Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Dünya Edebiyatı ve Tarihinde Kadının Yeri

Her şeyden önce, konu sözümü unutmadım. Yani Sümer ve Mezapotamyada adalet üstüne kaynaklarımı toplamaya devam ediyorum. Haftalar önceden çıkardığım eskiz, hem eksik kaynaklı idi, hem de çok dolambaçlı olduğundan asla toparlanamayacak bir cehennemdi. O başlığı ankete koyduğuma pişmanım. Gene de yazdım ve yazdığım şey beni memnun etmedi. Ama konunun içinden bunu ve yaratıcı tanrının öldürülmesi gibi başlıkları da çıkardım. Gene de o yazım için biraz bekleteceğim.

Bunun dışında yan tarafta da sidik yarıştırmak için de blog açma kararı aldım. Küçük veledlere cevabımı oralarda vereceğim. Orası için yazılar yazıyorum, bu da biraz gecikmeye sebebiyet verebilir. Zaten bu yazıların asıl sebebi, ne kadar hızlı kaynak tarayıp ne kadar kısa yazabileceğim olduğundan bu gecikmeleri çok sorun etmiyorum. BDSM üstüne felsefi bir tez için hocalarımı ikna etmem lazım.

Şimdi bu örnekte tanrısal figürleri sonradan işlemenin, ve Bereket tanrıçaları konseptini sonradan ele almanın daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Gerek innanna, gerek afrodit, gerek demeter, yaşadıkları kültür ile birlikte derinlemesine analiz edilmesi gereken figürlerdir. Baktığımızda onları nasıl tanımlayacağımızı bile anlamakte güçlük çekiyorum. Özellikle konu sümerler ve onların anlatımları olunca, olay ciddi bir esoterikliğe geçiyor.

Bu şekilde bir açıklama yaptıktan sonra, Yolculuğa Hıristiyanlık ve pagan hikayeleri üstünden devam etmek en iyisi olacaktır.

Bu dönemin eserlerinde 3 tip kadından bahsedilebilir. Bu karakter tipleri ise Önemsiz, Önemli ve Kilit kadın karakterleri”dir.
Önemsiz: Bu kadın figürleri, eserde hikaye akışı sağlansın diye basit fonksyonları yerine getirirler. Bu anonim figürlerin varlıkları, orta çağ döneminin meşrulaştırdığı bir sıradanlık vasfı üstünden kabül görürler, Yüzsüz ve isimsizdirler. Kahramana hasta yatağında çorba getiren rahibe, onu iyileştiren ebe, ona kılıç yapan demircinin kızı bu noktada olmakla birlikte, bu nokta taktir edersiniz ki erkeklerle de paylaşıldığı için, üstünde durulmasının gereksiz olacağı bir noktadır.

Önemli kadınlar: Bu arkadaşlar, kişilik gösterirler. Hepsinin kendine özgü bir kişiliği, zevkleri, korkuları ve isimleri var. Son kısım yalandır, çünkü yüzde 90 ının ismi Eleine, veya onun başka şekilde yazılıp aynı şekilde okunan halleri. Bu noktada ciddi bir meta döndüğü düşüncesindeyim. Eleine ismi etimolojik olarak Helen kelimesinin çağlar içinde kültürlere yayılması sonucu oluşmuştur. Önemli bir kültürel hikayenin ana kadın figürü, tabii ki de çağlar boyunca bu varyasyonda taklit edilecektir.

Bu arkadaşlar genelde önemli erkeklerin anneleri, dulları, kızları, kardeşleri veya kendi başına önem kazanmış şifacılar, bilge kadınlar ve büyücüler. Genelde bu kadınlarda büyü olduğundan, ya da olma ihtimali olduğundan bahsedilir. Mesela bazılarına örnek verecek olursak, Amide(Eleine isminin varyasyonu), Percival’in kız kardeşi, Kutsal kase görevlerinin tamamlanmasındaki kilit isim; Beauvivante, Sir La Cote Mal Taile’nin provakatörü; La Beale Isoud, Cornwall kraliçesi ve Sir Tristan’ın aşığı; Brangwine, La Beale Isoud’un hizmetçisi; Eleine of Carbonek; Galahad’ın annesi, Lancelot’un aşıklarından; Eleine of Astonat, Lancelot’un aşkından ölen bir kız; Dame Lynette, Muazzam Manüplasyon yeteneklerine sahip olup, Sir Beumains’i ilk görevine yollayan femme fatale.

Kilit isimler: Bu isimler ciddi manada hikayelere yön veren, amaç ya da sonuçta bulunan, ciddi manada aksyonları ile herkesi ittirebilen, net hedefler ve karakterlere sahip isimler.
Bu isimler arasında Deidre, Medea, Branwen, Kraliçe Guinever, Kraliçe Magawse, Kraliçe Morgan Le Fay, Gölün hanımı Vivienne, Gölün hanımı Nimueh, Azize Martha, Medb gibi isimler yer alıyor.


Saray Aktiviteleri, ve şifa.

Malesef ki, hikayelerin çoğunluğunda, kilit roller bile sınırlı görevlere sahipler. Yanlış anlaşılma olmasın, karakter derinliği erkekler kadar, hatta daha fazla olsa bile, kadına biçilmiş olan görev, bu konuda kadının rolünü ister istemez sınırlıyor. Genel itibari ile hikayeler, erkeklerin canavarları katletmesi, erkeklerin kavga etmesi, ve erkeklerin macereya atılması üstüne yoğunlaşırken, bir kaç cesur eser dışında kadının rolü, iyileştirme ve sarayda güç olma üstünedir. Bu konuda şöyle bir ayrım yapayım, aslında 10.yy a kadar olan efsanelerde, genç krallar maceraya atılırlarken, genç kraliçeler ve prensesler, krallığı adalet içinde yönetirlerdi. kötü kadın karakterler dışında var olan tüm önemli ve kilit kadın karakterler, güçlerini bilgece kullanırlardı. Kraliçe Guaniwere aynı zamanda aşk birliğinin lideri idi, kendisi arthur döneminde soylu aşkını, şiirlerini, sanatlarını ve turnuvalarını reforme etmiştir, hatta gayrimeşru bir nasıl flört edilir yasası çıkarmışlığı bile vardır. Onun döneminde şovalyeler aşkı ve tutkuyu tanımışlardır. aynı şekilde dul karakterlergüçlerini asla birlikte oldukları karakterlere borçlu değillerdir. Genelde dul karakterler kendilerini kiliseye kapatılar, veya başkası ile evlenirler. eğer ki eski bir hikayede bekar ve kraliçe bir dul görürseniz, onun süper güçlü bir karakter olduğunu bilin.

Kadının, bu çağda 3 standart rolü olduğunu da eklemek gerekir. Bunlar, anne, eş, duldur.- bunları açıklamaya gerek görmüyorum- 3’ü de hikayede az farklılık dışında benzer fonksyonlara sahiptir.
Genelde eş figürü yardımcı iken, dul figürü bir iktidar, fethedilmesi gereken rolünü üstlenir. Anne rolü ise, oğlunu sınayan, hatta köstek olan bir figürdür. Sosyoloji çalışsaydım, bunun tee kronos ve tiamatı öldüren çocuktan türeyen bir, özgür olmak için doğduğun yeri katlet, iktidar ol arketipine bir gönderme olduğunu var sayı 300 sayfalık bir yazı yazardım, sosyolojicilerin elinizde harika bir konu var.
Bunun dışında, varis olan kız vardır ki, bunu 3 arketip arasındaki 4. bir arketipten çok, ilk 3 arketipin ön adımları arasında sayıyorum.

Eğer ki bir babanın,hele ki solyu ise çok daha büyük bir önem taşır bu olay, erkek çocuğu yoksa, ve kızı varisi ise, bu arketip oluşur. genelde böyle bir durum olduğu zaman, babasının üstündeki derebeyi, ona layık bir kişi karşısına çıkana kadar onun mülküne ve kızına bakar. Ve genelde kızın giderleri gelirlerinden daha aşşağıda olduğu için, kıza layık bir adamı da bulmak istemezler! Bu yüzden bu durumlarda, biz bu kişi için karakter değil de, ödül kelimesini daha doğru buluyoruz.

Dullara gelince, bir kişi çocuğu yoksa, dulu olacak kadına mülklerini verir, ve derebeyin dulun evlenip evlenmeyeceğine karışmaya hakkı yoktur. Dul figürleri, güçlü kadın figürleridir. bu kadınlar, adamı ve hatta kadını sir ilan etme hakkına sahiptirler!

Bir de aşık olan kadın rolü var ki, onu da arketiplere bir yancı olarak görüyorum. Aşık figürü her zaman aşık olduğu genç şovalyeye yardım eder, genelde kontrol eden ve feda edendir, ama tabii ki Fine Amor sınırlıdır.

Dini figürler olarak kadınlar.


Ben bu figürleri kadın başlığı altında incelemek istemesem de, incelemeliyim. İncelemeyi istememe sebebim, bu durumun cinsiyetten bağımsız bir güç yaratması. Kadın, bir kraldan daha yüce bir güce hizmet ettiği için, duruma göre onlardan güçlü olabilir.
Tarihsel olarak, bu enstitülerin kadın liderlerine şu yararları verdiği gözlemlenebilir;
Dini kadınların çekilebilecekleri bir ibadet alanı
evlilik yaşı gelene kadar yetim kızlara bakan bir yer
dullar için ve şiddet gören kadınlar için bir sığınma yeri
yerleşkelerini kaybetmiş kadınlar için sığınma yeri
kadınlar için eğitim ve bakım
gezginler için barınak, aş evi, hastahane olması.
Tabii veren Allah Aynı zamanda alır da, bu kilislerin aracılığı ile çoğu dul, savaşmadan devrilip, buralara postalanmıştır. Lanet olsun her şeyin şeytani işlre alet edilmesine!

Dini yaşam

Rahibeler de, rahiplerle aynı alanda yaşar, ancak birbirlerinden bağımsızlarıdr, buna çifte minare(Double Monastery) denir, ve evet çeviremeyecek kadar uykuluyum.
Kilise mevzusuna daha sonra geleceğim, burada çok önemli, kayıp kiliselerden bahsetmek gereklidir. Ama bazı hristiyanlık anlayışında, kilisenin sahibi bir rahibe olmak zorunda değil, bazı durumlarda kiliseler babadan oğula, anneden kıza geçebiliyor.

Bu kiliselerden en ünlüsü ise Salisbury düzlüğünde, Stone hange’e 5 dakika mesafede( Ki bu kilise İsa’ya eğitim vermiş druidlerce inşa edildiğinden şaşırılmamalıdır.) bulunan Amesbury kilisesidir. Kilise Aurelius Ambrosius tarafından kurulmuştur, Morrigan burada okuma yazma öğrenmiştir, Kraliçe Yggraine Buraya çekilmiştir( Sebebi, itlik yapan Merlindir! Evet arkadaşlar, dizideki gibi Utherı öldürüyor, ama diziden farkı, red wedding çekiyor, sebepsiz yere kutlamadaki herkesi zehirliyor ve kaçıyor! Incibus Cambionu eşşek sıpası)

Tabii bağımsız olsalar da, Bu kiliseler Asıl baş kiliseye bağlılık bildirir, Kurallarını takip ederler, ve misafirleri bir pozisyona sahip olmasa bile uymak zorundadırlar.
İçeriye girecek olan ve kalacak olan kişiler, Seviyeleri gereği bir yemin etmek zorundalar, fakat bu yemin çıkmak isteyinceye kadardır, kalıcı bir bağlılığı yoktur- Bu da yalan, üst seviyeden birisi isen, çıkamazsın, çok zor, papadan izin alınmalı falan filan
16 yaşına giren kızlar 1 sene boyunca yardımcı olarak hizmet ederler Bunlara Çömez derler
kendini kanıtlamış Çömezlere Kabul edilmişler derler, iki sene hizmet ederler, Rahibe olabilecek olanlar ise, yeminlerini tekrar ederler, bu yeminler bağlayıcıdır ve de bozması çok zordur. Liderleri olan Kişi ise Abbess diye çağrılır ama Amyrlin makamı desek daha iyi olur, çünkü evet, Aes Sedailer gerçek dünyanın bu kısmınden esinlenilmişlerdir. Muazzam hahahaha.

Şimdi, Bizi asıl ilgilendiren kısımları, Geleneksel olmayan kadın karakterler. Hepiniz bunu görmek için geldiniz, bunu biliyorum, Ve inanırmısınız, aslında geleneksel diyebilecedğimiz kadar çok örnek var!

Şimdi gerçek karakterlerle başlamadan önce, onların da rollerini açıklayalım:
Fransızcada iki kelime vardır, bu kelimeler kadın savaşçılar ve Şövalyeler için kullanılır; chevalière ve chevaleresse. ilki aslında bir şövalyenin karısını gösterirken, ikincisi “Bir Sir’ün haklarına ve statüsüne sahip kadın.” manasına gelir.(Ayrıntılı bilgi için bakınız Menestrier, Şeref ve Şövalyelik üstüne yazıları olan bir 17. yy yazarı.) Şimdi, chevaleresse dövüşen kadın manasıne gelmez, bu kadınlar sir olsalar bile dövüşmek zorunda değiller, hatta bu konuda kötü de olabilirler.

Ama dövüşen kısımları da yok değildir.

Şimdi sizin için, Elias Ashmole’un The Institution, laws and ceremonies of the most noble Order of the Garter isimli eserinden bir alıntıyı çevirerek çekeceğim.(Bu noktada umarım ölmem- yazdığım saatler içinde olabildiğince çevirmeye çalışacağım.)
"… İşte size şövalyelerle eşit- hatta, daha da büyük- bir onur ve statü bahşedilmiş olan kadınlara bir örnek. Kendileri, onlara özel olarak oluşturulmuş olan Nacak birliğine üyelik ile ödüllendirilmiş olup, seramonileri bir erkeğinki ile eşit düzeyde hazırlanmıştır. Tekrar etmeliyiz ki, bu kadınlar tam zamanlı savaşçılar değilleridr, fakat orta çağın kadınlara bu şekilde davranabileceklerinin bir göstergesidir.
Bu örnek Aragon ilindeki tortosa kentinin soylu kadınlarının, Josef Micheli Marquez tarafından alınmış bir kayıdıdır, ki Marquez kadınları direkt Cavelleros yani Şovalye olarak çağırır, ki onlara Cavarellas(Kadın çekimli) dememek için bir sebep görmüyorum, ne da olsa Equtissae ve Militissea( Equites ve Milites kelimelerinin latince kadın çekimli halleri) şimdiya kadar Leydi ve Madam yeri için uygun görülen kelimelerdi, fakat şimdi bu sıfatlar tarafımızca unutulmuştur
Don Raymond, Barcelona’nın son Earl’ü(ki kendisi keşiş kral Ramiro’nun kızı ve tek varisi Petronilla ile evlenerek, prensliğini Aragon Krallığı ile birleştirdi.), 1149 yılında Tortosa kentini arapların elinden aldı, fakat 31 aralık gününde, araplar tarafından geri alınmak maksadı ile tekrar kuşatıldı. Savunması bir avuç askerden ibaret olan earl, teslim olmaktan başka bir çaresi olmadığını düşünüyordu. Bunu duyan kent kadınları, çocuklarının güvenliğini düşünerek ellerine aldıkları nacarlar ve giydikleri erkek kıyafetleri ile şanlı bir müchadeleye girişerek arapları kuşatmayı kaldırmaya zorladlar.

Earl ise, kendini bu büyük cesaret ve yüceliği ödüllendirmekle yükümlü hissettiğinden, bu kadınları bir kaç ayrıcalık ve hak ile mükelleflendirdi. ve bu anı halkın zihninde ölümsüz tutmak için, nacar örgütünü kurdu. Bu örgüt askeri bir örgüte benzemekle birlikte, içine sadece bu cesur kadınları ve onların soylarından gelen hanımları barındıracktı, ve de onlara kızıl renkte, üstü sivri, meşale şeklinde bir başlık verdi. Ve topluluk içinde bu kadınların erkeklerle aynı haklarda olduğunu bildirdi. Bu kadınlardan Vergi alınmayacağını, ve kocalarından geriye kalan tüm değerli müchfer ve eşyaların onlardan alınamayacağını buyurdu…"

Gördüğünüz üzere, bunun gibi olaylar aynen bu şekilde ödüllendiriliyor, tabii bu tarihsel olaylardan sadece bir tanesi. Diğerlerine bakacak olursak
Sİgelgaita: Sicilya krallığını kuran Nomandia prensi Robert Guiscard’ın Lombard prensesi olan eşi. Eşinin Muhaberelerine bir erkek gibi zırh kuşanarak eşlik etmiş, hatta hizmetkarlarını da bu şekilde tehçizadlandırmıştır. Kocası ve askerlerinin taktirini, sevgisini ve saygısını toplamış olsa da, Bizans imparatoru Constantine’in kızı ve tarihçi olan Anna Comnena onun için,“Canavar, kendi türünden nefret eden ve utanan birisi…” demiştir.
Aquataine’li Eleanor(Gene Eleine, çıldıracağım be!) (Hayır Aenor dan türediği için bu yanlıştır- Ancak aenor kelimesini araştırmam daha bitmedi!)Kendisi fransız kralının eşi idi, ve o da haçlı seferlerine eşlikçileri ile birlikte zırh giyerek gitmişti(Sigelgaita, haçlılara gitmedi ama olsun) Fakat bu sefer erkekler tarafından hor görüldü ve aşşağılandı, erkekler bunun yanlış olduğunu dile getirdi.
Britania Düşesi Constance: Kocası yakalınınca ve toprakları saldırıya uğrayınca, zırh kuşanıp Hennedont kentinin askerlerini yönetti. Kadınlara, rampalara daha hızlı taş taşımaları için eteklerini çıkarmalarını emretti, ve kuşatan fransız askerlerini şehirden gizlice çıkardığı askerler ile bizzat yönettiği süpriz saldırı ile def etti. Sonra kılıç kuşanıp Deniz savaşları yönetti ve… Ben bu kadının komutası altında yaşamak isterdim, tam bir sevgili metaryeli.
Jean D’arc: yani, anlatmama gerek yok, görüyorsunuz kendisini, gene fransızların şerefsizliğine denk gelmiş muhteşem bir insan, bu fransız erkeklerinde bir sorun var herhal.
Boadicea: Kocası ölünce ve Kızları tecavüz edilince, kocasının beylerini yönetmiş, ve Romayı titretmiştir. Ne yazık ki, zafer tanrıçamızın şanı kısa sürdü, gene de gönüllerin fatihisin.

Brazil ve Dahomey, Artemisia, Zenobia, Medb, Cartimandua, Aethelflaed, Mathilda of Tuscany, Jeanne of Montford, Christine de Pisan gibi daha yüzlerce isim sayabilirim, ama artık parmaklarım acıdı, hemen bazı kurgu karakterleri de ele alalım. Ama önce size tarihi kadın karakterlere bakmanız için ABCCLİO yayın evinin (Editör Bernerd A. Cook) derlemiş olduğu, çok ciltli Woman And War A Historical Encyclopedia from Antiquity to the Present adlı kitabı öneririm, yazacakarımın hepsi orada da var.

Edebiyatta olan Sıradışı kadınlar

9 değerli kadın( Çeviremedim ama 9 Worthies)
Jaques de Longuyon zamanında The nine worthies isminde bir eser yazmıştı. Eser, her biri bir Şerefi temsil eden 9 kralı anlatmaktaydı, Bu 9 kraldan 3’ü pagan(Hector, Julius Caesar, Büyük İskender), 3’ü yahudi(Joshua, Davut ve Judas Maccebeus) ve 3’ü de hristiyandı(Kral Arthur, Şarlman, Boillon’lu Godfrey). bu kahramanların her biri bir önemli özelliği ile diğer erkeklere ışık tutmaktaydı.

Daha sonraları Eustache Dechamps, bunların kadın versyonlarını yarattı, ancak bu manyak herif, kadınları maskülen erdemler üzerinden değerlendirip, kadınlara özgü görülen erdemleri hiçe sayarak, olayın tüm sembolizminin ve simetrisinin içine etti, diğerleri de aynısını yaparak sıvadılar. Zamanının en büyük kadın hakları temsilcisi Christine De Pisan bile, Citie des Dames adlı eserinde, bu kadınları liderlik ve askeri güç üzerinden irdelemiştir. Hatta bunları o kadınların politik zorunlulukları olması sebebi ile savunmuştur da. bu 9 kişi arasında

fetihleri ile olduğu kadar cinsel hayatı ile de bilinen, kendi oğlunu baştan çıkarmış asur kraliçesi Semiramis
Bekareti ve Romaya karşı olan mücadelesi ile bilinen Teuta kraliçesi Ilyyria( Ciddi diyeceğim, ben bu kardeşimizin Illyrioya bir esinlenme olduğuna inanıyorum)
En güçlü adamlardan olan, Pers kralı Cyrus’u katleden Thamyris kraliçesi Scytia
Vahşi yunan kahramanı Tydeus’un karısı, şehir yok etmiş Deipyle
Amazon Kraliçeleri, Hippolyta, Penthesilea,( Ki bu ikisi, erkekr versyonlarında bulunan hektorla benzer kaderi paylaşmışlardır, lol) Menalippe ve Antiope ve Marpesia ile Lampedo’dan birisi(Bu ikisi birlikte yönettiği için, ha biri ha diğeri diye gitmişler.)

Kraliçe Elizabeth’in şairi, Edmund Spencer’in yazmış olduğu ve tamamlayamadığı eseri The Faerie Queen, İçinde bekareti( Ve elizabeth’i) temsil eden Britomart gibi karakterlere de sahipti.
Ve böylece asla devam etmeyeceğim bir konu daha açtım, bu belki de sadece 10 da 1 i oldu. ama yaz vakti, her yerim yanmış, ayaklarım yaralı ve saatlerce aç karnına yüzdükten sonra bu konuyu burada(Şimdilik) bitiriyorum. Yazım yanlışım boldur, ben çok salak yazarım, o yüzden özür de ileteyim. Bununla birlikte, bu konu ile ileride yazacağım Kral katili güncesi temalı konumun ortak özelliği çok, inanır mısınız ki yukarda dediğim her şeyin var olma sebebi ile kral katili güncesinin yazım tekniği aynı şey? attım buraya pası, ileride gol de atarım.
 
Son düzenleme:
Ne yazmışsın be :D Kalleş Guinever'i keşke biraz açsaydın. Başka bir tanım kullanırdım ya neyse. Bunun yüzünden krallık yıkıldı.
Sadık Penelope"yi unutmuşsun. Edebiyat dünyasında çok önemli bir karakter.
 
Ellerine sağlık koç`um. Biraz dağınık ama güzel, verimli bir yazı olmuş. Şu bölümleri ayırırken, başlıkları atarken pontu büyütüp renklendirip ayrıştırıcı bir hale getirsene. Daha toplu durur.
 
Önceki yazilarina göre ağır bir yazı olmuş. Fazla bir şey anlayamadım,felsefi tartısma havasında yazilmis.
 
Önceki yazilarina göre ağır bir yazı olmuş. Fazla bir şey anlayamadım,felsefi tartısma havasında yazilmis.
Teşekkürler. Admin bey kızar diye böyle yaptık.
Ellerine sağlık koç`um. Biraz dağınık ama güzel, verimli bir yazı olmuş. Şu bölümleri ayırırken, başlıkları atarken pontu büyütüp renklendirip ayrıştırıcı bir hale getirsene. Daha toplu durur.
Ya maalesef öyle oldu. 3 konu açacaktım ya, o 3 konunun ortaklıklarını da buraya koydum, alelacele oldu. Kalın ettim ama büyütmedim, büyüklük bir allah'a bir de sana.
Ne yazmışsın be :D Kalleş Guinever'i keşke biraz açsaydın. Başka bir tanım kullanırdım ya neyse. Bunun yüzünden krallık yıkıldı.
Sadık Penelope"yi unutmuşsun. Edebiyat dünyasında çok önemli bir karakter.
Penalopeyi unuttuğumdan değil, ama şu yazının ortaçağa odaklanacağını dedim, o yüzden olabildiğince az kullanmaya çalıştım ortaçağ öncesi figürleri.
Bunun dışında Guinever, 80 yıllık Arthur döneminde az falsoya tutulmuş bir karakter. Lancelotla olan ilişkisi ise, biraz da nereden baktığına bakar. 514 senesinde evlendi arthur ile, ve 563 yılına kadar da sadık kaldı. Mordred, Tristan ve Lancelot ise 525-531 arası geldiler. Guinever 524-540 arası turnuma, etik, adab-ı muaşret konularında daha önce ispanyada benzerinin bulunduğu devrimler yaptı- kocası ise adalet ve yönetimde devrimler yaptı. Bunun dışında Arthur efsaneleri- hangi efsaneler.
ingiliz mi, fransız mı, welsh mi? bu da çok etkiler.
 
Ellerine sağlık. Bu kadar geniş ve derin bir konuyu olabildiğince konsantre hale getirip neredeyse sonuna kadar özetleyebilmişsin. Normalde bu başlığa 17 cilt yazılabilir.

İsim ve varyasyonlar konusundaki çıkarımına katılıyorum. Kadın isimlerinin, sözde narinlikleri ve "kutsiyetlerini" vurgulamak veya işaret etmek için ince sesliler ile yumuşak harflerden seçilen, fonetik açıdan kulak okşayıcı seslerden oluşturulması sinsice veya kanıksanmış bir metalaştırma olduğuna neredeyse şüphe yok.
Helen türevleri olduğuna dair iddian fazla kısıtlayıcı olsa da başlangıç için oldukça iyi bir seçim.



Konuda çoğunlukla Arthur efsanesindeki kadınlar üzerinde durman, bu aralar etkisinde olduğun çıkarımını yapmama neden oluyor. özellikle din ve kadın alt başlığında pagan mitolojileri ile tek tanrıcı dinleri incelemeni beklerdim. Paganizdem tek tanrıcılığa geçişte kadının edebi sayılacak efsaneler, söylenceler ile dini kıssalarda ve kutsal kitaplar ile metinlerde değişen rolü akıl almaz düzeyde denebilir. Hatta bir analoji yapacak olursam, kadınlar ve erkeklerin ruhsal enerjisi bir savaşa tutuşmuş da sonunda erkekler galip gelerek kadınlardan geçmişin intikamını alırcasına onları geri plana iterek küçültmüş ve sadece kontrolleri dahilinde, ağza al çalarcasına kutsiyet almalarına izin vermişlerdir. Bu değişimin, anaerkilliğiyle bildiğimiz Yahudi toplumundan çıkmış olması ise apayrı bir ve incelenmesi gereken bir ilginçlik.


Orta çağ kültürü ile pagan mitlerinden beslenen Fantastik edebiyat eserlerinde kadınların konumlarına biraz daha değinebilirdin. Konağında sancak diken Arwen'den, imparatorluk yöneten Daenerys'e ve çöllerde savaşan Aiel kadınlarına.

Onlarca alt başlığa ayrılabilecek çok geniş bir konu. Buraya yazılacak her şey eksik olur.
Ellerine sağlık, sana ilham vermeye devam edeceğim.
 
Ellerine sağlık. Bu kadar geniş ve derin bir konuyu olabildiğince konsantre hale getirip neredeyse sonuna kadar özetleyebilmişsin. Normalde bu başlığa 17 cilt yazılabilir.

İsim ve varyasyonlar konusundaki çıkarımına katılıyorum. Kadın isimlerinin, sözde narinlikleri ve "kutsiyetlerini" vurgulamak veya işaret etmek için ince sesliler ile yumuşak harflerden seçilen, fonetik açıdan kulak okşayıcı seslerden oluşturulması sinsice veya kanıksanmış bir metalaştırma olduğuna neredeyse şüphe yok.
Helen türevleri olduğuna dair iddian fazla kısıtlayıcı olsa da başlangıç için oldukça iyi bir seçim.



Konuda çoğunlukla Arthur efsanesindeki kadınlar üzerinde durman, bu aralar etkisinde olduğun çıkarımını yapmama neden oluyor. özellikle din ve kadın alt başlığında pagan mitolojileri ile tek tanrıcı dinleri incelemeni beklerdim. Paganizdem tek tanrıcılığa geçişte kadının edebi sayılacak efsaneler, söylenceler ile dini kıssalarda ve kutsal kitaplar ile metinlerde değişen rolü akıl almaz düzeyde denebilir. Hatta bir analoji yapacak olursam, kadınlar ve erkeklerin ruhsal enerjisi bir savaşa tutuşmuş da sonunda erkekler galip gelerek kadınlardan geçmişin intikamını alırcasına onları geri plana iterek küçültmüş ve sadece kontrolleri dahilinde, ağza al çalarcasına kutsiyet almalarına izin vermişlerdir. Bu değişimin, anaerkilliğiyle bildiğimiz Yahudi toplumundan çıkmış olması ise apayrı bir ve incelenmesi gereken bir ilginçlik.


Orta çağ kültürü ile pagan mitlerinden beslenen Fantastik edebiyat eserlerinde kadınların konumlarına biraz daha değinebilirdin. Konağında sancak diken Arwen'den, imparatorluk yöneten Daenerys'e ve çöllerde savaşan Aiel kadınlarına.

Onlarca alt başlığa ayrılabilecek çok geniş bir konu. Buraya yazılacak her şey eksik olur.
Ellerine sağlık, sana ilham vermeye devam edeceğim.
Zaten pagan ve mezopotamyayı daha sonra ele almayı düşünüyorum.
en temelde 6 e böldüm aslında konuyu. Pagan, Mezapotamya/Mezoamerika- Modern-Ortaçağ, Çin ve Afrika.
Arthur mitlerinden etkilendiğim doğrudur. Son zamanlarda fazlacana okudum, ve gösümde ortaçağ'ı en iyi temsil eden mitler onlar. Tabii katalan, italyan ve fransız mitleri de yok değil ancak, onlar da elinde sonunda arthurla birleşiyor.
Gene pagan olursa, kesinlikle Branwen, Deidre gibi kadın figürlerden bahsetmeyi düşünüyorum. Bize hem aktif, hem de pasif rol oynayıp hikayeyi değiştiren figürler verdiği için, kelt mitolojisini de seviyorum. Gene Mezapotamya konusunu yüksek ihtimalle Mezapotamyada adalet başlığı ile birleştireceğim, çünkü lanet olsun ki ister istemez tapınak fahişeleri, anne ve dul hakları, İnnanna gibi meselelere değineceğim için, arada o da çıkar.
Bunun dışında afrika ve çin konusunda hiçbir araştırmam yok. gene de onlara da biraz başlayacağım.
 
Teşekkürler. Admin bey kızar diye böyle yaptık.

Ya maalesef öyle oldu. 3 konu açacaktım ya, o 3 konunun ortaklıklarını da buraya koydum, alelacele oldu. Kalın ettim ama büyütmedim, büyüklük bir allah'a bir de sana.

Penalopeyi unuttuğumdan değil, ama şu yazının ortaçağa odaklanacağını dedim, o yüzden olabildiğince az kullanmaya çalıştım ortaçağ öncesi figürleri.
Bunun dışında Guinever, 80 yıllık Arthur döneminde az falsoya tutulmuş bir karakter. Lancelotla olan ilişkisi ise, biraz da nereden baktığına bakar. 514 senesinde evlendi arthur ile, ve 563 yılına kadar da sadık kaldı. Mordred, Tristan ve Lancelot ise 525-531 arası geldiler. Guinever 524-540 arası turnuma, etik, adab-ı muaşret konularında daha önce ispanyada benzerinin bulunduğu devrimler yaptı- kocası ise adalet ve yönetimde devrimler yaptı. Bunun dışında Arthur efsaneleri- hangi efsaneler.
ingiliz mi, fransız mı, welsh mi? bu da çok etkiler.
Kaç yıl yaşamış bu kadın :D Tam bilmiyorum olayları.
Bir de dediğin gibi çok Helen türevi var. Sebebi de Paris'e kaçan Menelaos'un karısı Helena. Edebiyat tarihinde çok önemli bir karakter. Bunun yüzünden de koskoca bir krallık yıkıldı.
Onun dışında Klytaimnestra var aklıma gelen ama bu da eski çağ. Helena'nın kızkardeşi. Bu da Menelaos'un abisi Agamemnon'un karısı. Kocasını aldatıp savaş dönüşü sevgilisine öldürtüyor. Ailecek kadınlar yönünden şanssızlar :D
 
Kaç yıl yaşamış bu kadın :D Tam bilmiyorum olayları.
Bir de dediğin gibi çok Helen türevi var. Sebebi de Paris'e kaçan Menelaos'un karısı Helena. Edebiyat tarihinde çok önemli bir karakter. Bunun yüzünden de koskoca bir krallık yıkıldı.
Onun dışında Klytaimnestra var aklıma gelen ama bu da eski çağ. Bu da Menelaos'un abisi Agamemnon'un karısı. Kocasını aldatıp savaş dönüşü sevgilisine öldürtüyor. Ailecek kadınlar yönünden şanssızlar :D
Yani, arthur mitlerini tarihsel bir çalışmaya oturtmuş tek bir yazar var o da Monmouth'lu Geoffrey. Kendisi cidden araştırmacı ama yanlışları da olan bir adam. Yanlış dememek lazım da, modern tarih nalayışımız ile çelişen bazı söylemleri var. Historia Regum Britania kitabını yazarken kral arthurun yaşamış olabileceği dönemi, ve krallığının kronolojisini tarihsel savaşlar, ölümler, ilerlemeler ve efsaneleri karşılaştırarak oluşturmuç Buna göre Camlann tepesinde olan savaşta öldüğünde, Arthur 80 yaşındaydı. Mordred ise ondan en az 30 yaş daha gençti.
 
bu konu nereye taşınmış? bu sene bunu bu şekilde de yazmazdım. elhamdürillah düzelteceğiz bunu da. Ne rezil bir konu, yazılacak çok şey var, verilecek çok örnek var.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık