Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşına Girişi

Ne zaman okudugumu ve izledigimi hatirlamiyorum ama bu mevzuda prof.dr. ilber oltay in cok guzel yorumlari var.
bahsettiğiniz konuyla ilgili videoyu size buraya bırakıyorum.


Donanma kismina gelindiginde dedigin gibi mevcut durumdaki olaylar onemliydi. Ihanetler harici mevcut teknoloji, tedarik, altyapi v.b. gibi bir cok etkende mevcuttu.
1800'lü yılların sonunda denizcilik öyle bir devrim yaşıyordu ki günümüzde dahi bu etkiler gözükmektedir. örneğin gelişen top teknolojisi (gemi topları) ile gemilerin savunması için demir zırhla kaplanması anlayışı (zırhlı) bu dönemlerde ortaya çıkmıştır. fransız subay dalghren tarafından geliştirilen top ise maalesef ilk olarak ruslar tarafından osmanlı donanması üzerinde denenmiştir. bu topların kullanıldığı sinop muharebesi (sinop baskını) osmanlı donanmasının kısa sürede bertaraf edilmesine neden oldu. bu teknolojik gelişmeye dönemin osmanlı padişahları da kayıtsız kalmadı. ama artık geç kalınmıştı. o yüzden karada ve denizde ki osmanlı üstünlüğünün tamamen kaybedilmesi 2. abdülhamid dönemine denk geldiği için eleştiriliyor. aslında bu eleştiriler şahıs üzerinden değil tamamen dönemin şartları göz önüne alınarak yapılması gereken bir durumdur. ancak objektif bakma yetimizin yeteri kadar gelişmemesi gözlerimizi maalesef kör ediyor. ben burada sadece donanma üzerinden örnek verdim. bunun birde kara orduları kısmı var ki o tamamen fecaat bir durumdu...
 
Onların cephesinden bakarsak, Osmanlı ittifakı Rusya'yı kaybettirirdi otomatikman. Karşılığında Hindistan rotasını sağlama alırdı ancak; Rusya ile Almanya'nın yakınlaşıp kendilerine cephe alması ihtimali, hatta Osmanlı ile yakınlaştıklarından ötürü de Osmanlı'ya düşman, Rusya'ya ise dost bir tutum sergileyen Balkan devletlerini de karşılarında bulma ihtimali vardı. Sonuç olarak baktığımızda kıta Avrupa'sının çoğunluğunu düşman edinmiş olmaları mümkündü. Öte yandan Rusya topraklarında hedefleyebilecekleri topraklar da yoktu, halbuki Osmanlı coğrafyasında koloni koleksiyonlarına katabilecekleri değerli topraklar da vardı. Ki bunların bir kısmıyla müttefiklerini bile ayarttı(bkz. Fransa, İtalya, Yunanistan). Sonuç olarak bizi değil de Rusları müttefik olarak tercih etmeleri anlaşılabilir bir tutum değişikliği onlar adına. Bir önceki yüzyılda ise Rusya'yı değil Osmanlı'yı tercih ediyorlardı, Rusların daha çok güçlenmesinden çekindikleri için. Nitekim Kırım Savaşı'nda Osmanlı'yı Ruslar'dan etkin bir şekilde korumuşlardı. Bu politika değişikliği de bizi mecburen karşı blokta Almanların safına itti. 2. Dünya Savaşı'ndaki gibi tarafsız kalma imkanımız ise pek söz konusu değildi.

bu yorumunuza kısmen katılmadığımı belirtmem gerekiyor. İngilizlerin düştüğü hata osmanlı devletinin mevcut durumda kendilerine yarardan çok zarar vereceği yönündeydi. çünkü tüm dünya tarafından bilinen ve herkesin önünde duran osmanlının yaşadığı bir balkan harbi vardı. bu savaşta osmanlı ordusu ağır yenilgiler almış ve avrupadan tamamen sökülüp atılmak ile yüz yüze gelmişti. şimdi böyle bir devlet size gelip ittifak kurmak istediğini belirtse yanınıza almamanız gayet mantıklı. çünkü bahsettiğiniz devletin toprakları üzerinde hem bir emeliniz var hemde birkaç sene önce ağır yenilgi almış ve dağılma noktasına gelmiş bir ordunun size yarar sağlamayacağını düşünürsünüz.

osmanlı devletinin ''hasta adam'' olarak nitelendirilmesini sağlayan bu mağlubiyetler neticesinde, ruslar, boğazları, ingiliz ve fransızlar ortadoğu'yu, italyanlar anadolunun akdeniz kıyılarını ele geçirme peşindeydi. ruslarla ingilizlerin yaptığı gizli anlaşmada boğazların kontrolünün kısmen olsa dahi ruslara verilmesi öngörülmüştü. kısaca hem rusların hemde ingilizlerin çıkarları birbirine paralel olduğu için ittifak kurdukları anlaşılmaktadır. ayrıca almanlar nasıl osmanlı devleti ile ittifak kurarak kendi üzerlerindeki cephe baskısını azaltmak istiyorsa, ingilizler de ruslar ile ittifak yaparak almanları doğu cephesinde sıkıştırmak ve rusların sınırsız sayılabilecek insan kaynağından faydalanmak istemişlerdi. bu planı bozan ekim 1915'de lenin liderliğinde gerçekleştirilen ''kızıl ekim'' devrimi olmuştur. kısaca ingilizlerin rusların topraklarından ziyade türk topraklarına olan ilgisi dünya politikası ile paralellik ihtiva etmekteydi. çünkü osmanlı hepsine göre kolay lokmaydı.
 
-Cemal Paşa'nın savaştan uzak durmak istediğini de bilmiyordum. Daha çok paşaların çok istekli olduğunu zannediyordum. Enver Paşa'nın tutumu sanırım zan altında bırakmış beni.
Aslında Cemal paşa savaştan uzak durmuş değil. sadece savaşa girmek için erken olduğunu düşünen kurmaylar arasındaydı. çünkü osmanlı devleti seferberliğini tamamlamamış ve hazırlıksız durumdaydı. bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra enver paşa ile birlikte diğer alman tarafını tutan subaylar savaşa girmeye hevesliydi. ama bu konuda almanların baskısı osmanlı devletinin erkenden savaşa girmesine neden oldu.

100 yıl önce de aynı muhabbetler olmuş. Devlet geleneği olmuş kandırılmak meselesi sanırım. İngilizlerin böyle bir hamle yaptığını ilk defa öğrenmiş bulundum.
bu kaldırılmak meselesi değil. uluslararası politikanın gerekleri yapılmış. birçok defa verilen sözlerin yerine getirilmediğine şahit oluyoruz. ama bunu kandırılmak olarak değil sadece o sırada yaşananların gerekliliği olarak görmek daha doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.
 
@Zero-X video icin tesekkurler. Bunu izlememis olabilirim. Aksama eve dondummu bastan itibaren izlerim. Hata yok demedim ama degindigim nokta asiri yerilmesi ve bu beni gercekten asiri uzuyor. Yapilanlari gormemek yada isine geldigi gibi yorumlamak. Maalesef tarih konusu her zaman tarafli yorumlar olmak zorunda kaliniyor.
 
teşekkür ederim. Şeytan detayda gizlidir. Gerçeklerde detaylarda gizlidir. Zaten yazılardan da anlaşılacağı üzere detaylar yazının ana unsurunu ortaya çıkartıyor.


Sultan abdülaziz donanmanın yenilenmesi kararını almak zorundaydı. Bunun iki büyük nedeni vardı. Birincisi Osmanlı donanması Sinop baskını neticesinde neredeyse tamamen imha edilmişti. ikincisi ise gelişen top ve savaş gemisi teknolojisi ile birlikte donanmaların demir gemi (iron clad) dönemine geçiyor oluşuydu. Bu konuya bir parantez açacak olursak iron clad ile başlayan bu dönem 2. dünya savaşının sonuna kadar devam eden donanma anlayışını ortaya çıkartmıştı. Bununla ilgili yayınladığım bir yazı var ancak herhalde burada sizlerle paylaşmayacağım. çünkü ilgi göreceğini zannetmiyorum.
Abdulaziz'in bulunduğu durumdan ötürü birazda böyle düşündüm. Neticede bu devletin o durumlara gelmesinde büyük pay sahibi olan yöneticilerdir. Çöküşü göremeyen vasıfsız yöneticilerimiz demek daha doğru olur sanırım.


Bana soracak olursanız 2. Abdülhamid bunu yapmak zorunda kaldı. Çünkü kendisine karşı orduda ilk isyan donanma tarafından çıkartılmıştı. Bu yüzden donanmadaki komuta kademesinden bir hayli çekinmeye başlamasından ötürü devamlı gözünün önünde olmalarını iktidarı için daha hayırlı gördü. Ancak bu iktidar sevdası ülkenin bekaasını ve güvenliğini ciddi manada riske soktu.
Dediğiniz gibi bunu yapmak zorunda kalması yaptığı şeyin doğru olmadığını değiştirmiyor maalesef. Ne kadar yanlış bir bakış açısı olsa da sonuçlarına bugünden bakınca.
Neticede burada kendi koltuğunu devletin bekasının önüne koyan bir padişah görüyorum. Devletin deniz gücünü 30 yıl gibi bir süre depoya kapatmaya mantıklı bir cevap bulamıyorum. Bilmiyorum belki fazla ön yargılı konuşuyorumdur.



Amerika kuzey ve güney savaşı (amerikan iç savaşı) sürerken dahi dünya sathında önemli bir güce sahipti. Çünkü avrupa ana karasından uzak ve geniş-bakir topraklara sahipti. Bunuda her iki dünya savaşında iyi değerlendirerek süper güç (yonkou ;)) seviyesine çıktılar. Bence burada dikkat edilmesi gereken husus Amerikanın o dönem yaptığı politika üzerine olmalı.
Uzun bir süre de en güçlü yonkou olarak kaldılar. Gerçi hala öyle sayılırlar. Kendi içinde yaşadığı karışıklığa rağmen Dünya siyasetine bu kadar hakim ve etkin olması beni şaşırttı.
Pek alakalı olmayacak fakat ABD kölelerin zincirleri üzerinde yükselmiş bir devlet diyebilir miyiz? Yaşadıkları iç savaşın sebebi olarak da kölelik durumuna karşı tutum olarak biliyorum yanılmıyorsam.
Aslında Cemal paşa savaştan uzak durmuş değil. sadece savaşa girmek için erken olduğunu düşünen kurmaylar arasındaydı. çünkü osmanlı devleti seferberliğini tamamlamamış ve hazırlıksız durumdaydı. bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra enver paşa ile birlikte diğer alman tarafını tutan subaylar savaşa girmeye hevesliydi. ama bu konuda almanların baskısı osmanlı devletinin erkenden savaşa girmesine neden oldu.

Cemal Paşa olayını yanlış anlamışım. Teşekkürler bilgilendirme için. Okurken savaştan uzak durmak istediğini zannetmiştim. Detaylar gözümden kaçmış sanırım.
Büyük bir savaş aynı zamanda büyük kazanımlar demektir. Pekala Osmanlıyı içinde bulunduğu harap durumdan kurtarmak için Osmanlı paşalarının Dünya harbini çıkış yolu olarak görmesi yanlış olmazdı.

bu kaldırılmak meselesi değil. uluslararası politikanın gerekleri yapılmış. birçok defa verilen sözlerin yerine getirilmediğine şahit oluyoruz. ama bunu kandırılmak olarak değil sadece o sırada yaşananların gerekliliği olarak görmek daha doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.
Son taksit ödendikten sonra İngilizlerin böyle bir hamlesini dediğiniz gibi yorumlamak daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Fakat bu yaklaşım yapılan hatanın büyüklüğünü gölgelemeyecek mi? Tarihten ders çıkarmamız gerekiyor ise bütün yükü ile yüzleşmemiz daha sağlıklı olmaz mı? Neticede son derece zayıf bir devlet aynı dönemde kendi üzerinde yağmalama planları olduğunu bildiği çok güçlü bir devlete bu denli güven duyması yüzleşmemiz gereken bir hata değil mi sizce de?
 
Ne güzel tartışmalar dönüyor. Tarihimiz konusunda genel başlıklar olarak bilgim var ama ayrıntılar konusunda çok eksiğim. Bu kendi adıma utanç verici bir şey. Şu an müsait bir ortamda değilim o yüzden yazıyı okuyamadım ama ilk fırsatta okuyacağım. Elinize sağlık. :respect::sapkali:
 
Ne güzel tartışmalar dönüyor. Tarihimiz konusunda genel başlıklar olarak bilgim var ama ayrıntılar konusunda çok eksiğim. Bu kendi adıma utanç verici bir şey. Şu an müsait bir ortamda değilim o yüzden yazıyı okuyamadım ama ilk fırsatta okuyacağım. Elinize sağlık. :respect::sapkali:
Teşekkür ederim. Yazıyı okuduktan sonra sizinde yorumlarınızı bekliyorum. Böylece sizde tartışmaya fikirlerinizle katkıda bulunmuş olursunuz. Böylece bu güzel sinerji ve fikir telakkisine sizde katılırsınız.
 
bu yorumunuza kısmen katılmadığımı belirtmem gerekiyor. İngilizlerin düştüğü hata osmanlı devletinin mevcut durumda kendilerine yarardan çok zarar vereceği yönündeydi. çünkü tüm dünya tarafından bilinen ve herkesin önünde duran osmanlının yaşadığı bir balkan harbi vardı. bu savaşta osmanlı ordusu ağır yenilgiler almış ve avrupadan tamamen sökülüp atılmak ile yüz yüze gelmişti. şimdi böyle bir devlet size gelip ittifak kurmak istediğini belirtse yanınıza almamanız gayet mantıklı. çünkü bahsettiğiniz devletin toprakları üzerinde hem bir emeliniz var hemde birkaç sene önce ağır yenilgi almış ve dağılma noktasına gelmiş bir ordunun size yarar sağlamayacağını düşünürsünüz.

osmanlı devletinin ''hasta adam'' olarak nitelendirilmesini sağlayan bu mağlubiyetler neticesinde, ruslar, boğazları, ingiliz ve fransızlar ortadoğu'yu, italyanlar anadolunun akdeniz kıyılarını ele geçirme peşindeydi. ruslarla ingilizlerin yaptığı gizli anlaşmada boğazların kontrolünün kısmen olsa dahi ruslara verilmesi öngörülmüştü. kısaca hem rusların hemde ingilizlerin çıkarları birbirine paralel olduğu için ittifak kurdukları anlaşılmaktadır. ayrıca almanlar nasıl osmanlı devleti ile ittifak kurarak kendi üzerlerindeki cephe baskısını azaltmak istiyorsa, ingilizler de ruslar ile ittifak yaparak almanları doğu cephesinde sıkıştırmak ve rusların sınırsız sayılabilecek insan kaynağından faydalanmak istemişlerdi. bu planı bozan ekim 1915'de lenin liderliğinde gerçekleştirilen ''kızıl ekim'' devrimi olmuştur. kısaca ingilizlerin rusların topraklarından ziyade türk topraklarına olan ilgisi dünya politikası ile paralellik ihtiva etmekteydi. çünkü osmanlı hepsine göre kolay lokmaydı.
Aslında bu konuda İngilizlerin hataya düştüğüne katılmıyorum. Rusya'da olacak devrimi öngörememeleri normaldi ve onu engelleyememelerine de dünya tarihinde pek rastlanmamış bi mağlubiyet sebep oldu. Bunlar çok öngörülemeyecek şeylerdi, onların cephesinden bakarsak doğru kararı verdiler denebilir.

Ruslar ve İngilizlerin boğazlar üzerinde yaptığı meşhur gizli anlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmezdi diye düşünüyorum. Orayı Ruslara yar etmezlerdi :) Milletler üstü sözde bir yapıyla kendi kontrollerine alırlardı ve tabi Rusları da nimetlerinden mahrum bırakmayarak orta yol bulmaya çalışırlardı. Aslında çıkarlarının paralel olduklarını düşünmüyorum sadece İngilizler klasik oyunlarını yapıp yanlarına çektiler. Osmanlı'nın hasta adam veya kolay lokma olarak görülmesi de çok çok normaldi, çünkü kağıt üzerinde bundan fazlası değildi. Ama savaşa girdikten sonra hiçbir varlık gösterilmeden dümdüz silindirle üzerimizden de geçilmedi. Azınlıkta da kalsa çeşitli cephelerde bir takım başarılara imza atıldı. Göz ardı edilen birinci şey, Osmanlı'daki devlet geleneğinden gelen çok sayıda kaliteli paşaların varlığıydı. İkinci olarak da köklü Osmanlı ve Türk tarihinden gelen birikimler, maddi imkansızlıklardan gelen dezavantajları kısmen azalttı. Bunlara rağmen savaşı kazanamadık ve kazanamazdık da ama o kadar da kolay lokma bir durum yoktu orası kesin.

Biraz daha Alman merkezli bakılması gerek bu bloklaşmalara o dönem için. Dönemin süper gücü İngilizlerin yanı başında tahtını tehdit edebilecek ve geri kaldığı sömürge yarışını telafi etmeye istekli bi devlet çıktı ortaya. Bu iki devlet etrafında da karşılıklı bloklaşmalar oluştu. Sonrasında da herkes çıkarları doğrultusunda yer kapmaya başladı. Çıkarlar söz konusu olduğundaysa Rusya için tek mevzu Osmanlı'yı parçalamak olduğu için direkt onların karşısında yer alacaklardı tabi. İngilizlerin ise böyle bir öncelikli hedefleri yoktu. Rusları yanlarına çekip Osmanlı'yı karşılarına almalarından sonra Osmanlı topraklarını pay ettiler. Demek istediğim Osmanlı topraklarında gözü oldukları için Osmanlı'yı karşılarına almadılar, yani çıkar birliği onları Ruslarla müttefik kılmadı. Diye düşünüyorum.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık