Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Eiichiro Oda ve Masashi Kishimoto Röportajı



İngilizce çevirisi Oro Jackson'dan Rio tarafından yapılmıştır.

(K=Kishimoto, O=Oda)

Siz ikiniz ne zaman tanıştınız?

K: Ne zaman... Sanırım, mangakalıkta acemi olduğum zamanlarda, Jump'ın yeni yıl etkinliğinde.
O: Öyle mi?
K: Olabilir. (güler) O dönemlerde, onu harika ve ünlü bir sensei olarak görüyordum.
O: Demek öyle... (alaycı bir gülümseme) (Oda arkadaşça bir şekilde, "Benimle kafa buluyorsun" diyor.)
K: Hayır... Çünkü Oda-san, serisini benden iki yıl önce yayınlatmaya başladı. Gerçekten de inanılmaz birinin ortaya çıktığını düşündüm. Daha sonra, ona Oda-sensei olarak seslendim ama o(yalvarırcasına) böyle saygılı bir ifade kullanmamamı söyledi.
O: Bunu kanıksamıştım, çünkü aynı yaştaydık. Neden benimle konuşurken, sensei olarak hitap etmeni isteyeyim ki...
K: Bu sanatçılar biz olmasak da, bu alana bizden önce adım atan kişiler takdir edilesi insanlar. (güler)
O: Kishimoto'nun varlığından başından beri farkındaydım. Çok iyi çizebiliyor. Bir yerde, tarzımızın aynı olduğunu hissediyorum.
K: Tarz mı... (utangaç gülümseme)
O: Böyle hissetmemin sebebi, sanki sende de Kamesengryu'nun gi'si vardı. (Dragon Ball'dan Master Roshi). (güler) En başından beri saldırgan olmaya hazırlandım. (Oda, Kishimoto'ya karşı kazanmak istedi.)
K: Demek, bu kararlılığa o zamanlarda sahiptin. (güler)
O: İkimizde manga işinde olduğumuz için, nihayetinde bir kazanan ve bir kaybeden olacaktı. Ancak, onunla bizzat tanıştıktan sonra, onun iyi ve nazik biri olduğunu gördüm. O an sonucun bir öneminin olmadığını düşündüm. Böyle bir adamla rekabet edemezdim. Böyle düşündüm.
K: Sanırım, bunun nedeni, ikimizinde birbirimizin sıkı çalışmasını anlıyor oluşumuz.
O: Bunu söylemen beni çok memnun etti. Elinden geleni yaptığın zaman, senle ve yaptığın şeyle ilgili söylenenleri bilmek önem arz ediyor. Benim bakış açıma sahip olup, hissettiklerimi gerçekten anlayan birinin olduğunu bilmek güzel bir his.
K: Evet anlıyorum. (güler) Ama bana göre, daha az baskı altında olan kişi benim. Oda-san, sen her daim formunun zirvesindesin. Sıkı çalışman ve bunun getirisi olan acı olağanüstü olmalı. (normal insanların altından kalkamayacağı seviyede). Senin yerinde ben olsaydım, üzerimdeki inanılmaz baskıdan dolayı gastrointestinal perforasyon olurdum. (bağırsak delinmesi sanırım. Muhtemelen sizin de anladığınız gibi, baskının altından kalkamazdım, anlamında bir şey diyor.)
O: Naruto'nun rakibim olması harika. En şanslı olduğum nokta ise, galibiyeti elde etmeme izin vermemen. Aslında, haftalık sayılarda galibiyeti elde edemedim, ayrıca ve en önemlisi, Naruto yabancı ülkelerde, OP'tan daha popüler. Bir yanım bu gerçeğe hâlâ alışamamış olsa da aynı zamanda bu durumdan memnun. Çünkü böyle bir emeğin varlığı, dünyada nadide.
K: Aynısı benim içinde geçerli. Hedefimin One Piece olduğunu demektense, onu her zaman yenmek istediğimi söylemek isterim. Gerçekten, her daim bunu düşünüyorum.

Röportajın kalanı, Naruto'nun yeni çıkacak olan "Michi" adlı kitabında yer alıyor. İkili dört saatlik bir konuşma gerçekleştirdi ve tüm röportaj yaklaşık 13 sayfa uzunluğunda...


Röportajın iki parçası, Naruto'nun Resmi Ziyaretçi Defteri'nde yer alıyor. (Shinden Fu/Rai no Sho).

EjderhaXKaplan, Üst Düzey Konuşma


Naruto'nun bittiğini duyduğunuzda ne düşündüşünüz, Oda-sensei?

O: Sonunda olmuştu. Kesinlikle yalnız hissettim. Önceden de bunun farkındaydım, sona ermemesini isterdim.
K: Serileştirildikten sonra, Oda-san'a bir mesaj gönderdim. Zaten sık sık iletişim halindeydik, bu yüzden özel bir şey sayılmazdı. Abartmış olsaydım, utangaç hissederdim. (güler)

Naruto, Jump'ın 2014 yılı 50. sayısında sona erdi, Op'un kapağı ve Naruto'ya ait unsurları temsil eden bilgiler büyük tartışmalara yol açtı.

O: Serileştirildikten sonra, Kishimoto-san'ın medya editörü olan kişi, eskiden benim editörümdü, Naruto sona erdiğinde, onunla beraber bununla ilgili bir şey yapmayı düşündük.
K: Ah, şimdi anlaşıldı. Bunu bilmiyordum.
O: Fakat editörün elinde bir şey yoktu. (güler) O an, Naruto ile ilgili her şeyi çizmeyi düşündüm.
K: Anlıyorum. Kolay olmasa gerek.

Kapakta, menüde yazan kelimelerin birinci(ikinci) harflerini bir araya getirdiğimizde, bu mesaj ortaya çıkıyor, "ナルとおつカレ三でした". Bu, "Elinden geleni yaptığın için teşekkürler, Naruto!"
Ayrıca kapakta, Nami, Luffy ve Chopper'ın olma sebebi, adlarının ilk harflerinin birleşiminin Naruto'yu oluşturması. [(Na)mi, (Ru)ffy, (To)ny Tony Chopper.]



O: Ramen dükkanı çizmek ve içine bir kaç bilgi saklamak istedim. Kimse bulamasaydı, Kishimoto-san'a kendim söyleyecektim, fakat kısa bir süre içinde keşfettiler. (güler)
K: İlk gördüğümde fark edemedim. Kardeşim aradı ve menüyü dikkatli bir şekilde okumamı söyledi. Ben de okudum, vay canına. (güler)
O: Diğer bir yanda, iyi sakladığımı düşünmüştüm, herkesin bulmasına şaşırdım.

Okuyucular, "roka salatası"nı görünce fark etmişler.

O: İçinde "ru(Luffy'nin Lu'su)" olan bir yiyecek aradım, fakat küçük bir restoranda böyle bir şeye sık rastlanmazmış. (güler)
K: Kapaktan bahsetmişken, Luffy ramen yerken, Naruto'nun da et yemesi oldukça güzeldi.
O: Luffy'e etini zor paylaştırdım. (güler)
K: Ayrıca, bölümün adı "SMILE" idi, bana bir şeyler hissettirdi. Okuyuclar arasında büyük tartışmalara yol açsa da, bu mutluluğu gerçek anlamda tadan kişi bendim.
O: Başlangıçta, sadece kapak değil, hikâyeye de Naruto'dan bir şeyler koymak istedim. Ancak o sıra, Corazon'un geçmişi gösteriliyordu ve hikâyede Luffy yoktu. Arkaplana Naruto'nun işaretini ve bıyığını Luffy'e eklemeyi düşündüm. Ama Naruto bittiğinde, geçmişin gösterimi sona ermemişti.
K: Ah-ha. (güler) Kapağı gördüğüm zaman, biraz daha devam edebilseydim güzel olurdu diye düşündüm.

Naruto'nun son bölümünde, Kishimoto-sensei Naruto'nun yüzüne, Hasır Şapka sembolü ekledi.

O: Ah o. Bölüm yayınlanmadan önce Kishimoto beni aradı ve bunu söyledi. Hasır Şapka sembolünü, bir çocuk karalaması gibi çizmenin uygun olup olmadığını sordu. Tabii ki de sorun olmazdı. Ne de olsa Naruto'nun son bölümüydü, bu yüzden Naruto fanlarının kızmasından endişe duydum.
K: Sorun değil. (güler) O işareti oraya koyunca kesinlikle büyük tartışmalara yol açardı.
O: Ancak, bu kadar büyümesini beklemiyordum. (güler) İnsanlar sıklıkla aynı dergideki farklı mangakalar arasındaki ilişkinin, rekabet yüzünden iyi olamayacağını düşünüyor, ki bu hiç doğru değil, biz iyi arkadaşlarız.
K: Doğru, aslında herkes herkesle iyi geçiniyor. (güler)
O: Jump’ta aynı anda iki tane savaş mangasının yayımlanması Kishimoto-san’ın katkılarıyla oldu.
K: Hadi ordan. (utangaç gülümseme) [bildiğin chopper tribi yapmış.]
O: Aynı kalibrede olan manga serileri aynı zamanda var olursa, tercih yapmak isteyen okuyucular arasında kavgaya yol açacaktır. Fakat, Kishimoto-san bundan güzel bir şekilde sıyrıldı ve Naruto'nun OP ile çatışmamasını sağlayarak iyi bir iş çıkardı.

Başka mangalardan etkilendiniz mi?

K: Akira Toriyama-sensei'nin büyük bir etki yarattığı kuşkusuz. DragonBall'dan bahsetmeye gerek bile yok (fazla iyi), Dr. Slump'ı da aynı şekilde beğeniyorum. Ayrıca Katsuhiro Otomo-sensei'nin Akira'sını.
O: Kishimoto-san'ın çizimini ilk gördüğüm zaman, bana Otomo-sensei'nin etkileyici renklendirmesini hatırlattı.
K: Ah, demek bunu fark ettin. (güler)
O: Bir mangaka olarak, birinin çizim tarzına bakarak, kimden etkilendiğini söylemek oldukça kolay.
K: Şahsen, Dragonball'un hikâye oluşturma yönünden etkilendim. Shounen tarzı, heyecan verici gelişmeler. Goku'nun baba olması gibi şeyler en sevdiğim kısımdı. Ayrıca, Toriyama-sensei'nin çizimi, siyah ve beyaz hassas bir dengedeydi.
O: Şimdi dahi bakınca, Toriyama-sensei'nin çizimi hiçte eskimedi. İnanılmaz tasarımı harika.

Mangakalardan başka sizi kim etkiledi?

K: muhtemelen bir çok animasyon tasarımcısı.
O: Kishimoto-san'la beraber olduğum zamanlarda, daha önce duymadığım animasyon tasarımcılarının adını öğreniyorum. Naruto, animeleştirildiğinde Kishimoto-san, anime yapımcısını kendi seçti, değil mi?
K: Evet. (güler)
O: Kishimoto-san'dan başka hiçbir mangakanın animasyon hakkında bu kadar çok bilgiye sahip olamaz.
K: İstediğim yapımcı, Fransa gibi yabancı ülkelerde bir çok kez ödüllendirilmiş biriydi. Aslına bakarsan, mangakalığa yeni başladığım zamanlarda, bir gün Naruto'nun animeleştirilmesine karşın, aklımda ondan yapımcısı olmasını istemek vardı. Onunla ilgilenmemin sebebi, yapımcı denizaşırında da aktif olursa, yabancı fanlarda Naruto'yu sevmeye başlayabilirdi.
O: Naruto'nun dünyaya yayılması kaçınılmazdı.
K: Mah, o zamanlar, "keşke gerçek olsa" diye düşünüyordum.
O: Kishimoto-san şu an, olanaksız olarak düşünsede, o zaman, Naruto serileştirileli 2-3 yıl oluyordu ve normalde bir mangaka bu kadar ilerisini düşünmezdi. (Oda inanılmaz bir şey olduğunu söylüyordu.

Hayallerin gerçek olması harika bir şey, peki ya siz, Oda-sensei?

O: Aklıma biri gelecek olsaydı, Hayao Miyazaki olurdu.
K: Oda-san, muhteşem bir orjinalliğe sahip. Başkalarından etkilenmiş gibi durmuyor.
O: Bunun sebebi muhtemelen, binbir türlü manga okuyan sıradan bir çocuktum. Şimdi düşününce, fena sayılmaz. Ayrıca, Jump'ın altın çağının ortasında doğduğum için şanslıydım. Tadını çıkarabileceğim bir yaşta okumaya başlamıştım.
K: Evet, tam ortasında. Heyecan verici olması için hikâye bu şekilde gelişmeliydi. Öyle ki, ciltler alıp bölümleri birlikte okumaktan farklıydı, Jump'ı haftalık olarak alıp serileri parça parça takip edince, bunu derinden hissedilebiliyordu.
O: Bizim neslimiz, Jump'ın kibrinin tadını oldukça çıkardı. (güler)

Bir kısım daha, devamı da gelecek.

Kishimoto-sensei, Op'ta en sevdiğiniz hikâye ya da karakter hangisi?

K: Bunu Oda-san burada olduğun için demiyorum, hepsini seviyorum. (güler) Karakter için, Bellamy'i seviyorum, kişiliğini de yeteneğini de. Ama favorim, Chopper. Hiluluk'la tanışması ve denize açılmasının ardından yağan sakuralar çok dokunaklıydı.
O: Takdir ediyorum.
K: Ancak, Chopper'ı sevsem de, genellikle ürkek ve bir çok açıdan Luffy'den zayıf biri. İşte tam da bu yüzden "gerçek patron"un Chopper olduğunu düşünüyorum. (güler)
O: Neden böyle düşünüyorsun?
K: Hmm... bir bakalım. Luffy sevilen bir ana karakter, ama bunun sebebi Chopper'ın varlığı. Demek istediğim, ikisi birlikte güçlü bir çoğalma etkisi yarattı. (Hasır Şapkalarda) Varlığın ve atmosferin hissiyatı var. Aslına bakarsan, Chopper, korsanlar arasında kilit bir rol oynuyor. Tatlı biri olsa da canavar bir yönü de var.
O: Chopper herkesin arkasından kötü işler çeviriyor... Kes şunu, saçmalıyorsun. (güler) Sana bir sır vereyim. Chopper acı verici bir çevrede büyüdü, komedi de öne çıkan bir karakter, iki bacağıyla yürüyen bri ren geyiği yapacaktım. Ama Luffy ve ilk nakamaları o kadar popülerdi ki, Chopper için bir yer bulamadım. Onu ilk başta planladığım gibi tasarlasaydım, etrafı, onun eşsizliğini göremeyen karakterlerle dolacaktı. En nihayetinde onu daha küçük ve tatlı yaptım.
(Bu çizim, Databook Green'de yayınlandı.
K: Gerçekten mi? Ben Chopper'ı oldukça kıskanıyorum.
O: Bunu bana daha önce de söylemiştin. (güler)
K: Aslında, bir keresinde maskot-vari karakterler tasarlamıştım, kurbağa gibi. Cilt kapağına ve Jump sayısına çizdim... hiç popüler olamadı.
O: (güler) Doğruyu söylemek gerekirse, planlar dahilinde olmamasına rağmen gerçekleşen bir şeyler her zaman vardır. Benim için Chopper bunlardan biriydi.

Hikâye, serileştirilmeye başladıktan sonra, olayların düşünülenden farklı bir şekilde gerçekleşmesi sıklıkça rastlanılan bir şey.

O: Elbette, aklıma gelmişken, 20 yaşında aklıma gelen fikirler, şu an aklıma gelen ve ilerde aklıma gelecek olan şeylerden çok daha ilginç olmalı.
K: Evet, nereden bakarsan bak bu doğru.
O: Geçmiş bana kaybedemem. (güler)
K: Çünkü yıllar geçtikçe fikirlerin daha da birikiyor.

Bu arada, çizmekte zorlandığınız belirli bir şeyler var mı?

K: Kadınları çizmekte iyi sayılmam. Oda-san her şeyde iyi gibi gözüküyor.
O: Evet, her şeyde.
K: Mah, beni rahatsız edecek kadar olmasa da teslim tarihi yaklaştığında, duygu yoksunluğu yaratacağı için çizilmesi gereken şeyleri o kısa sürede çizemiyorum, başlangıçta çizmem gereken şeyi düşünmek için harcadığım zamandan bahsetmiyorum bile...
O: Gerçekten. Ben ne istersem onu çiziyorum.
K: Çünkü ilgimizi çeken şey bu.
O: İşimiz olduğu için çizdiğimizi düşünmek oldukça yanlış.

Kishimoto-sensei'nin yeni kısa serisi 27 Nisan'da başlayacak.

O: Kaç hafta sürecek?
K: Kaç hafta sürecek...
O: Kafa mı buluyorsun?
K: Tabii ki de hayır. (güler)
O: Yani, 15 yıllık tecrüben var, kısa bir seriyi yapması çok kolay olacaktır. Çevrendeki insanlar ve sen, Kishimoto-san bunun pek farkında değilsiniz. Böyle bir zamanda yeni bir seriye başlaması çok daha zor olabilir.
K: Öyle mi?
O: Benim yaptığım haftalık seriden çok daha farklı.
K: Haftalık seriyi uzun bir süredir uzağım. Biraz formdan düştüğümü düşünüyorum.
O: Ayrıca, insanların Naruto bittikten sonra aradıkları seri bu, işten kaytaramazsın.
K: Haklısın.
O: Dinlendiğin boş zamanı da hesaba katıyorum pek tabii.
K: Bir mangaka için, bir günlük aranın ardından bile işe geri dönmek zor.
O: Ben yeni yılda biraz dinlendim, bir kaç gün sürmüştü ama ellerimin yavaşladığını hissettim.
K: Gerçekten öyle. (güler) Aklımda olan şeyi bir türlü çizemedim ve silgiyi daha fazla kullandım.
O: (ellerim yavaşladığında) her zamanki gibi tek seferde çizemedim (ikinci bir düzenleme olmaksızın bitirdim) ...ah, ne oldu. Kulağa inanılmaz gelebilir ama meşgulken daha iyi çiziyorum. (güler) İnsanlar odaklandıkları taktirde en iyi formuna ulaşacaktır.

Serileştirme aşamasında yaşadığınız en büyük kriz neydi?

K: Belimin ağrıması.
O: Ah bu korkunç olmalı. (güler)
K: Ciğerlerimin kötü olduğu bir zaman olmuştu, ne zaman biraz yorgun hissetsem, zatürrem varmış gibi durmaksızın öksürürüm, ve ne zaman öksürsem belim ağrır. Çok zordu, bir süreliğine Jump'da kalem çizimiyle yayınlandım. (acı yüzünden) Ayrıca bir keresinde merdivenlerden yuvarlanmıştım...
O: Ne? Sahiden mi?
K: Evet, yaklaşık üç yıl önce. Ailemle birlikte kaplıcaya gittiğimizde, taş basamaklarda oturuyordum ve sersemleyince, sonrasını biliyorsun...
O: Bu tehlikeliymiş.

Hikâye üzerine düşündüğünüz için mi oldu?

K: Hayır, sadece yorulmuştum.
O: Kimse basamaklarda hikâyeyi düşünmez. (güler)
K: Pek fazla yaralanmamıştım, düşerken öleceğimi sanmıştım. (güler)
O: Orada öyle ölseydin, kesinlikle bir efsane olurdun.
K: O şekilde bir efsane olmak istemiyorum. (güler)
O: hmm, anlıyorum. efsane kulağa geldiği gibi güzel değil. Ölmek üzereyken, "Ölseydim, efsane olurdum" diye düşünebilirim. Bu türde bir referansa sahip olmak istemezdim.
K: Vincent van Gogh gibi, fakat övgü ve şöhret, öldükten sonra anlamsızlaşır, övgüleri hâlâ hayattayken duymak isterim. (güler)
 
Kishimoto harika,süper,mükemmel diye iğneleme yapmış Oda da sen kimle alay ediyon lan diye alaycı bir biçimde gülümsemiş altta kalmamak için. :D
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık