Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İzlediğiniz Son Film

Bu başlık altında sadece izlediğiniz son filmleri paylaşıp, forum ahalisinin görmesini ve izlemesini sağlayabiliriz. Film hakkında uzun uzadıya yazı yazmaya gerek yok, kısa bir bilgi yeterli olur. Ben başlayayım:

Der Untergang



Der Untergang(Türkçe: Çöküş), 1945 yılı Nazi Almanyası'nda Adolf Hitler'in son günlerini ve Berlin'in düşüşünü anlatan 2004 yapımı Alman filmidir. Oliver Hirschbiegel'in yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosu Joachim Fest isimli tarihçinin yazdığı Inside Hitler's Bunker (Hitler'in Sığınağında) adlı eserden esinlenilmiştir. Son günlere ait anılar kısmen Albert Speer'in kısmen de Hitler'in sekreteri Traudl Junge'un anılarına dayanmaktadır.

İzlediğim en iyi savaş filmlerinden biriydi. Duygu yoğunluğunu yeterince verdiğini düşünüyorum. Herşeyden öte, Das Boot gibi savaşı Alman cephesinden anlatması, Almanlar'ın da insan olduğunu hatırlatması yönünden güzel bir eser. Hitler'in insani yönleri ve canavarımsı duyguları o kadar iyi işlenmişti ki, sanki adamı mezardan çıkarıp filmde oynatmışlar. Bruno Ganz adeta yaşamış rolünü. Ayrıca Hitler'in ne kadar etkin bir lider olduğu da ortaya çıkıyor, zira kendisini öldürdükten sonra bile askerleri hala emirlerini yerine getirmeye çalışıyorlardı. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
 
Limitless



Yaşamı pek de parlak olmayan Eddie, New York'ta düzensiz bir hayat yaşayan ve pek de başarılı sayılmayacak bir yazardır. Kız arkadaşından ayrıldığı bir gün yolda eski bir arkadaşıyla tanışan Eddie'nin hayatı tamamen değişecektir. Eski arkadaşından aldığı bir hap, Eddie'nin beyninin tam kapasite çalışmasını sağlıyordur. Bu ilaç sayesinde eski dünyası değişen, hayata farklı bir gözle bakmaya başlayan Eddie paraya, çekiciliğe ve yüksek bir zekaya sahip olur. Ama aradan çok zaman geçmez, bu yüksek güçün yan etkilerinin ortaya çıkması gecikmez...

dün izledim ve izlediğim en iyi bilim kurgu gerilim filmlerinden biri oldu
 
28 Days



28 Days, bir Sandra Bullock filmidir. İçki sorunu sebebiyle 28 günlük rehabilitasyon programına katılması gereken Gwen'in kendini bulmasını anlatan filmdir.

Dün gece izledim güzel bir film Tavsiye ederim
 
Spread



Romantik, komedi ve birazda açık sahneler var. Yanınızda açık sahneler görmesini istemediğiniz biri varsa onlarla izlemeseniz daha iyi olur.
Güzel vakit geçirilebilecek bir film. İzlemenizi tavsiye ederim. Çapkınlıkta neler yapılabileceğini de görmiş olursunuz
 
Rain Man



Los Angeles’ta maddiyate dayalı bir hayat süren fırlama Charlie, yıllardır uzak kaldığı babasının ölümü üzerine 3 milyon dolarlık mirastan yararlanacağını düşünerek hayaller kurar. Oysa kendisine sadece 1949 model bir Buick bırakan babası, servetin tamamını Charlie’nin daha önce varlığından haberdar olmadığı ağabeyi Raymond’a bırakmıştır. Önemli bir ayrıntı ise, Raymond’un bakıma muhtaç, otistik bir dahi olmasıdır!
Maddiyatçı Charlie mirasın en azından bir kısmından vazgeçmek niyetinde değildir. Bunun için Raymond’u kaldığı klinikten kaçırıp ülke çapında bir seyahate çıkarır. Yol boyunca ağabeyinin yaşamı zorlaştıran alışkanlıklarıyla çileden çıksa da otistik adamın matematik ve hafızalama konusundaki insanüstü yeteneği karşısında bol bol hayrete düşer. Nihayetinde Las Vegas’taki kumarhanelerde bu az bulunan kabiliyetten yararlanarak hile yapmaya bile çalışır. Yol boyunca Charlie, sadece Raymond’u değil, geçmişinin bir parçasını ve belki de kendini keşfetme fırsatı da bulacaktır.

Dram tarzı film sevenler mutlaka izlesin yari geldiğinde komik yeri geldiğinde hüzünlü bir film :)
 
Memento



Bu film, Christopher Nolan yönetmenliğinde zamanın akışı ve olay örgüsüyle sıradan olmanın ötesinde mükemmel kurgulanmış bir “hafıza” filmidir. Başrollerde ise Guy Pearce, Carrie-Anne Moss ve Joe Pantoliano’yu görüyoruz. Bir cinayeti araştıran ancak unutkanlık sorunu yaşayan adamın önündeki tek engelin hafızası olmadığını tahmin etmek zaman geçtikçe daha zor olacak.

3. izleyişim falan uzun bir aradan sonra dün yine izledim.. eskilere dönelim dedik biraz. herkesin bildiği bir filmdir diye tahmin ediyorum.
 
Hesher



annesini yeni kaybeden bir çocuk ve hayatına dahil olan yeni biri, hesher ın katılımıyla hayat çocuk için iyice çekilmez hale gelir. kesinlikle tavsiye ederim.
 
Inglourious Basterds



Inglorious Basterds'ın konusu, Alman işgali altındaki Fransa'da başlar. Çok sevdiği ailesinin, Nazi Albay Hans Landa'nın (Christoph Waltz) tarafından katledilmesine tanıklık eden Shosanna Dreyfus (Melanie Laurent) adlı kadın, katliamdan kılpayı kurtularak Paris'e kaçar. Orada sinema salonu sahibi ve işletmecisi olarak yeni bir kimlik edinir.
Aynı günlerda Avrupa'nın başka bir köşesinde Teğmen Aldo Raine (Brad Pitt), Yahudi askerler tarafından kurulan bir grubu düşmana karşı misilleme yapma amacıyla organize etmektedir. Düşmanları tarafından P.çler yakıştırmasıyla bilinen Raine'ın grubu, Nazi Almanyasının önde gidenlerine zarar verme misyonunu üstlenmiştir.
Bu amaçla, Alman sinema oyuncusu ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark (Diane Kruger) ile işbirliği yaparlar. Shasoanna'nın kendi intikamını alma planlarını yaptığı bir sinema salonunun çatısı altında hepsinin kaderleri kesişecektir.

İnce mesajlar verilmiş bir film. Açıkçası pek beğendiğimi söyleyemem. Tarihin çarpıtılmış olması da cabası. Eğlencelik ve boş vaktiniz varsa izleyin derim. Yoksa izlemesenizde olur.
 
Hair



Hair, 1979 yapımı Alman - Amerikan ortak sinema filmi. Müzikal türde çevrilen filmin yönetmenliği, Milos Forman'a ait. Başrollerini John Savage, Treat Williams, Beverly D'Angelo, Annie Golden gibi sanatçıların üstlendiği film, 1968 kuşağını oluşturan Woodstock festivalinde; yağmurla birlikte tüm gençliğin hep bir ağızdan söylediği şarkıyla, öyküsünü anlatmakta olup, dünya sinema tarihinin klasikleri arasında yer almaktadır. Hippi gençliğinin bir yansıması olan Hair, "Kaplumbağa" tipi Volkswagen arabaların "hit" olduğu, anarşist dönemi yansıtmaktadır. Türkiye dışında müzikal ve sinema filmi olarak sergilenen yapıt, cinsellik ve uyuşturucunun, idealist gençliğe nasıl yön bulduğunun bir anlatımıdır.
Savaşa ve militarizme karşı olan; barış ve sevgi dolu özgür bir dünya hayal eden çiçek çocukların ?olmayan ülkelerinde?, kalbinin sesini arayan bir savaş yolcusunun hikâyesini anlatan filmde; Beyaz Saray önünde Vietnam savaşını protesto eden binlerce insanın görüntüleriyle birlikte sunulan Let the Sun Shine in - Bırak Güneş içeri Girsin şarkısı temelinden hareket edilmiştir.

Çok beğendim bu filmi. İlk izlediğim müzikal filmdi.Ama Amerika'yı mı savunuyo yoksa tam tersi mi anlamadım doğrusu. :hoo:
 
9



Yakın bir gelecekte, savaşta kullanılmak üzere üretilen akıllı makineler isyan ederek insanlığa savaş açmıştır. Toplumsal çalkantılarla da insan nüfusu neredeyse silindikten sonra makinelerin çoğu kapanmıştır. Dünya yavaş yavaş yıkılırken akıllı savaş makinesinin mucidi tarafından dokuz küçük, dikişli bez bebeğe can verilir. 9 doğduğu zaman kendini kıyamet sonrası bir dünyada bulur. İnsanları yok eden makinelerden kaçarken hayatta kalmış diğer bez bebekleri şans eseri keşfeder. Ona göre, saklanmak boşunadır. Hayatta kalmak istiyorlarsa karşı atağa geçmelidirler. Bir gün, yanlışlıkla akıllı makine derin uykusundan uyandırırlar ve dokuz küçük insansı bez bebeğin makineyle zorlu savaşı başlar.

Tim Burton'un yönetmenliğini yaptığı hoş bir animasyon.Puanım 10 üzerinden 6.5
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık