kitap yazma konusu zor bir konu. Çok fazla emek istiyor. Burada birçok insanın yazdıklarını silme sebebi aslında içlerine sinmemesinden kaynaklanıyor.
Mesela ben bir heves fantastik bilimkurgu yazmak istedim. Ama sırf yazmış olmak için yazılmıyor ki. Karşıma çıkan ilk sorun, evren yaratmaydı. Kurgu nerede geçecek, klasik bir harita lazım, çöllü denizli ormanlı. Daha haritayı yapmayı beceremedim 2-3 gün çeşitli programlarla uğraştım olmadı. üst kalite yapmaya çalışıyordum hatam buydu. Halbuki basitçe bir çizim yapsam yeterdi. Bir harita olmadan bir olay örgüsü yazmaya başlamak doğru gelmiyordu. Genede kafamda birşeyler oluştu başladım yazmaya. Bu seferde karşıma çıkan zorluk, mesela karakterler atla seyahat edecek, ama ben hayatımda ata binmemişim bunu nasıl tasvir ederim,Gemiye binmemişim ( birkaç tura katıldım tabi, ama bizim bindiğimiz gemi o eski zamanın yelkenli, kürekli gemileri değil) gibi zorluklar devam ediyordu. Her adımda başka bir zorluk çıktı. Mesela orijinal bir büyü yeteneği oluşturup, büyünün nereden geldiği gibi sorulara cevap veremeyince yazmayı bıraktım.
Aslında alimliğin ilk kuralı intihaldir derler, ama bu sefer ordan çalmış burdan çırpmış bi halt yazamamış denecekti gene. Milletimiz acımasız eleştiri yapar, zira bir türk yazardan ismi Aragorn olan bir başkahraman yazması beklenmiyor. Rivendell i ayrıkvadi diye çevirince bile bana garip geliyor. Biz hep yabancı dilde okuduğumuz için bir karakterin adını Hayri Çömlekçi koyamıyoruz. Zaten ortada dolaşan kurgular ve yaratıklar birbirinin aynısı. Paolini 16 yaşında babasının yayınevi sayesinde yazar olduysa gerekli imkanlar sağlandığın birçok kişi olabilir.
Şu bir gerçekki okumayı sevmeyen bir toplumun içinde yaşıyoruz. Kitap okuyanlarda orijinallerin pahalılığı nedeniyle korsan kitaplara yöneliyor. Yani örneğin burda yazdıklarını yayınevlerine gönderip beğendiremeyen bir insanın imkanı olup yazdığı kitap ingilizce olsa belki çok daha yüksek şansları olurdu.
Mesela ben bir heves fantastik bilimkurgu yazmak istedim. Ama sırf yazmış olmak için yazılmıyor ki. Karşıma çıkan ilk sorun, evren yaratmaydı. Kurgu nerede geçecek, klasik bir harita lazım, çöllü denizli ormanlı. Daha haritayı yapmayı beceremedim 2-3 gün çeşitli programlarla uğraştım olmadı. üst kalite yapmaya çalışıyordum hatam buydu. Halbuki basitçe bir çizim yapsam yeterdi. Bir harita olmadan bir olay örgüsü yazmaya başlamak doğru gelmiyordu. Genede kafamda birşeyler oluştu başladım yazmaya. Bu seferde karşıma çıkan zorluk, mesela karakterler atla seyahat edecek, ama ben hayatımda ata binmemişim bunu nasıl tasvir ederim,Gemiye binmemişim ( birkaç tura katıldım tabi, ama bizim bindiğimiz gemi o eski zamanın yelkenli, kürekli gemileri değil) gibi zorluklar devam ediyordu. Her adımda başka bir zorluk çıktı. Mesela orijinal bir büyü yeteneği oluşturup, büyünün nereden geldiği gibi sorulara cevap veremeyince yazmayı bıraktım.
Aslında alimliğin ilk kuralı intihaldir derler, ama bu sefer ordan çalmış burdan çırpmış bi halt yazamamış denecekti gene. Milletimiz acımasız eleştiri yapar, zira bir türk yazardan ismi Aragorn olan bir başkahraman yazması beklenmiyor. Rivendell i ayrıkvadi diye çevirince bile bana garip geliyor. Biz hep yabancı dilde okuduğumuz için bir karakterin adını Hayri Çömlekçi koyamıyoruz. Zaten ortada dolaşan kurgular ve yaratıklar birbirinin aynısı. Paolini 16 yaşında babasının yayınevi sayesinde yazar olduysa gerekli imkanlar sağlandığın birçok kişi olabilir.
Şu bir gerçekki okumayı sevmeyen bir toplumun içinde yaşıyoruz. Kitap okuyanlarda orijinallerin pahalılığı nedeniyle korsan kitaplara yöneliyor. Yani örneğin burda yazdıklarını yayınevlerine gönderip beğendiremeyen bir insanın imkanı olup yazdığı kitap ingilizce olsa belki çok daha yüksek şansları olurdu.
