Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Teori] 800 Yılın Teorisi

Bu teori,


  • Kullanılan toplam oy
    71
Hemen hemen hepimizin bildiği gibi One Piece'te 800 yıl önce Dünya Hükümeti bir savaş kazanarak başa geçiyor ve Boş Yüzyıl sona eriyor. Bu Boş Yüzyıl'da ise Joy Boy'un Kitabeleri hazırladığını, Nuh'u yaptırıp Balıkadam Adası'na bıraktığını biliyoruz. Bunlara ek olarak Toki'nin Momo ve diğerlerini 20 yıl ileriye göndermesi, muhtemel Joy Boy'umuz Luffy' nin ve Poseidon'umuz Shirahoshi'nin de bu dönemde etkin olması gibi bazı tesadüfler var. Daha doğrusu birçok şeyin Boş Yüzyıl'dan 800 yıl sonra düğümlendiğini görüyoruz. Bu bir tesadüf mü, söz konusu kehanet 800 yıl sonra mı diyor, Toki neden 20 yıl ileri gönderdi gibi sorulara cevap arayacağız. Bu cevapları da One Piece'teki dini göndermeler üzerinden bulmaya çalışacağız. Haydi başlayalım.

Öncelikle One Piece'te Adem Ağacı, Havva Ağacı ve Nuh'un Gemisi başta olmak üzere semavi dinlerde (Müslümanlık, Yahudilik ve Hristiyanlık) olan önemli figürlere yer verildiğini biliyoruz. Ben bu göndermelerin Hristiyanlık kaynaklı olduğunu düşünüyorum çünkü:

Shanks'ın gittiği bir düğün de kilise.


Kuma'nın elindeki İncil.

Gibi bazı bariz göndermeler mevcut.

Şimdi gelelim 800 yılın temsil ettiği şeye. Daha doğrusu 8'in temsil ettiği anlama. Neden ve nasılını tam bilmiyorum ancak 8 İncil numerolojisinde 'yeni hayat', 'diriliş' ve 'yeni başlangıç' gibi anlamlara geliyor. Bu noktada ilk bakışta neden 798 yıl sonra ya da neden 788, 780 yıl değil de 800 denilebilir. Ancak 800 hem yeni bir yüzlük serinin başlangıcıyken hem de baştaki 8 de bu yeni başlangıcı temsil etmiş oluyor. Yani iki açıdan bakıldığında da yeniden başlangıç noktası olmak için oldukça uygun bir sayı.

Peki seride karşılığını görüyor muyuz bu yeniden doğuşun? Ben şahsen gördüğümüzü düşünüyorum. Misal Shirahoshi'nin yetişkinliğinin bu döneme rastlaması, Wano'nun kapılarının yeniden açılacak olması. Roger'ın "Görünen biz erkenciyiz." ve "Son adaya 800 yıl içinde ulaşan ilk kişileriz." demesi. Sonra değil dikkatinizi çekerim. Ki bu sözler oldukça önemli zira ikisini de son adaya ulaştıktan sonra yani Boş Yüzyılı, Joy Boy'u falan öğrendikten sonradile getiriyor.

Bunun yanında Roger'ın Beyaz Bıyık'a One Piece'i anlattığını da son konuşması ve gösterilen anıları sayesinde biliyoruz. Yani Beyaz Bıyık birisinin beklendiğini biliyor. Doğuştan Joy Boy'umuz Luffy'yi bilmeyen Beyaz Bıyık'ın Ace'i yani Joy Boy olduğunu düşündüğü kişiyi, Korsanlar Kralı olmak için hazırladığını da biliyoruz.


Yine Beyaz Bıyık'ın Karasakal'a beklenen sen değilsin demesi ve tayfasına ne olursa olsun Luffy'yi koruyun diye emir vermesinin temelinde de bu bilgilerin yattığını düşünüyorum. Yani MF'yi sadece bir evladını kurtarmak için basmadı. Onun gözünde Ace Joy Boy olmaya en büyük aday kişiydi ve hatta öyleydi, yani dünyanın kurtuluşunu sağlayacak kişiydi. Babamız MF'a bir anlamda ne pahasına olursa olsun dünyayı kurtarmak için de gitmişti.

Şuana kadar Toki'nin Momoları 20 yıl sonraya göndermesinden, Shirahoshi'nin bu dönemde yaşamasına kadar birçok şeyin 800 yıl ile bağlantılı olduğunu açıkladığımı düşünüyorum.


Buradaki deniz krallarının sohbeti de farkındaysanız kehanet üzerine ve Boş Yüzyıl'dan 800'yıl sonrayı işaret ediyorlar.

Peki ne olacak? Serinin sonu o meşhur denizlerin birleşmesi teorisindeki gibi mi olacak yoksa daha farklı mı olacak? Ben daha farklı olacağını düşünüyorum. Belki denizler birleşebilir elbette ama asıl olay bu olmayacak. Neden böyle düşündüğümü yine İncil numerolojisinde 8 ile ilgili verilen başka bir örnek ile açıklıyacağım.

Örnek şöyle: There are twenty-four elders around the throne of God (3 x 8)
Yani Tanrı'nın tahtının etrafında 24 tane kadim varlık? bulunuyormuş. 8x3=24. (Evet zorlama gibi duruyor ama bu bağı ben kurmadım. :d) Bu durumu One Piece' te de görüyoruz. 19 Kutsal Ejder soyu + 5 Kadim yani toplamda 24 kişi boş bir tahtın etrafında öbeklenmişler. (Evet biz bu tahtın boş olmadığını biliyoruz, oraya da geleceğim.) Yani Kutsal Ejderlerin kutsallığı da Beş Kadim'in kadimliği de bana kalırsa buradan geliyor. Bunun yanında D.lere yani potansiyel Joy Boylara 'Tanrıların doğal düşmanı.' demeleri de bana kalırsa yine bu olaya bir işaret.

Bizler Corasan'nın sözlerini yıllarca D.ler Kutsalların doğal düşmanı diye düşündük/yorumladık. Ancak bu durum boş tahtın yani tek gerçek kral olan Tanrı'nın (Hristiyanlarda böyle bir inanç var. Bir benzeri Müslümanlıkta da var. Bkz. Mülk Allah'ındır) tahtının boş olması durumunda doğru olabilirdi. Bizler biliyoruz ki o tahta oturan ve perde arkasından işleri yürüten bir karakter var. Kendisi İm.

Boş Tahta otutmasından dolayı İm'in kendisini Tanrı olarak gördüğünü söyleyebiliriz. Yani D.lerin asıl düşman olduğu şey çakma tanrı ve onun çakma kadimleri ya da kutsalları.

Hristiyanlıkta bu tahta Tanrı dışında birisi oturursa, ne kadar adil olursa olsun zamanla tiranlaşıp zorbalaşacağına inanılıyor bildiğim kadarıyla. Boş Taht elbette ki sembolizm içeriyor ama birileri oraya oturunca tanrı olacağını vs. düşünüp ele geçiriyor ve sonuç yozlaşma, tiranlaşma... One Piece dünyasındaki bu tiranlaşma ve zorbalıklar hepimizin malumu zaten. Serinin sonunda çakma Kutsallar ve çakma Tanrı yenilgiye uğrayacak ve muhtemelen orjinal 24 kadimi oluşturan D.ler konumlarına geri dönecek ya da buna benzer bir şey olacak. Ve tüm bunların sonucunda tek gerçek kralın yani Tanrı'nın tahtı Tanrı' ya dönmüş olacak (sembolik olarak). Bu dünyaya barış, kardeşlik adalet, refah aklınıza iyi ne geliyorsa getirecek ve çakma tanrı önderliğinde yapılmaya çalışılan dünyayı birleştirip herkesi eşitleme projesi (WG) (çakma olduğu için yozlaşma ve eşitsizlik hat safhada vs gibi düşünün), gerçek Tanrı ve onun orijinal 24'lüsü önderliğinde gerçekten hayata geçecek. Böylece herkesin eşit olduğu, refahın ve bolluğun olduğu, savaşın falan olmadığı vs. ütopik bir dünya kurulacak.

Sonuçlar:

-Momo'ların 20 yıl sonraya gönderilmesi, Luffy'nin (Joy Boy'umuzun) ve Shirahoshi'nin (Poseidon) aynı döneme denk gelmesi bir tesadüf değil, One Piece evreninde kimileri tarafından olmasına kesin gözüyle bakılan bir kehanet. O da 800 yıl sonra gerçekleşecek olan yeniden doğuş/diriliş/başlangıç.

-İm çakma tanrı, Kutsallar ve Kadimler de çakma kutsal ve kadim. D.ler de bu çakmaların düşmanı ama onlar kendisini gerçek gördüklerinden dolayı D.lere tanrıların doğal düşmanı diyorlar.

-Boş Yüzyıl'da birileri Tanrı'nın olması gerek Boş Taht'ı ele geçirdi ve korumakla görevli olanlar başarısız oldu. Muhtemelen.

-Seri sonunda çakmalar gidecek ve gerçekleri gelecek. Bu da herkesin eşit olduğu ve kardeşçe yaşadığı; yoksulluğun, açlığın, sınıf ayrımınının, adaletsizliğin olmadığı vs. bir dünya ortaya çıkaracak. Yani ütopik bir dünya ortaya çıkacak.

-En sonda ortaya çıkacak olan ütopik dünyanın adi One Piece.

-Joy Boy Tanrı'nın elçisi gibi bir şey. Luffy de bir nevi onun yeniden vücut bulmuş hali.

Teorimin ilk versiyonu, daha ham hali ama buraya yazmayı unuttuğum birkaç şey mevcut.
OP'ta semavi dinlere göndermeler olduğunu biliyoruz ve bu göndermeler muhtemelen Hristiyanlık kaynaklı. Böyle düşünmemin nedeni Kuma'nın elinde incil olmasından tutun da Shanks'ın olduğu bir kapakta kilise düğünü olmasına kadar bir çok işaret bulunması.

Neyse okduğum başka bir seride de 800 yıl hüküm süren zorba bir yönetim ve bu 800'üncü yılda kurtarıcının yeniden doğuşu gerçekleşiyor. Kurtarıcının amacı dünyadaki herkesin eşit ve beraber yaşamasını sağlamak falan. Bu durum OP'tan bir araklama mı yoksa tarihlerinde bir yeri varmı falan diye bakarken şöyle bir bilgiyle kaşılaştım. 8 Hristiyan'lıkta yeniden doğuş vb. anlamlara geliyormuş. Yani anladığım kadarıyla 8, 80, 88, 800, 880, 888 gibi senelerde İsa'nın geri dönmesini bekliyorlar. Ölümünden 800 yıl sonda ya da 880 falan gibi işte. OP'taki 800 yıl vurgusu da buradan kaynaklanıyor olabilir. Yani 800. yılda herkesin Joy Boy'u bekleme sebebi bu olabilir. İşte Toki'nin 20 yıl sonraya göndermesinden tutun, Oden'in buna hazırlanması falan filan. Joy da muhtemelen kısaltma, Jesus Of Y.. gibi bir şey olabilir yani. Bir de Hristiyanlıkta Tanrı'nın tahtının etrafında 24 tane ihtiyar (elder) ya da kadim tip oturuyormuş. Şimdi sisteme baktığımızda da Taht etrafında tüm dünyanın bildiği 19 kutsal ejder ailesi + 5 tane kadim = 24 tane tip görüyoruz. Bu tahtın boş olma sebebi de tüm kralların eşitliği değil de Tanrı'nın tahtı olması olabilir yani. Bu Kutsal Ejderlerin kutsallığı ve kendilerine yakıştırdıkları tanrı vasfı da buradan geliyor muhtemelen. Ama İm(p) (küçük şeytan) gelip tahtı gasp ediyor. Tanrı'nın tahtına oturuyor yani. Kendisini diğer tüm varlıklardan üstün görerek kralsız ve herkesin eşit olduğu sistemi çökertiyor. Bu mücadele de 100 yıl sürmüş. Tanrı'nın elçisi bu durumla mücadele ediyor tabi ama başarısız oluyor. 800. yılda yukarıda belirttiğim gibi bu elçinin yeniden doğuşunu bekliyorlar. Ha 800 de doğmasaydı 880'e odaklanacaklardı gibi güşünebilirsiniz sistemi. Kadimlerin södürülecek ışık için isim istemsi de Joy'un yani elçinin yeniden vücut bulacağı kimseleri ortadan kaldırarak 800'ü 808, sonda 880 gibi süeekli ötelemeye çalışmak olabilir.

Ek: OP'te işte herkesin eşit ve beraber yaşadığı, kralsız yani tiransız bir dünya oluyor yukarıda yazdıklarıma göre.


Kısa özet: Luffy Joy Boy'un reenkarnasyonu olabilir.

Ek:

Ek:
Bildiğiniz gibi iki şapka var. Biri Roger'dan Shanks'a oradan da Luffy'ye geçen, biri de Marie Geois'te.


Bu şapkalar da muhtemelen krallık sembolü. Bu büyük olanın da şu sahneden dolayı Shirahoshi'nin olduğunu düşünüyorum.

Bu noktada karşımıza şöyle bir durum çıkıyor. İki kraldan biri yeryüzünün diğeri ise denizlerin kralı oluyor bana kalırsa. Yani Luffy yeryüzünün kralı, Shirahoshi'de denizlerin kralı. Ama bildiğimiz gibi One Piece'te bir de gökyüzü adaları var, Enel aya gidiyor falan. Bu nedenle göklerin de bir kralı olması şahsen beni şaşırtmaz ve böyle bir kralın da olduğunu düşünüyorum.

Bildiğiniz gibi gökyüzü de tarih boyunca genelde kutsal varlıkların bulunduğu/yaşadığı yer olarak düşünülür. Buna dair bir göndermeyi One Piece'te de görüyoruz: Kutsal Ejderler. Burada kutsal olarak kullanılan İngilizce sözcüğün Celestial'in diğer anlamlarında göksel/gök ile ilgili olan anlamlarını da görüyoruz. Tabi burada esas anlam Japonca'sında ama Japonca bilmiyorum. Ama muhtemeken iki ablamı da barındırıyordur. Bunun yanında Boş Yüzyıl'da olan savaş sonunda bu kimselerin 10.000 metre yukarıya yani göğe çıkmasının nedeninin de bu kutsaliyet nedenyile olduğunu düşünüyorum.

Şimdi de "Göklerin kralı kimdi?" sorusunu ve Boş Yüzyıl'daki savaş hakkında bir iki sallama yapacağım. Bence bu savaşa öncesinde dünyayı 3 kral yönetiyordu, Göklerin Kralı, Yerin Kralı ve Denizlerin Kralı. Beni böyle düşünmeye hem bu şapka ile krallar arasında kurduğum bağ, hem de serideki Antik Silah isimleri itiyor. Bidliğiniz gibi Poseidon Deniz Tanrısı, Plüton yer altı, madenler, ekinler vs. olmak üzere yer ile ilişkili bir tanrı ve Uranüs'te uzay yani bir nevi gökler ile ilgili bir tanrı. Bu üz kralın bir nedenle anlaşmazlığa düştüğünü ve kendisini kutsal gören Göklerin Kralının bu anlaşmazlıkta bir cepheyi, Yerin ve Denizlerin Krallarının da diğer cepheyi oluşturduğunu düşünüyorum. Bu anlaşmazlığın nedeni de One Piece. Teorinin yukarıdaki kısımlarında One Piece'in ne olabileceği hakkında söylediklerime şimdi bir ekleme daha yapıyorum. One Piece herkesin eşitçe ve kardeşçe yaşadığı bir dünyanın yanında üç dünyanın yani gök, yer ve deniz sakinlerinin bir arada yaşadığı bir dünya vaadi olduğunu düşünüyorum. Bu çıkarımı yapmamın nedeni de Joy Boy'un Balıkdamlara verdiği söz (galiba ne söz verdiğini tam bilmiyoruz :d) ve o sözü ile bağlatılı olması muhtemel olan Noah. Söz muhtemelen Balıkadamlara o karanlık sulardan çıkarmaya dairdi. Bir diğeri ise göğe uçan Shandora hariç şuana kadar gökte hiç Kitabe görmemiş olmamız. Bunun yanında yerden 10.000 metre yukarıda yaşayanlar ve yerden 10.000 metre aşağıda yaşayanlar arasındaki zıtlığa da dikkatinizi çekmek isterim. Yani biri ne kadar 'kutsalsa' diğeri o kadar 'aşağılık'.

Bu projeye Göklerin Kralı'nın, kendisine kutsaliyet atfettiği ve diğerleri ile bu nedenle eşit statüde yaşayamayacağını düşündüğü için karşı çıktığını düşünüyorun. Yani yukarıda değindiğim gibi kendisini 'Tanrı' olarak gördüğü için karşı çıktı ve bu karşı çıkış da savaşa sebebiyet verdi. Ve muhtemlen İm'de bu kralın soyundan geliyor. Savaşı kazanan Göklerin Kralı ve 'Tanrı' olmak isteyen müttefikleri (Alabasta hariç.) savaşı kazandılar. Göklerin Kralı 'Baş Tanrı'lığa yükselip perdelerin ardına geçerken, diğer krallar da 'Tanrı'lığa yükseldiler. Bu krallar muhtemelen Donquixote'ler ile ilgili Boş Yüzyıl öncesinde anlatılanlar ile benzer özellikler sergiliyorlardı. Yani zalim, herkese yukarıdan bakan, ülkeyi ve halkını kendi malı gibi gören vs. tiplerdi. Savaşın kazanılmasıyla da ortadan kaldırılmak istenen eşitsizlik, zalimlik vs. kök saldı ve kurumsallaştı. Bu durumu da Joy Boy'um yiğidim, Luffy bozacak ve One Piece'i gerçek kılacak.


Özetle, eskiden 3 kral vardı: yerin göğin ve denizin kralları. Bu üç kraldan ikisi yani denizin ve yerin kralları, yeri göğü ve denizi eşit kılmak ve herkesin bir arada yaşadığı bir dünya kurmak istedi. Bu duruma kendisini kutsal gören ve tanrı kompleksine giren despot göğün kralı karşı çıktı ve savaştılar. Yerin ve denizin kralları bu savaşı kaybetti. İm'de bu göğün kralının soyundan geliyor. Ve üç kral olduğu için de muhtemeken 3 hasır şapka var.

Edit 30-04-2022: Yukarıda "Peki seride karşılığını görüyor muyuz bu yeniden doğuşun?" sorusuna en net cevabı şu panel veriyor sanırım.
 
Son düzenleme:
Güzel olmuş eline sağlık ama ben joyboy'un reenkarnasyon dan çok, bir makam, rütbe tarzı bir şey olduğunu düşünüyorum.
 
Güzel bir yazı olmuş, eline sağlık. Açıkçası bu benim pek hoşuma gitmeyen bir tema. Laugh Tale'i bulduktan sonra Roger'ın başaramadığı her ne idiyse Luffy'nin onu da başararak Dünya'daki düzeni değiştirmesini tercih ederdim, bunun gerekçesi birinin beklenen zamandan önce diğerinin beklenen zamanda gelmesi olmasaydı keşke. D.'lerle ilgili tanrıların düşmanı olma ve bir doğal fenomen gibi kurulu nizamı tehdit etme temasını beğeniyorum. Bununla bağlantılı olarak Law'un şu konuşması da seride en sevdiğim sahnelerden:
Tercihim D.'nin bu tehditini Dünya Hükümeti düzeni kurulduğundan beri sürdürdüğü ama belirli bir kehaneti takip etmek yerine önce Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.

Bunun dışında Luffy'nin ve D.'lerin bu nizamı tehdit etme yönlerinin uygulamada genellikle eski statükoyu temin etmeleriyle sonuçlanmasıyla da biraz problemim var. Mesela Luffy'nin elinin değmesinin ardından direnişlerin liderleri, yani Alabasta'da Koza, Dressrosa'da Kyros yönetimi alsaydı belki daha güzel olurdu. Onun yerine tahtlar eski sahiplerine teslim edildiler. Bu, D.'ler için de böyle olacaksa, yani "Denizlerin En Özgür Adamı" olmak isteyen biri bir kralın reenkarnasyonu olarak kendi soyunu tekrar tahta geçirecekse yine can sıkıcı.
 
toki toki rumbaa :D kardeşim toki nin 20 yıl sonra ya gitmesi.. oden günlük lerinde konuşmadan dolayı.. oden toki ye tam 20 yıl sonradan bahsediyor toki agzını kapatıyor.. o hengabede kaça gönderecek 500 mi.. kadın geçmişten gelmiş akıllı bir kadın.. yani tesadüf degil.. bu hariç güzel, tabi çok ucu açık konuların ama terik.. :byee: :byee: :byee:
 
Güzel bir yazı olmuş, eline sağlık. Açıkçası bu benim pek hoşuma gitmeyen bir tema. Laugh Tale'i bulduktan sonra Roger'ın başaramadığı her ne idiyse Luffy'nin onu da başararak Dünya'daki düzeni değiştirmesini tercih ederdim, bunun gerekçesi birinin beklenen zamandan önce diğerinin beklenen zamanda gelmesi olmasaydı keşke. D.'lerle ilgili tanrıların düşmanı olma ve bir doğal fenomen gibi kurulu nizamı tehdit etme temasını beğeniyorum. Bununla bağlantılı olarak Law'un şu konuşması da seride en sevdiğim sahnelerden:
Tercihim D.'nin bu tehditini Dünya Hükümeti düzeni kurulduğundan beri sürdürdüğü ama belirli bir kehaneti takip etmek yerine önce Roger'ın son adayı işaret ederek önünü açtığı, ardındansa Newgate'in artık olmadığı bir Yeni Dünya döneminde Luffy, Law ve Kid gibi D.'lerin kaderin cilvesiyle bir araya gelip aynı Law'un planladığı gibi uzun zamandır kurulu olan düzenin çarklarını kırarak kartopu etkisiyle Dünya'yı geri dönülmez bir yola soktukları senaryo olurdu. En sonunda da Luffy bu karmaşanın içinden yükselip Roger'ın başaramadığı her ne idiyse onu başaracaktı. Bunun yerine Luffy'nin bir tür Joy Boy reenkarnasyonu olup beklenen zamanda gelmesi çok tatsız geliyor bana.

Bunun dışında Luffy'nin ve D.'lerin bu nizamı tehdit etme yönlerinin uygulamada genellikle eski statükoyu temin etmeleriyle sonuçlanmasıyla da biraz problemim var. Mesela Luffy'nin elinin değmesinin ardından direnişlerin liderleri, yani Alabasta'da Koza, Dressrosa'da Kyros yönetimi alsaydı belki daha güzel olurdu. Onun yerine tahtlar eski sahiplerine teslim edildiler. Bu, D.'ler için de böyle olacaksa, yani "Denizlerin En Özgür Adamı" olmak isteyen biri bir kralın reenkarnasyonu olarak kendi soyunu tekrar tahta geçirecekse yine can sıkıcı.
Roger erkenci olduğunu kendi beyan ediyor, Shirahoshi'nin doğumuna erişkinliğe ulaşmasına ömrü yetmiyor. D.nin arzusu nesilden nesile geçerek tehdit oluştuyor ama asıl değişim için vaat edilen zamanın gelmesi gerekiyor gibi duruyor eldeki verilerden dolayı. İm'e bu sefer kimi tarihten sileceğiz diye sormalarının nedeninin de sürekli bu aktarılan isteği palazlanmadan ortadan kaldırma çabası plarak düşünüyorum.

toki toki rumbaa :D kardeşim toki nin 20 yıl sonra ya gitmesi.. oden günlük lerinde konuşmadan dolayı.. oden toki ye tam 20 yıl sonradan bahsediyor toki agzını kapatıyor.. o hengabede kaça gönderecek 500 mi.. kadın geçmişten gelmiş akıllı bir kadın.. yani tesadüf degil.. bu hariç güzel, tabi çok ucu açık konuların ama terik.. :byee: :byee: :byee:
20 yıl sonradan neden bahsediyor? Ben de tesadüf değil diyorum zaten. :s
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık