Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Dünyayı Etkileyen Olaylar

Kendime göre bir liste oluşturdum. Genel olarak büyük etki bırakan ve ani gerçekleşen olayları ele aldım.

1. Tank Man



Tank Man, 5 Haziran 1989'da, Pekin'deki Tiananmen Meydanı'nda Çin yapımı Type 59 tankları önünde tek başına durarak tankların geçişini engellemeye çalışması sırasında fotoğrafı ve videosu çekilen ve böylece uluslararası kamuoyunda tanınmış olan kişidir. Şahsın kimliği tam olarak bilinmediği için Tank Man olarak anılmıştır. Her ne kadar daha sonraları İngiliz tabloit gazetesi Sunday Express ilgili kişinin 19 yaşındaki Çinli öğrenci Wang Weilin olduğunu duyursa da, Çin Hükümeti Tank Man'ın yakalanamadığını açıklamıştır. Şahsın kimliği, kendisine olaydan sonra ne olduğu veya hâlâ yaşayıp yaşamadığı meçhuldur.
Tank Man o meydanda yaptığı hareket ile tüm dünya protestocularının idolü olmuş ve her eylemde mutlaka hatırlanmıştır.

[YOUTUBE]9-nXT8lSnPQ[/YOUTUBE]

2. Thich Quang Duc



Thich Quang Duc Vietnamlı bir Budist rahiptir. 11 Haziran 1963 tarhinde Thich Quang Duc, Güney Vietnam hükümetinin din adamlarına yaptığı baskı ve eziyetleri protesto etmek için Saigon'un işlek bir caddesinde kendisini yakmıştır. Görgü tanıklarının ifadesine göre Duc, iki öğrencisiyle birlikte yolun ortasında durup arabadan usulca inerek yere oturmuş ve talebelerinden üzerine benzin döküp kendisini yakmalarını istemiştir. Yandığı an hiç kıpırdamamış, ses çıkarmamıştır.
Duc'ın protestosu ülkedeki baskı ortamına karşı insanları biraraya getirmiştir.

[YOUTUBE]d-MBhe5Wac8#![/YOUTUBE]

3. Kim Phuc



Kim Phuc, 1963 yılında, Saygon'un kuzeyinde bir köyde doğan bir Vietnam vatandaşıdır. 1972'de dünyanın gözünü Vietnam Savaşı'na çevirmesini sağlayan fotoğrafta yer almaktadır.
ABD savaş uçaklarının attığı napalm bombasıyla köyü bombalanana kadar savaşa rağmen mutlu bir çocukluğu olmuştur. Bombardıman sonrası kaçarken iki kardeşi yanarak ölmüş, hayatta kalmayı başaran Kim, savaşın sembolü olmuştur.

[YOUTUBE]Ev2dEqrN4i0[/YOUTUBE]

4. John F. Kennedy Suikasti



John F. Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'nin 35. başkanıdır. Kennedy, 22 Kasım 1963 cuma günü, yerel saat ile 12:30'da eşiyle birlikte açık bir araba içinde Dallas'ta bir konvoyun arasında ilerlerken kendisine ateş açıldı. Ensesinden ve başından iki kurşun alan Kennedy, Parkland Hastanesi'ne götürülürken yolda öldü.
Kennedy'nin ölümü derin devletin Amerika ve dünya üzerindeki etkilerini ortaya koymuş ve bireylerin değil, gizli teşkilatlanmaların olaylara yön verdiğini göstermiştir.

[YOUTUBE]kMBCfxIqP-s[/YOUTUBE]

5. Atom Bombası



Atom bombası, patlamanın kontrolsüz çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bir bomba modelidir. Çekirdek tepkimesi zincirleme ve çok hızlı gerçekleştiğinden ortaya devasa boyutta bir enerji açığa çıkar ve bu da patlama ile beraberinde şok dalgası ortaya çıkarır.
Atom bombası dünya tarihinde insanlar üzerinde sadece iki kez olmak üzere, ABD tarafından 2. Dünya Savaşı esnasında kullanılmıştır. Patlamalar sonucunda Hiroşima'daki kayıp 140.000 (radrasyonla daha sonra 100.000 kişi daha hayatını kaybetmiştir), Nagazaki'deki kayıp ise 74.000'dir. Bombaların kullanımı sonucu dünya Soğuk Savaş dönemine girmiş ve özellikle Doğu-Batı Blokları arasında nükleer silahlanma yarışı başlamıştır.

[YOUTUBE]t19kvUiHvAE[/YOUTUBE]

6. 11 Eylül



11 Eylül, El Kaide tarafından 11 Eylül 2001 tarihinde düzenlenen Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan sivil ve askerleri hedef alan bir dizi terör saldırıdır.
Yerel saatle 08:46:30 da Amerikan Hava Yolları’na ait kaçırılan bir yolcu uçağı Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi 94.-98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarptı. Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı.
Yerel saatle 09:02:59 da ikinci bir uçak Dünya Ticaret Merkezi güney Kulesi 77.-85. katları arasına kulenin güney tarafından çarptı. Bina çarpmadan 56 dakika sonra yıkıldı.
Yerel saatle 10:03:11 de Washington D.C.'un 240km(150mil) kuzey batısına, Pensilvanya Shanksville kırsalıda dördüncü bir uçağın düştüğü açıklandı. Olay yerinde büyük bir uçak enkazına rastlanmadığı söylentileri dolaştı. Resmî makamlarca uçak enkazının olduğu vurgulanmıştır.Ayrıca bir çok uçak parçaları da bulunmuştur.
ABD hükümetinin açıklamalarına göre olaylar şöyle gelişti: 11 Eylül 2001 Salı günü ABD’de dört yolcu uçağının ikisi New York’taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğeri Washington D.C.'de Pentagon’a çarptı. Sonuncu uçak ise yolcular ve uçağı kaçıranlar arasındaki mücadeleden sonra 150 mil uzakta, Pensilvanya kırsalında düştü.
Saldırı, dünya medyası tarafından "medeniyetler çatışması" olarak yorumlandı. 11 Eylül saldırılarını gerekçe gösteren başkan George W. Bush, önce Afganistan, ardından da Irak'ı işgâl etti. ABD Başkanı George W. Bush Terörizmle Savaş Kampanyası başlattı ve bu kampanya ile NATO'nun 5. maddesini işletmeye başlattı. Bu Kampanya'da ABD'ye başta Birleşik Krallık olmak üzere bir çok ülke destek olmaktadır.
11 Eylül saldırıları sonucu, başta ABD olmak üzere batılı devletlerde Müslümanlar'a karşı işlenen nefret suçlarında büyük artış görüldü.

[YOUTUBE]J3iKLz4oatY[/YOUTUBE]

7. Çernobil Faciası



Çernobil faciası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna'nın Kiev şehrine bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenilmiştir.
ngiltere'nin Galler bölgesinde kazadan iki hafta sonra saptanan yüksek radyoaktivite nedeniyle yeşil alanlara koyun ve sığırların girişi engellenmiştir.
Araştırmalarda ilk yıl doz açısından en fazla radyoaktiviteye maruz kalan Avrupa ülkesi Bulgaristan olarak belirlenmiştir.
En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil’de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu. Bunların bazıları, çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çöken radyoaktif iyodinden kaynaklanan çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisidir.
Bağımsız kaynaklar yüzlerce yıl boyunca Pripyat ve komşu bölgelerde yerleşimin güvenli olmadığını söylemektedirler. Ayrıca bölgeye giriş çıkışlar hala polis kontrolünde olup bazı bölgelere giriş yapılamamaktadır.
Çernobil faciası dünyada nükleer güce olan güveni sarsmış, büyük dünya ülkelerinin bu güce temkinli yaklaşmalarına ve ellerinde bulunan reaktörlerde sıkı güvenlik önlemleri almalarına neden olmuştur.

8. Hindenburg Felâketi



Hindenburg felâketi, zeplin tarihinin en büyük faciasıdır. 6 Mayıs 1937 tarihinde, New Jersey'de gerçekleşmiştir. Yapılmış olan en büyük zeplin olma özelliğini taşıyan LZ 129 Hindenburg, bilinen adıyla Hindenburg Zeplin'i iniş yapacağı sırada içinde bulunan hidrojen tanklarının da etkisiyle bir anda alev almış ve zeplinin içinde bulunan yolculardan 36 tanesi hayatını kaybetmiştir.
Bu facia daha sonra, modern havacılık tarihinin başlamasına sebep olmuş ve zeplinin havacılık tarihinden silinmesinde büyük rol oynamıştır.

[YOUTUBE]zWKyYRJEcRo[/YOUTUBE]

9. Çar Bombası



Çar Bombası, AN602 kod adlı hidrojen bombasının diğer bir adıdır. Dünya'da bugüne kadar patlatılmış en büyük ve en etkili nükleer bombadır.
Çar Bombası Sovyetler Birliği (SSCB) tarafından 30 Ekim 1961 tarihinde patlatılmıştır. Bomba en başta 100 MT (1 MT, 1 Megaton TNT'nin patlama gücüne eşittir.) olarak tasarlanmış, ancak nükleer tehlikelerden dolayı gücü yarıya, 50 MT'ye düşürülmüştür. Bomba 27 ton ağırlığında olup 8 metre uzunluğunda ve 2 metre çapındadır.
Çar Bombası bir TU-95'den atılmışş ve 4000 metrede patlatılmıştır, Japonya'ya atılan nükleer bombalardan 6500 kat daha kuvvetlidir. Patlamasının sesi, patlama bölgesinden 1000 km ötedeki Finlandiya'dan duyulduğu söylenmiş, patlama esnasında çıkan şok dalgası dünyayı üç kez dolaşmış, Discovery Channel'da anlatılana göre patlamanın etkisiyle ortaya çıkan ışığın 900 km uzaktan bile bir insanın retinasında hasar bırakabileceği açıklanmıştır. Yine bomba uzmanlarının hesaplamalarına göre bu patlama sırasında ortaya çıkan ve sadece 39 nanosaniye süren enerji salınımının gücü, güneşinkinin %2 sidir. Ayrıca 4000 metrede patlamasına rağmen yerde 90 kilometrekarelik bir krater oluşturmuştur.
Çar Bombası üretilmiş son büyük bombadır. Çünkü bu bombanın etkileri göz önüne alınınca, bir büyük bomba yerine, küçük ve güçlü bombaların daha etkili olduğu görülmüştür. Çar Bombası gibi bir bomba ancak şehirleri imha etmekte kullanılabilirdi, bu yüzden işgal edilecek bir yerde kullanılamazdı. Nükleer gücün bir sınırı olmadığını farkeden dünya devletleri, nükleer silah üretilmemesi konusunda anlaşmalar yapmaya başladı.

Patlamanın büyüklüğü:
[YOUTUBE]WwlNPhn64TA[/YOUTUBE]

10. Concorde



Concorde artık kullanılmayan bir hava taşıtıdır. Concorde, ilk uçuş denemesini 2 Mart 1969'da Fransa'nın Toulouse kentinde yaptı. Concorde'un ilk ticari uçuşu iseLondra-Bahreyn arasında gerçekleşti. Fransız Concorde'unun ilk uçuşu da Paris-Dakar arasında yapıldı. Air France, 1977 yılından itibaren Paris-New York arasında sesten hızlı uçaklarla yolcu taşımaya başladı. Concorde'un ülkemize 1976-1977 yıllarında Air-Condor ve Air-France şirketleri envanterinde kayıtlı uçaklarıyla sınırlı uçuşları olmuşsa da İstanbul Yeşilköy Havalimanının teknik altyapısı o yıllarda gerekli donanımı sağlayamadığı için ilerleyen yıllarda bu uçuşlardan vazgeçilmiştir. Atatürk Havalimanı'na bir kez inmiştir.
Concorde, normal uçuşlarında saatte 2 bin 132 kilometre hıza erişiyor ve yerden 18 bin 200 metre yüksekten uçuyordu. Uçaklar, Atlantik'i normal koşullarda 3 saatte aşabiliyordu.
Dev yolcu uçakları 200 yolcuyu rahatlıkla taşırken, dar gövdeli Concorde'un yolcu kapasitesi 125 kişiydi. Yolcuların büyük çoğunluğunu zengin ve ünlüler oluşturuyordu, çünkü Concorde'un New York-Paris arasında tek gidiş için bilet fiyatı 12 bin doları buluyordu. 30 yıllık macerası boyunca toplam 16 Concordeüretildi. Bunların tanesinin maliyeti 42 milyon dolardı.
Concorde süpersonik olarak tasarlanmıştır. 25 Temmuz 2000 tarihinde Paris Charles de Gaulle Havaalanı'ndan kalkışından 1,5 dk sonra geçirdiği kaza ile uçuşları durdurulmuştur. Güvenilirliğinin az, yüksek maliyeti ve sınırlı yolcu kapasitesi olduğu için üretimden kaldırılmıştır.Concorde'un son ticari seferi, 24 Ekim 2003'te Londra-NewYork arasında yapıldı.
Concorde'un hazin sonu havacılık teknolojilerini geriye götürmüş, süpersonik hızlarda gidecek uçakların yapımının uzun bir süre ertelenmesine neden olmuştur. Binemediğim için de çok üzüldüğüm bir uçaktır.

Concorde'un kalkış anı. Böyle bir kalkış yapabilen bir yolcu uçağı şu an dünyada yok.
[YOUTUBE]uu4JoOaXiZY[/YOUTUBE]

Concorde'un sonunu getiren talihsiz kaza.
[YOUTUBE]EdJARKmkvSY[/YOUTUBE]

11. Kâbe Baskını



Kâbe Baskını, 20 kasim 1979 tarihinde, önde gelen Suudi ailelerden birinin üyesi olan radikal Sünni Cüheyman İbn-i Muhammed İbn-i Seyf el Uteybe önderliğindeki 500 kadar Suudi hanedani karşıtının Kâbe'yi ele geçirmesi ve hac farızasını yerine getirmekte olan yüzlerce insani rehin alması ile gerçekleşmiş bir olaydır. Eylemin amacı, Batı kuklası olmuş Suudi hanedanını devirmek ve ülkenin Batı ile olan bütün bağlarını koparmaktı. İlk başlarda, şoka uğramış Suudi yönetimi pek bir şey yapamadı. Mekanın kudsiyetinden dolayı, silahlı askerlerin müdahele edebilmesi fetvaya bağlıydı. Önce bu fetva çıkarıldı, sonra Fransız anti-terör timi göreve çağırıldı (Normal şartlarda Mekke'ye müslüman olmayan insanlar giremez). Kuşatma yaklaşık 2 hafta sürdü. Olaylar sonunda, Kâbe'nin denetimi Suudi hanedanına geçtiğinde, çogu Suudi askerler olmak üzere 250 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Teslim olan 67 isyancı, Suudi Arabistan'in 4 büyük şehrinde kafaları kesilmek suretiyle idam edilmiştir.
Operasyondaki Fransız askerlere "Repeat after me" (Söylediklerimi tekrarla) niyetine Kelime-i Şahadet okutulmuş. Kâbe topraklarına girmelerine öyle izin verilmiştir. Bu baskında Suudi yönetiminin aldığı kararlar, Arap dünyasında bölünmelere yol açmış ve Körfez Savaşı'nın temellerini atmıştır. Yine böyle bir olayın tekrardan yaşanmaması için, Suudi halkı daha da muhafazakarlaştırılmış, bu diğer Müslüman ülkeleri de etkilemiştir.

[YOUTUBE]r78QEwGukrk[/YOUTUBE]

1972 Münih Olimpiyatları



Altı Gün Savaşı'nın üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmiş fakat İsrail ve Arap ülkeleri silahlanmaya devam etmiştir. Belli başlı kızışmalar olduysa da sıcak bir çatışma halinde bulunulmamıştır. Bu olayda görev alan saldırganlar, 1971 yılında El Fetih direniş örgütü içerisinde kurulan Kara Eylül adlı silahlı örgütün üyesiydi. Saldırı, Ürdün'ü Kara Eylül olayları sebebiyle cezalandırma amacı taşımaktaydı.
4 Eylül'ü 5 Eylül'e bağlayan gece saat 4:30 sularında kafilenin bir kısmının kaldığı 2 apartman dairesine silahlı militanlarca bir baskın yapıldı. İlk arbedede İsrailli sporcu Yossef Romano ve İsrail güreş takımı antrenörü Moshe Weinberg, iki saldırganı yaraladıktan sonra öldürüldüler. Olaylar sırasında İsrailli sporcu Gad Tsobari ve halter takımı antrenörü Tuvia Sokolovsky kaçmayı başardı ancak saldırganlar 7 İsrailli sporcuyu ve 2 antrenörü rehin alınmayı başardılar.
Saldırganların talebi İsrail hapisanelerinde tutulan 200 tutuklunun salıverilmesi ve Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu grubuna ait iki tutuklunun salıverilmesi idi.İsrail bu kadar acele bir şekilde pazarlık yapmayacaklarını Alman hükümetine bildirdi. Ayrıca olayı kontrol altına almak amacıyla İsrail'in kendi özel kuvveti olan anti-terör timini bölgeye yollama talebini de Alman hükümeti reddetti.
Bir süre sonra saldırganlar bu taleplerinden vazgeçerek helikopter eşliğinde istedikleri uçaklara kadar eşlik edilerek yurtdışına çıkmak istediklerini bildirdiler. Alman polis kuvvetlerinin uzman ekibi yoktu ve Alman ordusu, Almanya yasalarına göre olaya müdahale edemiyordu.
Saldırganlar rehinelerle birlikte sağlanan iki helikoptere bindiler ve havaalanına doğru hareket ettiler. Saldırganlar havaalanına vardıktan belli bir süre sonra, havalanındaki ekip kendi inisiyatiflerine dayanarak operasyona başladılar. Saldırganlar uçağa yaklaştıklarında bomboş bir uçakla karşılaştılar. Tam bu sırada projeksiyon lambaları yakıldı ve keskin nişancılar ateş etmeye başladı. (Profesyonel keskin nişancı yoktu, gönüllü polisler vardı.)
İlk ateşte 2 saldırgan öldürüldü.3'üncü saldırgan ağır yaralandı.Bu sırada 4 helikopter pilotu, helikopterlerini bırakıp kaçtılar.Artık şanslarının kalmadığını düşünen bir saldırgan helikopterin içini taramaya başladı, daha sonra da el bombası attı. Bu sırada diğer saldırganlar da siper aldıkları pozisyondan çıkarak polise karşı bir yarma saldırısına başladılar. Sonuçta ilk çatışma sırasında öldürülen 2 saldırgandan sonra kalan 6 saldırgandan da 2'si bu saldırı sonucunda öldürüldü.Bir saldırgan kaçmaya çalışsa da Alman polisi tarafından yarım saat sonra yakalandı
Olaylar; 11 İsrailli sporcu ve antrenör, 1 alman polisi ve 5 saldırganın ölmesi ile sonuçlandı. 3 saldırgandan 2'si sağ 1'i yaralı olarak ele geçirildi. Olay sonrasında olimpiyatlar durdu ve pek çok ülke olimpiyatları terk etti.
Olayın orta vadeli sonucu olarak İsrail gizli servisi Mossad, Kara Eylül ve diğer Filistinli gruplara karşı soğuk savaş dönemine özgü bir savaş başlattı. Bu olayın belki de en önemli yanlarından biri uluslararası terörizm kavramı ile dünyanın tanışması olmuştur. Bu olaydan önce güç değişiklikleri ve mücadelenin topyekün savaşlar ile olmasına alışmış olan dünya, Filistinliler'in ölenlerin masumiyetinden çok eylemin büyüklüğüne endeksli bu mücadele yöntemi ile sarsıldı.
Bu olay sonrasında İsrail, Filistinliler'e olan tavrını iyice sertleştirdi. Arap ülkeleri ve Filistinliler ise seslerini duyurup arkalarına daha fazla destek almanın verdiği güçle sertliğe sertlik ile karşılık verdiler. Mısır-Suriye Koalisyonu ile İsrail arasında bir savaşın patlak vermesi bir yıldan uzun sürmedi. 80'lerin sonlarına kadar bu tansiyon asla düşmedi.

[YOUTUBE]G7-WvfWXn7U[/YOUTUBE]

Kara Veba



Kara Veba, 1347-1351 yılları arasında Avrupa'da büyük yıkıma yol açan veba salgınıdır.. İlk olarak 1320 yılında Orta ve Güney Çin Bölgeleri'nde ortaya çıkmıştır. Farelerde bulunan pirelerden insana geçen bu veba, zamanla Asya'da yayılma imkanı bulmuştur. Zamanın genişlemeci devleti Moğollar'ın hiç şüphesiz vebanın Asya'da bu kadar yayılmasında etkisi büyüktür. Aynı zamanda başta İpek Yolu olmak üzere çeşitli ticaret yolları üzerinde salgın çok geniş alanlara kadar uzanmıştır.
Salgın, çağın hükümran devleti Moğollar tarafından Kırım'ın fethi sırasında Avrupa'ya yayılma olanağı bulmuştur. 1346 yılında Moğolların Ceneviz ticari kolonisi durumundaki Kırım'daki Kaffa Kalesi'ni kuşatması sırasında orduda veba baş göstermiş, bunun üzerine Moğol komutan vebalı cesetleri mancınıkla kale içine fırlatma emrini vermiş ve hastalık kale içinde yayılmıştır. Kaffa'dan birkaç denizci gemiyle kaçabilmiş, ancak bu sayede veba'yı Venedik ve Cenova'ya, oradan da tüm Avrupa'ya taşımışlardır.
Salgının Avrupa sosyoekonomik yapısı üzerinde etkileri büyük olmuştur. Hastalık yüzünden 200 milyon insanın öldüğü söylenmektedir. Yaşanan insan kıtlığı sebebiyle köylülerin toprak sahipleri karşısında güçleri artmış, boş kalan arazilerini verimli tutmak isteyen toprak sahipleri bu arazileri köylülere kiralamak zorunda kalmış ve sonuç olarak kırsal kapitalizmin temelleri atılmıştır.
İşgücünün azalması bir yerde teknolojik gelişmelere de önayak olmuştur. Matbaanın icadı, az mürettebatla yola alan daha büyük gemilerin yapılması ve geleneksel silahlara kıyasla çok daha efektif savaşma olanağı veren ateşli silahların gelişmesi hep bu döneme rastlar. Tarım da teknolojik gelişmelerden aynı şekilde nasibini almıştır. Önceleri işçi-yoğun yapılan tarımdan kapital-yoğun üretim sistemine geçiş hız kazanmıştır.
Kara ölüm insanlık tarihindeki en çok can alan salgın vakası olarak tarihe geçmiştir.


Ruanda Soykırımı



Ruanda Soykırımı, Ruanda'da 6 Nisan 1994 yılında yaklaşık yüz gün içinde 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu'nun, aşırı uç Hutular tarafından palalarla öldürülmesi olayıdır. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kegame'ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükümetin düşürülmesi ile son buldu. Ardından yönetimden güç alan Tutsilerin öç bahanesiyle saldırması sonucu yüzbinlerce Hutu, komşu Zaire'ye (Kongo Cumhuriyetine) sığındı. Fransa, soykırımı gerçekleştiren Hutu hükümetinin o dönem içerisinde en yakın dostu ve destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı'ndan en fazla sorumlu tutulan ülkedir.
Bu soykırımda oldukça pasif kalan Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne duyulan güven derinden sarsılmış, buna çanak tutan ülkelerde büyük prostesto gösterileri düzenlenmiştir. Soykırımı yaşayn Ruanda'da hayat normale dönmemiş, düşmanlık ise halen devam etmektedir.

[YOUTUBE]8DvvB_uAFFw[/YOUTUBE]

Yaralı Diz Katliamı



Yaralı Diz Katliamı, 28 Aralık 1890 tarihinde Yaralı Diz Vadisi (Wounded Knee Valley)'nde gerçekleştirilen ve Kızılderili soykırımının son halkası sayılan bir katliamdır.
Açlıktan ve soğuktan tükenme noktasına gelmiş ve topu topu iki adet tüfeği bulunan, çoğu çocuk ve kadınlardan oluşan Sioux Kabilesi üyeleri, Amerikan Ordusu'na teslim olmak için yola koyulmuşturlar. Binbaşı Whiteside komutasındaki Yedinci Alay, bu insanları Yaralı Diz Vadisi'nde karşılar ve silah araması yapmak ister. Arama sonucunda ortaya iki adet tüfek çıkar, ancak tüfeklerin sahiplerinden olan bir Kızılderili tüfeğini teslim etmek istemez. Bu da tam Amerikan askerlerin istediği bir şeydir ve hiçbir uyarı yapılmadan tepelere konuşlanmış askerler, kabileyi ateş yağmuruna tutmaya başlar. Tamamiyle savunmasız olan kadın ve çocuk Kızılderililer'in büyük bir kısmı tek tek öldürülür. Kar fırtınası yüzünden öldürülenlerden bazılarının cesetleri bile toplanmaz ve orda donmaya bırakılır (Bu resimler Amerikan Arşivleri'nde hâlen mevcuttur). Geri kalan 4 erkek ve 47 kadın ve çocuk Sioux, kar fırtınası devam ederken yarı çıplak halde Pene Ridge Kalesi'ne götürülür ve ordaki kiliseye kapatılırlar.
1973 yılında bir grup Sioux, bu olayı kınamak adına küçük çaplı bir eylem düzenlemiş, ancak birkaç kişi öldürülerek eylem dağıtılmıştır. Bu olayın hemen ardından, o sene en iyi erkek oyuncu oskarını kazanan Marlon Brando, Yaralı Diz Vadisi'nde meydana gelen olayları ve Hollywood filmlerindeki yerli tasvirlerini protesto etmek için kendi yerine törene bir Sioux yerlisi yollamış, sahneye çıkan yerli Marlon Brando'nun ödülü reddettiğini duyurmuştur. Bu iki olay neticesinde Kızılderili sorunu tüm dünya tarafından öğrenilmiştir.

[YOUTUBE]2QUacU0I4yU[/YOUTUBE]

Joseph Kittinger



Joseph Kittinger, 16 Ağustos 1960'da 31,332 metreye kadar balonla yükselmiş ve serbest düşüş yapmıştır. Bu atlayış ile açık sepetle en yüksek rakımlı balon uçuşu, en uzun serbest düşüş, koruyucu bir zırh olmadan bi insanın ulaştığı en yüksek hız, en uzun süreli paraşüt atlayışı rekorlarını kırmıştır. Kittinger'ın atlayışının Soğuk Savaş ile bağlantısı çok büyüktür. O dönemlerde uzaya çıkmak için iki blok arasında yoğun bir mücadele vardı. Kittinger'ın atlayışı, atmosfer hakkında daha fazla bilgi elde edilmesini sağlamıştır. Her ne kadar bu denemeyi ABD yapmış olsa da, atlayıştan sadece bir yıl sonra uzaya ilk insanı (Yuri Gagarin) SSCB çıkarmıştır. Atlayıştan 9 yıl sonra ise ABD, Ay'a insan göndermiştir.
Kittinger'ın rekorları 2012 yılında Felix Baumgartner tarafından kırılmıştır. Felix'in atlayışı YouTube'dan canlı verilmiştir. Atlayış anını 8 milyon kişi canlı izlemiş, YouTube üzerinde en fazla kişinin izlediği canlı yayın olarak tarihe geçmiştir. Atlayış konusunda Felix'e en büyük yardımı Kittinger yapmıştır. Ancak en uzun süre serbest düşüş rekoru hâlen Kittinger'ın elinde bulunmaktadır.

Videosu mükemmeldir, sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

[YOUTUBE]player_embedded&v=lrBZeWjGjl8[/YOUTUBE]

İran İslam Devrimi



İran İslam Devrimi, 1979 yılında İran'ın Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki bir anayasal monarşiden, Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde İslam hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan şeriat cumhuriyeti kurulmasına dönüşen hareketin adıdır.
Bu devrimle ABD, Ortadoğu'daki müttefikini kaybetmiştir. Devrim sonrası İran, Fransa'ya dolayısı ile Avrupa'ya yakın bir anlayışa dönüşmüş ABD'den uzaklaştığı sanılmış ancak devrimden sadece bir yıl sonra bu anlayışın temelli yanlış olduğu kesinlik kazanmıştır. Devrimden önce politik ve askeri anlamda Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi, aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski devleti ve dünyanın en eski devletlerinden biri olan İran, uluslararası arenada giderek güç kaybetmiş ve terörü destekleyen ülkeler arasında yer almıştır. Terör devletine dönüşeceği ABD büyükelçiliği baskını ve 444 günlük rehine krizi döneminden belli olan İslam cumhuriyeti terör olaylarını vatandaşlarından da esirgemeyip çeşitli dönemlerde muhaliflerini göstermelik mahkemeler yerine yetiştirdiği teröristlerce öldürmüştür.
Bu devrim sonrası dış politikası tamamen değişen İran yüzünden, 8 yıl sürecek olan İran-Irak savaşı başlamış, binlerce insan boş yere ölmüştür. Çok bilinen Halepçe Katliamı da bu savaş esnasında yapılmıştır. Suudiler'in ABD yanlısı politika izlemeleri, Sünni-Şii çatışması ve İsrail'e kaybedilen savaşlar yüzünden Arap devletleri daha da çok bölünmüştür.

Berlin Duvarı'nın Yıkılması



Berlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya'ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin'de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvardır.
1961 yılında Berlin Duvarı'nın yerine önce sadece basit bir tel örgü çekildi. Daha sonra bu örgünün yerine adı kapitalist batıda "Utanç Duvarı" olarak da bilinen Berlin Duvarı inşa edildi ve bu tel örgü duvarın üstünde yeniden yeraldı. Doğu ve Batı Berlin'in arasındaki bu duvar, aslında biri 3,5 digeri 4,5 metrelik iki çelik parçadan oluşuyordu. Doğu tarafına bakan duvar kaçmaya yeltenecek insanların kolay görünmesi için beyaza boyanmıştı. Buna karşılık Batı Almanya'ya bakan taraf ise grafitti ve çizimlerle doluydu. Doğu kısmında duvar boyunca yerde çelik kapanlar ve mayın tarlaları bulunuyordu, 186 yüksek gözetleme kulesi ve yüzlerce lamba konmuştu. Doğu tarafında motorsikletli ve yaya polisler ve köpekler de kontrol halindeydi. Duvar boyunca 25 karayolu, demiryolu ve suyolu sınır kapısı yeralıyordu. Tüm bu kontrol ve gözetlemelere rağmen, yaklaşık 5 bin kişi tüneller, evde yaptıkları balonlar ve bunun gibi yollarla, Doğu'dan Batı'ya kaçmayı başardı.
Ancak herkes kaçmayı başaramamıştır. Doğu'dan Batı'ya kaçmak isterken yaşamını yitiren ilk kişinin Ida Siekmann bilinmektedir. 24 Ağustos 1961'de ise ilk kez silah gücüyle, 24 yaşındaki Günter Litfin'in Spree nehri üzerinden kaçışı ölümcül olarak engellendi. Sınır nöbetçilerin mermileriyle yaşamını yitiren son kişi ise, duvarın yıkılmasından 9 ay kadar önce 6 Şubat 1989'te kaçmaya çalışan Chris Gueffroy oldu. Berlin duvarını aşmak isterken can verenlerin sayısı hala kesin olarak bilinmemekle birlikte, en az 86 en fazla ise 238 kişi olduğu tahmin edilmektedir.
1989 yılı başlarında Alman Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti, isteyen Doğu Almanya vatandaşlarının Sovyetler Birliği dahilindeki diğer Doğu Bloğu ülkelerine geçiş yapabilmesine izin verdi. Bu iznin çıkmasıyla beraber binlerce Doğu Alman vatandaşı Polonya, Çekoslavakya, Macaristan, Yugoslavya gibi ülkelerin başkentlerine akın etti ve buralarda bulunan Amerikan, İngiliz, Fransız büyükelçiliklerine sığındı. Daha sonra da bu sığınmacılar özel trenlerle Doğu Bloğu dışındaki ülkelere kaçmaya başladılar. Kaçışın bu kadar yoğun olduğu bir durumda Dogu Almanya Hükümeti duruma bir çözüm bulmak için toplandı. Burada yaşayan insanlar artık bu şekilde zaten Doğu Almanya'dan çıkabildiklerine göre duvarın bir anlamı kalmamıştı. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı'ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar duvarın üzerinde buluştular. İnsan seli bir saat içinde yüz binlere ulaştı. Duvarın yıkımına resmi olarak 13 Haziran 1990'da, daha önce de burada adı geçen Bernauer Straße'de 300 Doğu Alman sınır askeri tarafından başlandı.
Berlin Duvarı'nın yıkılışı, iki kutuplu dünyanın hayatlarını daralttığı insanların özgürlük hislerini uyandırmış. Sovyetler Birliğini'nın dağılmasını hızlandırmıştır.

[YOUTUBE]zmRPP2WXX0U[/YOUTUBE]

Roswell Olayı



8 Temmuz 1947 yılında New Mexico eyaletinin Roswell kasabası yakınlarında, ABD'nin Idaho Eyaleti'nde orman servisi için kurtarış pilotluğu yapan Kenneth Arnold'un, 25 Haziran'da kayıp bir uçağı Washington'daki Cascade Dağları üzerinde aramaya çıkışının ve tahminlere göre, 4 m. yükseklikte saatte 120000 mil hızla giden dokuz tane disk şeklinde uçan daireler gördüğünü iddia edişinin iki hafta sonrasında bir "uzay gemisi" ele geçirildiği duyuldu.
Ancak ertesi gün ABD Ordusu bu haberi yalanlayarak bunun bir meteoroloji balonu olduğunu iddia etti. Roswell Olayı en büyük muammalardan biridir. Komplo teorisi olduğunu düşünenler kadar, gerçek olduğunu düşünenler de vardır. Birçok Amerikalı yetkili olayın gerçek olduğunu iddia etmektedir. Meşhur 51. Bölge bu olayın ardından öneme sahip olmuş ve teknolojiler orada geliştirilmiştir.
Roswell Olayı'nı, Soğuk Savaş esnasında ABD'nin dikkat çekmek için yaptığını söyleyenler hayli fazladır. Olayın olduğu dönemde Roswell Kasabası'nda yaşayan yaşlı insanlardan bazıları düşen şeyin balonlu bir casus uçağı olduğunu söylerken, bazıları da daire şeklinde parlak bir cisim olduğunu belirtmişlerdir.

[YOUTUBE]8iGHTtw-I84[/YOUTUBE]

1918 Grip Salgını



İspanyol gribi olarak da bilinen 1918 Grip Salgını, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. Salgın, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %5'i) ölümüne sebep olarak, Kara Veba'dan sonra insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur. Salgının bir özelliği, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır. Salgın Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış, hatta kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken olmuştur.
Bu salgına "İspanyol" gribi denmesinin sebebi, dünyada Birinci Dünya Savaşı sürerken kamuoyundan yeni bir hastalık salgınının saklanmasına rağmen, salgının ilk olarak İspanya kamuoyunda tartışılmaya başlamasıdır.
Salgına neden olan hastalık ilk kez 11 Mart 1918'de ABD'nin New Meksico eyaletinde tespit edilmiştir. Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Hindistan'da 17 milyon kişi, yani ülke nüfusunun %5'i bu hastalıktan ölmüştür. ABD'de nüfusun yaklaşık %28'i hastalığa yakalanmış ve 500,000 ila 675,000 kişi hayatını kaybetmiştir. Britanya'da 250,000, Fransa'da 400,000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Fiji Adaları'nda nüfusun %14'ü iki haftalık bir süre içinde salgından ölmüştür.
Amerika'da salgın yüzünden ölen insan sayısı, Amerika'nın Birinci Dünya Savaşı'nda kaybettiği asker sayısından fazladır. Hastalığa sahip bir kişinin aksırarak, kendisinden 15 metre ötede olan birine bile hastalığı bulaştırabiliyordu. Bu yüzden salgının yayılması bu kadar kolay olmuştur.

[YOUTUBE]rbYwNOcKqqc[/YOUTUBE]

III. Köle Savaşı



Üçüncü Köle Savaşı (MÖ 73-71), Roma Cumhuriyeti'ne karşı başarısız olmuş en önemli, en büyük ve son gerçekleşen köle ayaklanmasıdır.
Üçüncü Köle Savaşı'nı diğer köle ayaklanmalarından ayıran özellik, kölelerin kurduğu silahlı birliklerin ilk kez İtalya'nın merkezinde bulunan bölgeleri ve özellikle Roma şehrini doğrudan tehdit etmesidir. MÖ 73-71 yılları arasında köle ordularının arka arkaya çok sayıda Roma birliğini yenmesi Romalı yöneticileri çok tedirgin etmiştir. Ayaklanma en sonunda Marcus Licinius Crassus idaresindeki çok sayıda ordunun ortak harekâtıyla bastırılabilmiştir. Ayaklanmanın Roma tarihine uzun vadeli etkileri olmuştur.
İlk başta çok dar bir kadronun merkezinde bulunduğu köleler silahlı birliklerin yanı sıra kadınlar ve çocukların da dahil olduğu 120 bin kişilik bir kafileye dönüşürler. İtalya'da başıboş gezen ve üzerine gönderilen birlikleri alt etmeyi başaran kölelerin başında Spartaküs başta olmak üzere çok sayıda komutan bulunur. Eli silah tutan köleler ve özellikle gladyatörler eğitimli Roma lejyonlarına bile boyun eğdirmişlerdir.
Köle ordusunun arka arkaya gelen zaferlerinin ardından Roma Senatosu sekiz lejyonu Crassus'un etkili ve disiplinli yönetimine vererek çözüm arar. Savaş Spartaküs komutasındaki köle ordusunun Gnaeus Pompeius Magnus ve Marcus Terentius Varro Lucullus komutalarındaki diğer ordular tarafından kuşatıldıklarını anlamaları üzerine Crassus'un birliklerine doğrudan saldırmalarının ardından tamamen imha edilmeleriyle sona erecektir.
Üçüncü Köle Savaşı Pompey ve Crassus'un siyasi hayatları için de dönüm noktası olmuştur. İki general de bu ayaklanmayı bastırmada gösterdikleri başarıyı siyasi kariyerlerinde kullanmışlardır. Buradan hareketle şekillenen Roma kurumsal yapısı cumhuriyetin imparatorluğa dönüşmesinde belirleyici olmuştur.
Bu savaşın sonunda Sezar, Crassus ve Pompey, Birinci Triviumvirlik'i kurarlar. Daha sonra Sezar bu iki isim arasından sıyrılır ve Roma Cumhuriyeti'ni bir imparatorluk haline getirir. Ayaklanmanın Roma toplumunda kölelere ve kölelik kavramına dair etkilerinin ne düzeyde olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Ayaklanmadan korkuya kapılan Romalıların kölelerine daha iyi davrandıkları iddia edilmektedir. Latifundia olarak bilinen büyük çiftlik sahipleri artık köle emeğinden çok özgür köylüleri ortakçı olarak istihdam etmeye yönelirler. 2000 yıldan fazla süre geçmesine rağmen isyana öncülük eden Spartaküs'ün hâlen özgürlük için yapılan eylemlerde ilk önce söylenir.

Chicxulub Meteoru



Chicxulub Meteoru 65 milyon yıl önce dünyaya çarpmış bir meteordur. Dinozorların soyunun sonunu getirmesi ile ünlüdür. Bu göktaşı Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış çarpma anında 200.000 km³ madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. İlk vuruşun etkisiyle milyonlarca toprak kaya parçası uzaya, atmosferin kilometrelerce yukarısana kadar çıkmış ardından tekrar geri düşerek büyük bir tahribata sebebiyet vermiştir. Bu çarpma sonucu ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, bitkilerin yıkımına sebebiyet vermiş, tüm ekolojik sistem çökmüştür. Bunun sonucunda da canlı türlerinin %95'i yok olmuş, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Bu meteorun gücünün, şu an dünyada bulunan tüm nükleer silahların gücünden 100.000 kattan daha fazla olduğu söylenmektedir.


Krakatau Yanardağı



Karakatau Yanardağı, günümüzde sadece yarısı olan Karakatau Adası'nda bulunan bir yanardağdır. 1883 yılında beklenmedik bir şekilde faaliyete geçerek yüzlerce nükleer bombanın yaratacağı bir güçle patlamıştır. Patlama sonucu adanın yarısı yok olmuş, 30 metre yüksekliğinde dev tsunamiler oluşmuştur. Oluşan bu tsunamiler Karakatau Adası'nın kalan kısmını (13 kilometrekare) tamamı ile yutmuştur. Patlama yüzünden 35.000 kişi yaşamını yitirmiştir.
Bu patlama sonrasında, volkanik partiküllerin oluşturduğu dev bulutlar 80 kilometre yukarıya kadar çıkmış, bu bölgeyi yıllarca karanlıkta bırakmış, dünyanın ortalama ısısını iki derece düşürmüş, patlama esnasında oluşan şok dalgası dünyayı yedi defa dolaşmış, Avrupa'da kıtlığa neden olmuştur. Yanardağın patlama sesi insanoğlu tarafından kaydedilen en yüksek sestir. Örnek olarak; eğer yanardağ Londra'da patlamış olsaydı, sesini Ankara'dan duyabilirdiniz. Ayrıca dünya üzerinde patlatılmış en güçlü nükleer bomba olan Çar Bombası'ndan 3 kat daha güçlü bir patlamaya sebep olmuştur.

Büyük Çin Kıtlığı



1958-1961 yılları arasında sürmüş, dünyanın en büyük kıtlıklarından biridir. Çoğu kaynakta tarihin en kötü 10 olayı içinde yer almaktadır.
Dünya'yı Soğuk Savaş'ın buz gibi rüzgarı esir aldığı yıllarda, Çin'in başında yer alan Mao Zedong ülkesini hızlıca güçlendirmek istemiş, Büyük Atılım isimli bir proje geliştirmiş, ancak projenin başarısızlığı milyonlarca insanın ölmesine neden olmuştur. Kıtlığın sebeplerinin başında Büyük Serçe Kampanyası gelmektedir. Araştırmalar serçelerin tohumları yiyerek, tahıl oranının düşmesine neden olduğu sonucunu çıkarmıştır. Bunun üzerine Mao, ülkedeki tüm serçelerin öldürülmesi için bir genelge yayınlamıştır. Bunun sonucunda 8 milyon serçe öldürülmüş, ancak kuşların ölmesi, böceklerin orantısız şekilde çoğalmasına neden olmuştur. Ortaya çıkan devasa çekirge sürüleri tarlaları mahvetmiş, hava koşullarının da kötü olması kıtlığı kaçınılmaz kılmıştır.
Kıtlık döneminde, insanlar yiyecek bir şey bulamadıklarından varsa kendi hayvanlarını, sonra sokaktaki havanları, ağaçları, bitkileri ve son çare olarak da insanları yemeye başlamıştır. İlk etapta mezarları kazmaya başlamışlar ve tamamen çürümemiş bedenleri hedef almışlardır. Bir sonraki aşamada ise öncelikle savunmasız durumda olan çocuklar kurban olmuştur, ki bu çocuklar genelde komşu veya ailesi halihazırda ölmüş insanların çocuklarıdır. Bazı kişilerin kendi ailelerinden kişilere de meylettiği de yazılı kaynaklarda geçmektedir.
Bu büyük kıtlığın sonucunda resmi devlet verilerinde 15 milyon olarak geçse de, çoğu uzmanın görüşüne 45 milyon insan açlıktan ölmüştür. Bu rakam o dönemli Çin nüfusunun %5'ine denk gelmektedir.

Büyük Çin Kıtlığı, Büyük Atılım Projesi'nin bir işe yaramayacağını kanıtlamış ve Mao'nun görevi bırakmasına sebep olmuştur. Çin'deki bu yönetim değişikliği Soğuk savaşı etkilemiş, blokların arası az da olsa yumuşamıştır.

Tunguska Olayı



Tunguska olayı, 30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır.
Patlama 10-15 bin tonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyruklu yıldız parçasının ya da meteorun yere çarpması olduğu sanılmaktadır. Cismin atmosfere yaklaşık 100.000 km/sa hızla girdiği ve ağırlığının 100.000 ile 1.000.000 ton arasında olduğu varsayılmaktadır.
Patlama bölgesi ilk olarak Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik tarafından 1927-1930 yılları arasında incelendi. Olayı uzaktan gözleyenler önce bir ateş topu gördüklerini ve ardından yer sarsıntısıyla birlikte, güçlü sıcak rüzgarların oluştuğunu söylediler. Avrupa'daki sismograflar, patlamanın neden olduğu sismik dalgaları saptadılar. Patlamanın alevleri yaklaşık 800 km uzaktan görülmüştü. Cisim atmosferde buharlaştığından çevreye çeşitli gazlar yayılmış ve olaydan belli bir süre sonra bile Sibirya ve Avrupa'da geceleri gökyüzünün parlak bir renk almasına neden olmuştur.

Tunguska Olayı'na neyin neden olduğu halen bilim çevrelerince tartışılmaktadır. Çoğu uzmanın görüşüne göre patlamaya sebep olan şey, bir kuyruklu yıldızdan kopan bir parçadır. Parça büyük oranda buz kütlesinden oluştuğu için, patlamanın ertesinde geriye bir şey kalmamıştır. Patlama yaklaşık 200 kilometrekarelik bir alanı etkilemiş, 80 milyon ağaç anında kül olmuştur. Bir şehir efsanesine göre, o sıralar elektriği kablosuz iletmenin yollarını arayan Nikola Tesla hedefi şaşırarak bu patlamaya sebep olmuştur. Patlama sonucu ortaya çıkan ışık sayesinde Avrupa'nın birçok şehrinde geceler, öğle vakti gibi aydınlık görünmüştür. Anlatılanlara göre, Londra'da insanlar geceleri ışığı açmadan kitap okuyabilmiştir.

Toba Faciası

70.000 yıl önce Endonezya'da yerinde şimdi Toba Gölü olan, Toba Volkanı aniden patlamıştır. Ancak bu patlama, insan gözünün daha önce görmediği türden bir patlamadır.
Patlama sonucunda atmosfere milyarlarca ton sülfirik asit yayılmış, yanardağdan çıkar partiküllen tüm dünyaya yayılmıştır. Patlama bölgesinden binlerce kilometre uzakta olan Hindistan'da bile 15 cm kalınlığında kül tabakası oluşmuştur. İlk etkilerde dünyanın ortalama ısısı 9 derece artmış, ancak atmosfere yayılan partiküller güneş ışınlarını engellemiş ve dünya 10 yıllık bir buzul çağına girmiştir. Bu buzul çağı esnasında dünyanın ortalama ısısı -10 ve -30 derece arasında seyretmiştir.

Günümüz ikliminin oluşmasında bu patlamanın etkisi büyüktür. Ancak bu patlamayı özel kılan şey, insan ırkını yıkımın eşiğine getirmesidir. Patlama esnasında atmış milyon olan insan nüfusu, iki bine kadar düşmüş, evrimsel döngüde tıkanıklık meydana gelmiştir. İnsan ırkını "nesli tükenme tehlikesi altında bulunan canlı" statüsüne indiren tek olaydır.
 
Dünya'nın yakın tarihine dair en önemli olaylardan onunu ele almışsın, çok da iyi yapmışsın. Açtığın hemen her konuda olduğu gibi sıkılmadan tamamını okudum, bu tarz konularının devamının gelmesi dileğiyle :).
 
paylaşım için teşekkürler smoker... gerçekten çok güzeldi.. 10 olayın 3 nükleer ile ilgili olması dikkat çekici...
 
Listedekilerin çoğunu bilmiyordum, iyi oldu. Çok beğendim konuyu, eline sağlık. Teşekkürler.^^
Bilmediklerimin içinden Çar Bombası'na cidden şaşırdım.

''Japonya'ya atılan nükleer bombalardan 6500 kat daha kuvvetlidir. Patlamasının sesi, patlama bölgesinden 1000 km ötedeki Finlandiya'dan duyulduğu söylenmiş, patlama esnasında çıkan şok dalgası dünyayı üç kez dolaşmış, Discovery Channel'da anlatılana göre patlamanın etkisiyle ortaya çıkan ışığın 900 km uzaktan bile bir insanın retinasında hasar bırakabileceği açıklanmıştır.''

Bu bombanın sonuçları nasıl olurdu kim bilir..
Listeye Franz Ferdinand'ın suikasti de eklenebilir gibi..
 
Eline sağlık.

Budist rahiplerin gerçektende maneviyatı imrenilecek seviyede.

Beni en çok etkileyen ise Çar Bombasıdır. Bundan 50 sene önce bir şehri kolayca silebilecek bomba. İnsan aklının kötüye kullanıldığında ne kadar iğrenç işler başarabileceğinin bi simgesi...

Edit:
Sarı kısım bombanın etkisinden fiziksel olarak zarar görecek kısım.
Kırmızı kısım radyasyonel etki görecek kısım

 
Listedekilerin çoğunu bilmiyordum, iyi oldu. Çok beğendim konuyu, eline sağlık. Teşekkürler.^^
Bilmediklerimin içinden Çar Bombası'na cidden şaşırdım.

''Japonya'ya atılan nükleer bombalardan 6500 kat daha kuvvetlidir. Patlamasının sesi, patlama bölgesinden 1000 km ötedeki Finlandiya'dan duyulduğu söylenmiş, patlama esnasında çıkan şok dalgası dünyayı üç kez dolaşmış, Discovery Channel'da anlatılana göre patlamanın etkisiyle ortaya çıkan ışığın 900 km uzaktan bile bir insanın retinasında hasar bırakabileceği açıklanmıştır.''

Bu bombanın sonuçları nasıl olurdu kim bilir..
Listeye Franz Ferdinand'ın suikasti de eklenebilir gibi..
1. dünya savaşının başlangıcında verilen kurban.. cidden önemli sonuçlar ortaya çıkarmış...
 
Eline sağlık Smoker. Çar bombası cidden neymiş öyle bombayı atmayı bırak yapmayı düşünmek bile diğer devletlerin sana savaş açması için başlı başına bir sebep.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık