Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Hollow Knight

Selamlar sevgili korsanfan ailesi. Son günlerde forumdaşım @amaneden ile oyun dünyamız konusunu işgal etmemiz dolayısıyla işgalci başı olarak bu konuyu benim açmam artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dilemeyi borç... bilmem çünkü hollow knight niye bir özür sebebi olsun. Fakat yine de hassasiyetleri gözetme gerekliliği doğduğundan bu konuyu açmaya karar verdim. Topladığım bilgilerle hem kısaca hikayesini anlattığım hem de -konuşacak kimsenin olmadığını düşünsem de- Hollow Knight sohbet konusunu huzurlarınıza sunuyorum



Hollow Knight, Team Cherry tarafından 2014 yılında piyasaya sürülmüş metroidvania türüne ait, Hallownest isimli bir krallığı keşfetmek için yola çıktığımız 2d bir oyundur. Yapımında William Pellen sanat tasarımında Ari Gibson ve müziklerinde Christopher Larkin olmak üzere toplamda 3 kişi çalışmıştır. Oyuncuya minimum 50-60 saat oyun süresi verir ve her şeyi yapmak istediğinizde bu 100 saate kadar çıkabilir. Oyunda birçok gizli alan vardır. Zaman zaman kırılabilir taşları fark ederek zaman zaman görünmeyen yükseklerde bir yerde acaba burada bir şey olabilir mi diye bakınarak birçok detaya erişebilme imkanı veriyor oyun. Hollow Knight oyuncusuna bilgileri bütün olarak vermeyi tercih etmeyen bir yapıya sahip ve bazen bir iki cümlelik karakter konuşmalarından bazense eski tabletlerden ipuçları vererek hikayeyi anlatmayı tercih ediyor. Bu sayede oynadığınız süre boyunca gizem duygunuz her daim üst seviyede kalabiliyor. Oyunun sanat yönetmeni mimarilere birçok detay işlemiş ve öylece yanında geçip gidilen yapılar aslında Hallownest’in tarihine dair ayrıntılar içeriyor. Bu ayrıntıları anlamak oyunun hikayesini daha iyi anlamak için anahtar konumunda. Bununla uğraşan hatta sağa sola çiziktirilen karakterleri çözümlemeye çalışan insanlar da varmış. Bu kısmı daha fazla uzatmayıp aşağıya iki video bırakacağım. İlki yabancı kaynaklı ama türkçe altyazıya sahip bir diğeri de kutsal bir vatandaşımızın kendi çabalarıyla hazırladığı bir video. Bu sayede hikayeye ve oyunun yapımına dair kaliteli bilgiler edinebilir isteyenler.



Bundan sonrası oyunun sadece geçmiş hikayesi olacak. Oynayacak olanlara spoiler teşkil edebilir ama keyif sizin.

Çok uzun zaman önce zamanın ne zaman olduğu bilinmediği zamanlarda Wyrm isimli bir yaratık Hallownest'e gelmiş. Anormal derecede büyük bir yapısı olan Wyrm'in tam halini göremesek de baş kısmından total büyüklüğün seviyesi anlaşılabiliyor. Wyrm'ler geleceği öngörebilen ve doğaları gereği diğer canlılara hükmetmek isteyen canlılardır. Geleceği öngörebilme yeteneklerinin hükmetmelerini kolaylaştırdığını da varsayabiliriz. Bunun dışında Wyrm'ler bir şekilde diğer canlılara akıl da bahşedebilen canlılardır ki bu hikayemizin kilit noktasını oluşturuyor.


Ahmaklar Arena'sına ulaşmadan hemen önce karşılaştığımız Bardoon isimli büyükçe bir tırtıl Wyrm'ün Hallownest'e ölmek için geldiğinden bahsediyor. Yine Bardoon Wyrm için ölümün ne olduğunu da sorguluyor. Ona göre Wyrm için ölüm diye bir şey yok sadece dönüşüm var. Wyrm gibi büyük ve güçlü bir yaratık neden böyle bir arzuya sahiptir bilinmez. Fakat Hallownest'e gelmiş ve burada gerçekten de hayatını kaybetmiştir. Bir süre sonra ise Wyrm'ün kabuğundan bir yumurta türemiştir. Bu yumurtadan doğan küçük ve zeki wyrm gelecekte Hallownest'in kralı olacak Pale King olarak tanınacak ve Hollow Knight dünyasının tamamını etkileyecek olan kişidir aynı zamanda.


Daha önce de dediğim gibi Wyrm'ler başkalarına düşünme kabiliyeti sunabilen ve diğerlerine hükmetme güdüsüne sahip varlıklardır. Bu güdü ona Hallownest'e hükmetme isteğini de vermiştir doğal olarak. O güne kadar yalnızca içgüdüleri ile oradan oraya sürüklenen Hallownest böceklerine nasıl bir yöntem ile ulaştığını bilmesek de yeni bir dünya sunma teklifinde bulunmuştur Pale King. Onlara gelişmiş bir krallık verecek ve karşılığında da kendi hakimiyetini tanıyacaklardır. Hallownest böceklerinin büyük çoğunluğu kralın teklifini kabul etmişler ve bu vesileyle ne kadar sürdüğünü bilmesek de Hallownest gelişmiş bir krallık haline gelmiş zamanla. Geyik hatları sayesinde şehirler arası böcekler ve ürünler taşınarak ticaret geliştirilmiş, tramvay hatları ile tehlikelerden uzak bir şekilde ulaşım sağlanmış, Kanalizasyon sistemi kurulmuş, Geo isimli bir para birimi sayesinde alışverişte bir usül geliştirilmiş hatta özel bir güç taşıdığına inanılan kristallerin madenciliği başlatılmış.


Hallownest pek çok türün kendine ait bölgelerinde de olsa yaşadığı büyük bir medeniyettir. İçlerinde Peygamber develerinden güvelerine dokumacı örümceklerinden arılarına kadar onlarca farklı tür yaşamaktadadır. Kralın hakimiyetini çoğunluğun kabul ettiğini söylemiştim ama elbette etmeyenler de vardı. Deepnest gibi. Deepnest böcekleri kendi başına buyruk şekilde hareket eden asi ve sert mizaca sahip kendi karanlıklarında yaşamaktan hoşlanan böceklerdi. Bölgelerine herhangi bir şekilde müdahale edilmesini istemiyorlardı. Kral bunu yeterince anlamamış olacak ki açtığı tren hatlarını Deepnest'e kadar uzatma hatasını yaptı. Bunun sonucunda işçileri öldürüldü ve yapım yarıda kaldı.


Kral Hallownest'in sonsuz bir krallık olmasını arzulayan biriydi. Hatta içinde yaşayanlara buradan başka bir medeniyet olmadığını da söylüyordu. Bunu kendisinin en yüce varlık olduğunu anlatmak için mi yapmıştır yoksa içindekilerin başka bir yere gitmesini istemediği için mi bilinmez ama bir gün kralın başını ağrıtacak bir olay meydana gelmişti. Çok eski, kadim bir düşman olan Radiance isimli tıpkı Pale King gibi yüksek bir varlık krallığını geri almak için geri dönmüştü.


Radiance Güve kabilesinin inandığı, Pale King'in aksine böceklerin yalnızca içgüdüleriyle hareket etmesini isteyen biriydi. Ona göre içgüdüler böcekleri özgürce hareket ettiriyordu ve krallığın gelişmişliği aslında kötü bir şeydi. Yani bu onları böcek olmaktan çıkaran bir şeydi. Radiance, kralın böcekleri köleleştirdiğini düşünüyordu. Elbette tıpkı Pale King gibi yüce bir varlık olan Radiance da özel güçlere sahipti. Pale King'in sahip olduğu düşünce verebilme yeteneğine karşılık Radiance kişilerin rüyalarına girebiliyordu. Zihinlerinin en derin noktalarına ulaşıp onları ''ışığa'' çağırıyordu. Radiance ışığını özgürleşme olarak gören biriydi. Böcekler yeniden yalnızca içgüdüleri ile hareket ettiğinde Hallownest olması gerektiği haline dönecekti. Bir zaman sonra Radiance neredeyse bütün bir krallığın zihnini ele geçirdi ve ülkede kaos hakim oldu. Radiance'ın ışığı zihinlere yerleştiğinde turuncu bir baloncuk belirdi böceklerin üzerinde. Yaşayanlar bunu ''salgın'' olarak adlandırdı. Çünkü ''enfekte'' olan böcekler bazen saldırganlaşıyor bazen sadece görev güdüsüyle bir yeri koruyor bazen hareketsiz kalıyor veya kendi soydaşlarına bile zarar verebilen bir bombaya dönüşüyorlardı. Enfeksiyonu kendi istekleriyle kabul ederek daha güçlü olacaklarını düşünen Traitor Lord ve takipçileri gibi istisnalar da vardı muhakkak. Öyle ki Lord Mantis Peygamber Develeri tarafından sürgün dahi edildi bu sebeple. Deepnest böcekleri halihazırda içgüdüleri ile hareket ettiğinden onlara işlemezken Mantis kabilesi gibi ilkelerine sadık gruplar da bu sebepten salgından etkilenmeyen gruplardandı. Yine Hive'ın içindekiler dış dünyaya kapalı olduğundan bu süreçten zarar görmemişlerdi. Buna karşılık salgın ülkenin birçok yerine yayılmıştı. Bu sebeple birçok önemli karar alınmak zorunda kalındı. Başkente giriş mühürlendi, Geyik durakları kapatıldı ve tren seferleri durduldu. Hatta böceklerin ruhunu kendi ruhuna katıp çok daha güçlü olmaya çalışarak salgından kaçınmaya çalışanlar bile olmuştu. Fakat Hallownest'in beş büyük şövalyesi bile salgını durdurmaya gücü yetmeyince Pale King kati kararlar almaya karar verdi

Hallownest dünyasında bilinen birçok güç çeşidi vardır. Silahlar güçlendirilebilir, büyüler yapılabilir, rüyalara girilebilir, kristaller enerjiye dönüştürülüp uzun mesafeler kat edilebilir, hatta böceklerin son arzuları cisimleştirilip taşlara mühürlenip güç veren taşlar elde edilebilir. Bütün bunların dışında çok eski zamanlardan Hallownest'in derinlerinde yatmakta olan bir güç çeşidi daha vardır. Bu güç ''hiçlik'' olarak tanımlanır. Hallownest'in kadim uygarlıkları bu gücün kullanılabileceği anlatan bazı izleri yerinde, Abbys'te bırakmışlardır. Pale King hiçliği kullanarak Radiance'ı yenebileceğini düşünmeye başlamıştır. Radiance düşünebilen canlıların zihnine girerek onları etkisi altına alabilen biriydi. Öyleyse düşünemeyen konuşamayan yalnızca kabuktan ibaret olan bir ''hiç'' ona karşı koyabilmeliydi. Bu düşünceyle Pale King sarayında birçok denemeler yaptı. Deneylerin başarıya ulaştığını görünce nihayet harekete geçmeye karar verdi. Hallownest'in bir diğer üst varlığı olan White Lady'den kendisiyle birlikte olması için yardım istedi. White Lady için bu çok zor bir karardı ama kabul etmekten başka çaresi olmadığını fark edince Pale King'in teklifini kabul etmek zorunda kaldı. İkili Abbys'te bir araya geldi ve bu gelişin sonunda sayılamayacak kadar çok yavru doğdu. Kralın niyeti hiçliği sonradan mı eklemekti yoksa en başından beri çocukları Abbys'te yapmalarının nedeni hiçlik ile birlikte doğmalarını istemeleri miydi bilinmez ama yavrular hiçlik ile bir bütün olarak dünyaya geldiler ve yeni bir isimle adlandırılmaya başlandılar. Vessel. Vessellar konuşamayan düşünemeyen aslında hayatta bile denilemeyecek sadece hareket eden varlıklardır. Pale King hangi yöntemle olduğu bilinmese de içlerinden birini Radiance ile karşılaşacak kişi olarak seçti ve doğan onlarca yavruyu hiçliğin ortasında bırakarak Abbys'in kapılarını mühürledi. ''Hiçbir bedel yeterince büyük değildir'' diye düşünüyordu Pale King. Ona göre ülkenin kurtuluşu için feda edilemeyecek şey yoktu. Fakat White Lady gerekli olanı yaptığını düşünerek bu kararı vermiş olsa da bu onda büyük bir utanç duygusu oluşturdu. Evine geri döndü, vücudunu şeritlerle kaplayarak gizledi ve halen daha orada kök salmış vaziyette hareket edemez halde bekliyor.


Bundan sonra Kral ile Vessel'ın günleri başladı. Vessel hem büyüdü hem kılıç kullanmayı öğrendi. Nihayetinde ne kadar zaman geçtiği bilinmese de Radiance ile Hollow Knight olarak seçilen Vessel karşı karşıya geldiler. Burada nasıl bir dövüş gerçekleşti yahut gerçekleşti mi bilmiyoruz ama sonunda Radiance, Hollow Knight'ın içine mühürlendi ve hareket edemeyecek hale getirilecek şekilde zincirlendi. Kral başarılı olmuştu aslında ama bu ona yetmemişti. Üst varlık olmasalar da güçlü kimseler olarak bilinen Hallownest'in üç özel kişisi Lurian the Watcher, Monomon the Teacher ve Herrah the Beast'ten Pale King yardım istedi. İlk ikisinin iknası görünüşe göre pek zor olmamıştı. Lurian her daim kulesinden şehrini izleyen ona hayran biriydi. Onu korumak için yapmayacağı şey yoktu. Monomon ise krala minnettar bir duruştaydı. Hatta böceklere verdiği dünyanın asla hayal edilemeyecek bir şey olduğundan bahseder Kutsalyuva Ağıt'ında. Herrah ise ikna edilmesi gereken biriydi. Çünkü Herrah Deepnest kraliçesiydi ve araları doğal olarak pek iyi değildi. Bu sebeple Herrah kraldan bir karşılık bekledi. Kral kabul etti ve bu karşılığın sonunda Hornet dünyaya geldi. Böylece ''Dreamers'' adı verilen bu üç kişi Radiance ile birlikte Hollow Knight'ı, Unutulmuş Kavşak'ta mühürleyerek uykuya daldılar. Anıtları hala Resting Grounds ve City of Tears'da yükselmektedir.



Kral muhtemelen bundan sonra tekrar bir sorun olmayacağını düşünmüştür ama öyle olmadı. Mühür kırılmaya ve yavaş yavaş salgını tekrar sızdırmaya başladı. Radiance mı Hollow Knight'a baskın geldi yoksa Hollow Knight kendi isteğiyle mi mühürden kurtulmak istedi bilinmez ama her ihtimalde kralın ''saf vessel'' hipotezi tutmamıştı. Kral muhtemelen kılıç kullanmayı öğretmenin yahut kendisiyle bir ilişkisi olmasının kısacası onu yetiştirmenin saflığı bozabileceğini düşünememiş. Belki de kral uzun zaman geçirdiği çocuğuna bağlanmaya başladı. Belki de sadece kendisinin hissedebileceğini düşünmüştür. Sonuç olarak kral yanılmıştı artık. Salgını durduracak son planı da tutmayınca son çaresine başvurdu: Firar. Pale King sahip olduğu her şeyi geride bırakarak sadece özel bir yöntemle ulaşılabilen White Palace isimli sarayına kaçtı. Sarayı geçilmesi neredeyse imkansız aksamlarla doldurdu ve kendisini odasına kilitledi ve orada hayatı son buldu. Elbette bu olurken salgın yayılmaya devam etti şehirler de harap oldu. Öyle ki Mavi Göl'den yere doğru korkunç seviyede su sızmaya başladı. Başkentin eski adı neydi artık kimse bilmiyor ama adını City of Tears olarak değiştirecekleri kadar durmayan yağmurlar başladı. Salgın ülkenin en derinlerine, Abbys'e bile ulaştı. Artık Radiance'ın çığlığı her yerdeydi. Ve sonra bir an küçük bir çatlak oluştu yokluğun derinlerinde. Uzun yıllar kaderine terk edilmiş, karanlık soğuk ve sessiz dünyalarına bir ses ulaştı. Sesin öznesi yoktu nesnesi yoktu ama önemi de yoktu. Oradan çıkmalıydılar. Çoğu kayıtsız kaldı ama bazıları çıktılar ve her biri bir yana dağıldı. Kimi Deepnest'te yem oldu biri Hükümdar'ın Kanatlar'ını koruyan öfke oldu ve bir tanesi de sadece savaşçı oldu.

Yavaş ve küçük adımlarla Kral'ın Geçit'inden ilerlemeye başladı. Aklında hiçbir fikir yoktu. Sadece ilerlemesi gerektiğini biliyordu. Yalpaladı önce, uzun yoldan gelmişti, yorulmuştu. Sonra ilerledi ve uçurumun kenarına ulaştı. Sırtında iğnesi ve savrulan pelerini ile şehre uzun uzun baktı.

''Burası'' dedi konuşamasa da, ''Olmam gereken yerdeyim.'' Aşağı bıraktı kendini. Çok yüksekti. Ayaklarının üzerine çakıldı. Bir iki saniye durdu sonra kalktı ve sese doğru ilerlemeye başladı.


Oyundaki birkaç karakteri ve yeri de ekleyip konuyu bitiriyorum.

Dövüş sanatlarında ustaların bir zamanki ustası şimdinin aç gözlü tüccarı. Ürünleri pahalıdır ama rakibi de yoktur.
Şehirdeki bir diğer tüccar. Ama bu daha çok mahalle bakkalı gibi. Muhtemelen kendisi de eski savaşçılardan olsa da artık silahını kullanmayı istememektedir. Ürünleri ucuz kalbi kocamandır. Unutulmuş Kavşaklar Iselda'nın yüzü suyu hürmetine ayaktadır halen. Ayrıca haritacı Cornifer'in karısıdır. O yokken bize emanettir.
Jiji, en zor zamanlarımızın kurtarıcısıdır. Her şeyimizi kaybedeceğimizi düşünürken bir çürük yumurta karşılığında hayatımızı kurtarma gücüne sahiptir.
''Really ?''
Çok yaşlı görünmesine rağmen oyundaki birçok karakterden daha genç ve bilgisizdir. Dümdüz yaşlıdır ve yerinden hiç hareket etmeyip nadiren şehre gelen misafirleri de sorgular. Favori sözü ''oturun oturduğunuz yere''dir.
Kendisi hayati önem taşır. O olmadan yol almaya çalışmak kaybolma garantisi verir. Tehlikelerle dolu bu mağaraları keşfetmek için huzurlu toprakları ve sevgili karısının kollarını geride bırakmıştır. Aslında onun da kendisiyle birlikte gelmesini çok ister ama Iselda artık tehlikelere bulaşmak istemediğinden Cornifer yalnız dolaşır. Ayrıca insaflı bir adamdır haritalarının fiyatları son derece uygundur.
Hallownest'in tehlikeli canlılarından olsa da zararsızdır. Ruhlara şekil verebilen ve saldırı olarak kullanılmasını sağlayan kişidir.
Salubra'nın mekanı şehrin sonunda yer alır. Charm ismi verilen yetenek taşlarının ve o yetenek taşlarını birlikte de kullanmamıza olanak sağlayan Notch'ların satıcısıdır. Bıraksak bizi öpücüklere boğacak olan kişidir aynı zamanda
Greenpath'in yaratıcısı kadim varlık.
Kendisi Hallownest'i komple gezmiş tek kişidir muhtemelen. Kendi kulesinde yaşayan hiçlikten var olma Collector'u dahi bilir. Oyunun en gizemli karakteri ve bizden canavarlar günlüğünü doldurmamızı isteyen kişidir.
Hornet oyunun en önemli karakteridir. Ayrıca Hollow Knight'ın beklenen ikinci oyunu Silksong'un da ana karakteridir. Hem Pale King ile Deepnest kraliçesi Herrah'ın çocuğudur hem de Hallownest'te doğduğundan hiçliğe maruz kalmamış gelişmiş özelliklere sahip bir böcektir. Bir açıdan kardeşimiz ve bizi bizden iyi bilen yoldaşımızdır.
Oyundaki en kritik karakterlerden biridir Quirrel. Nam-ı diğer kendini arayan adam. Uzak diyarlara yolculuğa çıkmış sonrasında hafızasını kaybetmiştir. Quirrel'in dinlendirici bir yapısı vardır. Buna rağmen savaşta cesur ve strateji bilen biridir.
Peygamber devesi kabilesinin üç lideri. Serttirler ama güçlü olana karşı sonsuz saygıları vardır. Ayrıca onlar sayesinde Deepnest böcükleri şehre ulaşamaz. Mekanları tampon bölge konumundadır.
Seer, rüyalara girebilen güve kabilesinin bir üyesidir. İğne Düşü sayesinde biz de saklı düşüncelerde yatanları öğrenme şansı elde ederiz. Oyunun en kritik karakterlerinden biri olduğundan söyledikleri harfiyen yapılmalıdır.
Keşfettiğimiz duraklar arasında yolculuk yapmamızı sağlayan konforsuz seyahat sağlayıcılarının hayatta kalan son üyesi. Olmasaydı olmazdık.

Eklemek istediğim birkaç karakter daha var fakat akşama artık
 
Ooyy. Çok leziz olmuş. Az buz oynarken bir şeyleri ben de anlamıştım ama böyle yazıya dökülmüş bir şekilde okumak nefis oldu. Uyanır uyanmaz yaptığım ilk iş bu yazuyı okumak oldu gerçekten. :oleyo2:

Yazıyı okuyanlara ya da okumaya üşenip yorumlara geçenlere şunu diyeyim. Oyunda bu yazıya, hatta birkaç böyle yazıya sığamayacak kadar çok detay var. @Tosbağa 'nın eline, zihnine sağlık. Çok güzel bir özet sunmuş bizlere. Özellikle Myla ve solucanlara dair bir şeyler bilmek de istiyor insan. Oyunu oynamaya iten en basit güdülerden biri de bu hatta.

Ben oyunu %110 bitirdim. 50 saatimi aldı. White Palace'te Path of Pain denilen yer ve Godmaster DLC'si ile gelen, oyunun boss'larıyla art arda ya da tek tek kapışmamızı sağlayan kısımdaki %2'lik yer hariç hemen hemen her şeyi yapmaya çalıştım. Buna rağmen oyunda yapılabilecek şeyler gerçekten o kadar fazla ki oyunu gerçek bitirme yüzdem 70 falandır. Yine de bu tam anlamıyla mükemmelliyetçi olup, toplanacak her Geo'yu, kırılacak her kasayı, her taşın altındaki eşyayı ya da keşfedilip belirli sayıda öldürülüp kaydedilecek her böceği yapmayı gerektiren çetrefilli ve benim gerek duymadığım bir olay. Oyunu bitirmek için 30 saat bile yeterli olup biraz daha ilgi ve meraksız bir şekilde 20-25 saate dahi bitirilebilir. Ancak bu tip oyunlarda saatin bir önemi yok bence. Oyunun seni ne kadar içine aldığı, unsurlarını ne kadar merak ettiğin ve bu dünyaya dair bilgileri keşfetme isteğinin ne seviyede olduğuna göre değişebilen bir şey.

Özetle oyunu ne şekilde oynarsanız oynayın zevk alacaksınız zira benim gibi metroidvania'lar ile arası olmayan biri bile 50 saat verdi bu oyuna. Oynanışı da sanat tasarımı da müzikleri de dünyası da hikâyesi de fevkalade. Müthiş bir oyun. Oynayın oynatın.
 
Çok harika bir konu olmuş. Ellerine, emeğine sağlık ve teşekkür ederim @Tosbağa

Daha dün 3. kez(bu sefer steel soul mod) başladım ve iki saatin nasıl geçtiğini anlamadım.

Severek oynadığım, severek tavsiye ettiğim bir oyun.

Oyun sizi, belki yanlışlıkla düştüğünüz yepyeni bir bölgede tam kaybolduğunuzu düşündüğünüz anda karşınıza çıkan Cornifer'ın sayfalarıyla veya tek canınız kalmışken ölmemek için gerim gerim gerildiğiniz parkurların sonundaki manzaralı banklarıyla ve müzikleriyle daima büyülüyor ve tatmin ediyor. (Benim ilk oynayışımda hissettiklerim bu şekildeydi :D )

Oyunun "Charm" mekaniği de ayrı eğlenceli. Farklı kombinasyonlar, farklı oynayış tarzları oyuna hafif bir RPG havası katıyor.

On numara oyun yani.
 
Ooyy. Çok leziz olmuş. Az buz oynarken bir şeyleri ben de anlamıştım ama böyle yazıya dökülmüş bir şekilde okumak nefis oldu. Uyanır uyanmaz yaptığım ilk iş bu yazuyı okumak oldu gerçekten. :oleyo2:

Yazıyı okuyanlara ya da okumaya üşenip yorumlara geçenlere şunu diyeyim. Oyunda bu yazıya, hatta birkaç böyle yazıya sığamayacak kadar çok detay var. @Tosbağa 'nın eline, zihnine sağlık. Çok güzel bir özet sunmuş bizlere. Özellikle Myla ve solucanlara dair bir şeyler bilmek de istiyor insan. Oyunu oynamaya iten en basit güdülerden biri de bu hatta.

Ben oyunu %110 bitirdim. 50 saatimi aldı. White Palace'te Path of Pain denilen yer ve Godmaster DLC'si ile gelen, oyunun boss'larıyla art arda ya da tek tek kapışmamızı sağlayan kısımdaki %2'lik yer hariç hemen hemen her şeyi yapmaya çalıştım. Buna rağmen oyunda yapılabilecek şeyler gerçekten o kadar fazla ki oyunu gerçek bitirme yüzdem 70 falandır. Yine de bu tam anlamıyla mükemmelliyetçi olup, toplanacak her Geo'yu, kırılacak her kasayı, her taşın altındaki eşyayı ya da keşfedilip belirli sayıda öldürülüp kaydedilecek her böceği yapmayı gerektiren çetrefilli ve benim gerek duymadığım bir olay. Oyunu bitirmek için 30 saat bile yeterli olup biraz daha ilgi ve meraksız bir şekilde 20-25 saate dahi bitirilebilir. Ancak bu tip oyunlarda saatin bir önemi yok bence. Oyunun seni ne kadar içine aldığı, unsurlarını ne kadar merak ettiğin ve bu dünyaya dair bilgileri keşfetme isteğinin ne seviyede olduğuna göre değişebilen bir şey.

Özetle oyunu ne şekilde oynarsanız oynayın zevk alacaksınız zira benim gibi metroidvania'lar ile arası olmayan biri bile 50 saat verdi bu oyuna. Oynanışı da sanat tasarımı da müzikleri de dünyası da hikâyesi de fevkalade. Müthiş bir oyun. Oynayın oynatın.
Seninle yaptığımız sohbetler olmasa bu oyuna ilgisi olan insanlar olduğunu fark etmezdim açıkçası. O yüzden asıl ben sana teşekkür ederim.
Esasında şehirlerden de görüntüler koyacaktım hatta bir noktaya kadar koymuştum ama gözler gidince yarım yamalak iş olduğunu fark ettim ve saldım. Fakat ara ara gelip güncelleyeceğim konuyu, oyunda kendim gezip fotoğraflar ekleyeceğim ve diğer karakterlerin tanıtımlarını yapacağım.
Myla'yı da ekleyeceğim ama hakkında biraz bilgi toplamak istiyorum.
Oyunda ciddi anlamda detay var. Pantheon'da bir yerde Zote'nin 57 kuralının olduğu tabletleri gizlemişler mesela :D
Quirrel'in bir çizgi roman gibi bir şeyi var. Kardeşime rica ettim çevirisini yapsın düzenleyip atacağım buraya onu da.

@N'eonz Öncelikle rica ederim. Steel Soul modunu ben henüz deneyemedim ölümün kesin olduğu bir versiyon sanıyorum o. Bir de ana oyunda olmayan bir karakter de görmüştüm ama detaylarını bilmiyorum. Bank olayını çok güzel fark etmişsin ne zaman bir bank denk gelse bir sakinleşme giriyor ortama. Sanki yapımcılar oyunun yapımı sırasında yoruluyorlarmış da ara verip dinleniyorlarmış gibi bir his :D
 
Seninle yaptığımız sohbetler olmasa bu oyuna ilgisi olan insanlar olduğunu fark etmezdim açıkçası. O yüzden asıl ben sana teşekkür ederim.
Esasında şehirlerden de görüntüler koyacaktım hatta bir noktaya kadar koymuştum ama gözler gidince yarım yamalak iş olduğunu fark ettim ve saldım. Fakat ara ara gelip güncelleyeceğim konuyu, oyunda kendim gezip fotoğraflar ekleyeceğim ve diğer karakterlerin tanıtımlarını yapacağım.
Myla'yı da ekleyeceğim ama hakkında biraz bilgi toplamak istiyorum.
Oyunda ciddi anlamda detay var. Pantheon'da bir yerde Zote'nin 57 kuralının olduğu tabletleri gizlemişler mesela :D
Quirrel'in bir çizgi roman gibi bir şeyi var. Kardeşime rica ettim çevirisini yapsın düzenleyip atacağım buraya onu da.

@N'eonz Öncelikle rica ederim. Steel Soul modunu ben henüz deneyemedim ölümün kesin olduğu bir versiyon sanıyorum o. Bir de ana oyunda olmayan bir karakter de görmüştüm ama detaylarını bilmiyorum. Bank olayını çok güzel fark etmişsin ne zaman bir bank denk gelse bir sakinleşme giriyor ortama. Sanki yapımcılar oyunun yapımı sırasında yoruluyorlarmış da ara verip dinleniyorlarmış gibi bir his :D
Oyun bırakacağımı söyledim ama bugün girip pantheon denemesi yaptım gene. Oynatıyor her şekilde ya. Şu dediğin detaylar çok ilgimi çekti. Bir de bu oyunu yapan ekibe bak ya. Koca koca firmalarda bir gram beyin yok cidden.
 
Nereden gördüm hatırlıyorum ama multiplayer oynanıyordu bir şekilde.

Oynarız diyen varsa, neden olmasın.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık