunu bildiği halde neden ona ölümlü dediği bilinmemektedir. Muhtemelen onu yarı tanrı olarak görmemek ya da onu küçümsemek için böyle söylemiş olabilirler.
  • İlk oyunun yayınlanan ekran görüntülerinde Kratos'un dövmesinin kafasındaki kısmı omega sembolü şeklindeydi.
  • Kratos'un Olimpos'un sonunu getirecek İşaretli Savaşçı olduğu ortaya çıkmadan önce, Kratos birçok kişi tarafından işaretlenmiş ya da işaretlendiği söylenmiştir. Köy kahini ailesinin küllerini tenine mühürleyerek işaretlemiştir. Ares'in Müritleri'nin Ares'i canlandırmasını engellemek için Ambrosia'yı yok etmeye giderken bir örümcek sadece yıkımla işaretlenmiş bir ölümlü olduğunu söylemiştir. Kratos ayrıca kardeşinin doğum lekesine benzeyen bir dövme de yaptırmıştır.
  • Üçüncü oyunda, ilk oyundaki olaylara yapılan geri dönüşlerde, Kratos'un üçüncü oyundaki karakter modeli kullanılmıştır.
  • Kratos ikinci oyunda Atropos tarafından Ares ile olan savaşına geri götürüldüğünde, geçmişteki halinin dövmesi çok solgundur, hatta neredeyse görünmezdir. Tanrıların Kılıcını aldığında dövmesi görünür hale gelir, ancak rengi kırmızı yerine turuncudur.
    • İlginç bir şekilde aynı kısımda Zeus'un ona karnından verdiği yaranın izi de vardır, oysa bu olay Zeus'la olan savaşından çok önce gerçekleşmişti.
  • Kratos, Chains of Olympus'ta acı dolu geçmişinden kurtulmayı başarmıştır. Silahlarından, güçlerinden ve yeteneklerinden vazgeçtiğinde affedilmiş, dövmesi silinmiş ve solgun teni eski haline gelmiştir. Ne yazık ki, kızı Calliope için her şeyi geri almak zorunda kalmıştır.
  • Kratos serinin ana oyunda da karnından yaralanarak öldürülmüştür. İlkinde Ares tarafından kendisine fırlatılan bir taş sütun karnına saplanmış, ikincisinde Zeus Olimpos'un Kılıcı'nı karnına saplamış, üçüncüsünde ise bu sefer kendisi Olimpos'un Kılıcı'nı karnına saplamıştır.
    • Ayrıca ana oyunların her birinde bir kişiyi diri diri yakmıştır. İlkinde kafesteki bir askeri yakarak kurban etmiş, ikincisinde Prometheus'u alevlerin içine atmış, üçüncüsünde ise Peiritheus'u yakmıştır.
  • Kratos anne ve babasını kendi elleri ile katletmiştir. Ghost of Sparta'da annesi Callisto'yu öldürmek zorunda kalmış ve üçüncü oyunda babası Zeus'u vahşice öldürmüştür.
  • Ana seri boyunca Kratos'un ana motivasyon kaynakları onun öfke ve intikam arzusuydu. Sadece kızını kurtarmak için Ambrosia'yı ararken, tüm tanrısal uyarıları görmezden gelerek kardeşi Deimos'u kurtarırken ve Pandora'nın Olimpos'un Alevi'nde kendini feda etmesini engellemeye çalışırken öfke ya da intikam arayışı etkili olmamıştır.
  • Kratos üç farklı kişiyi doğrudan yüzlerine bir şeyle (veya çıplak elleriyle) vurarak öldürmüştür. Theseus'un kafasına büyük bir metal kapıyı defalarca çarpmış, Nemean Cestus ile Herkül'ün yüzünü yumruklayarak adeta yok etmiş ve son olarak Zeus'un yüzünü çıplak elleriyle vurarak parçalamıştır.
  • Kratos ana seride üvey kardeşlerinden veya kuzenlerinden herhangi biriyle karşılaştığında onlarla dövüşmek istememiştir, ancak en nihayetinde onu kışkırttıklarından veya ona meydan okuduklarından dolayı bunu yapmak zorunda kalmıştır.
  • Kratos ana oyunların hepsinde kendisini bir yerden atar. İlk oyunun sonunda intihar etmek için kendisini bir uçurumdan atar. İkinci oyunda göklerdeki tahtından Rodos'a atlar. Üçüncü oyunda Labirent'ten Yeraltı Dünyası'na atlar. Ayrıca yine üçüncü oyundaki psişik yolculuğu sırasında umut fenerini düşürür ve onu geri almak için Kan Havuzuna atlar. Son oyunda da oğlu ve Mimir ile birlikte Jötunheim kulesini bulmak Diyarlar Arası'ndaki yola atlar.
  • Kratos'un bir tanrı olarak ne kadar süre hüküm sürdüğü tam olarak bilinmemektedir, ancak Daedalus'un Labirent'i yapmak için 4603 gün, yani 12.6 yıl harcadığı göz önüne alınırsa, ikinci ve üçüncü oyun arasında geçen sürenin 12.6 yıl olduğu sonucuna varılabilir.
    • Bu bilgi göz önüne alınırsa, Kratos'un MÖ 510-500 yılları arasında doğduğu, hayatının 10 yılını Olimpos'un kölesi olarak ve 12 yılını tanrı olarak geçirdiği düşünüldüğünde ana serideki hikayesinin MÖ 470-460 yıllarında bittiği varsayılabilir. Hatta MÖ 480'de Euybiades'in yanında Perslere ve onların kralına (muhtemelen I. Xerxes) savaşmıştır. Kratos'un ses tonuna ve fiziksel görünümüne bakılırsa üçüncü oyunda neredeyse elli yaşına yakın olduğu söylenebilir.
    • Ancak bu tarihler Arşimet yüzünden çelişki yaratır. Zira Arşimet'in MÖ 212 dolaylarında ölmüştür, oysa Ghost of Sparta ve Ascension oyunlarında Arşimet'in icatları açıça görülebilir. Rodos Heykeli de bu tarih çelişkisini destekler. Çünkü Rodos Heykeli'nin inşası MÖ 292'de başlamış ve MÖ 280 civarında sona ermiştir. Heykel, daha sonra MÖ 226'da yaşanan bir bir depremde yıkılmıştır. Bu bilgiye göre God of War evreninde heykel yıkılmasından yaklaşık 36 yıl sonra tekrardan yapılmıştır. Buradaki bilgilere göre de Kratos MÖ 230-220 arasında doğmuş ve ana serideki hikayesi MÖ 190-180 arasında bitmiştir.
    • Bunlara ek olarak Chains of Olympus oyununda görülen Eurybiades varlığı da tarihlerde çelişkiye neden olmaktadır. Bu çelişkiyi engellemenin tek yolu, gerçekleşen savaşın Greko-Pers Savaşları'nda meydana gelmediğini ve gösterilen komutanın bizim bildiğimiz Eurybiades olmadığını varsaymak gerekir. Bu varsayım, tarihsel olarak Eurybiades Spartalı bir komutan iken, "Atina Ordusunun Lideri" olarak gösterilmesi ile desteklenir. Bu varsayımı destekleyen bir başka olgu da, gerçek Eurybiades'in tarihsel olarak Greko-Pers Savaşları'ndan sağ çıkması ve Chains of Olympus'taki Eurybiades'in ağır yaralı olarak gösterilmesidir.
  • Kratos ana oyun serisi boyunca nadiren öfke dışında herhangi bir duygu belirtisi göstermiştir. Ascension'da Kratos, Furyler'in illüzyonlarına hapisken perişan görünüyordu. Kendisini Ares'ten kurtarmak için Orkos'u öldürmesi gerektiği için gerçekten üzgün olduğu görülmüştür. Mutlu göründüğü tek zaman Chains of Olympus'ta kızıyla yeniden bir araya geldiği zamandır. Son oyunda çoğu zaman öfkesini kontrol edebildiği için daha akıllı ve daha çekingen görünür.
  • Kratos'un dövüş stili oyun serisi boyunca daha deneyim kazanması ile değişkenlik gösterir. Kronolojik olarak ilk oyun olan Ascension'da düşmanlarını yakalamak için Kaos Bıçakları'nı kullanırken, diğer tüm oyunlarda düşmanlarını çıplak elleriyle alt etmeye başlamıştır. Son oyunda yaptığı saldırıların çoğu eski oyunlardaki saldırılarından daha hızlıdır.
  • Kratos'un aslında Ascension'da kullanılacak olan farklı bir karakter karakter modeli vardı, ancak sonradan bunun kullanılmasından vazgeçilmiştir. Bu modelde keçi sakalı yoktur, etleri yırtıktır, kolları neredeyse vücudundan ayrılacak gibidir, çok sıska ve solgundur, ayrıca çok üzgün görünür.
İskandinav Dönemi
  • Faye sayesinde Kratos, Thor ve Odin gibi bazı İskandinav tanrıları hakkında bilgi sahibidir. Bununla birlikte, Atreus veya Mimir'e göre bu konularda çok daha az bilgilidir ve ara sıra onlardan bilgi ister. Bu sayede oyuncular da oyunun dünyası hakkında bilgi sahibi olur.
  • Kratos anavatanını terk ettiğinden beridir Sparta'nın Hayaleti lakabını kullanmamaktadır. Mimir ona böyle hitap ettiğinde sinirlenmiştir.
  • Kratos, Olimpos'a karşı yaptığı savaşla Yunanistan'ı yok etmesine ve bundan duyduğu bariz pişmanlığa rağmen şu anda içinde bulunduğu dünyanın durumuyla pek ilgilenmemektedir. Atreus ve Mimir ona sürekli olarak Midgard'a yardım etmek için Valkürler'i serbest bırakmanın önemini hatırlatmıştır.
  • Kratos, Atreus ile birlikte teknede yolculuk yaparken, eğer o anda Mimir yoksa, oğluna Tavşan ve Kaplumbağa, Kurbağa ve Akrep gibi ünlü hikayeleri anltır. Bunlara ek olarak intikam peşinde koşan bir atın hikayesini de anlatır. At, intikam arzusunu karşılamak için birinin ona binmesine izin verir, ancak bu yüzden özgürlüğünü kaybeder. Bu hikayedeki at Kratos'u, binici ise Ares'i simgeler.
    • Kratos'a bildiği bu hikayeleri anlatan yaşlı adamın, ünlü bir Yunan hikaye anlatıcısı olan Ezop olduğuna dair güçlü emareler vardır.
    • Geçmişe bakıldığında bazı hikayelerin Kratos'un hayatında gerçekleşen bazı olaylarla benzerlik gösterdiği görülebilir. Örneğin Tavşan ve Kaplumbağa'nın hikayesi Kratos ve Hermes arasındaki mücadeleye benzer. Gerçekteki olayda Hermes, Tavşan'dır. Hızlı olduğu için Kratos'un, yani Kaplumbağa'nın onu yakalayamayacağından emindir. Kaplumbağa Kratos kararlı bir şekilde Tavşan Hermes'i kovalar ve en sonunda yakalar. Bu durumun Kratos'un tanrılar ve titanlarla olan münasebeti için de geçerli olduğu söylenebilir. Çünkü Kratos her zaman için onlar tarafından küçümsenmiş, ancak en sonunda hepsini yok ederek zirveye çıkmıştır.
    • Genç Yengeç ve Annesi'nin hikayesi, Kratos ve oğlu arasındaki ilişkiyi yansıtır. Kratos sık sık sözlü olarak Atreus'a daha iyi bir insan olmasını öğütler. Ancak hikayede anne yengecin oğluna nasıl ileri yürümesi gerektiğini öğretememesi gibi, Kratos da kendi hayatı bu kadar öfke ve ölümle doluyken, oğluna şefkat ve disiplini öğretmekte zorlanmıştır.
    • Hırsız ve Annesi'nin, Freya ve Baldur arasındaki ilişkinin habercisidir. Bir hırsız tutuklanır ve ölüme mahkum edilir. Kendisine son isteği sorulduğunda annesini görmek ister. Annesi ile karşılaştığında onun kulağını ısırır ve çocukken kendisine iyi bir insan olmayı öğretmediği için hırsız olduğunu ve bunun suçlusunun o olduğunu söyler. Aynı şekilde Baldur, Freya'yı aşırı korumacılığıyla hayatını mahvettiği için öldürmeye çalışır.
    • Kurbağa ve Akrep, hem Kratos hem de Faye açısından çok daha açık bir örnektir. Her ikisi de bir tanrının tek doğasının başkalarını hayatlarını mahvetmek olduğuna inanır. Baldur ile yapılan son savaş bu hikayeyi daha iyi yansıtır. Freya (kurbağa), Baldur'un onu öldürmesine isteyerek izin vermeye çalışan fedakar bir annedir, Kratos (akrep) ise onu kurtarmak için Baldur'u öldürür. Freya, Kratos ve Atreus için yaptığı her şeye rağmen, bu süreçte oğlunu kaybeder ve Kratos'un asla değişmeyecek bir hayvan olduğunu söyleyerek onu lanetler.
    • Oduncu ve Ağaçlar hikayesi, Kratos'un Yunan Panteonu ile olan ilişkisine benzetilebilir. Zeus, Kratos'un baba öldürme döngüsünü gerçekleştirmesinden korkuyordu, ancak Kratos'un Olimpos'a saldırmasına yol açan da kendisi olmuştur. Hikayedeki genç fidanın Ares olduğu söylenebilir. Yaptıkları nedeniyle Kratos'un halefi olmasını sağlamış ve Kratos ile diğer tanrılar arasında savaş çıkmasına neden olmuştur. Aynı şekilde hikayedeki fidan Odin'e de benzetilebilir. Odin'in kendini Ragnarok'tan kurtarmak için yaptığı aşırılıklar yüzünden Thor'u planlarını gerçekleştirmek için kullanmasının sonucunda jötnarın Ragnarok'a katılmasına neden olmuştur.
  • Kratos, Freya ile Helheim hakkında konuşurken, ona başka bir dünyadaki cehenneme aşina olduğunu söyler. Bu onun görevleri sırasında birkaç kez Yeraltı Dünyası'na gitmesine yaptığı bir atıftır.
  • Kratos, Hel'deyken üçüncü oyunun sonunda Zeus ile yaptığı son savaşın yanılsamasını görür. Sony muhtemelen o oyunda Kratos'u seslendiren Carson'ın sesini kullanma haklarını kaybettiği için, bu yanılsamada Kratos'u Judge seslendirmiştir. Ayrıca ana serinin çoğunda Zeus'u seslendiren Corey Burton, birkaç konuşmayı yeniden seslendirmek için projeye katılmıştır. Kameranın görünümü Kratos'a geçmeden önce oyun kısa bir süreliğine oyuncuya Kratos'un hayalet savaşını birinci şahıs bakışından gösterir. Oyuncular Kratos'un Zeus'u öldürmesini tıpkı üçüncü oyunda olduğu gibi birinci şahıs bakışından görebilir.
  • Kratos, Tyr'ın odalarının birinde, Sparta'daki doğum yerinin yakınındaki bir Yunan adası olan Limni'den getirilmiş bir testi Limni şarabı bulur. Atreus asırlık şarabı içerler. Atreus şarabın tadından iğrenirken, Kratos hoşlanır.
  • Ayrıca yine Tyr'ın odalarından birinde üzerinde bir yığın ceset üzerinde duran, ellerinde üzerinden kan damlayan Sürgün Bıçakları'nı tutarken gökyüzüne çığlık atan çiziminin olduğu bir vazo bulur. Kratos, Atreus göremeden önce vazoyu parçalar, bu yüzden geçmişi oğlu için bir süre daha sır olarak kalır.
  • Kratos, Atreus'a daha önce birçok can sıkıcı ruhla tanıştığını söyler. Bu kısımda Athena ya da Alrik gibi ölümsüz düşmanlarla birçok kez karşılaşmasından bahsediyor olabilir.
  • Atreus, Kratos'a bir hayvana dönüşüp dönüşemeyeceği sorulduğunda, Kratos bunu yapabileceğini düşünmediğini söyler. Seri boyunca şekil değiştirebildiği görülen tek tanrı Zeus'tur.
  • Kratos, Jötnar tarafından Fárbauti (ᚠᚨᚱᛒᚨᚢᛏᛁ) olarak bilinir, bu isim "zalim vurucu" anlamına gelir ve bazen "şimşek" olarak yorumlanır. Bu isim, Kratos'un eski tavrına ve Zeus'un oğlu olmasına uygun bir isimdir. Fárbauti aynı zamanda İskandinav mitolojisindeki Loki'nin babası ve Laufey'in kocasıdır.
    • Jötunheim'daki duvar resmi Kratos'u ayrıca Valkürler tarafından Ragnarok sırasında Odin için savaşmak üzere seçilen savaşçılar olan Einherjar olarak da anar. Ancak Kratos henüz bir savaşta öldürülmemiş ve herhangi bir Valkür tarafından Valhalla'ya getirilmemiştir. Ayrıca Odin, Ragnarok'ta yer alacağı için Kratos'u bir tehdit olarak görür.
  • Kratos, Valkür Kraliçesi Sigrun'u yendikten sonra hapsolmuş Valkürler'i serbest bıraktığı için değil, geride kalan Valkür miğferlerini cüce kardeşlere satabileceği için neşelenmiştir.
  • Kratos hem Yunan kültürünün hem de geçmişinin bir parçası olduğundan erkek çocuğu olan Atreus'a kızı Calliope'a olduğundan daha farklı bir şekilde davranır, çünkü Spartalılara genç yaşta nasıl savaşacakları ve hayatta kalacakları öğretilir.
  • Kratos, Atreus'a geçmişini anlattığında Ares, Persephone ve Thanatos gibi hak edenleri öldürdüğünü, ancak Ares'e hizmet ederken karısı ve kızı da dahil olmak üzere ölmeyi hak etmeyen sayısız masumu da öldürdüğünü söyler.
  • Bazı yan görevler sırasında, Kratos ve Atreus babasını öldürmüş kişilerle karşılaşır, Atreus bu durumu oldukça şaşırtıcı bulur. İronik olarak babası Kratos da aynı şeyi yapmıştır.
    • Kratos bir yan görevde hikayesini anlatan bir babanın hayaleti ile yüzleşmemiştir, muhtemelen yaptıklarından dolayı halen kendinden utanmaktadır.
  • Kratos seri boyunca beş kez canavarların içinden bazı eşyaları almıştır. Orkos'un Yemin Taşı'nı Daimon'un içinden, kaptan köşkünün anahtarını Hydra'nın içinden, Altın Post'u bir kerberosun içinden, Omphalos Taşı'nı Cronos'un içindden ve Mimir'in diğer gözünü Dünya Yılanı'nın içinden almıştır.
  • Kratos oyun boyunca birçok kez Mimir ile alay eder, Mimir ise bu alayları eğlenceli bulmayarak insanların Kratos'u bu yüzden sevmediklerini söyler.
  • Kratos, Atreus'la olan macerası boyunca birçok kez oğluna tanrıların tehlikeli olduğunu, iyi tanrı diye bir şeyin olmadığını ve tanrıların sadece ölümlülerle ilgilenmediğini söyler. Çünkü kendisi gibi bu niteliklere sahip Yunan tanrıları ile karşılaşmıştır.
  • Kratos tıpkı ilk oyunda olduğu gibi, Kratos son oyunda da düşmüş Savaş Tanrısı'nın zırhını giyebilir, ancak son oyunda giydiği zırh aslen Tyr'a aittir. Ayrıca "Give me God of War" zorluk modu tamamlanırsa, Tyr'ın kalkanı olan Birliğin Işıltılı Kalkanı da kullanılabilir.
    • Yine aynı zorluk modu tamamlandığında üzerinde kanlı bir V harfi olan Sparta Öfke Kalkanı isimli altın bir kalkan kazanılabilir
    • Kratos artı yeni oyunda ikinci oyundaki tanrı zırhına çok benzeyen Zeus ve Ares'in zırhlarını kazanabilir.
  • Kratos bazen "öyle" der. Bu, onun seslendirme sanatçısı olan Christopher Judge'ın Stargate SG-1'deki Teal'c rolünde sıklıkla söylediği "öyle" kelimesine bir atıftır.
  • Kratos kendi karısını ve kızını öldürmek de dahil olmak üzere işlediği sayısız suç ve vahşete rağmen, Helheim'da sadece Zeus'u öldürdüğü anın yanılsaması ile işkece görür. Bunun nedeni Kratos'un işlediği günahlardan dolayı kendisini çoktan affetmiş olması ve artık kendisi de bir baba olduğu için Zeus'u öldürmesinin Helheim'ın ona ceza verebileceği tek günah olduğu düşünülebilir.
  • Kratos, Zeus'u Helheim'da ilk kez gördüğünde babasının ölümünden bu yana onlarca yıl geçmesine rağmen korkuyla karışık bir tepki verir. Bu, Zeus'un çok uzun bir süredir ölü olmasına rağmen, Kratos'u bilinçaltında rahatsız etmeye devam ettiği, ona en büyük başarısızlığını ve intikam hırsını sürekli hatırlattığı varsayılabilir.
  • Kratos kendisi de zamanda yolculuk yapmış olmasına, birçok kez zamanın manipüle edildiğine şahit olmasına ve Vanir Dünyevi Büyüsü nedeniyle zamanın her alemde farklı aktığını bilmesine rağmen Mimir'in Jörmungandr'ın zamanda geri gönderilme hikayesini anlattığında bunu inanmaz bulur ve bunun delilik olduğunu söyler.
  • Kratos kader diye bir şeyin olmadığına inanır, ancak İşaretli Savaşçı'nın Olimpos'u ve tanrıları yok edeceğine dair söylenen kehanetten de habersizdir İskandinav alemindeki eylemleri de Jötnar tarafından o gelmeden çok önce tahmin edilmiştir. Bu durumlar önceden belirlenmiş kaderlerin gerçekten doğru olduğunu ve Kratos'un tüm hayatı boyunca farkında olmadan kehanetleri yerine getirdiğini göstermektedir.
Konuk Gösterimler
  • Kratos, Soulcalibur: Broken Destiny'de konuk olarak yer alır. Kaos Bıçakları, Olimpos'un Kılıcı, Icarus'un Kanatları ve Poseidon'un Öfkesi'ni kullanarak savaşır. Kratos devam filmi olan Soul Calibur V'de yoktur, ancak Icarus'un Kanatları'nın manevraları da dahil olmak üzere hamle setinin çoğu, dönüştürülmeden önce Spartalı olan insansı kertenkele savaşçı Aeon Calcos için kullanılmıştır.
  • Kratos'un Savaş Tanrısı Zırhı, Heavenly Sword'da görünür. Kai karakteriyle yapılan bir görevde oyuncu, Kai'nin annesinin iskeletinin sergilendiği bir cephaneliğe girer. Cephanelikte alt kısmında Kaos Bıçakları'na benzeyen bıçaklar bulunan Savaş Tanrısı Zırhı'na benzeyen bir zırh seti vardır. Zırhın yanındaki yazıtta "Pers Ordusuna tek başına karşı koyan Prens'in Zırhı" yazar. Heavenly Sword'un geliştiricisi olan Ninja Theory, God of War serisinin kendi yapımları üzerinde çok ağır bir etkisi olduğundan seriye böyle bir saygı duruşunda bulunduklarını söylemiştir.
  • 2008'de çıkan The Simpsons Game'deki bir reklam panosundaki Kratos'un bir parodisi görülebilir. Panoda "God of Wharf" adı ve bir kase çorba yiyen Simpsons-vari Kratos vardır.
  • Kratos, PlayStation 3 için çıkarılmış bir golf oyunuolan Everyone's Golf: World Tour'da konuk oyuncu olarak yer alır. Kratos, kulüp başkanları zincirlere bağlı olan bir dizi kulüp olan 'Olimpos Kulüpleri' adına oynar. Ekibine oldukça kaba davranır ve ıskaladığı her atış için Kaderin Kız Kardeşleri'ni suçlar.
  • Yine PlayStation 3 için çıkarılan özel kart yarış oyunu ModNation, Kratos'u ve Kaos Kartı'nı ön sipariş verirken oynanabilir bir karakter olarak sunmuştur.
  • 2009 yılında yayınlanan Game of the Year LittleBigPlanet oyununda, Medusa ve Pandora'nın Muhafızı'nın yanı sıra Kratos'un nadir bir karakter kostümü vardır.
  • Kratos, 2011 yılında yayınlanan Mortal Kombat'ın PlayStation 3 versiyonunda, kendi hamle seti ve kişisel bir savaş arenasıyla oyuna dahil edilmiştir. Ancak hikayenin bir parçası değildir.
  • Age of Mythology'nin ve genişleme paketi olanThe Titans'ta Kastor adı verilen bir karakter vardır. Kastor adı, Kratos adının anagramıdır. Kastor da tanrılara güvenmediğinden titanların yanında yer almış, ancak farkında olmadan onlar tarafından bir piyon olarak kullanılmıştır. Kastor da tıpk Kratos gibi, Yunan mitolojisindeki bir figürdür. Olimpos Dağı'nı işgal eder, titanları serbest bırakır ve ihanete uğradıktan sonra onlarla savaşır. Age of Mythology ve The Titans genişleme paketi ilk God of War' oyunundan iki yıl önce yayınlanmıştır.
    • Age of Mythology ve God of War arasında gözardı edilemeyecek kadar tuhaf benzerlikler vardır. Age of Mythology'nin ana karakteri olan Arkantos, tıpkı Kratos gibi Athena tarafından desteklenir. God of War'da Athena'yı seslendiren Carole Ruggier, aynı şekilde Age of Mythology'de de Athena'yı seslendirmiştir. Arkantos da Kratos gibi ordusunda generallik yapmıştır, ancak Kratos'tan farklı olarak hizmetlerini Poseidon'a sunmuştur. Arkantos da Yeraltı Dünyası'ndan kaçmış ve hizmetini adadığı tanrının ihanetene uğramıştır. Sonrasında kendisine ve halkına ihanet eden tanrıyla savaşmış ve onu yenmiştir ve bunu yapmak için Zeus tarafından görevlendirilmiştir. Arkantos, aynı Kratos'un Rodos Heykeli ile savaşmasına benzer şekilde Poseidon heykeliyle savaşmıştır. Zeus, Arkantos'a heykeli yenebilmesi için güçler vermiştir. Athena savaştan sonra Arkantos'u, tıpkı Kratos'u yaptığı gibi bir tanrı yapmıştır.
  • Kratos, Super Smash Bros. serisine benzeyen bir oyun olan Playstation All-Stars: Battle Royale'daki oynanabilir karakterlerden biridir. Onunla birlikte Hades de arka plan karakteri olarak oyunda yer alır. Zeus da oyunun genişleme paketinde oynanabilir bir karakter olmuştur. Kratos'un oyundaki rakibi Twisted Metal'den Sweet Tooth'dur.
  • Ghost of Sparta oyununda Kratos'un kadın versiyonu yapılmıştır, ancak muhtemelen çıplaklığı ve seslendirmesi nedeniyle hiç gösterilmemiştir.
  • Kratos, Shovel Knight isimli oyunun PlayStation 3/4/Vita sürümlerinde görünür.
    • Shovel Knight'ın geliştiricileri ve God of War'ın yönetmeni Cory Barlog her iki oyun evrenin de aslında aynı olduğunu söylemiştir.
  • Fortnite'ın PlayStation sürümüne özel bir Kratos kostümü yapılmıştır.
Diğer Medyalar
  • Kratos, ScrewAttack tarafından "Video Oyunlarındaki En Erkeksi Kişi" seçilmiştir. Ayrıca Kratos'u popüler bir video dizisi olan Death Battle'da Spawn ile karşılaştırmış ve dövüşü Spawn kazanmıştır.
    • Birkaç yıl sonra yine ScrewAttack tarafından yenilenen listede ise dokuzuncu sıraya gerilemiştir.
  • 7-Eleven'da, God of War III'nin tanıtımında kullanılan "Kratos Fury" adında bir içecek yer almıştır.
  • David Jaffe, God of War filminde Kratos'u Djimon Hounsou'nun canlandırmasını istediğini söylemiştir. Film şu anda geliştirme aşamasındadır ve Hounsou'nun filmde yer alması veya filmin kendisi hakkında herhangi bir bilgi yoktur.
Hak Sahibi

Kaynak: https://godofwar.fandom.com/wiki/Kratos
Çeviren: Smoker
Yayınlandığı Site: korsanfan.com
 
Son düzenleme:
Aile Bilgileri

- Babası Zeus : Döverek öldürmüştür.
- Annesi Bilinmiyor.
- Kızı Calliope : Yanlışlıkla öldürmüştür.
- Karısı Bilinmiyor : Yanlışlıkla öldürmüştür.
- Büyük büyük ninesi Gaia : Kalbini delmiştir.
- Dedesi Cronos : Karnını yarmıştır.
- Ninesi Rhea : Bilinmiyor.
- Amcası Hades : Ruhunu çalmıştır.
- Amcası Poseidon : Boynunu kırmıştır.
- Kuzeni Theseus : Kafasını parçalamıştır.
- Üvey kardeşi Ares : Boğazına kılıç sokmuştur.
- Üvey kız kardeşi Athena : Yanlışlıkla öldürmüştür.
- Üvey kız kardeşi Artemis : Bilinmiyor.
- Üvey kardeşi Apollo : Bilinmiyor.
- Üvey kardeşi Hermes : Bacaklarını kesmiştir.
- Üvey kız kardeşi Persephone : Acımadan harcamıştır.
- Üvey kardeşi Dionysus : Bilinmiyor.
- Üvey kardeşi Perseus : Çengele asmıştır.
- Üvey kardeşi Hercules : Kafasını parçalamıştır.
- Üvey kız kardeşi Helen : Bilinmiyor.
- Üvey kardeşi Minos : Bilinmiyor.
- Üvey kız kardeşi Hebe : Bilinmiyor.
- Üvey kız kardeşi Eris : Bilinmiyor.
- Üvey kız kardeşi Aphrodite : Bilinmiyor.
:hhh: işte burada koptum bir solukta okudum mükemmel birşey ne psikopat heriftir bu ya deli resmen teşekkürler...
 
eline gözüne sağlık. çeviri mi yoksa bilgileri toplayıp derleme mi yaptın. yazmamışsın altına da. çevirdiysende duble eline sağlık. şu oyun yüzünden ps3 alıcam gibi görünüyor.
Sağolun arkadaşlar. Çeviri yaptım. Ben alıntı yapmam. Oluyorsa bize özel olsun.

tabiki gözünde baya ağrımıştır abicm :D ben okuren zorlandım sen çevirdin ve okudun
3 günde çevirdim işte.. Parça parça...

güzel bilgiler eline sağlık smoker :good:
Lafı olmaz... One Piece'de karakter kalmadı.. İnterneyşınıl takılıyorum artık...

yeni dünyaya girince bolca çevirilerin olacaktır ama bu bilgiler de oldukça bilgilendirici bu oyunu yeni yükledim güzel daha önceki serileri de oynadım ama bu 3 oyunu daha iyi olmuş bence
Çabuk bitiyor ya... 5 saatlik oyun mu olur...

God Of War I ve God Of War II yi okudum.Ama III ü okumam.Çünkü göreceksiniz mutlaka oynayacağım o oyunu.Onun için Spoiler almıyorum :D 10 yıl bile olsa bekliyeceğim.Çünkü en çok sevdiğim oyunların başlarında yer alır God Of War.Gerek senaryo, gerek karakter, gerekse oyundaki o psikopatlıklar olsun herşeyiyle mükemmel bir oyun.Ellerine Sağlık Smoker-ossan.Bu oyunu en son geçen yaz bitirdim ama hala dün gibi aklımda =)

LEVEL Notu :
Kratos'un çizimi üstünde çok uğraşılmıştır.Tüm önemli çizerler felan uğraşmış fakat bir türlü tutturamamıştır.Fakat çizmeyi çok iyi bilmeyen biri rasgele uğraşmıştır.Ve sonuç olarak ortaya mükemmel bir Sparta savaşcısı çıkmıştır.Kratos'un KEL OLMASININ TEK SEBEBİ çizen kişinin iyi bir çizer olmadığı için saç çizmekten kaçınmış olmasıdır ^^
Spoiler alma... En temizi... Benim turnuva 3. var...

adam sülalesini kazımış hepsinide garip bi şekilde öldürmüş kafasını kopardıgınımı ararsın boynunu kırdıgınımı tam psikopat karnını deştikleride var
Yanlış yapana acımıyor...

ya intihar etmesi kötü oldu gerçekten bence burada bitirmezler

bence macera devam ederse ailesini geri almaya calısıcak afroditide kalan tanrı varsa onları alır :D
Afrodit öldü sanırım...

afrodit ölmedi ya ben hatırlamıyorm
Olimpos'un alt kısmı komple yıkıldı kutuları yukarı çekerken... Dağdan ayrılma ihtimalide yok.. Büyük ihtimalle ölmüştür.. Ama Tartarus'a da kaçmış olabilir...
 
Son düzenleme:
Ellerine sağlık Smoker-san ama çok güzel bir çeviri olmuş :)
Her ne kadar Kratos'u tanımıyor olsamda tanımış olduk [ piskopat olduğunu anladık diyelim yada :D ]
ama bir spartalıdanda azı beklenemezdi dimi :alkis:
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık